Başkan Mao'nun ilacı

Güncelleme Tarihi:

Başkan Maonun ilacı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 2001 01:56

Kırk yıl önce bir Çin köyünde yaşlı bir şifa dağıtıcısı, arseniğin belli bir tür hastalığı iyileştirdiğini keşfetti. Bugün dünyanın birçok yerinde hastalar onun ilacını kullanıyor.

Çin'de bütün entelektüellerin yerle bir edildiği çılgın Kültür Devrimi yıllarında, üniversiteler kapatılmıştı. Yüksek öğrenim görmüş herkes, Çin'in uzak köylerine yollanarak oralarda ‘‘gerçek’’ hayatı tanımaya, ağır işçi olarak çalışmaya zorlandı.

Dr. Zang Tingdong o sıralarda (1972) Harbin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden yeni mezun olmuş bir hekimdi. O da uzak bir köye yollandı. Çin'deki üniversitelerde Batı tipi tıp eğitimi veriliyordu. Ancak, ülkede çok uzak bir geçmişe kadar uzanan ve bugün bütün dünyanın gözdesi haline gelen geleneksel tıp da köylerde yaşamaya devam ediyordu. Sırlarını babadan oğula geçiren bu şifa dağıtıcıları Çin halk tıbbının belkemiğiydiler.

Modern eğitim almış olan Dr. Zang, Çin'in kuzeydoğusundaki Heilongjiang eyaletindeki uzak bir komüne yollandı. Orada yaşlı bir şifa dağıtıcısının bulduğu söylenen mucizevi bir ilacı incelemesi isteniyordu.

KURBAĞA ZEHİRİ KAYA TOZU

Dr. Zang ve ekibi, Demokrasi Komünü adlı bu köye geldiğinde yüzü bumburuşuk olmuş bir ihtiyarla karşılaştılar. Şimdi 68 yaşında olan Dr. Zang o anı şöyle tarif ediyor: ‘‘Oda göz gözü görmeyecek kadar karanlıktı. Çok kötü ısınıyordu. Üstelik çok da yoksuldu.’’

Yaşlı köy hekimi bu genç doktorlara bulduğu ilacı gösterdi. Babasından öğrenmişti merhemi. İki ayrı tip kayanın tozundan ve bir kara kurbağanın zehrinden elde ediliyordu. Bazı hastalar içiyordu bu ilacı, bazıları da ciltlerine sürüyordu. Bazen yaşlı köy hekimi ilacı gazete kağıdına sarıp enfeksiyonlu yaralara sarıyordu. Modern doktorların şaşkın bakışları altında bazı hastaların durumu düzeliyor, bazıları tamamen iyileşiyordu.

Bugün Dr. Zang, yaşlı köy hekiminin adını bile hatırlayamıyor. Köy komünleri çoktan ortadan kalktığından Demokrasi Komünü diye bir yer de yok artık. Ama, yaşlı şifa dağıtıcısının ilacı, Zang sayesinde yaşıyor. Bir kanser ilacı olarak kullanılıyor. Geçen eylül ayında, Zang'ın içeriğinde değişiklikler yaparak 731 adını verdiği ilaç, Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA: ABD'de ilaçları kontrol eden federal kurum) tarafından da belli bir tür kanserde kullanılmak üzere onaylandı. Zang'ın geliştirdiği formül sadece Çin'deki Harbin Tıp Fakültesi'nde değil, New York'taki Memorial Sloan-Kettering Hastanesi'nde, Boston'daki Dana-Farber Kanser Enstitüsü'nde ve Amerika'daki yaklaşık 5 kanser merkezinde daha kullanılıyor.

ZEHİRİ İYİLEŞTİREN ZEHİR

731 adlı bu ilacın ilginç serüveni, Kültür Devrimi esnasında uzak bir Çin köyünde bulunmasından ibaret değil. İlacın kendini kabul ettirmesi hayli zor olmuş. Çünkü ana maddesi arsenik...

Arsenik trioksid hammaddesiyle yapılan 731, löseminin yıkıcı bir çeşidi olan ve akut promiyelositik lösemi (APL) adı verilen bir hastalık için kullanılıyor. Bu hastalık, çok ciddi bir kan bozukluğu. Hastalar, ağır iç kanama geçiriyor ve bu durum ölümcül olabiliyor.

Arsenik trioksitten oluşan 731'in esrarengiz bir köy merhemi olmaktan çıkıp ciddi bir ilaç haline gelişi, ilginç bir serüven oldu.

Modern tıp eğitimi görmüş doktorlar, bu köy ilacının işe yaradığını görüyorlardı, ama nasıl ve niçin, bunu anlayamıyorlardı. İlacın ortaya çıkışı, geleneksel Çin tıbbındaki ‘‘zehiri iyileştirmek için zehir ver’’ diye özetlenebilecek ana ilkeyle açıklanabiliyordu. Zang, köyden aldığı örneği, içinde yapılan kapla birlikte Harbin'deki üniversiteye getirdi. Laboratuvara kapandı. Önce içinde ne var, onu öğrenmesi gerekiyordu.

Yani, geleneksel tıbbın ‘‘yap boz’’ yöntemiyle geliştirdiği bir ilacı, modern tıbbın ‘‘analiz et bul’’ yöntemiyle çözümleyecekti. Dr. Zang bu durumu şöyle açıklıyor: ‘‘Bu ilacı birkaç on yıldır yapıyorlardı. Ama içeriğini oluşturan maddelerin ne olduğu hakkında hiçbir fikirleri yoktu.’’

LABORATUVARDA MÜCADELE

Çoğu geleneksel ilaç, az sayıda aktif maddeyle, bitki, kaya ve hayvan parçalarından elde edilen çok sayıda başka maddeden oluşuyordu. Bu karmaşık kimyasal bileşimi çözmek bazen yıllar alabilirdi. ABD'den onay almak bu nedenle çok zordu. Çünkü ABD Gıda ve İlaç İdaresi, bir ilacın içindeki herbir maddenin ne olduğunu bilmek istiyordu.

Laboratuvarda, ilaca katılan tozlardan birinin, içinde bol miktarda cıva bulunan bir kayadan alındığı ortaya çıktı. Kurbağa zehirini çözmek ise daha uzun sürdü. İkinci tip kayada ise yüksek miktarda arsenik trioksid bulunuyordu.

İlacı önce hayvanlarda deneyen Dr. Zang, daha sonra ümitsiz durumdaki hastalara vermeye başladı. Tabii bir Batı ülkesinde olsaydı, bunu asla yapamazdı. Zaten hastalarına onlara ne verdiğini söylemiyordu bile.

Damardan iğneyle yaptığı bu canlı insan deneyinden farklı sonuçlar aldı. Kimi hasta iyileşiyordu ama bazılarının kan basıncı yükseliyor, müthiş başağrısına yol açıyordu. Bazılarının da karaciğerleri iflas ediyordu.

Zang, ilacı oluşturan maddeleri birlikte ve ayrı ayrı vererek denemeye devam etti. Sonunda kurbağa zehirinin kan basıncını yükselttiğini, cıvalı kayadan alınan tozun da karaciğerleri mahvettiğini anladı. Geriye kalan tek işe yarar madde, arsenikti.

DAMARDAN ARSENİK

Bu defa karşılarına bir sorun daha çıktı. İlacı hangi dozda, ne kadar süreyle uygulayacaklardı? Çinli doktorlar damardan arsenik vermeye ilk başladıklarında, uyguladıkları doz, bugün etkili kabul edilen dozun sadece beşte biri oranındaydı. Fabrika işçisi Dong Xiuzhi, 1974'te akut lösemi hastası olarak Harbin Hastanesi'ne yattığında 22 yaşındaydı. Beş aylık bir tedaviden sonra yavaş yavaş kendine geldi. Şu anda 49 yaşında ve artık hastanede çalışıyor.

Ancak, 731 adı verilen ilacın değil dünya tıbbıyla, Çin tıbbıyla buluşması için bile aradan 20 yıl geçmesi gerekti. Çünkü Harbin, Çin'in bilim dünyasından uzak bir kentiydi. Nihayet 1990'larda Şangay'daki prestijli kanser uzmanlarının eline ulaştı arsenik trioksid. Hastalarında denediler, olumlu sonuçlar aldılar, sevinçten çılgına döndüler.

İlacın Şangay'dan dünyaya yayılması çok daha kısa sürdü. ABD'de ilacı ilk deneyen Memorial Sloan-Kettering Hastanesi oldu. Artık kaybetmeyi göze aldıkları hastaların bu ilaç sayesinde yavaş yavaş düzelmeye başlaması bu doktorları da şaşırttı.

Şu anda 731 adlı bu ilaç (ABD'de başka bir marka ismi var), birçok hastanede ALP hastalarında kullanılıyor. Başka kanser türlerinde işe yarayıp yaramadığına da bakılıyor.

Harbin Üniversitesi Hastanesi'nde Dr. Liu Lianksin, 731 adlı ilaçla tedavi edilen bir kanser hastasıyla birlikte. Çin'in kuzeyindeki Harbin kenti, her yıl düzenlenen buz festivali ve Rus Ortodoks kiliseleriyle meşhurdu. Günümüzde kentin sembollerinden biri de İlaç No. 731.

ABD New York'ta Memorial Sloan-Kettering Hastanesi'nde arsenik trioksid tedavisi gören Anthony Sena, mesane kanseri hastası. İlaç başka kanser türlerinde de deneniyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!