Güncelleme Tarihi:
‘‘Başkanlık sistemine destek verip vermediğimiz, referanduma yeşil ışık yakıp yakmadığımız, neyi kast edip etmediğimiz, herkesin gündemini epey işgal etmiştir. Niyet okuyucular yine işbaşı yapmışlardır. Biz ne dediğimizin bilincindeyiz. Dedim ki, Türkiye’de fiili bir durum vardır ve bu çözülmelidir. Ülke yönetimi yasa ve Anayasaya uygun değildir. Ve de suç işlenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı, fiili başkanlık yapmaktadır. Bu durum Anayasa’ya aykırıdır. Ya dedim, Sayın Cumhurbaşkanı fiili başkanlık zorlamasından vazgeçsin. Ya da dedim, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yöntemleri aransın. Bunları anlamayan varsa, sözüm söz olsun, heceleye heceleye, alfabeyi öğretir gibi anlatmaya varım ve hazırım.
araba devrilmeden...
AKP’nin başkanlık sistemiyle ilgili inadı sürecekse, o zaman karşımıza iki seçenek çıkacaktır yorumunu yaptım. İlk olarak AKP, hazırda tuttuğu anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla TBMM’ye getirmelidir. İkinci olarak da bu anayasa değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulu’nda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacaktır ya da 330 eşiğinin üstünde kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır. ‘AKP’nin stepnesi, koltuk değneği, yedek lastiği, bastonu, kurtarıcı meleği’ dediler. Gizli görüşmeler yaptığımızı dillendirdiler. Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olurmuş, biz devrilmeden yola devam edilsin istiyoruz. Şartlar oluşursa, egemenliğin sahibi aziz milletimize herhangi bir sorunun, muammanın çözümü için müracaat etmekten en ufak tereddüt göstermeyiz. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
HDP’NİN APARATI
Ahmak ata binerse bey oldum sanırmış, şalgam aşa girerse yağ oldum sanırmış, bunlarınki tam da budur. Bu şahıslara tavsiyem şudur: Söz biliyorsanız söyleyin inansınlar; bilmiyorsanız susun da alayınızı adam sansınlar. MHP’nin ne dediği bellidir. Hükümet sistemi üzerinde yapılan tehlikeli oynamalar, hukuki temeli olmayan siyasi ve hamasi uygulamalar rejim krizine dönüşebilecektir. Ya fiili durum düzelsin, evli evine, köylü köyüne dönsün. Ya da fiili durum hukuki boyut kazanarak Türkiye derin bir nefes alsın, hukuksuzluk ve Anayasa ihlalleri son bulsun. Biz millete gitmekten korkmayız. Bunda da mahsur görmeyiz. Ve de Türk milleti neye karar verirse baş göz üstüne diyerek gereği neyse seve seve yaparız. Adında halk olan, halkın partisi olduğunu iddia eden CHP niye celalleniyor, niye rahatsız oluyor? PKK’yla kuytu köşelerde fiskos yaparken, HDP’nin aparatı, PKK’nın siyasi sim kartı olurken bir şey olmuyor da, biz bir teklifle gelince mi kıyamet kopuyor? Hem kaçmak, hem de davul çalmak siyasi ahlaka sığar mı?”
AKP İLKE VE HASSASİYETİMİZİ GÖZETİRSE MAKUL NETİCE ALINIR
MHP parlamenter sistemin revize edilip reforma tabi tutularak devamından yanadır. Ancak milletimize görüşünü sormanın, fiili çelişkiyi sona erdirmeyle ilgili müdahil olmasını istemenin hiçbir sakıncalı tarafını da görmeyecektir. Türk milletine güveniyorum, AKP’nin Anayasa hazırlığını TBMM’ye getirmesi, ilke ve hassasiyetlerimizi gözetmesi halinde sağlıklı ve makul bir neticenin alınacağına yürekten inanıyorum.
EVDE YAPACAK KİMSE YOK
MHP Gaziantep Oğuzeli ilçe teşkilatı üyeleri, Meclis grup toplantısındaki konuşmasının ardından MHP Lideri Bahçeli’ye kurutulmuş patlıcan ve biber gibi çeşitli sebzeler ve nar hediye etti. Gemlik teşkilatı da Bahçeli’ye zeytinyağı hediye getirdi. Hediyeler için teşekkür eden Bahçeli, “Bunları evde pişirip yapabilecek kimse yok. Ben bunları yeni evlenmiş ve yuva kurmuş bir çifte hediye edeceğim” dedi. Bahçeli’nin sözleri salondakileri kahkahaya boğdu.
(Selahattin SÖNMEZ/ANKARA)
MUSUL VE KERKÜK MESAJI: MİSAK-I MİLLİ MÜLK-Ü MİLLETTİR MİLLET İSE TÜRK’TÜR
Türkiye’yi Musul’dan uzak tutma gayretleri, Başika’dan çıkması için zorlama çabaları neye ve kimlere hizmettir? Başika’ya TSK davet edilirken bir şey yoktu da şimdi mi oldu? Başika bekamızın kilit noktalarındandır, terk etmek, boşaltıp dönüş yapmak kabus demektir.
Misak-ı Milli aynı zamanda stratejik bir doğruluş, muhteşem politik dirilişin belgesidir. Kurucu kahramanların yüzyıllardır devam edegelen feci geri çekilme akışına son vermek ve tavizin son sınırını çizmek için Misak-ı Milli’yi kaleme aldıkları bir gerçektir. Türkiye bu şuura sahip olduğu müddetçe Şam’daki gelişmeleri izleyecek, Halep’le ilgilenecek; Musul, Kerkük sevdasından ödün vermeyecek, veremeyecektir. Buraları vatan bildik, vatan yaptık. Ne var ki hüzünlü ve acı verici şekilde kaybettik. Misak-ı Milli mülk-ü millettir: Millet ise Türk’tür. Musul’da yaşayan kardeşlerimizin varlık ve çıkarlarını müdafaa etmek ülkemizin en tabii hakkı ve boyun borcudur. Bu ecdad yadigarı Türk topraklarını oyunlarla gasp edenler tarihe karşı suç işlemişlerdir. Musul ve Kerkük fiziken değilse bile vicdanen, kalben ve manen vatandır, Türk vatanın gözü yaşlı parçalarıdır. Teksaslı gelecek biz gelmeyeceğiz öyle mi? Musul’daki nüfus yapısının zedelenmesi, etnik ve mezhep dengesinin tersine çevrilmesi bölgeyi tamamıyla ateşe atacaktır. Kerkük Türk’tür, Musul, Telafer Türk’ün öz yurdudur. Türkiye, Musul konusunda seyirci kalmamalı, geride durmamalı, tribünden izlememelidir. ABD’ye giden Genelkurmay Başkanı’nın görüşme ve müzakere hamleleri zamanlama itibariyle yerindedir. Musul bizim sorunumuzdur, Halep bizim ana meselelerimizden birisidir. Cumhurbaşkanı Misak-ı Milli hatırlatması yapmıştır ki, hakkı vardır. Misak-ı Milli altı maddelik siyasi ve egemenlik alanlarımızın manifestosudur.