Güncelleme Tarihi:
İşte Başbuğ’un konuşmasından satırbaşları
Engin Alan her zaman olduğu gibi kendi tabiriyle bomba gibi. Biz de kendisini bomba gibi gördük. "Alan kimdir" diye sorarsanız... Ben şöyle tanımlıyorum: Engin Alan 11 yaşında Türk ordusunun şerefli üniformasını giyen ve 40 yıl şerefiyle tamamlayan TSK'ya değerli hizmetlerde bulunan, emekli olduktan sonra MHP'den vekil seçimlerinde aday gösterilen, YSK tarafından seçime girmesinde engel görülmeyen, seçime giren ve Türk halkının oylarıyla vekil seçilen ama bugün Meclis'te bulunmayan tek millet vekili.
"ALAN BU SÜRECİN KAHRAMANLARINDANDIR"
Bugün Engin Alan yaşanılan hukuk cinayetleri süresinde adeta simge olmuş arkadaşlarımızdan birisi. Alan için saydığımız nitelikler TSK mensubu olan diğer arkadaşlarım da aynı niteliklere sahip. Engin Alan bu sürecin kahramanlarından bir tanesi. Bugün Engin Alan’ın ve diğer bütün silah arkadaşlarımızın cezaevlerinde tutsak oluşu sadece onlara yönelik yapılan bir saldırı değildir. Bu TSK’ya ve bunun yanında altını çiziyorum Türk milletinin iradesine yapılan bir saldırıdır.
"SALDIRILAR TÜRK MİLLETİNE YÖNELİK"
Bu saldırılar bu şeyler sadece kişilere değil, Türk milletine yönelik saldırıdır. Artık Balyoz süreci olmak üzere diğer casusluk davaları da dahil olmak üzere tutsak bulunanların artık son noktasındayız diye düşünüyorum. Artık yeter deyin! Bugün Ankara’ya gelirken çok sayıda telefon aldım. Telefonların nedeni de; Kaldırılan tarih olan bir mahkemenin 8 ay sonra açıkladığı gerekçeli karar var. Basından arayarak veya bana ulaşmak üzere arayarak ne düşündüğümü bilmek istediler. Ben özel yetkili savcıların hazırladığı iddianameyi ciddiye almadım. Özel yetkili mahkemenin 5 Ağustos 2013 günü vermiş olduğu kararı da ciddiye almadım. Bana bu soruyu sormayın. Ban lütfen kalkıp bana gerekçeli karar hakkında ne düşündüğümü sormayın. Ciddiye almıyorum.
Zamanınızı harcamayın. 16 bin sayfalık gerekçeli karar hazırlamışlar. Ben onlara acıyayım mı kelime bulamıyorum. Sayın mahkeme üyeleri 16 bin sayfa değil 116 bin sayfa da gerekçe yazsanız siz o kararı savunamazsınız.
"ENGİN ALAN'DEN MESAJ GETİRDİM"
Başbuğ'dan sonra konuşan Metin Feyzioğlu şunları söyledi: Engin Alan’dan mesaj getirdim. Sabahat Tuncel'le aynı birebir aynı durumda olduğu halde AYM'nin kendi durumuyla ilgili karar vermediğini not ettiğini kaydetmiştir. Kendiyle ilgili her hangi bir talebinin olmadığını özellikle ifade etmiştir. Kendisini mahkum olarak görmediğini ve zindan da çalışmaya devam ettiğini kaydettmiştir. Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti bu sınavdan da başarıyla çıkacaktır. Balyoz mağdurları mutlaka özgürlüklerine kavuşacaklardır. Benim vasıtamla sizlere iletmemi istemiştir, bana da bu şerefli isteği yerine getirmek kalmıştır. Hurşit Tolon’la ilgili önemli bir husus var.
Bu kargaşada gözden kaçmıştır. Tolon’un tahliyesiyle ilgili tahliye talebinin reddi kararı ibretliktir. Mahkeme başkanı Tolon’un mutlaka tahliye edilmesi gerektiğini belirtirken şunu demiştir: Bu davada tek aleyhinde kanır gizli tanıktır, davanın da sanığıdır. Gizli tanığın söylediği her söz dosyada hiçbir şeyle desteklenmemiştir. Buna rağmen tahliye talebi reddedilmişti. Balyoz’da özgürlük yolunun açılmasını bekliyoruz
BAŞBUĞ'UN AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Ergenekon davası sanığı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer davanın gerekçeli kararında müvekkiline ilişkin yapılan değerlendirmelerle ilgili yazılı açıklama yaptı.
"İlker Başbuğ hakkında terör suçlusu değerlendirmesi yanıltmacadır" denilen açıklama şöyle devam etti: "Genelkurmay Başkanı'nın görevi başında iken terör örgütü yöneticisi olarak gösterilmesi ve terörist olarak suçlanarak tutuklanması, kamuoyunca haklı eleştiri konusu yapılmıştır. 3 Nisan 2014 tarihinde basına dağıtılan ve hukuken tartışmalı metinde ise toplumsal algıyı etkilemek adına müvekkilimize yönelik 'terör suçlusu' ifadesinin kullanıldığı görülmüştür. Müvekkilimize isnat edilen ve TCK 314. maddesinde yer alan 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek' suçlaması ve bugüne kadar terör örgütünde faaliyet gösteren kişilere ne denildiği dikkate alınmadan yapılan değerlendirmenin kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğu düşünülmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur"
Ergenekon Davası'nın 16 bin 600 sayfalık gerekçeli kararında İlker Başbuğ'la ilgili olarak, "Sanıklar tarafından 'Bir genelkurmay başkanından nasıl terörist olur?' söylemleriyle oluşturulan bir algı söz konusu olmuştur. Öncelikle ifade etmek gerekir ki, 'terörist' kelimesi hukuki değil, basın yayın organlarının kullanmayı tercih ettiği siyasi bir kavramdır. Hukukta ise terör suçlusu kavramı tercih edilir. Bu kapsamda yasa koyucu devlet aleyhine işlenen TCK 309, 311, 312 gibi maddelerdeki suçları terör suçu olarak kabul etmektedir. Herkesin, her türlü suçun sanığı olması mümkündür" ifadelerine yer verildi. - Cem TURSUN / İSTANBUL DHA