Başkanlara: Makro politika bizim işimiz

CHP’nin “Martın Sonu Güzel Oldu” sloganıyla Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde yaptığı Belediye Başkanları Çalıştayı’nda, 251 belediye başkanı sosyal demokrat belediyeciliğinin ilkelerini tartıştı. Basına kapalı olarak iki gün süren toplantılarda edinilen bilgiye göre başkanlara “Sorunlarınız neler, karşılaştığınız engelleriniz neler, kaygılarınız neler, nasıl çözebilirsiniz ve bizden beklentiniz nedir” soruları soruldu. Toplantıda belediye başkanları sorunları dile getirirken finansman, şehircilik ve çarpık kentleşme gibi şehrin fiziksel problemler ön plana çıktı. Toplantıda tüm sorunların çözümü, finansman ve proje üretilmesi için Genel Merkez’de Yerel Yönetimler Koordinasyon Merkezi kurulması kararlaştırıldı.

Toplantının sonunda kapanış konuşması yapan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

DİĞER PARTİLİLERİ KIRMAYIN

“Muhtarlarla iyi ilişki kuracaksınız. Belediyelerinizde bir başkan yardımcısını muhtarlarla ilişki kurması için görevlendirin. Sizi bulamayabilir ama muhtar belediyeyi aradığı zaman mutlaka bir kişiye ulaşacak. Bunu çok önemsiyoruz. Buradan çıktıktan sonra bu işi halledeceksiniz. Diğer parti il ilçe başkanlarının ve partililerin taleplerini de mevzuata ve yasalara aykırı olmadıkça yerine getirin. Ayırım yapmayın. Sizler İYİ Parti, Saadet Partisi ve diğer seçmenlerin de oyu ile geldiniz, sadece CHP oyu ile gelmediniz. Bunu unutmayın.
Makro politikaya girmeyeceksiniz. Makro politika bizim işimiz. Makro ekonomi de sizin işiniz değil. Türkiye’nin ekonomik sorununu veya işsizlik sorununu siz çözemezsiniz. Erdoğan’ın yapamadığını ben yaparım diye ortaya çıkarsanız güven sorun ortaya çıkar. Büyük politika ve ekonomik vaatler yerine belediyecilik işinize yoğunlaşın.

KİMSESİZİN KİMSESİ OLUN

Halka yakın olun. Siyaset diliniz pozitif olsun. Konuşurken de, demeçlerinizde de, insanlara yaklaşırken de pozitif bir dil kullanın. Özellikle Suriyeliler konusunda ılımlı ve pozitif bir dil kullanın. Toplumun kılcal damarlarına gidin. Örneğin partililerimiz okul aile birlikleri ile de ilgilensin, çocuklarınızın nasıl eğitim aldığı ile ilgilenin. Belediyelerde çocuklarla ilgili etkinlikler yapın. Maddi imkânlarınız yetersizse ve bir şey yapamıyorsanız en azından koro kurun, müzik eğitimi verin, folklör kursu verin. Özellikle yoksul aile çocukları sizin kreşlerden sosyalleşsin. Kapıcılara da özel önem verin. Gerekirse ayda bir etkinlik yapın, bir araya gelin. Alt katmanı yukarı çekmek bizim siyasi felsefemizdir. Madem ki Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi, siz onların kimsesi olacaksınız.”

HALKA YAKIN OLUN

KILIÇDAROĞLU başkanlara, “Bize ‘CHP sağa kayıyor’ diyorlar. Bizim politikamız fakir fukaranın yaşam düzeyini yükseltmek. Bu sağcılık değil, insanlığı savunmak. En solcu davranış budur. Halka yakın olun. Onların gelmesini beklemeyin, siz gidin. Okulların, ibadethanelerin tüm sorunlarını çözeceksiniz. ‘Benim işim değil demeyeceksiniz.’ Bir cami veya okul konusu açıldığı zaman ben göğsümü gere gere ‘Bizim arkadaşlar bu işi üstlendi’ demek istiyorum” diye seslendi.

‘HAKAN ATİLLA BOŞUNA YATTI’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar’da yapılan CHP Belediye Başkanları Çalıştayı’nın sonunda gazetecilerin sorularına özetle şu yanıtları verdi:

HİÇBİR ÇOCUK YATAĞA AÇ GİRMESİN: “Güzel bir toplantı oldu. Belediye başkanlarımız ile verimli bir toplantı gerçekleştirdik. İlk yüz günde yaptıklarını anlattı arkadaşlarımız. Ayrıca büyükşehir belediye başkanlarımız ayrı bir toplantı yaptılar. Onlar belli aralıklarla toplanmayı da ilke kararına bağladılar. Böylece ortak projelerin CHP’li bütün belediyelerde uygulanmasının yolunu açacağız. Ana hedefimiz şu: Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir beldeyi inşa etmek. Bu konuda arkadaşlar üzerine düşen görevi yapacak.

TOPLANTILARI YAYINLAYIN: İmamoğlu önemli bir hareketi başlattı. Belediye meclisi toplantılarını YouTube’da yayınlamaya başladı. Bütün belediye başkanlarına ‘Siz de aynı davranışı sergileyin’ belediye meclisinde neler konuşuluyor, hangi gerekçelerle neler reddediliyor veya kabul ediliyor, bunu da belde halkı öğrensin’ dedik. Bu, belediyenin aldığı kararların şeffaf olması açısından önemli.

ATİLLA İÇİN NE YAPTILAR: (Hakan Atilla’nın tahliyesi) Hakan Atilla Amerika’da boşu boşuna yattı. Yazık günahtı. Ne suçu var Hakan Atilla’nın? Reza Zerrab’ı niye istemediler? Asıl fail o. Kabak kimin başına patladı, bir devlet memurunun, bir bankacının başına patladı. Boşu boşuna hapse girdi. (Hakan Atilla’nın İstanbul’da havalimanında karşılanması) Tamamen şov. Ne yapabilirler yani? Karşılıyorlar da ne yaptılar yani, hapisten mi kurtardılar? Erdoğan, Trump’a telefon açıp ‘Derhal serbest bırakın’ diyebilirdi. Hakan Atilla konusunda ne yaptılar bunlar? Trump’ın papaz için yaptığının en azından 10’da birini yapsalardı. Boşu boşuna hapse girdi o. Hiçbir günahı olmayan birisi.

AYM KARARI: BENİ ÜZEN 1 OY FARK OLMASI

(AYM’nin, Barış Bildirisi imzalayan akademisyenlerle ilgili kararı) Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı doğru. Beni üzen, kararın 1 oy farkla çıkmış olması. Normalde oy birliğiyle çıkması lazımdı. Eğer demokrasiyi, insan haklarını, düşünce özgürlüğünü savunuyorsak, Barış Bildirisi’ne imza attı diye adam üniversiteden mi atılır? Hangi çağda yaşıyoruz?