Güncelleme Tarihi:
Diyarbakır'da 8 Ocak 2003'te düşen Türk Hava Yolları'na ait uçakta 75 kişi hayatını kaybetti. Kazanın üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen yakınlarını kaybedenler de kazadan sağ kurtulanlar da o günü halen unutamadı. Türkiye tarihinin en büyük uçak kazaları listesinde yer alan olaydan sağ kurtulanlardan biri 42 yaşındaki Burak Altındal, uçak kazasını ve hayat hikayesini AA muhabirine anlattı. Bilgisayar Mühendisi olan Altındal, kazanın yaşandığı gün Diyarbakır'a iş için gittiğini söyledi. Uçak inişe geçtiğinde sis sebebiyle hiçbir yeri göremediklerini dile getiren Altındal, şunları anlattı:
"Hava yeni kararmıştı, uçak inişe geçmişti. Sis vardı, sisten hiçbir şey görünmüyordu. Dolayısıyla piste ne kadar uzağız ya da yakınız göremiyorduk. Bu sebeple tehlike anı ya da kaza olacakmış gibi bir durum yoktu ortada. Daha sonra kule ile yapılan konuşmalardan ve karakutu kayıtlarından anlaşıldığı gibi pilotlar da son saniyelere kadar böyle bir şey olacağını öngörmemiş. Uçağı indirmeyi kolaylaştıran sistem, henüz o havaalanında yoktu, askeri havaalanıydı. Karar verme noktasında kule uyarıyor, 'Şu noktadasınız, görüş var mı?' diye soruyor. Pilot, 'Negatif.' diyor. Yani görmüyor ama inebileceğini düşünüyor. Sanırım birtakım ışıklar da onu yanıltıyor. Dolayısıyla piste gelmeden yer seviyesine gelmiş oluyor."
Düşme anını hatırlamadığını belirten Altındal, "Uçak düştükten sonra kendimi toprak bir arazide buldum. Bilincim yarı açıktı. Sağ olsun oradaki askerler uçağın düştüğünü görüp geliyor, 'Kimi kurtarabiliriz, kime yardım edebiliriz?' diye. Bir asker yanıma geldi. 'Yürüyebilir misin?' dedi. Ben de 'Yürüyebilirim.' dedim. Omzuma girdi, askeri araca girdik. Sonra uçak patlamış, asker bana 'Sen mi beni, ben mi seni kurtardım?' demişti." ifadelerini kullandı.
KURTULAN 5 KİŞİDEN 3'Ü YAN YANA OTURUYORDU
Burak Altındal, kazanın ardından askerin telefonundan eşini arayarak bilgi verdiğini söyledi. Bilincinin sabah uyandığında yerine geldiğini dile getiren Altındal, askeri hastanede ameliyata alındığını, birkaç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra İstanbul'a gönderildiğini ifade etti.
Yan yana oturdukları koltukta bulunan 2 kişinin de kazadan kurtulduğunu hatırlatan Altındal, "Farklı yerlerde bulunduk, farklı hasarlarla kurtulduk. Uçak küçüktü, biz de arka kuyruk kısmındaydık. Bir şekilde savruluyoruz tahmin ediyorum. Kemerler olmasına rağmen nasıl farklı yerlere gidiyoruz hiç bilmiyorum. Onun dışında da farklı iki noktadan iki kişi daha kurtuldu." dedi. Yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu anlatan Altındal, yakınlarını kaybedenlere bir kez daha başsağlığı diledi.
Kaza dolayısıyla bir süre uçağa binemediğini, ancak sonrasında uçakla yolculuk yapmaya devam ettiğini söyleyen Altındal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'UÇAK EN GÜVENLİ ULAŞIM YOLU'
"Uçak, istatistiki olarak risk oranı en düşük ulaşım araçlarından. Teknolojik anlamda da güvenlik unsunları her geçen artıyor, daha güvenli hale geliyor. Ben sonuç itibarıyla yaşadığım olaya rağmen uçakla yolculuk yapmayı tercih ediyorum. Bir korkum kalmadı bu anlamda. Dolayısıyla insanların tedirgin olmaları için bir sebep de yok. Çünkü arabayla bir yere giderken yol durumunu kendiniz belki irdeleyemeyebilirsiniz ama uçaklarda öyle değil. Uçaklara daha kalkmadan gideceğiniz yerdeki hava durumuna kadar araştırılıp öyle kalkış izni veriliyor. Hayatta hiçbir şeyle alakalı bir garanti yok ama bana göre en güvenlisi ve tercih edilmesi gereken ulaşım aracı uçaktır."
BAŞINA GELMEYEN KALMADI
Burak Altındal, 42 yıllık yaşamında uçak kazasının yanı sıra deprem, bombalı saldırı ve trafik kazası atlattığını, kesici aletle saldırıya maruz kaldığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Uçak kazası başlı başına bir olay olduğu için bunun yanındaki şeyler de ona zaman içerisinde bir şekilde eklendi. Aslında bunların çoğu birçok insanın denk gelebileceği şeyler hayatta. 5 yaşında ailece geçirdiğimiz bir trafik kazası vardı. 8-10 takla atarak arabayla şarampole yuvarlanmıştık. Trenle Ankara'ya gitmek üzere Haydarpaşa Garı'na gittiğimde bineceğim kompartımana ses bombası koymuşlardı, kompartıman yandı ama ben daha binmemiştim. 17 Ağustos depreminde askerliğimi yapmak için Kocaeli'nin Karamürsel ilçesindeydim. Merkeze yakın bir lokasyondaydım. Bir de uçak kazasından sonra yakın sayılabilecek bir tarihte trafikte maalesef tatsız bir olay yaşandı. Orada da tartıştığımız kişi boynumu bardağı kırarak kesmişti."
Altındal, hayat hikayesi sebebiyle arkadaş ortamında zaman zaman "Ona bir şey olmaz" esprileri yapıldığını, bu tür muhabbetlere alışık olduğunu sözlerine ekledi.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR