Güncelleme Tarihi:
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da, partisinin "49. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı"nda katıldı. Erdoğan konuşmasında CHP'ye sert çıktı. CHP'li Kılıçdaroğlu'nun bir çok kez tekrarladığı ''Ekrem Tosun'u tanıyor musun?'' sorusuna cevap verdi.
EKREM TOSUN'U TANIYOR MU SORUSUNA YANIT
Bütün kampanyalarını bunun üzerine sürdürüyorlar. Ya senin projen var mı? Onu söyle. Bu adamın benimle alakası varsa çıkar bunun nesebini, soy kütüğünden söyle ya... (Bak işte, Tayyip Erdoğan'ın filancası)... Oğlu mudur, kardeşi midir, nesidir söyle... Biz bu bulaşık işlerde yokuz. Siz bu bulaşık işlerin içindesiniz, siz...Gerçi bu zat benim muhatabım olamaz, muhatabım olarak da almam. Fakat bu iftiralara dayanılmıyor. Hiç olmazsa bunların ne denli müfteri olduğunu halkım bilsin diye açıklıyorum. 'RANT SİZİN MESLEĞİNİZ' İşte yine geçenlerde İstanbul'daki bir inşaatla ilgili açıklıyor. Ya bu inşaat senin partinin geçen dönem milletvekili olmuş olan bir zatın döneminde planı onanmış olan bir proje. Ben İstanbul'a belediye başkanı olmadan önce 12,13,14 emsal verilen yerler vardı. Belediye başkanı oldum 3 emsale indirdim İstanbul'daki yapılanmayı. Hangi yürekli CHP'li belediye başkanı bunu yaptı söylesene. Beton yığınlarıyla işgal edilmiş bir İstanbul istemiyordum. İş Bankası kuleleri, hepsi emsal olarak maalesef almış başını gidiyordu. 13 müydü, 14 müydü kaçtı onlar. Bu denli, hesaba kitaba sağmaz. Rantsa bu sizin mesleğinizdir. Bunu onlar iyi becerir. Çünkü hep geçmişlerinde bunlar var. Yaptıkları iş bu. Bununla yürütmüşler işlerini. Onun için işte İSKİ o pisliklere bulaştı ve o pisliklerden İSKİ'yi biz temizledik. İstanbul halkı seçimi bize nasıl verdi, niçin verdi? Bundan dolayı verdi. O pislikleri yaşadıkları için. Her türlü pislik vardı, susuzluk vardı, affedersiniz hava kirliliği pisliği vardı, çöp pisliği vardı. Niye? Çünkü CHP zihniyetinde bu var da onun için. Şimdi gelmiş arıyorlar sağda solda, nerede bir şey bulabiliriz de İstanbul'u biz alırız. Acaba nerede bir şey buluruz da Kocaeli'ni alırız. Kocaeli'ni nasıl alacaksın ya? Önce bir Yuvacık'ı hallet. Ankara Büyükşehir Belediyemizin yapmış olduğu barajla senin barajının arasındaki fark ortada. Farka bakıyorsun, 1 değil, 10 değil, 100 değil ya. Bu denli büyük.”
Erdoğan, AKP'nin muhafazakar demokrat kimliğiyle, toplumsal merkeze oturan hüviyetiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin büyüklüğüne, kazanımlarına sahip çıkan özelliğiyle Türkiye'nin bütün renkleri, desenleri ve fikirleriyle ahenk içinde olduğunu söyledi.
Belli bir dinin, mezhebin, etnik kökenin, dünya görüşünün temsilcisi olmadıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin tüm farklılıklarını, çeşitliliğini aynı samimiyetle sahiplendiklerini ve aynı ruhla kucakladıklarını ifade etti. Farklılıklarının burada ortaya çıktığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Seçim sürecine girdiğimiz için özellikle dikkatinizi çekiyorum; seçim süreçlerinde sinirleri germek için özel programlar düzenlenir. Tahrikler, kışkırtıcı ajitasyonlar, marjinal söylemler seçim atmosferini rehin almak ister. Biz bu tuzaklara karşı daima teyakkuz halinde olacağız. Hiçbir kavganın tarafı olacak değiliz, olmayacağız da. Hakikatin dili, felsefesi, bizim kendimizi anlatmamıza yeter. Bugüne kadarki seçimlerin hepsine demokrasinin, hukukun, ekonominin, siyasetin diliyle konuşarak, yalana, popülizme tenezzül etmeden, toplumun adalet taleplerinin sözcüsü olarak girdik. İcraatlarımız yüz ağartıcıdır.
Merkezi yönetimden yerel yönetimlere kadar ekonomiden uluslararası ilişkilere kadar Türkiye'nin en büyük modernleşme adımlarını attık. AKP'nin söylemi hiçbir zaman yürüttüğümüz ak siyasetin felsefesinden ayrı bir söylem olmadı, olmayacaktır. Asla istismar kokan bir söylem olmamıştır, olmayacaktır. AKP hükümetinin eylemleri, söylemleri, hiçbir zaman milletimizin hissiyatından, duruşundan farklı olmadı, bundan sonra da olmayacaktır. Zira AKP'nin dili, üslubu, milletimizin dili ve üslubudur. Bu üslupla yeni bir seçime gireceğiz.”
“BEYHUDE BEKLEYİŞ İÇİNDELER”
Türkiye'de birçok başarıya imza atarak her seçimde demokrasinin çıtasını yükselttiklerini ifade eden Erdoğan, 29 Mart seçimlerinde de bunu sürdüreceklerini söyledi.
“AKP'nin tökezlemesini bekleyenler beyhude bir bekleyiş içindedir. AKP'nin milletten kopmasını bekleyenler boşuna bir bekleyiş içindedir. Boşuna kürek sallıyorlar” diyen Erdoğan, eski siyasi argümanlarla Türkiye'nin “karanlık koridorlara döneceğini bekleyenleri” büyük bir hayal kırıklığının beklediğini belirtti.
CHP ÇARŞAFA DOLANDI
Hedeflerini “değişim” olarak belirlediklerini ve bu yola devam ettiklerini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen zaman zarfında hamd olsun Türkiye'de çok şey değişmiştir, değişmeye de devam ediyor ama buna hala alışamayanlar var. Bunu anlayamayanlar, bunu hazmedemeyenler var. Onların sıkıntısı buradan geliyor. Bu kadar kısa zamanda bu değişim, bu dönüşüm nasıl oldu, bunu anlamakta zorlanıyorlar. Türkiye, artık yönetimiyle, ekonomisiyle, diplomasisiyle, yakın geleceğin en güçlü, etkili, ağırlıklı ülkelerinden biri haline nasıl geldi diye bu soruları kendi kendilerine soruyorlar ama meydana gelince meydanda soramıyorlar. Sıkıntıları bu ama halkım bunu görüyor. Öyle bir değişim ki bakıyorsunuz bazı liderler, bazı toplantılarda, değişik yerlerde değişik şekilde rozetler takıyorlar ama düne kadar bakıyorsunuz eleştirel yaklaşmak değil, hakaret ettikleri şekilde iyice çarşaflamaya başladılar. Böyle bir durum içine girdiler. İnsan samimi olmayınca çarşaflıyor. Millet de ne yapıyor bunları hakikaten çarşafa doluyor. Yapılan bu... Onunla da kalmıyor, bakıyorsunuz daha başka şeyler yapıyorlar. Birisi çıkıyor, 'bu açılımı yapmayacağız da ne olacak' diyor, öbürü çıkıyor, 'gericiliğin alameti' diyor. Peki senin liderin gericilere niye gidiyor da rozet takıyor? Bunları anlamak mümkün değil.”
SEMT KONAKLARI DERSİ ALIN
Bu tür yaklaşımların “hesabi olarak yapıldığından” başarısızlığa uğradığı yönündeki görüşünü dile getiren Erdoğan, “Bununla da kalmadılar, şimdi daha yeni şeyler çıkarmaya gayret ediyorlar. 'Mahalle evleri' diyorlar, biz bu işi çoktan geçtik beyler, çoktan geçtik. Bizim belediyelere gidip bir semt konakları dersi alırsanız bunu daha iyi öğrenirsiniz” dedi.
HANİ DİNİ SİYASETE ALET ETMEYECEKTİNİZ
Semt konakları projesinin yıllardır sürdürüldüğünü anlatan Erdoğan, merkezi yönetim ile yerel yönetimin neleri yapabileceğini de çok iyi bildiklerini söyledi. Kendilerinin bazı projelerinin diğer adaylar tarafından kendi projeleri gibi gösterilmeye çalışıldığı yönündeki görüşünü de dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bakıyorsunuz, mahalle evleri deniliyor. Bu da garip bir şey. Zira İstanbul'da semt konakları olarak bu iş zaten uygulamaya çoktan geçmiş. Bunlar yapılıyor ama nedir? Semt konaklarında Kur'an kursu eğitimine yönelik herhangi bir program yok. Niçin? Diyanet İşleri Başkanlığımız, zaten bu işi en başarılı şekilde yürütüyor. Şimdi bunun üzerinden de kendine rant elde etmeye çalışıyor. Hani dini siyasete alet etmeyecektiniz? Ne oldu, hani?
Bunu şimdi şöyle bir mahalli seçimlerde gündeme getirmenin anlamı ne? Bu işi 15 yaşa çıkaranlar siz değil misiniz? Bunun mücadelesini, kavgasını verenler siz değil misiniz? Şimdi nereden çıktı bu böyle? 'Mahalle konaklarının içinde oda tahsis ediyoruz' Diyanet İşleri Başkanlığının sizin odalarınıza ihtiyacı yok. Yeteri sayıda Kur'an kursu var. Buna ihtiyacı yok. Hamd olsun camilerimiz de var. Burada bu tür kursları alacak olanlar gelirler, Diyanet İşleri Başkanlığı onlara gerekli olan kursları verir. Yeterli kadro da bu noktada var. Kimse kimseyi kalkıp da böyle ucuz siyasetle aldatmaya yönelmesin.”
BİR TANESİNİ DE İSTANBUL'A GÖNDERMİŞLER
Erdoğan, AKP'nin, 2004 yılındaki yerel seçimlerde ülke yönetiminden sonra iller ve ilçelerin büyük bir çoğunluğunun da yönetimini üstlendiğini ifade etti. “Gece gündüz demeden, halka hizmet için çalıştıklarını” anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''İnanıyorum ki bu seçimden de alnımız ak, başımız dik olarak milletimize mahcup olmadan çıkacağız.Her ne sonuç olursa olsun başardıklarımızdan daha fazlasını başarmak, ülkemize hizmet adımlarımızı daha da sıklaştırmak, daha da hızlandırmak üzere yola çıkacağız. Siyaseti polemikle demagojiyle iftirayla yürütmeye çalışanlara, bıkmadan, usanmadan hizmetle, yatırımla bu ülkenin dört bir yanına bıraktığımız dev eserlerle cevap vereceğiz. Çünkü yalan, iftira ile bu süreci sürdürmek isteyenler var. İşte bir tane de İstanbul'a göndermişler.''
“İŞTE HİZMET, İŞTE MİLLET”
Konuşmasında, AKP'nin 29 Mart yerel seçim kampanyasında “İşte hizmet, işte millet” sloganını kullanacağını da açıklayan Erdoğan, yerel seçimlerden AKP'nin başarıyla çıkacağına inandığını ifade etti.
Yalanların karşısında doğruları söyleyeceklerini belirten Erdoğan, “yalancının mumunun yatsıya kadar yanacağını” ancak partililerden yalan söyleyenlere bu kadar bile fırsat vermemelerini istedi.
Başbakan Erdoğan, “Benim bütün başkan adaylarımızdan, bütün teşkilatımızdan ricam, Türkiye'nin polemik konularına, çatışma başlıklarına, kavga gündemine değil, bu milletin beklentilerine, bu ülkenin ihtiyaçlarına sahip çıkmalarıdır. Nereden nereye geldiğimiz çok önemlidir” dedi.
SEÇİM SÜRECİ YARIN BAŞLIYOR
Erdoğan, AKP'nin, 29 Mart yerel seçimleri için kampanya sürecini yarın ASKİ Spor Salonu'nda düzenlenecek törenle başlatacaklarını bildirdi.
İlk seçim mitinginin de 8 Şubat Pazar günü Kocaeli'de gerçekleştirileceğini açıklayan Erdoğan, 50'nin üzerinde ile gideceğini söyledi.
Partililerden, seçimlere yönelik bazı isteklerde bulunan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yeni bir koşu başlatıyoruz. Bu demokratik yarışı kazanacağız. Ancak bu süreci yönetmede önemli sorumluluklarımız var. Seçim sürecini bir demokratik yarış olarak bize yakışır bir vakar ve asalet içinde yöneteceğiz. AKP'ye yaraşır bir üslup içinde olacağız. Üslup ve söylem bütünlüğünü özenle koruyacağız. Neler yaptığımızı en doğru biçimde anlatacağız. Yapmadığımızı veya yapamayacağımızı asla söylemeyeceğiz. Her zamanki temel ilkemizi koruyacağız. O ilke, o değişmez düstur; aldanmayacağız, aldatmayacağız. Dürüst ve şeffaf olacağız. Halkımıza yüreklerimizi daha çok açacağız. Küçük düşünenler, varsın küçük düşünmeye devam etsinler. Mahalli tuzaklara, gerilim isteyenlerin provokasyonlarına asla gelmeyeceğiz.”
“TAYYİP AMCA BANA LAPTOP ALIR MISIN?”
29 Mart yerel seçimlerinin, Türkiye'nin hedefleri bakımından çok önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, seçimlerin her siyasi parti için önemli bir faaliyet olduğunu dile getirdi.
Seçime uzun süreden beri hazırlandıklarını kaydeden Erdoğan, AKP'li olmayan belediyeler için de aylar öncesinden başlayarak projeler hazırladıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, İzmir'de, Kadifekale ve Mavişehir başta olmak üzere imar ve su gibi sorunların çözülmesi için projeler hazırladıklarını ifade etti. İzmir Limanı için de projelerinin olduğunu belirten Erdoğan, bir ülkenin lafla çağdaş olamayacağını vurguladı.
Diyarbakır, Trabzon, Eskişehir, Edirne ve Mersin'in eksikliklerinin giderilmesi için de çalışmalar yürüteceklerini anlatan Erdoğan, AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye'nin çehresinin değiştiğini söyledi.
Anadolu'da gittiği yerlerde kendisinin yanına gelen çocukların, “Tayyip Amca bana laptop alır mısın?” dediğini kaydeden Erdoğan, bu durumun Türkiye'nin geldiği noktayı göstermek açısından önemli olduğunu ifade etti.
“SÖZ VERİYORUZ”
29 Mart yerel seçimlerinde başarılı olmak için tüm AKP teşkilatının var gücüyle çalışacağını belirten Erdoğan, “Aday belirleme sürecinde beklentileri ertelenen arkadaşlarımızın da yüreklerini bu yola koyduklarını biliyorum. Bu hareket, bu kadro hiçbir zaman kişiselliği merkeze alan bir hareket ve kadro olmamıştır, olmayacaktır” dedi.
AKP iktidarı döneminde Türkiye'de tarihi bir atılım gerçekleştiğini vurgulayan Erdoğan, bu süreçte, hiçbir engele takılmadan, mazerete sığınmadan kararlı bir şekilde yol almaya devam edeceklerini söyledi.
TOSUN'DAN AÇIKLAMA
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddiaları üzerine gündeme gelen Ekrem Tosun yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada şöyle denildi:
"Son günlerde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu şahsımın ismini zikrederek kamuoyunda esrarengiz bir hava yaratmaya çalışmaktadır. 1995 yılından beri Atasay Grubu şirketlerinin Mali Müşavirliği görevini yürütmekteyim.
Bugüne kadar, ne Sayın Başbakan ne Kılıçdaroğlu ne de herhangi bir siyasiyi ile tanışıklığım olmuştur. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu'nun ismimi gündeme getirerek kamuoyunu yanıltılmak istediğini görmüş bulunuyorum.
Sayın Kılıçdaroğlunun elindeki belge ve bilginin özetinin şu olduğunu tahmin etmekteyim: Mali Müşavirliğini yürüttüğüm şirketlerden birisi, Bilal Erdoğan, Sema Erdoğan, Atasay Kamer, Simay Kamer ve Çiğdem Kamer'in ortak olduğu Atagold'dur. Şirket yıllık genel kurul toplantılarında temsille sınırlı olmak kaydıyla, kendilerinin yurtdışında yaşıyor olmalarından dolayı Sayın Bilal Erdoğan ve Sema Erdoğan adına oy kullanmaktayım.
Kanunlar nezdinde hiçbir sorunu olmayan bu durumu Sayın Kılıçdaroğlu suçmuş gibi göstermeye çalışmaktadır. Çalışmalarımı gayrı kanuni ve suçmuş gibi kamuoyuna yansıtmaya çalışan Sayın Kılıçdaroğlu şahsımı da “karanlık işler yürüten" bir kişiymiş gibi basına lanse etmeye çalışmıştır. Tüm hukuki haklarımı saklı tutarak kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarım."