Güncelleme Tarihi:
“BENZER YIKIMLARI BİZ DE YAŞIYORUZ”
Son 30 yıldır terörle etkin mücadele edildi. Aynı şekilde zaman zaman paketler açıldı. Bölgenin ekonomik olarak desteklenmesinin, terörü yok edeceği düşüncesiyle yatırımlar yapıldı. Ama sonuç alınamadı. Biz şimdi daha kapsamlı şekilde olaya yaklaşıyoruz.
Dün Irak’ta sayın Başbakan’dan bir tespiti aldım. Son 7 yılda Irak’ta dul kalan kadın sayısı 1 milyonun üzerinde. Bunun meydana getirdiği sosyolojik yıkımı düşünebiliyor musunuz? Buna karşı verilecek bir mücadeleyi düşünebiliyor musunuz? Uzaktan seyredildiği zaman işler kolay geliyor. Biz bunları yaşamıyoruz ama buna benzer bazı yıkımları biz de yaşıyoruz. Bizim bunları yaşatmamamız lazım. Sorumluluk mevkiinde olan insanlar olarak biz bu sorumluluğu hissederek bunun üzerine gitmek istiyoruz.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜ YANLIZLIĞA İTMEK ZORUNDAYIZ”
Dağa çıkışı engellemek, dağdan inişi hızlandırmak zorundayız. Yani milletle terör örgütü arasında bir duvar örmek durumundayız. Yalnızlığa itmek durumundayız ve orada herhangi bir eyleme karışmamış olanların, inanıyorum ki anasının babasının yanına dönmesi, ızdırab içinde olanları da kurtaracaktır. Maalesef, terörün piyasasının oluştuğunu görüyoruz. Terör örgütü kendisine militan bulmak için bölgeye yapılan yatırımlara zarar verme mücadelesi veriyor.
“SANATÇILARIMIZ HASANKEYF’E GİTTİĞİNDE ÜZÜLÜYORUZ”
Biliyorsunuz Ilısu Barajı, Hasankeyf. Arkadaşlar dünya artık geçmiş 50 yılın dünyası değil. Biz Ilısu barajı yapıyoruz, niye? Eskiden şu söylenirdi, “Su kadar Türk bakar” derlerdi. Bu kadar su kaynaklarımız var akıp gidiyor denizlere. Ne olsun. “Su akar Türk yapar” bunun içinde barajla ilgili adımlar atıldı. Bu süreci hızlandırmamız lazım dedik, hızlandırdık.
Barajın olduğu bölgede Hasankeyf var. Tarihi eserler var. Hepsine katılıyorum. Ama artık tarihi eserlerin nakli denilen bir olayda var. Bunları azami oranda oradan farklı bir yere taşıma imkanı da var. Karşımızda ilk etapta terör örgütünü bulduk. Terör örgütünün derdi başka. Çünkü orada böyle bir barajın yapılmasının onların pazarını bozacağı ortada. Ama Türkiye’ye kazandıracağı çok şey var ve ortada da öyle muhteşem bir proje var ki, hem Hasankeyf’i taşıyoruz, hem de ilçeyi farklı bir yerde inşa ediyoruz. Öbür taraftan barajı yapıyoruz. Bu yatırımın karşısına dikilenler en başta terör örgütü. Zaman zaman da sanatçılarımızın da oraya gittiğini görünce üzülüyoruz. Araştırsalar, sorsalar, bunun süreci nedir? Bir sorsalar, inanıyorum ki bu yanlışın içerisinde olmayacaklardır.
Biz bu adımı atarken ülkemizin bu ihmal edilmiş bölgelerini ihya etmek için bu adımları atıyoruz. Burada şu anda yüzlerce işsiz insan ekmek buluyor. Bu inşaat 7-8 yıl sürecek ve o çevredeki kurulacak olan yeni yapılanmayla farklı bir durum ortaya güzellik ortaya çıkacak. Bunları özellikle yaşamanın ön yargılarla değil, bilerek anlayarak karşısında olmanın, inanıyorum ki işimizi çok daha kolaylaştıracağı ortadadır.
AVRUPA’YA TERÖR SİTEMİ
Bizim milli birlik sürecini baltalamak isteyenler, işte bu piyasadan çıkar sağlayamayacaklarını görüyorlar. En son ABD üç tane terörist başının liderin, uyuşturucu olaylarının içerisinde olduklarını tespitle, mal varlıklarını ABD’de dondurdu. Bunlar önemli görüşmeler. Ama Avrupa’da bunun çok daha fazlası var. Bunu defalarca söylememize rağmen, Avrupa’lı liderler çok duyarsız. Hem teröre karşı olduklarını söylerler, ortak mücadele derler, terör örgütü olarak ilan ederler, isim vermemize rağmen bu işin üzerine gitmezler. Hatta kırmızı bültenle arananları bile kendi ülkelerinde barındırırlar. Ülkemden kaçıp gidenleri de barındırırlar. Nerede kaldı demokrasinin gerçekten özgürlüklerde yana olma anlayışı?
Türkiye şüphesiz ki bu sorunlarla ilelebet yaşayamaz. Terör sorunu, azınlıkların sorunu, etnik unsurların sorunları, Ermenistan’la attığımız adımlar var. Sorun alanlarını minimize etmeye mecburuz. Türkiye çözümsüzlükle yoluna güçlü şekilde devam edemez. Türkiye kaynaklarını daha fazla bu sorunlara aktaramaz. Türkiye’ye ayak bağı olan bu meseleler, tarihin tozlu raflarına hep birlikte göndereceğiz.