Başımıza sürekli bela çıkarıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Başımıza sürekli bela çıkarıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2001 00:00

NEDENDİR bilmiyorum ama bunu hep yapıyoruz, sonra da bu belalardan kurtulmak için uğraşıp zaman yitiriyoruz. Bir gün durup dururken cumhurbaşkanımız, başbakanımızın başına anayasa fırlatıyor. Başbakanımız yemeden içmeden dışarı çıkıp içerde yaşananları halka anlatıyor, bunun çok büyük bir devlet krizi olduğunu söylüyor. Bir anda kıyamet kopuyor. Zaten pamuk ipliği ile birbirine bağlı olan ekonomik dengeler alabora oluyor ve ülke hızla derin bir ekonomik krize sürükleniyor. Diken üstünde olan yabancı yatırımcılar hemen taslarını taraklarını toplayıp kaçıyorlar. Borsa, bankacılık sistemi çöküyor, dolar fırlıyor.Ülke bir anda yoksullaşıveriyor, güçlükle ayakta durabilen reel sektör sapır sapır dökülmeye başlıyor. Ondan sonra ülkenin çivisi çıkıyor. O günden bu güne birtakım önlemler alınıyor, dış finansman kuruluşlarıyla anlaşmalar yapılıp kaynak sağlanıyor, bunların sonucunda işler biraz düzelir gibi olurken birden bir bela daha çıkıyor karşımıza. 11 Eylül faciası her şeyin üstüne tuz biber ekiyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen piyasa biraz kendisine gelir gibi oluyor, bu kez de başımıza referandum derdi çıkıyor. Bugüne kadar binbir güçlükle aldığımız mesafe yok olup gidiyor. * * *Ne olacak şimdi? Parlamento işi gücü bırakacak, referandumu önlemek için uğraşacak. İktidar bir tarafa, muhalefet bir başka tarafa çekecek. Ankara kendi derdiyle uğraşırken piyasalar da kaderine terk edilecek. Görüyor musunuz Anayasa paketi çıkarılırken yapılan fırsatçılığın başımıza ne işler açtığını?Ülke derin bir sıkıntı içindeyken, halk geçimini sağlayamazken bazı aklı evvel milletvekilleri maaşlarını artırmaya kalkıyorlar. Ondan sonra halktan sert tepki gelince bu kez bunu dengeleyen bir yasa çıkarıyorlar. Ama Cumhurbaşkanı bunu kabul etmiyor ve maddeyi halkoylamasına götürüyor. Şimdi Anayasa'nın ilgili maddesi değiştirilmezse halk oylaması yapılacak. Böyle bir oylamadan kesin olarak Meclis'e güvensizlik çıkacak. Bu durumda seçim kararı alınması ve sandığa gidilmesi gerekecek. * * *Bu durumda iki tehlike söz konusu. Birincisi seçim feci durumda olan ekonomik durumu daha da kötü hale getirecek.Bundan daha önemlisi seçim bir istikrar getirmeyeceği gibi daha da karışık bir siyasi tablo çıkacak ortaya. Bugün zorunlu olan üçlü koalisyon yerine seçimden sonra dörtlü hatta beşli koalisyon hükümeti gerekli olacak. Görünen köy klavuz istemez. Merkez sağ ve merkez sol bütünleşmeden gidilecek bir seçim Türkiye'ye istikrar getirmez. İzlenecek tek yol, hep birlikte gerekli her türlü özveriyi gösterip bu krizden çıkmak olmalıdır. Başka çaremiz de yok. Eğer durduk yerde sorun üretmezsek bunu başarabiliriz. Önemli açıklamaBen Cevher Kantarcı'ya yanıt vermeye gerek görmüyorum. Zaten gereken yanıtı Abdi İpekçi'nin eşi Sibel İpekçi yaptığı yazılı açıklama ile verdi.Cevher Kantarcı gazetesi Star'ın kullanma yürekliliğini gösteremediği yanıtı bulur okursa, meslek ilkeleri ve ahlakı hiçe sayılarak, insanlara iftiralar atarak gazetecilik yapılamayacağını anlar. T.T.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!