Güncelleme Tarihi:
Radikal Gazetesi'nden İsmail Saymaz'ın haberine göre, Başbakan adına Avukat Ahmet Özel’in kaleme aldığı savunmada, “Müvekkilimin gerek belediye başkanlığı öncesi gerek şimdiki konumu itibariyle iç ve dış gezilerde yapılan temaslarda heykel tarzı figürler başta olmak üzere çeşitli yapıt ve mimari eserleri yakından gördüğü ve bunların kendisinde hayranlık uyandırmış olacağı muhakkaktır. Heykelle ilgili ifadesinin özü tamamen bulunuş yeri ve konumun abesliğinden kaynaklanmıştır. Politikacı ve sanatçıların eleştirilere açık olması gerekir” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın ‘Ucube Davası’nın görüldüğü İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderdiği savunmasında şu ifadeler yer alıyor:
BEĞENMEME HAKKI VAR: Davacı eserini sahiplenebilir ancak estetik zevkini topluma dayatamaz. Müvekkilimizin sanat eserini beğenip beğenmeme konusunda zevk ve kanaate sahip olduğu muhakkak olduğu gibi, eserin bulunduğu yer ve doku ile de tahlil edebilecek düzeyde yetkinliğe ve erişkinliğe sahiptir.
HEYKELE DEĞİL, YERE İTİRAZ: Müvekkilin heykelle ilgili ifadesinin özü, bulunuş yeri ve konumun abesliğinden kaynaklanmış olup ne heykeltıraş Mehmet Aksoy’un şahsına ne de heykele yönelik bir hakaret söz konusudur. Ucube sözü Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde de görüleceği üzere ‘çok acayip, garip şey’ anlamlarına gelmekte olup sözcük bu anlamda kullanılmış; müvekkilin konuşmasının tümünde hakarete ilişkin en ufak bir emare bulunmadığı gibi bir kasıt da yer almamıştır.
ESERİ YORUMLADI: Sanat eserini beğenip beğenmeme, estetik bulup bulmama sübjektif değerlendirmeyi gerektirdiğinden toplumun her bir bireyinin o sanat eserini farklı yorumlaması, farklı algılaması çok tabii olup sanat eserini vücuda getirenle aynı kanaatin paylaşılması zorunluluğunu ileri sürmek hayatın gerçekleriyle bağdaşmayacağı gibi, değer yargılarının çeşitliliğine de aykırı bir tavır olur.
ELEŞTİRİYE AÇIK OLMAK GEREK: Politikacı ve sanatçıların eserlerine yönelik sert eleştirilere açık olması gerekir. Sözler eleştiri sınırları içinde kaldığı ve davacının kişilik haklarına saldırılmadığı sürece tüm ifadelerin hukuka uygun olacağı dile getirilmiştir.