Güncelleme Tarihi:
PAKİSTAN’da halk, hükümetlerin yolsuzluklarına, ordunun siyasete müdahalesine ve yüksek yargının bu kaos içinde bir muhalefet partisi gibi davranmasına alışkın. Ülkenin 5 yıllık ilk sivil iktidarının bu sorunları çözememesini de garipsemediler, ama geçen yaz bazen günler süren elektrik kesintileri düzenli hale gelince milyonlar isyana başladı.
PAKİSTAN'DA HÜKÜMET KARŞITI PROTESTOLAR
Başbakan Raja Pervez Eşref ve hükümeti, pahalı projelerle Türkiye dahil yabancı şirketlerden “kiralık elektrik” alımına başladı, ama sorun çözülmedi. Başbakan ve çevresinin bu ihalelerden haksız kazanç elde ettiği, hatta bu paralarla yurtdışında emlak satın aldıkları iddiası Pakistan basınına yansıdı. ABD ve Hindistan ile ilişkilerin gerildiği, Taliban ile savaşın sürdüğü kritik bir dönemde karizmatik bir muhalif liderin “sürgünden” dönmesiyle ülke patladı. Başkent İslamabad’da 25 bin taraftarını toplayan Sufi din adamı Muhammed Tahir-ül Kadri, hükümet istifa edene dek parlamento önünden ayrılmayacaklarını açıkladı. Kadri’nin dün Pakistan televizyonlarında canlı yayınlanan konuşması sürerken Yüksek Mahkeme, enerji yolsuzluğu davalarıyla ilgili olarak Başbakan Eşref ve bakanlar dahil 16 kişinin 24 saat içinde tutuklanmasına hükmetti. Oysa geçmişte General Pervez Müşerref hükümetlerinin de başına bela olan Yüksek Mahkeme Başkanı İftihar Çaudri, seçimlerin planlandığı gibi mayısta yapılacağını daha önceki gün açıklamıştı.
ARKASINDA ORDU MU VAR
Başbakan Yardımcısı Fevad Çaudri, “Şoke olduk. Bunu beklemiyorduk. Kadri’nin protestosu ve Yüksek Mahkeme kararının arkasında, askeriyedeki kurulu düzenin bulunduğuna şüphe yok. Yüksek Mahkeme, ordunun müdahil olması için yolu açtı” dedi. Hükümetin yeni bir başbakan atayarak koalisyonu bozmadan devam etmesi mümkün olsa da, Pakistan borsasının dün yüzde 3 düşmesine neden olan gelişmeler siyasi krizi daha da derinleştirecek.
Krizin dört figürü
YÜRÜTME
Devlet Başkanı Zerdari:
Eşi Benazir Butto’nun öldürülmesinin rüzgarıyla koltuğa oturdu.
Yolsuzluk iddialarıyla “Bay Yüzde 10” lakabı takıldı.
Başbakan Raja Eşref:
2008-2011 arasında Enerji Bakanlığı yaptı. Geçen yaz başbakan olup enkaz devraldı.
Enerji krizini “taşıma elektrikle” çözmeye çalıştığı için “Kiralık Raja” diye biliniyor.
YARGI
İftihar Çaudri:
2007’de General Pervez Müşerref onu görevden alınca halk isyanı başladı.
2009’da döndü, yolsuzluk davalarıyla bu kez sivil hükümetin başına bela oldu.
ORDU
General Kayani:
Darbe sicili kabarık bir ordunun başında, siyasete sık sık müdahil.
Ama bir yandan da darbe isteyenleri dizginlemeye çalıştığı söyleniyor.
‘Darbeci’ imam
“Kuran’ın Yolu” hareketi lideri Muhammed Tahir’ül Kadri, meclis önündeki protestoda 25 bin kişiye kurşun geçirmez cam arkasından hitap ederken orduyu ve yargıyı övdü. Kanada pasaportuyla bu ülkede yaşayan Kadri, 1999’daki askeri darbeye de destek vermişti. Kurduğu okullar ve dini örgütler tüm dünyaya yayılmıştı. 2006’da İstanbul’da bir konferansta dinlerarası diyalog mesajı vermiş, 2010’da teröre karşı yayınladığı fetvayla dünyanın gündemine oturmuştu.
Türk şirketi: Mağduruz
Başbakan Eşref’in, Su ve Enerji Bakanlığı’nı da üstlendiği 2010’da 19 geçici projede rüşvet aldığı iddia edilen yabancı firmalar arasında, Türkiye’den Karkey Karadeniz Elektrik Üretim A.Ş de var. Daha önce Lübnan medyasına yansıyan bu iddiayı dün İtalyan televizyonu Canale5 öğle haberlerinde tekrarladı ve tutuklama kararını Türk şirketine bağladı. Türk şirketine ait iki adet “yüzer santral” bu kente elektrik sağlamak üzere Karaçi’ye gitmiş, martta açılan soruşturma kapsamında şirkete faiziyle 120 milyon doları bulan borç çıkarılmış, bu para ödenene kadar gemilerin Pakistan’da alıkonulacağı açıklanmıştı. Şirketin yetkilileri Hürriyet’e yaptıkları açıklamada şunları söyledi: “Hiçbir alakamız yok. Tamamen basından takip ettiğimiz bir gelişme. Şirket olarak mağdur durumdayız. Kendilerinin de hukuka aykırı olarak gördüğü karar gereğince gemilerimiz alıkonulmuş durumda. Uluslararası alanda hukuki süreci başlattık. Biz de sade Türk vatandaşları olarak süreci takip ediyoruz.”