Güncelleme Tarihi:
İlk ihbarın geldiği 4 numaralı yani ölüm olayının yaşandığı dairesinin karşısındaki dairede, yapılatılan incelemede ventilasyon denilen, mutfaktaki havalandırma bacasının bir gazete ile kapatıldığının görüldüğünü söyleyen Demir, “Kombi bulunduğu ortamdan oksikjen alarak yanıyor. Bu kapatıldığı zaman odanın içindeki oksijen bitiyor ancak doğal gaz yanmaya devam ediyor. Yeterli yanmaya ulaşamadığı içinde karbonmonoksit üretiyor ve ortama yayılıyor. Ölüm hadiselerin bir çoğu bunun kapatılmasından kaynaklanıyor. Vatandaş soğuk geliyor bu havalandırmayı kapatıyorlar. İşte 4 numaralı dairedeki hadisesin sebebi budur, tutanaklarda tespit edilmiştir” dedi.
7 gencin ölümüyle sonuçlanan acı olayın yaşandığı 3 numaralı dairede ise flex adı verilen bağlantı borusunun birkaç yerinden yırtıldığını ve ölümlerin sebebinin, flexin özellikle kombiye bağlantı yerindeki yırtılmalar olduğunu ısrarla tekrarlayan Demir, diğer dairelerde herhangi bir yırtık ve kaçak olmadığını belirtti.
“EKİPLER, GAZ KAÇAĞI YOKSA GERİ DÖNER, BAŞKA DAİRELERİ KONTROL EDEMEYİZ”
Demir, “4 numaralı dairedeki olay üzerine apartmana gidildiğinde, gaz kesildi mi, ölçüm yapıldı mı?” gibi soruların sıkça karşılarına çıktığını dile getirerek, cevaben yanına getirdiği aletlerle şunları dedi:
“Arkadaşlarımız arıza ihbarı aldıklarında, daha apartmanın dış kapısını açtıklarında ölçüm yapmaya başlarlar. Bu kendi can güvenlikleri içinde gereklidir. Ölçüm yapmadan apartmanın içine dalınması söz konusu değil. Bir ortamda eğer doğalgaz ya da karbonmonoksit gazı varsa bu ötmeye başlar. O gün de ekipler bu rutin işi yaptılar. Dışarıya herhangi bir gaz sızması tespit edilmedi. Dolayısıyla 4 numaranın dairesi de polis tarafından kapatılıp, oradakiler hastaneye götürüldüğü için, kimseyle de bir temas imkanı yoktur. Ölçümü yaparlar herhangi bir gaz kaçağı bulunmadığını tespit ederler ve geri dönerler”
Demir, “Niye ekip sadece 4 nolu daireyi kontrol etti de diğerlerini etmedi?” sorularını da ‘olayın acısı ile sorumlu bulmak için edilmiş sözler’ olarak nitelendirerek, “Bizim ekiplerimiz, kimden ihbar geliyorsa onu değerlendiriyorlar. Başka daireleri kontrol etmemiz hukuken mümkün değil, bizim de böyle bir yetkimiz yok. Böyle bir şey benim için de çok mantıklı değil. Gece yarısı tek tek kapı çalmak, ‘sizi de kontrol edelim’ demek çok mantıklı gelmiyor. Sayaçtan sonraki tüm arızalar vatandaşın sorumluluğunda. Servisi arayacaklar.
Ancak yetki yönünden böyle bir düzenleme yapılabilir mi araştırıyoruz. Eğer apartmanda gaz tespit etmiş olsaydı, kontrol ederdik. Buna rağmen bunu yapsaydık, siz söylediklerinizde yüzde 100 haklı olurdunuz” diye konuştu.
"40 SANİYE BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞİR"
Yaşanan olayda, gaz kaçağının yanı sıra muhtemel bir geri tepme de olduğunu, flexler yırtık olamasaydı bu geri tepmenin böyle bir sonuç yaratmayacağını söyleyen Demir, doğal gaz ve karbonmonoksitin evin içine yayıldığında fark edilemediğine dikkat çekti. Demir, “Bu gaz çok uzun süre hissedilmiyor. Fark etmek mümkün değil, Yatıp uyudular ve bunun farkında da olamadılar. Doğal gaz ve karbonmonoksit renksiz ve kokusuz bir gazdır. Bu nedenle uzun süre hissedilmiyor. 40 saniye içinde beyin ölümü gerçekleşiyor” dedi.
Kendilerinin, her yöneticiye resmi yazı yazıp nelere dikkat edilmesi gerektiğini ilettiklerini söyleyen Demir, “Ancak böyle acı olaylar olunca dikkatler çekiliyor. Bu seneki bu 10. ölüm hadisesi. Eğer gerekli tedbirler alınmazsa bu hadiseler devam edecek. Bacalar temizlenmesi, 6 ayda bir. İtfaiye 20 YTL karşılığı yapılıyor. Borular kontrol edilmeli. Bizim evin içinde böyle bir tamir yapmamız mümkün değil. Evin içinde böyle bir tamir yapmak gibi yasal sorumluluğumuz yok. Kombi, bağlantı arızalarının sorumluluğu o evin içindeki insanlara ait” dedi.
"7 YILDIR HİÇ ARIZA HABERİ GELMEMİŞ"
Demir, 7 yıldır söz konusu acı olayın yaşandığı apartmandan hiçbir arıza bildirimi gelmediğini belirterek 6 katlı olan apartmanda, “şönt baca” sistemi uygulandığının altını çizdi. Demir, “Her dairenin kombisi ayrı bir bacaya bağlanıyor. Buna sadece 5 kata kadar olan apartmanlarda izin veriliyor. Kat arttıkça buna izin verilmiyor. 6 ve daha fazla katlı apartmanlarda, ‘şönt baca’ sistemi uygulanıyor. Şönt baca siteminde yardımcı bacalar ve ana baca olmak üzere ikili bir sistem var. Bu baca çeşidinde ölüme rastlanmıyor. 20 yılda 170 ölüm hadisesi olmuş şönt bacada bu çok az” dedi.
Olayın, savcılık ve kendilerini yaptığı detaylı inceleme sonucunda bir kez daha flex yırtılması sonucunda meydana geldiğini yineleyen Demir, raporu okuyarak itfaiye de aynı sonuca vardığını kaydetti.
“BİZ DE YIPRANDIK, VARSA CEZAM ÇEKERİM”
Acı olay karşısında herkes kadar kendilerinin de yıprandığını ifade eden Demir, “Benim o yaşlarda çocuklarım var üniversiteye giden, unutulacak anlatılacak bir sahne değil. Ama illa bir sorumluluk gerekiyorsa, ben bu sorumluluğu üstleniyorum” dedi. Olaya ilgilenen savcılığa ve müfettişlere seslenen Demir, “Lütfen bu soruşturmaya bizi de dahil etsinler. Varsa suçum cezamı çekemeye hazırım. Ben bizim bir kusurumuzun olmadığını biliyorum” diye konuştu.
MUHALEFETE İSYAN ETTİ
Demir, olayın yaşandığı gün yerinde incelemeye giden CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’i kastederek şunları dedi:
“Bir siyasetçinin oraya gelip de efendim, ‘EGO’nun ihmalinden kaynaklanmıştır’ demesi, daha soğumamış cesetlerin üzerinden rant sağlamaktır. Buna çalışan siyasetçiye isyan ediyorum. İşlerini yapsınlar, bıraksınlar biz de işimi yapalım.”