Güncelleme Tarihi:
İşler, Kanal 7'de yayınlanan "Başkent Kulisi" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Seçim sonuçlarının AK Parti için başarı olduğunu belirten İşler, bu yerel seçimde daha önce girdikleri 2 yerel seçime göre daha fazla oy aldıklarını söyledi. 30 Mart'taki seçim sonucunun 2011'de yapılan genel seçim sonucuyla kıyaslanmasının doğru olmadığını ifade eden İşler, yerel seçim ile genel seçimlerin farklı şartlarının farklı olduğunu kaydetti.
İşler, seçimin yerel olmasına rağmen 17 Aralık operasyonu gibi gelişmeler nedeniyle adeta genel seçim havasında geçtiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"CHP bu seçimde bir kumar oynadı. Bu kumarda da kaybeden taraf oldu. Bu kumar paralel çeteyle birlikte hareket etmesiydi, kader birliği yapmasıydı, kaset, şantaj, montaj ve tehditlere tevessül etmesiydi. Onlarla birlikte hareket etmesiydi. Bildiğiniz gibi Cumhuriyet Halk Partisi, şantaj mağduru olmuş bir parti. Cumhuriyet Halk Partisinin genel başkanı, bu şantaj neticesinde koltuğunu bırakmak durumunda kaldı. O gün bu şantajları yapanların kim olduğu bilinmedi. Daha sonra biliyorsunuz MHP de 2011'deki seçimlerde bu şantaja, tehdide maruz kaldı. 10-11 siyasetçi bu tehdidin mağduru olmuştu. Ama şimdi 17 Aralık operasyonuna baktığımız zaman, böyle bir yapının olduğu ortaya çıktı. Bu yapının Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını ve istiklalini tehdit ettiğini sayın Başbakanımız tarafından en üst perdeden ifade edilmesine rağmen CHP ve MHP bu yapıyla işbirliği yaptı."
"AK Parti bu seçimlerden başarıyla çıktı"
Seçimin kaybedenlerinin CHP, MHP ve paralel yapı olduğunu ifade eden İşler, 30 Mart seçimlerinin bir kader seçimi olarak gördüklerini, AK Parti'nin bu seçimlerden başarıyla çıktığını dile getirdi.
Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce hep gerginliklerin yaşandığını anımsatan İşler, "Son dönemde yaşanan gerginlikler de önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgiliydi. Bu seçim sonucuyla halk şu mesajı verdi; AK Parti'nin adayı ilk turda kazanacak. Bu gerginlik politikasının sürmemesi lazım. Biz iktidar partisi olarak gerginlikten yana değiliz. Kesinlikle ortamı gererek seçim faaliyetlerinde bulunmak istemiyoruz ama öyle olaylar yaşanıyor ki veya muhalefet öyle dil ve üslup kullanıyor ki ister istemez onlara cevap verdiğinizde ortam geriliyor" dedi.
Yeni seçilecek cumhurbaşkanın siyasetin içinden gelen birisi olması gerektiğini düşündüğünü belirten İşler, halkın seçeceği cumhurbaşkanının siyaseti ve siyasi jargonu bilmesi gerektiğini savundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamayı doğru bulmadığını belirten İşler, "Kafasında bir şablon oluşturmuş, o şablona göre aday belirleniyor. Siz kendi adayınızı bu şablon içinde yapabilirsiniz ama başkalarının adaylarına da aynı şablonu dayatmaya hakkınız yok" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gelecek günlerde kararını vereceğini, cumhurbaşkanlığına aday olduğu takdirde halktan büyük bir destek alacağını dile getiren İşler, ilk turda yüzde 50'nin üzerinde oyla seçileceğini düşündüğünü söyledi.
"Yol haritası yapılacak görüşmelerle ortaya çıkacak"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olup seçilmesi halinde kimin başbakan olacağıyla ilgili ise İşler, şunları kaydetti:
"Yol haritası yapılacak görüşmelerle ortaya çıkacak. Görüşmeler yapılmadı, önümüzdeki haftalarda yapılacak, yapıldıktan sonra yol haritası seçilecek. Başbakanımız, Cumhurbaşkanı olduğu takdirde bir Başbakan görevi üstlenecek. Cumhurbaşkanımızın milletvekili olmaması hasebiyle hemen bu görevi üstlenmesinin söz konusu olmayacağını düşünüyorum. Teknik olarak mümkün değil.
Önümüzde iki yol var. Ya Bayburt modeli veya ara seçim modeliyle gerçekleştirilebilir. Orada bile iki ayın üzerinde bir zamana ihtiyaç var. Ya da erken genel kongreyle Abdullah Gül Bey tekrar siyasete dönmek ister aday olursa parti genel başkanlığına bu da mümkün. Ama bunların hepsi Başbakanımızla Cumhurbaşkanımız arasındaki görüşmelerde öğrenilecek."
İşler, erken seçim ihtiyacının olup olmadığına yönelik ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin erken seçime karşı çıktığını hatırlattı. 30 Mart yerel seçimlerindeki tablodan sonra da erken seçimi gerektiren bir tablonun söz konusu olmadığını belirten İşler, AK Parti olarak seçimlerin vaktinde yapılması konusunda bir ilkeleri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan görüş ayrılıklarının sorulması üzerine İşler, bu durumun ileriki dönemde sıkıntı yaratacağına inanmadığını, aralarında kardeşlik hukuku olduğunu, karşılıklı saygı içinde ülkeye hizmet ettiklerini, bundan sonra da edeceklerini söyledi.
"Hepimiz faniyiz hepimiz gelip geçiciyiz"
"Halk seçtiği için cumhurbaşkanını bir tür rejim değişikliğine ihtiyaç yok mu?" sorusunu İşler, şöyle yanıtladı:
"Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı, parlamentoda seçilen Cumhurbaşkanı yetkileriyle o koltukta oturacak. Bu da fiilen sistem içinde sıkıntılara yol açacak. Ondan sonra da bu konu tartışmalara açılacak. Artık partili cumhurbaşkanı mı olsun, yarı başkanlık mı olsun, başkanlık mı olsun. Ne olacaksa, bu konu parlamenter sisteme devam mı olacak, nedir? Bu konu enine boyuna oturup tartışılması lazım.
Bizim sıkıntımız şu: Konuları tartışırken şahıslara indirgiyoruz. Başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi değimiz zaman olayı Sayın Başbakanımızın şahsından tartışıyoruz. Özellikle muhalefet partileri konuyu o noktaya indirgediler. Yanlış olan burada. Bugün Tayyip Erdoğan vardır, yarın yoktur. Bugün Abdullah Gül vardır, yarın yoktur. Hepimiz faniyiz, hepimiz gelip geçiciyiz. Bu nefes bir gün biter o zaman başkaları olacak o koltukta. Ama millet olarak, düzenli sistem kurma konusunda işbirliği yapamadık. Burada bir sıkıntı var. Zaten çeşitli siyasetçiler de bu konuda uyarıda bulundular. Önümüzdeki dönem çıkış yolu bulunacağı kanaatindeyim."
Kampanya yapacak ve vaatlerde bulunacak cumhurbaşkanı adayının seçildikten sonra koltuğunda yetkisiz olarak oturmasının mantıken mümkün olmadığını dile getiren İşler, "Bu konuların cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra da çok daha hararetli bir şekilde tartışılacağı kanaatindeyim" dedi.