Suriye'den taşınmıştı! Süleyman Şah Türbesi açıklaması

2018 bütçe görüşmelerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine yanıt veren Başbakan Binali Yıldırım, Kudüs kararı öncesindeki gelişmelerle ilgili, “Doğru Cumhurbaşkanımızla Trump arasında görüşme olmadı. Olsa olsa Trump bunu bildiği için aramaya dahi cesaret edememiştir” dedi. Yıldırım, tartışılan Man Adası iddiaları için, “Buraya giden para da yok, gelen para da yok kardeşim. Bu kadar net. Burada devletin bir kaybı yok” diye konuştu.

KAMYONCU HESABI

Yıldırım, Meclis Genel Kurulu’da zaman zaman yükselen tansiyonu espriler ve bir fıkrayla düşürdü. CHP liderinin Ankara-İstanbul arası kamyoncuların şikayetine farklı bir hesapla yanıt veren Yıldırım, “Gerçi sen yürüyerek gittin, ama yürüyerek ölçülmez. Otoyol parası falan ödenmediği için olabilir” sözleriyle milletvekillerini güldürdü. Otoyol ve mazot giderlerinde CHP’deki rakamların yanlış olduğunu savunan Başbakan, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği kamyondan bahsediyorum. Yani hesap uzmanlığı burada da çöktü, kusura bakma” diye seslendi. Hazreti İbrahim’e ait kurban vakasını yanlış şekilde Hazreti Davut olarak anlatan fıkrayı aktaran Yıldırım, espiriyi, “Yahu bunun neresini düzelteyim; Hazreti Davut değil Hazreti İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, keçi değil koç” sözleriyle sürdürdü. Yıldırım, eleştirileri özetle şöyle yanıtladı:

KAYIP ALTIN YANITI

“Şu altın hesabı var. Olay tamı tamına şöyle; bir uçakla altın geliyor Atatürk Havalimanı’na. İndikten sonra oradaki gümrük memurları bir tutanak yapıyor, beyana göre. Henüz gümrük beyannamesi, konşimento düzenlenmemiş. ‘Uçakta bin 500 kilo altın var’ diye tutanak yapıyorlar. Daha sonra diyorlar ki acaba böyle mi açıp bakalım. Açıyorlar, tartısını yapıyorlar. Bin 208 kilo altın çıkıyor. Arada 292 kilo altın farkı var. Peki bundan sonrası nasıl, gümrükçüler yanlış beyandan dolayı firmalara ceza kesiyorlar. Altın hiç içeri girmeden yoluna devam ediyor. Altından bir gram kayıp olmadan Türkiye’nin kasasına 150 milyon lira giriyor, altın da geldiği gibi gidiyor. Olay bu kadar basit.

PARA YOK KARDEŞİM, NET

Şimdi de vergi cenneti Man Adası işine biraz değinelim. Belgeler alenileşince uzmanları baktı, ortaya bir şey çıktı. Size verilen bilgilerin doğru olmadığı anlaşıldı. Man Adasında bu insanların hiçbirinin şirketi yok bir. İkincisi buraya giden bir para yok. Buraya giden para da yok, gelen para da yok kardeşim. Bu kadar net. Orada isimleri zikredilen Sayın Cumhurbaşkanımızın yakınlarının hiçbirinin şirketi yok, oraya gönderilen bir para da yok. Paralar iki Türk bankası arasında havale edilmiş, hepsi bu. Burada devletin bir kaybı yok. Bir ülkeden para çıkışı olursa oraya vergi uygulanır, doğru mu? Bu konuyla ilgili 2006’da kanunu çıkaran bizim hükümetimiz. 

ATAŞEHİR SORUŞTURMASI

Belediye mevzusu o kadar derin ki günler alır. Yolsuzluk, usulsüzlük, arsızlık kim yapıyorsa hep beraber karşısında olacağız, mücadelesini vereceğiz. Burada hiçbir tereddüt yok. Bahse konu belediye başkanı hakkında açılmış üç ayrı dava ve soruşturma aşamasında 11 tane dosya var. Yani tamamından takipsizlik olmuş, bitmiş diye bir şey yok. Devam ediyor, sonunda bir şey yoksa ortaya çıkacak. Bu onun için de olabilir, başkaları için de olabilir.

TRUMP ARAMAYA CESARET EDEMEDİ

Kudüs miraca açılan kapının eşiğidir. Kudüs yeryüzünün ikinci meclisidir, tarihimizin ayrılmaz parçasıdır. Bugün bölgede ateşin üzerine ne yazık ki barut dökülmüştür. Bu durum küresel terörün de yayılmasına zemin hazırlayacaktır. Mesele çok ciddidir. Bölge barışını değil, aynı zamanda küresel barışı da tehdit etmektedir. Sayın Kılıçdaroğlu, Başkan’ın bütün liderleri aradığı halde Cumhurbaşkanımızı aramadığını ifade etti. Doğru Cumhurbaşkanımızla Trump arasında görüşme olmadı. Çünkü Cumhurbaşkanımızın düşüncesi bellidir, görüşü bellidir. Olsa olsa Trump bunu bildiği için aramaya dahi cesaret edememiştir.

ŞARLATANA MI İTİBAR EDECEĞİZ

Sayın Genel Başkan, ‘Burada gelin Zarrab davasını tekrar açalım’ diyor. Bunu söylerken de Zarrab için şarlatan dedi. Adı geçen bakanlar hakkında bu yüce Meclis soruşturma komisyonu kurmuş ve soruşturmaya gerek olmadığına karar vermiş. Genel Kurul’da bu değerlendirilmiş. Genel Kurul’da bu soruşturmanın açılmaması yönünde yüce Meclis kararını ortaya koymuş. Bu şahıs (Zarrab) diyor ki; ‘Ben yalan söylersem ceza almadan kurtulacağım.’ Doğru söylüyor ve yalanlarıyla da kurtulmak için önüne geleni karalıyor, suçluyor. Sayın Kılıçdaroğlu’na katılıyorum, biz şarlatanın söylediklerine mi itibar edeceğiz, yoksa yüce Meclis’in kararına mı itibar edeceğiz? Tabii ki yüce Meclis’in kararına itibar edeceğiz. Yalancının söylediklerine göre amel edemeyiz. Dolayısıyla böyle bir girişime de ihtiyaç yoktur.

BİLGİ NOTUYLA OLMAZ

Efendim ‘MİT, Rıza Zarrab hakkında bilgi vermiş, bu dikkate alınmamış. Dolayısıyla bu işler Türkiye’nin başına gelmiş.’ İşte MİT Başkanlığı’nın yazısı. Mahkemeye bu iş intikal edince mahkeme resmen soruyor, MİT de diyor ki; ‘Böyle bir rapor yok.’ Rapor mu önemli, bilgi notu mu? Herkes birbirine bilgi notu verebilir. Asıl olan resmiyete girmiş rapordur, belgedir. Bilgi notuna göre işlem yapılır mı?

İHRACATTA DA REKOR KIRACAĞIZ

Bugün büyüme oranı açıklandı. Net yüzde 11,1. Dünyada başka böyle bir büyüme var mı, yok. Bu da Türkiye’ye yakışır, iki kat büyüme. Bu yıl sonunda büyüme oranımız yüzde 6,5 ile 7 arasında gerçekleşecek. Peki bu tesadüfle mi oldu? Elbette değil. 2017’ye girerken yine bu bütçe görüşmelerinde felaket senaryoları hazırlanmıştı. Ne oldu? Hızlı bir şekilde tedbirlerimizi aldık ve işte sonucu ortada. 2018 için söylüyorum Sayın Kılıçdaroğlu. 2018, 2017’den daha güzel olacak, hiç merak etmeyin. Enflasyon da düşecek, büyüme de devam edecek, üretim, istihdam yatırım ve ihracatta da artış devam edecek. Bu sene ihracatta bütün yılların rekorunu kırarsak şaşmayın. Bir ay sonra o da belli olacak. Şu anda hekaplara göre aralık ayı hariç 155 milyar ihracat rakamına ulaşmış durumundayız. Son 15 yılın en yüksek ihracat değerine bu yıl sonu itibariyle ulaşmayı hedefliyoruz.

EGE’DE ÇAKIL TAŞI VERİLMEDİ

Sayın Genel Başkan iktidarımız döneminde Ege adalarının Türkiye’nin elinden çıktığını, işgal edildiğini ifade etti. Lozan Anlaşmasının değiştirilmesinden kasıt, arkasındaki sebep şudur; soydaşlarımızın hakları orada net olarak belirlenmesine rağmen Yunanistan bunu uygulamaktan kaçınıyor. Peki göz göre göre bir anlaşmayı uygulamayan ülkeye hem de evinde bunun değişmesi lazım gelir demenin neresi yanlış. Ege adalarından tek bir çakıl taşı dahi iktidarımız döneminde gitmemiştir. İhtilaflı olan konu aynı şekilde devam ediyor. Bu adalar, bu formasyonlar, kaya parçaları, o günün teknolojisiyle anlaşmaya dahil edilmemiş ve üzerinde bir mutabakat sağlanmamış. Ege ne bir Yunan gölüdür, ne bir Türk gölüdür. Ege, Türkiye ile Yunanistan’ın arasında sorun alanı değil, ilişkilerini daha da geliştirmesi için önemli bir denizdir.”

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR