'Basın özgürlüğü adliye koridorlarına sıkıştı'

Bu dava Hürriyet’in internet sitesinde 6 Eylül 2015 tarihinde ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Dağlıca açıklaması: ‘400 vekil alınsaydı bunlar olmazdı’ şeklinde atılan başlık nedeniyle açılmış, aynı iddianamede benzer bir haber yayımlandığı için dönemin Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı da suçlanmıştı.

Davanın, Bakırköy 54’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen ilk duruşmasına Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ile avukatları Köksal Bayraktar, Şehnaz Yüzer ve Eren Mustafa Şener katıldı.

Sedat Ergin duruşmada yaptığı savunmada, 6 Eylül akşamı Hürriyet’in internet sitesinde atılan başlığın sorunlu görülerek kısa zamanda yayından çekildiğini, herhangi bir hakaret kastı olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Bu olaydan sonra gazetemizin okur temsilcisi Faruk Bildirici’den konuyu incelemesini istedim. Bildirici inceleme yaptı ve internet sitesine yazdığı bir değerlendirme ile atılan başlığın sorunlu olduğunu, ancak kasıt bulunmadığını belirtti. Ardından biz de yine internet sitesinde bir açıklama metni yayımlayarak Bildirici’nin raporu çerçevesinde böyle bir hatanın yapılmış olmasından üzüntü duyduğumuzu belirtmiştik. Ben meslek hayatım boyunca hiçbir zaman hakaret içerikli bir yayın politikası izlemedim. Bu konuyla ilgili olarak sanık olarak yargılanıyor olmak benim açımdan kabul edilebilir bir durum değildir.”

Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan Ekrem Dumanlı hakkında zorla getirme kararı çıkararak duruşmayı erteledi.

İLK KEZ SANIK KÜRSÜSÜNDE
Sedat Ergin, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada ise 41 yıllık meslek hayatı boyunca adliyelere gazeteci olarak duruşmaları takip etmek için gittiğini, hayatında ilk kez sanık kürsüsünde oturduğunu söyledi. Ergin açıklamasına şöyle devam etti: “Türkiye’de basın özgürlüğünün içinde bulunduğu koşullarda bir gazetecinin sanık olmaması bir eksiklik olarak görülüyorsa o anlamda bu eksiklik giderilmiş oldu bugün. Tabii yadırgadığım tarafı şu: Ben bir gazeteci olarak hiçbir zaman hakaret söylemini desteklemedim, hakaretamiz üsluba prim vermedim. Bugün hakaret suçuyla yargılanmayı, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaretle’ suçlanıyor olmayı garipsiyorum, yadırgıyorum. Ama bugün diğer meslektaşlarımızın karşı karşıya bulundukları tehditler, sorunlar, yaşadıkları sıkıntılar, çektikleri çilelere baktığımda, benim böyle bir hakaret suçundan yargılanıyor olmam o kadar da önemsenecek bir konu gibi gözükmüyor bana… 2016 yılında adliye koridorları ve duruşma salonları Türkiye’de gazeteciler için yeni yaşam alanları olarak ortaya çıkıyor. Bu, aslında 2016 yılında Türkiye’de basın özgürlüğünün adliye koridorlarına sıkışmış, sıkıştırılmış olduğunun görüntüsüdür. Bugün muhtelif baskı ve tehditlerle karşı karşıya olan bütün meslektaşlarıma dayanışma duygusuyla buradan selamlarımı göndermek istiyorum.”

Can Dündar ve Erdem Gül’ün hâkim karşısına çıkacağı hatırlatılan Sedat Ergin “Tabii temennimiz kendilerinin bir an önce beraat etmeleri ve bir daha demir parmaklıklarının arkasına girmemeleridir. İnşallah olumsuz bir haber duymayız” dedi.