Güncelleme Tarihi:
Ayrıca fahiÅŸ para cezaları indirilirken hapis cezasına çevrilmesi de kaldırılıyor. Devlet Bakanı BeÅŸir Atalay, Bilkent Otel'de RTÃœK BaÅŸkanı Fatih Karaca ve Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Abdurrahman Bilgiç ile birlikte düzenlediÄŸi basın toplantısında Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün koordinatörlüğünde hazırlanan basın yasası taslağı hakkında bilgi verdi.Â
Taslağın katılımcı ve demokratik bir süreçle hazırlandığını anlatan Atalay, taslağın henüz bir hükümet tasarısı olmadığını ve ulaÅŸacak bütün görüşleri deÄŸerlendirmeye hazır olduklarını vurguladı. Atalay, RTÃœK yasası üzerinde de çalıştıklarını, onu da tartışmaya açacaklarını bildirdi.Â
TASLAĞIN ÖNEMLİ NOKTALARI
   Â
Devlet Bakanı Atalay, basın toplantısında taslağın içeriğine ilişkin bilgi vererek değerlendirmelerde bulundu.
Atalay'ın verdiği bilgiye göre, taslağın önemli noktaları şöyle:
 Basın özgürlüğünün içeriÄŸine tam açıklık getiriliyor. Bu konuda AB normları dikkate alındı.Â
 Dağıtımın engellenmesi, toplatma, basında kullanılan makinelerin müsaderesi, süreli yayının kapatılması, hüküm yayınlatma gibi yaptırımlara yer verilmedi.Â
 Mevcut basın kanununda yer alan para cezaları önemli oranda düşürüldü. Para cezaları, hapis cezasına çevrilemeyecek.Â
 Cevap ve düzeltme hakkına iÅŸlerlik kazandırılması amaçlanıyor. Budurum, daha net hale getiriliyor. Mevcut kanunda bu konuya iliÅŸkin yeralan para cezası indirilmedi.Â
Devlet Bakanı Atalay, basın özgürlüğüne liberal baktıklarını ancakbireyin haysiyet ve ÅŸerefi ile toplumu da korumayı amaçladıklarını belirterek, cevap ve düzeltme hakkını bu çerçevede deÄŸerlendirdiklerini söyledi.Â
 Haber kaynağını açıklamama hakkı, sadece eser sahibiyle sınırlı olarak deÄŸil, yayın sahibini, sorumlu müdürü ve yardımcısını da koruyacak ÅŸekilde düzenleniyor. Bu kiÅŸiler, tanıklık yapmaya da zorlanamayacaklar.Â
 Yerel basının korunması amaçlanıyor. Devlet Bakanı Atalay, hükümetin yerel basının korunmasına büyük önem verdiÄŸini ifade ederek, yerel basının ihale ilanı alma limitinin yükseltildiÄŸini söyledi. Ä°hale ilanlarının yerel basının en önemli gelir kalemlerinden biri olduÄŸunu belirten Atalay, bunun yerel basını rahatlatacağını kaydetti.Â
 Sorumlu müdür, muhabir sahiplik ÅŸartlarında AB ülkelerindeki uygulamalara paralel düzenlemelere tabi kılınıyor. Â
 Sorumlu müdürün yaş sınırı 18'e indiriliyor. AB Hukuku ve İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatları gözönüne alınarak sorumlu müdür için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı yerine ikamet zorunluluğu getiriliyor.
 İnternet ÅŸurasında saÄŸlanan mutabakat doÄŸrultusunda mevcut Basın Kanunu'nda yer alan internete iliÅŸkin hükme taslakta yer verilmedi.Â
Devlet Bakanı Atalay, internetin ayrı ve zor bir alan olduÄŸunu, henüz uluslararası hukukunun da oluÅŸmadığını vurgulayarak, bu konu üzerinde çalışmaların sürdüğünü kaydetti.Â
Önümüzdeki hafta 24 Temmuz Basın Bayramı'nın kutlanacağını hatırlatan Atalay, taslağı Basın Bayramı öncesinde açıklamayı uygun gördüklerini kaydetti.Â
Ä°letiÅŸimin evrensel bir nitelik kazandığını, düşünceyi açıklama veyayma özgürlüğü ile bunu kitlelere duyurmak özgürlüğünün giderek önem kazandığını vurgulayan Atalay, basın özgürlüğünün birey ve kitleler açısından temel bir hak olduÄŸunu kaydetti. Birey ve kitlelerin gerçekleri öğrenme haklarının önemine iÅŸaret eden Atalay, basın özgürlüğüne bu iki boyuttan baktıklarını ve taslakta da bunu dikkate aldıklarını anlattı.Â
MEVCUT KANUN YAMALI BOHÇA
Yürürlükteki basın kanununun 1950'de yürürlüğe girdiÄŸini anımsatan Atalay, bu kanunla çok partili hayatın gereklerinin hedeflendiÄŸini söyledi. Kanunun, dönemine göre ileri bir adım olduÄŸunu ve yasanın büyük bir hizmet gördüğünü ifade eden Atalay, ancak takip eden dönemlerde basın özgürlüğüne müdahaleler olduÄŸunu kaydetti. 12 Mart, 12 Eylül gibi dönemlerde bu tür müdahalelerin yaÅŸandığına dikkati çeken Atalay, ''Bu müdahalelerle Basın Kanunu yamalı bohçaya dönmüştür'' dedi.Â
Atalay, taslakta basın kanununu bütünlüğü içinde ele aldıklarını bildirdi. Devlet Bakanı Atalay, 20-21 Åžubat tarihlerinde geniÅŸ bir katılımlaÄ°letiÅŸim Åžurası düzenlediklerini anımsatarak, ÅŸurada iletiÅŸim hayatınaönemli katkılar saÄŸlayacak konuların tartışıldığını söyledi. Atay, ÅŸuradaki bütün görüşleri kitaplaÅŸtırdıklarını, basımı tamamlanan kitaptan ilgililerin yararlanabileceklerini söyledi.Â
RTÃœK KANUN TASLAÄžI AÄžUSTOS'TA
Devlet Bakanı Beşir Atalay, Basın Kanunu Taslağı'nın iletişim hukuku alanında attıkları ilk adım olduğunu belirterek, ''Peşinden Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Kanunu Taslağı açıklanacaktır. Umuyorum, Ağustos ayı içinde açıklarız bunu. Hemen yeni yasama yılının başında da bunların tasarı olarak Meclis'e gönderilmesini planlıyoruz'' dedi.
Devlet Bakanı Atalay, bir gazetecinin, dağıtım tekeli ve basın çalışanlarının durumunun taslakta yer alıp almadığını sorması üzerine, bu konuların başka yasaların kapsamı içine girdiğini söyledi.
Basın çalışanlarının hakları konusunun önem taşıdığını vurgulayan Atalay, ''Ancak, bu konu farklı bir kanunda düzenleniyor. 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlar ve Çalıştıranlar Arasındaki MünasebetlerinTanzimi Hakkında Kanun'dur'' dedi. Atalay, şöyle devam etti:
''Bu, aslında basın çalışanlarının haklarını iyi koruyan bir kanundur. Fakat problem ne? Problem, ülkemizdeki ekonomik kriz ve sıkıntıların da olduğu bir ortamda basın çalışanlarımız, İş Kanunu'na tabi olarak çalışmaktadır, bunu kabul etmektedir. 1475 sayılı İş Kanunu'na tabi olarak çalışmaktadırlar. Bu, tabii genel bir iş kanunudur ve bu problemleri çözmemiştir. Ve de 5953 sayılı yasada değişiklik yapan 212 sayılı kanun vardır. Bu Basın Kanunu'ndan sonra bunların da tekrar gözden geçirilmesini düşünüyoruz. Ancak, sorulan bu iki konunun da Basın Kanunu içinde yer almayan, alması da gerekmeyen konulardır.
TekelleÅŸme, kartelleÅŸme gibi konular ise, zaten Basın Kanunu Taslağı'nda yer almamıştır. Ama, bu da çok önemli bir konudur. Biliyorsunuz, iletiÅŸim araçları, ancak çoÄŸulcu ve özgürlükçü bir ortamda beklenen faydayı saÄŸlar ve basın özgürlüğü de orada... KartelleÅŸme, tekelleÅŸme, menfaat gruplarını ortaya çıkarabilir. Bu, hem siyasi, hem de ticari olarak problemler getiriyor. Bunu biliyoruz. Biz, bu konuda Avrupa BirliÄŸi ülkeleri standartlarını da çok gözetmek ve kollamak zorundayız.Â
Genellikle bu ülkelerde yayın izni ve denetimi radyo ve televizyonlar için getirilmektedir. Basınla ilgili daha çok ya rekabetkanunları ve kurumları veya serbest ticaretin sağlanmasıyla ilgili uygulamalarda yer verilmekte ve buralarda düzenlenmektedir. Ülkemizde de Rekabet Kurumu ve Rekabet Kanunu bu konuda yetkilidir. Biz, bu taslakta buna yer vermedik. Ama, tartışmaya açıyoruz. Bunlar da tartışılacak ve teklifler gelecektir. Fakat, bu konunun bir şekilde ilgili kanunlarda da düzenlenmesi gerekebilir. Ama, bu taslağımızda buyer almıyor.''
   Â
''İLETİŞİMLE İLGİLİ KANUNLARIN HEPSİ TEK TEK ELE ALINACAK''
   Â
Devlet Bakanı Beşir Atalay, bir başka gazetecinin, ''Basında taşeronlaşma çok yaygınlaştı. Kuruluşlar, kendi bünyelerinde birimler, ajanslar kurarak personelleri buralara kaydırıyorlar. Bu sakıncaları ortadan kaldırmak, editoryal bağımsızlığı sağlamak ve çalışanların hakkını korumak açısından Basın Kanunu'nda bir düzenleme yapılamaz mı?'' şeklindeki sorusu üzerine de şunları kaydetti:
''Az önce de ifade ettiÄŸim gibi; bu da Basın Kanunu'nun içinde olması gereken bir konu deÄŸil. Bunları kendi mevzuatları içinde düşünmek gerekiyor. Burada baÅŸka konular da gündeme getirilebilir. Özel hayatın korunması gibi... Fakat, bunlar Ceza Kanunu'nda yer almaktadır ve orada düzenlemektedir.Â
Ancak, biz Basın Kanunu'nun üzerindeyiz. Özellikle biraz önce söylediÄŸim gibi bu editoryal bağımsızlığın korunması, çalışanların hakları gibi konular, 5953 sayılı kanunun konusudur ve bunlar orada da düzenlenmiÅŸtir. Ama, bu Basın Kanunu taslağı bizim iletiÅŸim hukuku alanda attığımız ilk adımdır. PeÅŸinden RTÃœK kanun taslağı açıklanacaktır. Umuyorum, AÄŸustos ayı içinde açıklarız bunu.Â
Hemen yeni yasama yılının başında da bunların tasarı olarak Meclis'e gönderilmesini planlıyoruz. Peşinde iletişim alanımızın diğerbütün düzenlemeleri tek tek ele alınacaktır. Zaten bu AB sürecinde biliyorsunuz bütün bunlar üzerinde çalışmak durumundayız.''
Atalay, yargı ve basın özgürlüğünün ilişkisine yönelik bir başka soru üzerine de, ''Uluslararası standartlar da bu konuda önemli. Bu konuyu çok tartıştık. İletişim Şurası'nda da gündeme geldi. Bakın, bazı ülkelerde mahkemedeki görüntüler resim veya ekrana gerçeğiyle yansıtılmaz'' dedi.
Yargıyı etkilemenin basın, mahkeme kararı ve basın özgürlüğü açısından önem taşıdığını vurgulayan Atalay, şöyle konuştu:
''Biz, burada o hassasiyeti yine koruyoruz. Kısıtlama değil, ama yargıyı etkileyebilecek, yargı safhasında mahkememin, savcının ya da sanığın, tutuklunun haklarını yine burada korumayı önemsiyoruz. Kesinleşmemiş yargı kararlarıyla ilgili, devam eden yargı kararlarıyla ilgili o sınırlamaları yine koruyoruz ve bunun önemli olduğuna inanıyorum.''