Başbakan Yıldırım ve Schulz'tan önemli açıklamalar

Başbaşa yapılan görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Schulz, Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili soru sormakta haklı olduğunu belirterek, "Son derece çirkin bir terörle karşı karşıya olan bir ülkeden bahsediyoruz. 15 Temmuz'da tüm bir ülkeye yapılan saldırıyı izledik. Seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın çağrısına halk kulak verdi. 15 Temmuz sonrası AB'den yeterince destek gelmediğine yönelik eleştirileri dinledim, gerekli tepkiyi veremedik. Bilmediğimiz konuları öğrenme şansımız oldu" dedi.

Başbakan Yıldırım ise, darbe girişimine karşı AB’den duymak istenilen gür sesi duymadıklarını AP Başkanı Martin Schulz'a ifade ettiğini vurguladı.
Yıldırım şunları söyledi: "Ancak aradan geçen zaman içinde gerçekler ortaya çıkınca olayın vehameti ve bu örgütün ülkemiz için ne kadar büyük bir tehdit olduğunun anlaşılmış olduğunu görüyorum. Kendileri de görüşmemizde bunu teyit etti. AB – Türkiye görüşmelerinin çok uzun bir geçmişi var. Geleceğinin de bu kadar uzun sürmesini biz istemiyoruz. 64. Hükümet döneminde başlatılan geri kabul anlaşması ve vize serbestisi ile ilgili bir takım yerine gelmeyen hususlar konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Şu anda aşılamamış görünen terörle mücadele yasasıdır. Türkiye terörün her türlüsü ile amansız bir mücadele vermektedir. Terörle mücadeleyi sadece Türk halkının güvenliği ile ilgili değil bütün Avrupa’nın güvenliğiyle de ilgili olduğunu sayın başkanla paylaştık. Bu içinde bulunduğumuz dönemde terörle ilgili yasada bir gevşeme yapmanın bize katkı sağlamayacağı gibi tehdidin büyüyeceği aşikardır. Bu konuda başka bir çözüm yolunun bulunmasının elzem olduğunu ifade ettik.

AB ile ilgili yolculuğumuzda herhangi bir kafa karışıklığımızın olmadığını, ancak zaman zaman AB’deki yetkililerin bazı açıklamalarıyla ilgili moral bozuklukları olduğunu ifade ettim. 15 Temmuz darbe girişimine sebep olan FETÖ terör örgütü hakikaten ilk bakışta anlaması zor bir örgüttür. Kapalı bir örgüttür ve saydam değildir. 15 Temmuz gecesi yaşadığımız somut olaylarla çıktığını sayın Schulz’a anlattım. Bu örgüt küresel bir örgüttür, 160 ülkede faaliyeti vardır."

MEDYADAN GÖZALTINA ALINANLAR 

Toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yıldırım, gözaltına alınan gazetecilerle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:

"FETÖ hayatın her alanına sızmıştır. Sadece askerde, poliste, yargıda yoklar. Medyada da varlar. O nedenle hiç bir gazeteci terör örgütüne yardım ve yataklık etmez, onun propagandasını yapmaz. Böyle yapanlar elinde gazeteci kimliği olan ama terör örgütü için çalışan kimseler. Dolayısıyla bu tür faaliyetlere bulaşmamış olan gazetecilerin kaygılanmasını gerektireçek hiçbir durum yoktur."

Schulz ise "Basın ve fikir özgürlüğü konusunda anladıklarımız Ankara ile aynı değil. Türkiye, gazeteciler söz konusu olduğunda her vakaya münferit olarak bakmalı. AİHS’e göre yargılanmalılar" diye konuştu.

Yıldırım tekrar söz olarak Türkiye'nin de AB üyeleri gibi bir hukuk devleti olduğunu, kuvvetler ayrılığı prensibi bulunduğunu vurgulayarak, "Yargıdaki süreçlerde bizden izin alınmaz" dedi.