Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yıldırım'ın sözlerinden satır başları şöyle:
PTT var, yine Türkiye’nin bir o kadar önemli 160-170 yıllık geçmişi olan Türk Telekom var, Turkcell var, ayrıca Denizbank var. Vakıf Katılım Bankası var ve İBB’nin BELBİM şirketi var. Hepsi birbirinden güçlü 6 tane şirket. Bir elin nesi var, iki elin sesi var misali güçlerini birleştirerek böyle bir hizmeti milletimize, vatandaşımıza vermek için bir araya geldiler.
Burada para transferi, ödeme imkanları daha da kolaylaşıyor. Entegrasyon projesi. Yani Türkiye’nin neresinde olursanız olun, diyelim ki otobüse bineceksiniz, üzerinizde oradaki bilet olmaz, onların ulaşım kartı olmayabilir. Bu cebinizdeki Türkiye kartıyla rahat ödemenizi yapacaksınız.
'TEK KART İLE HER YERE TEK ÖDEME'
Cüzdana o kart bu kart şu kart, 10 tane kart taşıma mecburiyetinde kalmayacaksınız. Tek kartla her yere tek ödeme olarak bu iş özetlenebilir. Böylece zaman israfına yol açan kayıplar önlenecek. Ve ekonomide kayıt sistemini daha da güçlendirecek.
Esasında bu işin teknolojisi 20 yıldır var. Biz bu elektronik ortamdan ödeme işini hizmet işini Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığında ilk defa ben İDO genel müdürüydüm. BELBİM şirketimize görev verdik; 'Bu ödeme işini jetondan çıkaralım otomatik haline getirelim.' Onlar da çalıştılar ve Akbil sistemini kurdular. Üstünden 24 yıl geçmiş. İlk uygulamayı İDO’da başlatmıştık.
Az önce Ulaştırma Bakanımız anlattı, o günden bugüne bir çok alanda yerli milli bilgi iletişim teknolojilerini kullanarak bir çok iş yapabiliyoruz. Vatandaşımız işlerini yapmak için devlet dairelerine geliyordu, parasıyla rezil oluyordu. Şimdi gelmeden gitmeden, cep telefonuyla, kredi kartıyla ödeme yapabiliyor. Vatandaşın hayatı kolaylaştı.
'ARTIK NESNELERİN İLETİŞİMİNDEN BAHSEDİYORUZ'
Ama gelişmenin yeniliğin teknolojinin sonu yok, hayat durmuyor devam ediyor. Şimdi başka şeyler var. Sanayi 4.0’dan bahsediyoruz, sanal gerçeklikten bahsediyoruz, robotik gelişmelerden bahsediyoruz. Daha da ötesi artık insanların değil, eşyaların nesnelerin birbiriyle iletişiminden bahsediyoruz. Altyapıyı geliştirmek çok önemli, bilişim yollarını daha da genişletmek ve verilecek hizmetleri daha hızlı ve kolay şekilde yapma ihtiyacı var.
'BANKA HESABI OLMAYAN DA KULLANACAK'
Esasında şu anda Türkiye’de hâlâ nüfusumuzun yüzde 40’ından fazlası banka hesabı kullanmıyor. Sayısallaşma da, dijitalleşme de alacak çok yolumuz var. Perakende harcamaların yüzde 60’ı da hâlâ nakit ile yapılıyor. İşte bu ortak platformda, vatandaşın emeği alın teri olan parasını güvenle kullanma imkanı getiriliyor. Banka hesabı olmayan, burası çok önemli; vatandaşlarımızı da bu sistemle, bu kartla iş yapar, ödemelerini yapar hale getirecek.
'PARA ÇEKME İMKANI DA VAR'
İstediği vakit vatandaş sistem içindeki parasını en yakın noktadan çekebilecek. Para çekme imkanı da var. Banka hesabı olmayanlar, cep telefonlarından para yatırabilecekler. Tabi burada özellikle bir konu var, bunu hatırlatmak isterim. Bu bir kredi kartı değil. Buna böyle gidip borç para alma imkanı yok. Vatandaşlarımız kendi paralarıyla işlemlerini yapabilecek. Gerek kart, gerekse cep telefonu kullanarak alışveriş ödemeler gerçekleşecek.
'KARS KART MESELESİ ORTADAN KALKIYOR'
Bilet alayım… Kars’ın ulaşım kartını alayım… Bunları aramak zorunda kalmayacaksınız. Böylece artık Kars Kart meselesi de ortadan kalkıyor. Ortak karta geçiyoruz. Gurbetteki kızınıza, oğlunuza, memleketteki akrabanıza tek bir işlemle havale yapacaksınız, para göndereceksiniz. Güvenlik ve maliyet de çok önemli. Bu işi arada ödemeler, komisyon olmadan yapacaksınız. Sayısal ortamda işlem yapılınca tabi ekonomi de kayıt içine daha fazla girmiş olacak. Velhasıl çok büyük faydaları var. Say say bitmiyor. Emeği geçen, akıl teri alın teri döken tüm arkadaşlarımıza vatandaşlarımız adına teşekkür ediyoruz.
'TÜRKİYE, 40 YILDIR BENZER OPERASYONLAR YAPIYOR'
Biz malum Zeytin Dalı operasyonu yapıyoruz. Bugün 6’ncı günü. Bu operasyon olursa ekonomi krize girer, büyük sıkıntılar yaşayacağız gibi kara propaganda yaptılar. Türkiye 40 yıldır buna benzer operasyonlar yapıyor. Ülkenin güvenliği için biz terörle mücadeleyi biz bugün yapmıyoruz. 80’li yıllardan beri bu mücadeleyi gerçekleştiriyoruz. Bizim ekonomimiz terör mücadeleleriyle, sınır ötesi operasyonlarla hiçbir şekilde etkilenmez. Hayatın normal akışı devam eder.
Geçtiğimiz günlerde Çanakkale’deydim, köprü tüm hızıyla devam ediyor. Burada bunlar inşa edilecek, denizde yerine konulacak. 2019’dan itibaren de köprü yükselmeye başlayacak. Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye bir yandan vatandaşının güvenliğini korurken, huzurunu sağlarken diğer yandan da topraklarımıza göz diken terör örgütleriyle de amansız mücadelesini sürdürüyor.
'BU ALÇAKLARIN BÜTÜN MEVZİLERİ YERLE BİR EDİLDİ'
Malum dün Kilis’de akşam namazında operasyondaki askerlerimize, kahraman güvenlik kuvvetlerimize duasını yaparken bu alçaklar roket atarak onları ibadet halindeyken iki vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebep oldular. Onlarca yaralı vatandaşımız var. Ama hemen arkasından gereken karşılık verildi ve bu alçakların bütün mevzileri yerle bir edildi.
'DURUP DURURKEN BU OPERASYONU BAŞLATMADIK'
Biz dünyaya şunu anlatıyoruz; Camide dua eden insanlardan ne istiyorsunuz alçaklar. Yüreğiniz yetiyorsa Mehmetçiğin önüne çıkın. Yapamazlar, bunların işi gücü alçaklık. Nerede savunmasız bir insan varsa, nerede sivil bir insan varsa ona zulmederler. Onun hayatına kast ederler. Onun için biz durup dururken bu operasyonu başlatmadık. Güney hudutlarımızda oluşturulan, oluşturulmaya çalışılan terör sözde devlet oluşumunu yok etmek için bu operasyonu yapıyoruz. Bu haklı ve meşru bir operasyondur. Onun için dünya da bu konuda Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını teslim etmektedir.
'AMERİKA ADINA ÇOK KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ BİR İŞTİR'
Üzücü olan müttefik dediğimiz, NATO’da bölgede yıllarca beraber çalıştığımız bir ülke artık terör örgütlerine sarılmış vaziyette. Çok acı ve vahim bir durumdur. Amerika gibi bir ülkenin terör örgütleriyle iş tutması, bölgede planladığı çalışmaları terör örgütüyle yapması hakikaten Amerika adına çok küçük düşürücü bir iştir. Ve bizim bakımımızdan da böyle bir ülkenin, yıllarca Türkiye ile birlikte çalıştığımız bir ülkenin, NATO sınırlarını korumak gerekirken, NATO sınırlarını hedef alan silahlı oluşumlara örtülü destek, açık destek vermesi hakikaten akla ziyan bir iştir. Asla kabul edilemez.
'BU KADAR AÇIK NET SÖYLÜYORUZ'
Biz ta İran’dan Akdeniz’e Irak Suriye güney hududumuz boyunca, 1350 kilometre boyunca hiçbir terör oluşumuna izin vermeyeceğiz. Bu kadar açık net söylüyoruz. İster Fırat’ın doğusu olsun, ister batısı olsun. Ülkemizin huzuruna, geleceğine, insanımızın can güvenliğine, bölgenin yeni kaoslara itilmesine asla rıza göstermeyiz.
'300'DEN FAZLASI ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ'
Terör örgütünün 300’den fazla elemanı etkisiz hale getirilmiştir. Operasyon planlandığı gibi gidiliyor. Burada DEAŞ ile PKK ile mücadele ediyoruz. Adlarını ister YPG koysunlar, ister PYD koysunlar biz onları biliriz, hangi kılığa girerlerse girsinler biz onları 40 yıldır biliriz. DEAŞ örgütü ile en amansız mücadeleyi Türkiye yapıyor. Diğerleri lafını yapıyor. Nasıl DEAŞ ile mücadele yaptığını Amerika’nın, Rakka’da PYD’nin YPG’nin eskortunda DEAŞ’lıları silahlarıyla nasıl yolcu ettiklerini bütün dünya gördü. Bu mu DEAŞ ile mücadele? “Oradan çıksınlar da başka yere gitsinler, gitsinler Mısır’da toplu katliam yapsınlar, camilere saldırsınlar, Türkiye’de eylem yapsınlar, Avrupa’ya gidip eylem yapsınlar ve insanlığın başına bela olmaya devam etsinler.”
Türkiye’nin yaptığı bu aymazlığı ortadan kaldırmak. Bu operasyon DEAŞ’ın Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçişini de engelleyen bir operasyondur. Avrupa Birliği’nin sınırları Türkiye’den başlar. Eğer Türkiye’de sağlam durulamazsa, bölgedeki istikrarsızlık, terör kuvvetle Avrupa’ya da yayılır. Dünyanın her tarafına da yayılabilir. Biz esasında sadece bölgenin değil Avrupa’nın da güvenliğini sağlıyoruz.
'TRABZON LİMANI'NA 7 KAT TALEP GELDİ'
Türkiye ekonomisiyle, yenilikçi çalışmalarıyla yerli ve milli projeleriyle hedeflerine kararlılıkla yürüyor. Ekonomi üzerinde dedikodu üretip buradan parsa toplamaya çalışanlar şunu iyi görsün. Trabzon Limanı’nın özelleştirilmesi yapıldı. Borsaya açıldı. Çok ortaklı bir şirket haline geliyor. Ne oldu? 7 kat talep geldi. İşte ekonomiyi anlatan en güzel şey bu. Piyasaya bir malınız var, satmak için bir kişiye satacaksınız, 7 kişi ben alayım diyor. Daha basitleştirerek söylüyorum. Bu daha büyük bir şey. Bu da Türk ekonomisine güveni gösteriyor. Geleceğine yatırımı gösteriyor.
'KEHANETLERE YENİDEN BAŞLADILAR'
Her dönem işi felaket senaryosu yazmak olan çevreler, kehanete yeniden başladılar. Türkiye’nin bu yılı zor geçireceğini, bu zorlukları aşamayacağını söylemekten bıkmadılar. Ama anlattıkları bu masallara ne millet, ne de yatırımcılar inanıyor. Önce sıraya giriyorlar not düşürüyorlar, sonra yükseltiyorlar. Türk ekonomisi da büyümeye gelişmeye devam edecek.
Bakın son 10 yılda dünya krizi var. 2008’in sonunda başladı hala da bitmiş değil. 10 yılda 10 tane mega proje yapılmış dünyada. Bunun 6 tanesini Türkiye yaptı. İşte Türkiye'nin farkı bu. Büyümede açık ara farkla dünyanın önüne geçti.
'GÖREVİMİZ; KADINLARIMIZA GENÇLERİMİZE İŞ BULMAK'
Biz, 2017 başında tüm tedbirlerimizi aldık, millet planını projesini yaptı. Yatırım planlarını, büyüme planlarını yaptılar ve üretim durmadı. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde milli istihdam projesini başlattık, 1 yılda 1 milyon 400 bin civarında yeni vatandaşımıza iş bulduk. Bizim görevimiz istihdama katılan gençlerimize kadınlarımıza iş bulmak. Biz kart işi yapmayacağız, telefon yapmayacağız, yerli araba yapmayacağız, motor makine yapmayacağız. Biz onu yapacak olanların ihtiyaçlarını göreceğiz, engelleri kaldıracağız.
'EMNİYET VE ADALETİ BAŞKASINA HAVALE EDEMEYİZ'
İki tane işimiz var. Dörttü ikiye düşüyor. Eğitim, sağlık, emniyet ve adalet. Dört tane idi, şimdi ikiye doğru gidiyor. Eğitim ve sağlık artık özelde de yapılmaya başlandı. Onlar da vatandaşın yapabileceği hizmetler arasına giriyor. Ama iki şeyi başkasına havale edemeyiz. Emniyet ve adalet. Tüm dikkatimizi bu iki alana yoğunlaştıracağız. Diğer kısımlarda da yatırımcıların, vatandaşların önünü açacağız. Onların ihtiyaçlarını karşılayacağız."