Başkan’ın Uçağı’nda terör

Güncelleme Tarihi:

Başkan’ın Uçağı’nda terör
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 1997 00:00

Haberin Devamı

Tanık olanlara heyecanlı anlar yaşatan uçak kaçırma eylemleri sinemanın en çok ilgisini çeken konulardan biri. Sinema seyircisi bu kez eski ve alışılmış kalıplarla çekilen Air Force One ile bildiğimiz topraklar üzerinde bir uçak kaçırmanın heyacanını yaşıyorlar. Ancak bu sefer kaçırılan sıradan birisi değil, dünyanın en yetkili koltuğunun sahibi, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı.

Başkan'ı, Yüzyılın Yıldızı diye tanınan Harrison Ford canlandırıyor. Doğrusu 55 yaşındaki aktör böyle bir rol için akla gelen tek isim. 1942 yılında Chicago'da doğan aktör, 7 tanesi dünyanın en çok hasılat yapan 30 filmi arasında olan 25 tane filmde oynadı. Witness filmiyle 1985 yılında Oscar'a aday gösterilen Ford'un 4 tane de Altın Küre adaylığı var. Ünlü aktör film çekmeye 1966 yılında başladı ama sinema dünyası onu Star Wars filmindeki Han Solo rolüyle tanıdı. Star Wars ve Indiana Jones serilerinde gözüpek ama serseri ruhlu tiplerle seyircilerin önüne çıktı. Blade Runner (Bıçaksırtı) filminde androidleri avladı, Working Girl'de şirket içi politikaları perdeye getirdi. Ünlü gerilim yazarı Tom Clancy'nin kitaplarından uyarlanan Patriot Games (1992) ve Clear and Present Danger'da (1994) teröristlerle tehlikeli maceralar yaşayan Ford, 60'lı yılların en ünlü kaçağı Dr.Kimble'ı The Fugitive (Kaçak) filmiyle sinemaya getirdiğinde tartışmasız bir süper star oldu.

E.T.'nin senaryo yazarı Melissa Mathison'la evli olan Ford dört çocuk babası ve 20 milyon dolar artı film hasılatının yüzde 15'ini vermeyen yapımcılarla çalışmayan dev bir aktör. Son derece disiplinli olan Ford beraber çalıştığı insanlardan da aynısını bekliyor. Türkiye'de oynayan son filmi Air Force One'ın (Hava Kuvvetleri Bir) hazırlık çalışmalarında bizzat, Amerika Başkanı Bill Clinton'dan uçağını gezme izni isteyen Ford, ertesi gün yönetmen Wolfgang Petersen'i de yanına alarak bu süper güvenli uçağı geziyordu. Aktörün istediğini alma konusundaki ısrarı Air Force One'ın çekimlerinde de sürdü ve bir sahnede Gary Oldman'a gerçek bir yumruk atması için ısrar edince, yüzündeki şişlik ve morluklar nedeniyle üç dört gün Ford'un yakın plan çekimleri yapılamadı.

1998 yılında bir macera komedi olan Six Days Seven Nights (6 Gün 7 Gece) ve The Age of Aquarius (Kova Burcunun Zamanı) filmleriyle izleyeceğimiz Ford, şu sıralar en inandırıcı Amerikan Başkanı olarak kendini, ailesini ve dünyayı terörizmden kurtarmak için süper güvenli uçağını kaçıran Gary Oldman ve çetesiyle savaşıyor.

Tüm zamanların en kötü adamlarından biri olan Gary Oldman'ın (5. Güç, Leon) fanatik bir Kazak teröristi canlandırdığı filmde, Başkanın uçağı Air Force One, Rusya'dan dönüşte kaçırılır. Kaçırılan uçağın içinde Amerikan Başkanı, ailesi ve ABD yönetiminin önde gelen yetkilileri vardır. Uçağı kaçıran teröristler, hapisteki liderleri serbest bırakılmaz ise her yarım saatte bir, rehinelerden birini öldüreceklerini söyler. Amerikan Başkanı Marshall (Ford), ilk önce uçağın alt kısmındaki acil çıkış kapsülüne saklansa da, daha sonra ailesini ve dünyayı azılı teröristlerin elinden kurtarmak için geri döner. Eski bir Vietnam gazisi ve onur madalyası sahibi olan başkan, birden bire bir aksiyon kahramanı olur ve bir gerilla gibi, sınırlı mekan içerisinde acımasız katillerle mücadelesine başlar.

Air Force One, bir süre önce Türkiye'de gösterilen Absolute Power (Mutlak Güç) ve Ocak'ta gösterime girecek olan Murder At 1600 (Beyaz Saray'da Cinayet) gibi filmlerle tüm kirli çamaşırları ortaya dökülen Amerikan Başkanı'nın onurunu kurtarmak amacıyla çekildi. Başkanı tam bir kahraman yapan filmi Wolfgang Petersen yönetiyor.

Yüzyılın Yıldızı

Harrison Ford, geçen temmuz ayında yapılan bir ankette, içinde George Bush ve Bill Clinton'ın da bulunduğu bir listeden Amerika'nın en inandırıcı Başkanı seçildi.

Sinema tarihinin en çok hasılat yapan 30 filmi arasında 7 tane filmi olan Harrison Ford, bu çalışmalarının toplam hasılatının 2 milyar doları geçmesi üzerine, The National Association of Theatre Owners tarafından 1994 yılında Yüzyılın Yıldızı seçildi.

Yapımcılar uçağın iç dizaynını öğrenebilmek için CNN bültenlerini izlemek zorunda kaldılar.

Filmde bir Boeing 747, altı F-15, bir MC-130 E, bir C-5 nakliye ucağı, bir C-141, iki UH69 Blackhawk helikopter, 2 tane C-130 kargo ucağı, 20 adet askeri kara taşıtı ve 250 kadar askeri personel kullanıldı.

Amerikan Hava Kuvvetleri, özel bir izinle hiçbir Hollywood filmine vermediği imkanları bu filme tanıdı.

Yollar birleşince

TIL There Was You’nun (Seni Beklerken) senaristi Winnie Holzman filmin konusunu ‘‘Bir çoğumuz ilk görüşte aşka inanırız fakat gerçekte o ilk görüşmeyi sağlayan altyapı belki de o iki insanı biraraya getirmiştir. Mükemmel olmayan insanlar da biraraya gelince mükemmel bir çift oluşturabilirler’’ diye özetliyor. Jeanne Tripllehorn 1992'nin hiti Temel İçgüdü'de Micheal Douglas'ı tedavi etmeye çalışan bir polis psikoloğunu canlandırıyordu. Filmin diğer yıldızları Sarah Jessica Parker ve Dylan McDermott. Yönetmen Emmy Ödüllü sinemacı Scott Winant.

Aşk kural tanımaz

50. Cannes Film Festivali'nin en beğenilen ve başrol oyuncusu Sean Penn'e En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü getiren She's So Lovely (O Çok Sevimli) duygusal, tutkulu ve komik bir aşk öyküsü. Eddie (Sean Penn) ve Maureen (Robin Wright Penn)'ın büyük aşklarının kötü sonuçlanmasıyla başlayan olaylar anlatılıyor filmde. John Cassavetes'in ölümüyle ardında bıraktığı senaryodan yola çıkarak oğlu Nick Kassavetes'in çektiği filmde önemli rollerden birini de son dönemde yıldızı yeniden parlayan ünlü oyuncu John Travolta üstlenmiş. Aşk, tutku ve evlilik üzerine ilginç bir film.

Tüketilemeyen şiddet

ANNA (Susanne Lothar), Georg (Ulrich Mühe) ve oğulları Georgie (Stepfan Clapczynski) beraber tatile çıkarlar. İyi bir tatil yapmak için herşey hazırdır; güzel bir hava ve sakin bir ortam. Anna, oğlu ve kocası dışarıdayken beklenmedik bir misafir olan Peter'la (Frank Giering) karşılaşır. Peter, normal şartlar altında girilmesi imkansız araziye girmiş ve masumca bir yumurta istemiştir. Ancak olaylar birdenbire cinayet ve terörün hakimiyetine girer ve şiddet kortrol edilemez bir şekilde büyür. Filmin yönetmeni Micheal Haneke.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!