Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan’ı salonda bulunanlar ’Dik dur eğilme, bu millet seninle’ ve ’Recep Tayyip Erdoğan’ tezahüratları ile karşıladı.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Yas ilan eden dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum. Allah ülkemize ve milletimize, hiçbir ülke ve millete böyle ağır acılar yaşatmasın. İnsanlığı bu facialardan muhafaza etsin diyorum. Türkiye bu büyük maden faciasında derin bir matem yaşarken, bazı ülkelerde de büyük felaketlerin yaşandığını üzüntüyle öğrendik.
BOSNA’DA SEL FELAKETİ
Bosna ve Sırbistan’da çok sayıda yerleşim birimi ve tarım arazisi sular altında kaldı. Dün akşam Bosna Hersek cumhurbaşkanı ile de görüştüm. Kendilerinin talepleri oldu ve bu sabah o talepleri ulaştırdık. Kendisiyle bu sabah tekrar görüştüm ve yardımların kendilerine ulaştığını da öğrendim. Yeni neler gerekiyorsa, gerek AFAD gerek Kızılay ile telafi etmeye devam ediyoruz, edeceğiz. Ekiplerimiz orada, TİKA işin içerisinde. Orada desteklerini sürdürüyor. Şu ana kadar 44 kişinin sel baskınlarında hayatını kaybettiği haberlerini alıyoruz. TİKA’ya burada tekrar teşekkür ediyorum.
GÜRCİSTAN’A GEÇMİŞ OLSUN
Bosna Hersek ve Sırbistan halkına buradan başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Birazdan canlı bağlanacağımız Gürcistan’da bir baraj inşaatında toprak kayması olduğu haberini aldık. Bu kazadan dolayı da Gürcistan’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. TİKA’nın tamamladığı beş ülkede beş projeyi son derece anlamlı bir günde hizmete alıyoruz.
Evet bugün 19 Mayıs. Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkarak 95 yıl önce milli mücadelenin ateşini yaktığı o anlamlı günün 95’nci yıl dönümü.
‘İKİ ADET ANI EVİNİ TAMAMLADIK’
Tüm gençlerimizin gençlik ve spor bayramını tebrik ediyoruz. Tüm şehitlerimizi, tüm gazilerimizi de rahmet ve minnetle anıyoruz. Gazi Mustafa Kemal, kendisine doğum tarihi sorulduğunda 19 Mayıs diye cevaplamıştı. Kendi ifadesiyle doğum yıl dönümünde, hatırasına denk düşen anlamlı bir açılış yapıyoruz. TİKA Makedonya’da, Gazi Mustafa Kemal’in babası Ali Rıza Efendi’nin evinin yerini tespit etti. Makedonya’nın Kocacık Köyü’nde bu evi aslına uygun şekilde inşa etmeyi projelendirdik. 2011 yılında çalışmaya başladık. Selanik’teki evi nasıl restore ettiysek bu evi de restore ettik. İki adet anı evini tamamladık. Bugün artık ziyaretçilerin hizmetine açıyoruz.
Kendi ifadesiyle doğum gününde, ayrıca milli mücadeleyi başlattığı günde, bu büyük ve anlamlı eseri vücuda geçirmenin iftiharını milletçe hep birlikte yaşıyoruz.
Başbakan Yardımcımız Emrullah İşler şu an Kocacık köyünde, birazdan kendisine bağlanacak ve açılışı beraber yapacağız.
Bir başka TİKA projesi de Filistin’de bulunuyor, Ramallah’ta TİKA eliyle son derece modern bir kız orta okulu inşa ettik. Bu okul 450 Filistinli öğrenciye hizmet verecek. Filistinli kardeşlerime hayırlı olmasını diliyorum. Çorum milletvekilimiz Murat Yıldırım şu anda Filistin’de bulunuyor.
Üçüncü projemiz Gürcistan’da. Gürcistan Çalışma, Ekonomi bakanlığı ve TİKA bir engelli merkezinin tadilatını tamamladı. Bu merkez engelli çocuk ve gençlerin eğitimine önemli katkılar sağlıyor. Bu önemli projenin de hayırlı olmasını diliyorum. Gürcistan’da Bursa milletvekilimiz Hüseyin Şahin bulunuyor.
“SOMALİ’YE ÖRNEK BİR YOL KAZANDIRDIK”
Dördüncü projemizi Somali’de tamamladık. Mogadişu’da şehir içi yolların kullanılamaz halde olduğunu görmüş ve proje hazırlanması talimatını vermiştim. TİKA Mogadişu’ya 23 km uzunluğunda, çift yönlü aydınlatmasıyla örnek bir yol kazandırdı. Zaman zaman duran projeyi, orada havalimanı da yapılıyor o da bitmek üzere. Bütün zorluklara rağmen tamamladık yolu kullanılır hale getirdik. Somali’de, Afyon milletvekilimiz Halil Ürün bulunuyor.
‘TUNUS HALKINA HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM’
Beşinci ve son olarak Tunus’ta önemli bir tarım projesini TİKA eliyle tamamladık. 2012 yılından itibaren, bu ülkede kalkınma ve teknik destek veriyoruz. Tunus İçişleri Bakanlığı’na 292 araç ve 242 bin 480 güvenlik malzemesi teslim ettik. 92 belediye hizmet aracı ve 50 iş makinası temin ettik. Tunus’a 13 iş makinası ve 70 traktörü temin ederek burada tarımın geliştirilmesine önemli katkı sağladık. Bu projenin de kardeş Tunus halkına hayırlı olmasını diliyorum. Tunus’ta İstanbul Milletvekilimiz İbrahim Yiğit bulunuyor.
‘HEPSİ DE RUHUNA DENK DÜŞEN PROJELER’
Esasında bu açılışlarla 19 Mayıs’ı tam da özüne ruhuna uygun şekilde idrak ediyoruz. Sadece Mustafa Kemal’in babasının evini yeniden ihya etmek değil, bu beş projenin hepsi de ruhuna denk düşen projelerdir. Projeler doğrudan doğruda 19 Mayıs ruhuyla örtüşen projelerdir.
“ONLAR DEDELERİMİZLE BİRLİKTE ŞEHİT OLDU”
Bize çoğu zaman şunu anlattılar “Türkiye toprakları işgal edildi” “Tüm dünya Türkiye aleyhine tavır takındı” “Türkiye yalnız bırakıldı” Hayır, Türkiye o zor süreçte asla yalnız değildi. 19 Mayıs 1919’un kapılarını aralayan, Çanakkale zaferimizde Anadolu ve Trakya’nın evlatları kadar, Makedonya’nın, Bosna’nın, Irak’ın evlatları da dedelerimizle birlikte şehit oldular.
“SENEGALLİLER EZANI DUYDU SİLAH BIRAKTI”
Senegal’den bize karşı savaşmak için getirilen kardeşlerimiz Çanakkale’ye gelip de ezan sesini duyunca, bize karşı savaşmayacaklarını ifade edip silahlarını bıraktılar. Bu çok anlamlıdır. Erzurum işgal edildiğinde dünyada bir çok halk gözyaşı döküldü. İzmir, İstanbul işgal edildiğinde kardeşlerimiz gözyaşlarına boğuldu.
Ta Arjantin’den dünyanın hemen her ülkesinden gönderilen yardımları duaları unutmadık. Kurtuluş Savaşı’mız Anadolu ve Trakya’daki şehitlerimizin fedakârlığı kadar kardeşlerimizin hayır dualarıyla başarıya ulaştı.
“EL UZATMA BİZİM MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZDÜR”
Az önce izledik Kanuni Sultan Süleyman nerelere hangi anlayışla gitmişti. Hiçbir zaman oraları yalnız bırakmadılar. Ecdadımız büyüklerimiz hele hele bırakın sadece sel felaketlerini depremleri şunları bunları. Bir yerde zulüm varsa oralara da uzandılar. Oralara da gittiler. Biz tarihimiz boyunca hele hele güçlü olduğumuz dönemlerde zayıflara mazlumlara el uzattık. İhtiyacımız olduğunda da dost ve kardeşlerimizin yardımlarını gördük. İhtiyacı olana din dil mezhep ayrımı yapmaksızın el uzatma bizim milli kültürümüzdür.
“ARTIK VEREN EL KONUMUNA YÜKSELDİK”
Bugün burada bir şeyin altını özellikle çizerek ifade ediyorum. İktidara geldiğimizde 2002’den önce Türkiye alan el konumundaydı. Büyüyen ekonomiyle birlikte o dönemi kapattık. Artık veren el konumuna yükseldik. Yıllık bu noktada yaptığımız yardım hamdolsun 2,5 milyar doları aşmış vaziyette. Neden? Çünkü biz biliyoruz ki veren el alan elden hayırlıdır.
“ÜST ÜSTE ÜÇ KEZ DÜNYA BİRİNCİSİ OLDUK”
Son 11 yılda sadece TİKA’ya 1 milyar liranın üzerinde kaynak aktardık. Önceki dönemlere göre yüzde 335 artış kaydettik. TİKA kurulduğu günden bu yana 15 bin proje gerçekleştirdi. Bunun 13 binini son 11 yılda başlattık ve bunlar bitti. Kalkınma yardımlarında dünyada üst üste üç kez dünya birincisi olduk. 2013 yılında resmi ve özel yardım miktarımız hamdolsun 2,5 – 3 milyar dolara ulaştık.
“ATA MİRASINA SAHİP ÇIKTIK”
Kazakistan’dan Makedonya’ya kadar birçok ülkeye 148 okul inşa ettik. 164 okulun onarımını bitirdik. 32 ülkenin üniversitesiyle iş birliği yaptık. Beş kıtada 49 sağlık merkezi inşa ettik. Moğolistan’dan Etiyopya’ya kadar ata mirasına sahip çıktık. Su kuyuları açtık, tarımı destekledik. Mesleki eğitim verdik. Büyük ülke olmak, büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa tüm imkanlarımızla o büyüklüğü yerine getirmenin mücadelesi içinde olduk.
“SOMALİ’Yİ BIRAK SOMA’YA BAK” DEDİLER
Zaman zaman bizim bu uluslararası yardımlarımızı eleştiri konusu yapılıyor. İşte en son bunu üzülerek söylüyorum “Somali’yi bırak Soma’ya bak” tarzında, insaf ve vicdan dışı ifadeler dile getirildi. Acımız daha çok sıcakken yaralımız tazeyken yüreklerimiz hala kanarken bu eleştiriler üzerinde durmayacağım. Ama biz Allah’ın izniyle milletimizin desteğiyle Soma’ya da ulaştık ve oradaki yaraları sardık, sarıyoruz, saracağız. Ama Somali’ye de ulaşacak güçte bir devletiz artık.
“DEPREMDEN SONRA İKTİDARI BIRAKIP KAÇIP GİTTİLER”
İlgili bakanlarım şahsım 24 saat içinde hepimiz orada yerimizi aldık. Yapılanları orada sürdürdük. Kütahya’da deprem oldu, anında ve bir yılda yine Simav’ı inşa ettik. Şimdi Simav’ı tanıyamazsınız. Arkadan büyük bir felaket, Van depremi. Van depreminde de bir yılda biz yeni Van’ı inşa ettik. 5 katrilyon harcadık biz Van depreminde 5 katrilyon. Yani bizden öncekiler gibi deprem felaketinin altında kalan bir iktidar olmadık hamdolsun biz. Bizden öncekiler depremden sonra iktidarı bırakıp kaçıp gittiler. Biz tam aksine, orada daha modern ve daha güzel bir şehir nasıl inşa edilir bunun gayreti içerisinde oldu.
“371 KARDEŞİMİZ İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDIK”
Şimdi de biz Soma’da 371 kardeşimizin ailelerini mağdur etmemek için her türlü tedbiri aldık. (Erdoğan daha sonra bu ifadesini 'Galiba az önce bir dil sürçmesi oldu 371 değil 301 olacak şeklinde düzeltti)
O ocakta çalışan kardeşlerimizle ilgili de çalışmalarımızı yapacağız. Kendilerine de istismara fırsat vermeyecek şekilde AFAD devreye girmiştir.
“YARDIM YAPACAKLAR AFAD’IN HESABINA YATIRSIN”
AFAD’ın yapacağı çalışmalar, hesap açılmıştır. Şu dernek bu dernek falan istismardır. AFAD sadece bu iş için hesap açmıştır. Kimse bu oyuna gelmesin, herhangi bir yardım yapacak olan varsa AFAD’daki özel hesaba yatırsın.
Sel baskınlarına yangınlara hızla ulaştık. İmkanlarımızı çok üst seviyelere çıkardık. AFAD’ı biz, Kızılay’dan sonra bunun için kurduk. AFAD ile birlikte bu hızı artırdık. Şu anda Bosna’da Sırbistan’da Afganistan’da varız. Biz Türkiye’yiz.
Biz vicdan sahibi bir milletiz. Vicdan sahibi milletin elbette vicdan sahibi devleti olacak. Fakat insanlıktan nasibini almamış, zerre kadar vicdanı olmayan, ahlak değerleriyle yakından alakalı olmayan bazı tipler de bizim mitinglerimize geldi diye onlar buna müstahaktır diyecek kadar seviye kaybından mahrum olanlardır. Bakıyorsunuz bir diğeri de o da kalkıyor, maalesef çok çok ahlaksızca bir ifadeyi kullanıyor. Şimdi ben soruyorum, bu yazıyı yazanların patronları acaba bunları kendi gazetelerinde nasıl barındırıyor? Diyorum ki sen bir patron olarak sen de aynı zihniyetin mensubusun. Bunları kapıya koyamıyorsan, sen de aynı zihniyete mensubusun. Bu hakka bunlar sahip değildir, diyemezsin. “Bunlar ne gazidir, ne şehittir nokta nokta niyazidir” diyenleri yanında barındıranlar, bunu söyleme hakkına sahip değildir. Bunu barındıranlar da aynı şeyi düşünüyor demektir.
Zaman zaman gelip bir yerlere kalkıp da, bazı eylemlerde bulunanlar önce bu ifadeyi kullananlara karşı tavırlarını koysunlar da samimiyetlerini görelim.
“MADEN PATRONUNU İLK DEFA O GÜN ORADA GÖRDÜM”
Hem içerde hem dışarda ulaşabildiğimiz her yere vicdanın insani değerlerin gerektirdiği tavrı göstermeyi sürdüreceğiz. Az önce 371 ifadesini kullanmışım, 301. Acının dili dini ırkı yoktur. Baştan beri neler söylediler ya. Dediler ki bu patron AK Partilidir. İlk defa o gün orada gördüm. O güne kadar kendisiyle görüşmüş değilim. Tanımam bilmem. Bu müfteriler bu ülkede benim milletimden bu iftiralarla bir şey sağlayacaklar, sağlayamazsınız. Benim milletim müfterileri bu ülkede çok iyi tanıdı.
Utanmadan sıkılmadan yandaşlarına orayı peşkeş çekti diyecek kadar alçaldılar. Bunlar ne derse desin biz ellerini Allah’a açıp bütün bu şehitlerimize Fatihaları gönderenlere, kuran kurslarındaki yavrularımıza onlara ben Allah razı olsun diyorum. onlar bu seviyeye düşmediler, bir şehit ne beklerse onlar onu gönderdiler.
GENÇLERE SESLENDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gençleri kabulünde yaptığı konuşmada şunları söyledi: Biz seçilme yaşını 18’e indirmek istiyoruz. Bu ne kazandırır? Bu büyük düşünmeyi getirir. Ben de gençlerimizin büyük düşündüğüne inanıyorum. Bununla ellerinde molotofla dolaşanları kast etmiyorum. Düşünen gençlerimizi kast ediyorum. Seçme ve seçilme yaşını düşürerek siyasetin bürokrasinin kapılarını gençlere daha fazla açarak, gençlerimizin yetişmelerine ne büyük yatırımı yaparak bu vefa borcunu ödemeye çalışıyoruz. Makamlarda yaşlanan siyasetçi profilinden kurtulmalıyız. Şu anda bu Batı’da var.Gençliğimize güveniyoruz, inanıyoruz. Kitle iletişiminin duyguları, değerleri, alışkanlıkları ciddi şekilde törpülediği bir çağda yaşıyoruz. Art niyetli ellerde, medya ya da sosyal medya haber veren bilgilendiren paylaşmayı sağlayan araç olmaktan çıkıp kutuplaşmanın çatıştırmanın vasıtası olabiliyor. Kendi fikir ve ideolojisini doğru olarak görenler gençlerin duygularını istismar edebiliyor. Mısır’da yaşanan acıları gördük, Ukrayna’da yaşanan trajediyi gördük. Gençler üzerinden kurulan tuzaklar ağır bedeller ödetti. Eleştirme gösteri yapma protesto özgürlüğü gençlerimizin en tabii hakkıdır.
Bu hakların istismar edilmesi, başkalarının özgürlüklerini kısıtlayacak noktaya gelmesi hem ülkemize hem gençliğimize zarar verir. Belki siz yaşamadınız ama bizler 12 Eylül öncesini bir genç olarak yaşadık. Konuşamayan birbirine tahammül edemeyen gençlik ne yazık ki birbirine silah çekme noktasına getirildi. Milli ve manevi değerlerimiz tarih boyunca olduğu gibi bugün de yarın da bizim vazgeçilmez mihenk taşımızdır. Değişirken modern dünyayı yaşarken milli manevi insani değerlerimizden taviz veremeyiz. Gencecik şehitlerimiz, uğruna can verdiği toprakta koyun koyuna yatarken onların torunlarının birbirine kast etmesine tahammül edemeyiz.