Başbakan: Tunceli valisini tebrik ediyorum

Güncelleme Tarihi:

Başbakan: Tunceli valisini tebrik ediyorum
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2009 12:05

Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada halka 'beyaz eşya' dağıtımında bulunan ''Tunceli Valisi'ni tebrik ve takdir ediyorum'' dedi. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

Haberin Devamı

- Türkiye genelinde eserlerimizle hizmetlerimizle konuşacağız. İşimiz hizmet gücümüz millet diyeceğiz. 'Sen Türkiye’sin büyük düşün' vurgusuyla 16 büyükşehirimizi 65 vilayetimizi 892 ilçemizi ve 1968 beldemizi yankılandıracağımızı söyledik.

 

- Pazar günü ilk mitingimizi Kocaeli’nde yaptık. Yoğun sağanak yağışa rağmen büyük bir ilgiyle on binlerce vatandaşımızın katıldığı büyük bir kalabalıkla mitingimizi gerçekleştirdik.

Kocaelili kardeşlerim bizleri yalnız bırakmadılar. AKP olarak milletimizin bu coşkusunu bu vefasını nazarı dikkatimizden uzak tutmadık tutamayız.

 

- Bugün Kırşehir’de yarın Kastamonu’da mitinglere ve toplu açılışlara devam edeceğiz. Çok partili hayata geçtiğimiz 1950 yılından 2002 yılına kadar, Türkiye’de ortalama hükümet etme süresi 16 aydır. 1950’den 2002’ye kadar Türkiye de 13 milletvekili seçimi 8 milletvekili ara seçimi 11 yerel yönetimler seçimi, 8 cumhuriyet senatosu kısmi seçimi olmak üzere 41 kez seçim yaşandı. 52 yılda 41 seçim. Ortalamaya vurduğunuzda Türkiye’de her 15 aya bir seçim düşüyor.

 

Haberin Devamı

- 2002 yılına kadar Türkiye ortalama bu eksik aksak süreçte bu tür hükümetlerle maalesef seçim gördü. Hiç şüphesiz bu durum Türkiye’de uzun süre istikrarı yakalayamadı. Bu kronik bir istikrarsızlığı bakanlar milletvekilleri ne iş yaptıklarını anlayamadan ya hükümet değişiyor yada seçim içine giriyordu.

 

- Ancak milletimizin teveccühü ile bu istikrarsız yapıyı 3 kasım 2002 seçimleriyle bozduk. Erken seçimler demiyorum. 3 Kasım aslında erken seçimdi ama, beceriksiz başarısız, ben bunu 5 yıl götüremeyeceğim diyen bir hükümetin pes edip millete teslim olmasıydı ve biz orada anahtarları teslim aldık.

 

- Bu defa da buna dayanamadılar. Baktılar ki bu iktidar 5 yıla girecek. Onun için devamlı 5 yılı bekleyemeyiz, cumhurbaşkanı sorunu var dediler. Halbuki sorun kendilerine dayanıyordu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ortadayken ona hiç yanaşmadılar, kalktılar her türlü yola başvurdular.

 

- Seçimi 5 ay öne aldık ve seçimi yaptık. Ne oldu? Yüzde 34’le iktidara gelen AKP yüzde 47 ile seçimlerden çıktı. Millet sandıkta, bu ülkeyi istikrarsızlığı bozmak isteyenlere tokadı attı.

Ve şunu gördü. Seçim öncesinde farklı seçim sonrasında farklı davranmıyor. Seçim öncesinde saklayıp seçim sonrasında kötü sürprizler yapmıyor.

Bütün dürüstlüğümüzle milletimizin karşısına çıktık ve milletimiz tercihini bizden yana kullanmış oldu.

 

- Demokrasi tarihimizde ilk kez bir hükümet 5 yıllık süreyi doldurup normal zamanında seçimi yakalayacaktı ki bunu 5 ay öne çekme durumunda olduk.

Haberin Devamı

Şimdi ise seçim ekonomisi seçim siyaseti uyguluyor diye bize iftira etme gayreti içerisinde girenler var.

 

TUNCELİ'DE VALİNİN BEYAZ EŞYA DAĞITMASI

- Bunun içinde ellerindeki bütün güçleri kullananlar var ve kalkıp Türkiye Cumhuriyeti’nin valisine yada valilerine karalama kampanyası başlatma gayreti içerisine girenler var.

- Valilerimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin valileridir. Eğer burada AKP ile bunu ilintili hale getirme gayreti içine giriyorlarsa o zaman 81 ilin 81 valisi de Tunceli valimizin yaptıklarını yaparlardı.

 

- Bu valimizin Sosyal Yardımlaşma Vakfı’ndan yapmış olduğu bir yardım olayıdır. Bizim sadece ayni yardım değil nakdi yardım da yapar.

 

Haberin Devamı

TUNCELİ VALİSİ'Nİ TEBRİK EDİYORUM


- Bunu YSK’nın açıklamasıyla ilintili hale getirenler de var. Biz doğru bildiğimizi iktidar olarak yaptığımız gibi bizim valilerimizde yasaların kendilerine verdiği yetkiyi aynen kullanırlar. Ben valimizin bu hassasiyetini takdir ve tebrik ediyorum.

 

- Ama bunu hazmedemeyenler yıllar yılı zaten yoksulu arayıp bulmamışlar ki. Sen kalkacaksın bu valilerimizin acaba seçim öncesi ne yaptılar bir ara bak bakalım. Ha yapmışlarsa git o zaman o valilere teşekkür et.

 

- Bunlar kömüre de müdahale etmek istemediler mi? Bu iktidar bu kömürü seçim zamanı mı dağıttı? Bunlar belediyelerin verdiği burslara da muhalefet etti.

 Hani siz gençlerin yanındaydınız, niçin burslardan bizi mahrum ettiniz dedi. Verdikleri cevap biz burslara değil miktarına muhalefet ettik dedi.

Haberin Devamı

Bunların yapısı bu. Bunlar her zaman bu tür doğru olmayan davranışlarla mesafe alacaklarını zannediyorlar.

 

- Seçimler iktidarında muhalefetinde millet tarafından test edilmesi gözden geçirilmesidir. Millet seçimler yoluyla emaneti dilediğine yükler. Emaneti taşıyanlar içinde seçim süreçleri kendilerini muhasebe etme sürecidir.

 

- Yaşadığımız her seçimden sonra milletimizin neleri takdir edip neleri eleştirdiğini ölçüp biçtik. Her seçimde artan desteği, bir şımarma bir rehavet mesajı olarak değil.

 

- Partimizi kurduğumuz andan itibaren 14 Ağustos 2001 tarihinden itibarenAKP olarak seçime hazırlıklı olduk. Milletin seçimini seçimden seçime dinleyenlerden olmadık.

 

YAN GELİP YATMIYORUZ

 

- 6 yıldır söylüyorum gitmediğim şehir kalmadı. Defalarca gittim. 10 kez 15 kez gittiğim iller var bunların içinde. Hakkari’den Kırklareli’ne ülkemizi bir baştan bir diğer başa dolaştım. Tüm bakan arkadaşlarımla milletvekili arkadaşlarımla bu illerimizi dolaşıyor, toplu açılışlar yapıyor ve milletimizle kucaklaşıyoruz. 6 yıl boyunca her hafta en az bir ilimize gittik ve bu açılışları gerçekleştirdik. Yan gelip yatmıyoruz, koşuyoruz, çalışıyoruz milletimizle kucaklaşıyoruz.

 

- Bazı muhalefet partileri seçim sürecini hangi anlayışla geçireceklerine dair ilk sinyallerini vermeye başladılar.


Karanlıkla iftirayla yol almak isteyenler var. Milletim bunu takdir ediyor edecek. Projeleriyle değil iftiralarıyla seçim sürecini nasıl geçireceklerini göstermiş oldular.


Eğer benim belediye başkanlarımızın yapmış oldukları bir suç varsa, buyurun yargıya gidersiniz suç duyurusunda bulunursunuz.

 

- Kaldı ki belediye başkanlarımızın dokunulmazlıkları da yok. Git hemen suç duyurusunda bulun. Neden bulunmuyorsun? Neden? Çünkü yaptığınız işin tutarlı olmayacağını biliyorsunuz da onun için.

- Hakikatlerle ilgisi olduğunu biliyorlar da onun için. Hatta yaptıkları işin kendilerine dokunacağını biliyorlar onun için. Bir çoğunda onlar var. Kendileri var. Çamur siyasetinde, iftira siyasetlerinde belli tecrübeleri olduğu görülüyor.

 

- Ama biz onlar gibi konuşmayız. Biz konuştuğumuz zaman gerekli suç duyurusunu, inceleriz inceleriz, sonra suç duyurusunu biz yaparız. Biz seçim sürecinde demokrasinin çitasını düşüren bir durum içinde olmayacağız.

 

- Milletimizin diliyle üslubuyla konuşacağız. Milletlimizle söylem birliği içinde olacağız. Ne aldatan olacağız ne de aldanan olacağız.

 

- Yüzde 34, yüzde 42, yüzde 47. İnanıyorum ki benim milletim bunların üzerinde AKP’yi görevlendirecektir. Bunun için de bütün gücümüzle çalışacağız.

Bu seçim demokrasimizin de güven ortamımızın da daha güçleneceği seçim olacaktır. Herkes bilsin ki Türkiye’de halkın iradesi iftiralarla sarsılmayacak kadar sağlamdır.

- Bu millet demokrasinin önemini kavramış, demokrasiyle kalkınmanın ne kadar birbiriyle yakın olduğunu AKP ile görmüştür. İçerde ve dışarıda izlediğimiz açık ve şeffaf siyasetin milletten aldığımız güçle sağlandığını halkımız açıkça görmüştür.

 

- AB müzakerelerinde tabiî ki destekleyeceğiz dediler. İnşallah bu sözlerinin arkasında dururlar. Tabiî ki bunu bekleriz arkasında dursunlar. Parlamentoda sürekli bariyer oluşturmasınlar.

- Sadece orada konuşmak bu işi bitirmiyor. Şimdi göreceğiz uygulamaları. Türkiye AKP ile eksen değiştiriyor. Bütün bu iftiraları el altında işlemeye çalışanlar bize diplomasi öğretmeye çalışanlar önce Türkiye ile halkımız ile kendi aralarındaki mesafeyi kapatsınlar.

 

- Kendi halkıyla konuşamayanlar, dünyayla konuşamazlar. Kendi halkından kopuk olanlar çağdaş dünya ile bütünleşemezler.

- CHP’li bir diplomat, “AKP’nin oylarının artırmasını hiçbir mantık izah edemez. Eğer siyasette mantık dışı unsurlar bu kadar fazla oluyorsa bu demokrasi açısından düşündürücüdür” demişti.

 

- İşte bunun diplomatıyla siyasetçisi arasındaki fark bu kadar açılmıştır. Halk aklını kullanamadı diyen bu anlayış CHP’nin temel yaklaşımını da veren bir anlayıştır.

 

MUHALEFET NE DEMEKTİR

- Hatırlayınız 22 Temmuz seçimlerinden sonra Baykal’ın ağzını bıçak açmamıştı. Baykal ağzını açtığında ne demişti “Demokrasi sadece seçim değildir” demişti. Demokrasi seçim değilse, milli iradeye başvuru değilse nedir?

 

- Muhalefet ak olana kara mı demektir?

 

AKP'YE DAVA AÇANLAR CHP'NİN SÖYLEMLERİNİ NEDEN DEĞERLENDİRMİYORLAR

- Hatırlayınız devlet kimlikler inançlar karşısında kör olmalı cümlesini de aynı Baykal daha bir ay önce konuşmuştu. Milletin talepleri karşısında devlete körlük öneren Baykal’ın açılım üstüne açılım yapması şahanı hayrettir. AKP’ye kapatma davası açanların bu söylemleri de değerlendirmeye alması gerekmez mi ?

 

- Yoksa hukuk sadece AKP’ye mi işliyor? Milletin gündemine yaklaşmalarını elbette olumlu görürüz, seçimden seçime de olsa bu milletin yaşama biçimlerini görmeleri bile bizi mutlu eder.

 

- AKP koltuğa yapışmayı demokrasinin ruhuna aykırı gördüğü için, seçimi koltuk kavgası olarak görmemektedir. AKP seçimleri 5 yıldan 4 yıla indirdi. Talepler nereden geldi biliyorsunuz. Biz rahatız indirdik. Cumhurbaşkanını millet seçsin dediler. Bunu da hallettik. Halka gittik. Halk versin kararı dedik. Biz gayet rahatız, ama bunlar değil.

 

- AKP gençliğine güvendiği için 30’da 25’e indirdik. Bunlar muhalefet etti, biz gençliğimize güveniyoruz. bu kadar da rahatız. Şimdiden seçim sonrası ne diyeceklerini merak ediyorum.

 

- 29 Mart 2009 seçimlerinde sandıklar açıldıktan sonra, parti başkanları kaç gün halkın karşısına çıkamayacak?

 

- Biz her seçimi demokratik bir fırsat olarak görüyoruz. Yeni bir imkan olarak görüyoruz. Yaptıklarımızın daha da iyilerini yapmak için yeni bir aşama olarak da görüyoruz.

- Türkiye’nin boşa geçirilecek tek bir dakikası bile yok. Hedefler sürekli yenilenmeli büyütülmelidir. Bu çıtayı bu kadar yükseğe biz koyduk. Bugün de şikayet edecek halimiz yok. Azimliyiz kararlıyız. Bütün bu hedefleri yakalayarak milletimizin yüzünü inşallah güldüreceğiz.

 

- Türkiye için güzel hayaller kuruyoruz. Somut hedefler belirliyor onlara doğru yürüyoruz.


- Biz en başta hedeflerimizi açıkladığımızda bizi hayalcilikle suçlayanlar, bugün Bakü Ceyhan’ı, Marmaray’ı, Karadeniz Sahil Yolu’nu karşıdan seyretmiyorlar. Bizzat içinden geçerek oralardan istifade ediyorlar.

- Önümüzdeki süreçte Boyabat Sinop yolunu açıyoruz. Ardından Samsun – Ankara duble yolunu açıyoruz. Sarp’tan Doğu Karadeniz'in, Gürcistan - Türkiye sınırından arabana bineceksin, otobanda seyehat eder gibi yoluna devam edeceksin. Bunlar 6 yılda oldu. Sarp’tan İstanbul. Kapıkule’ye kadar. Bu hizmetler bu denli hızlı gitti. Hala da hızla gidiyor.

 

HIZLI TREN PROJESİ

- Aynı şekilde şimdi Ankara-Eskişehir hızlı trenini açıyoruz. Eskişehir’e kadar hızlı trenle seyehat edeceğiz. Eskişehir İstanbul hattının da ihalesi yapıldı. Çalışma başladı.

 

- Ankara-Konya hızla devam ediyor. Onun şu anda 2010’da da inşallah Ankara-Konya’yı bitiriyoruz. 1 saat 15 dakikada Ankara’dan Konya’ya ulaşacağız. Ankara-Konya arasında bir makas vardı. Trafikte makas diye geçerdi. Çok insanımızı makasladı orası. Şimdi orası tarihe karışıyor.

 

- Zaten yollarda karayolu olarak onlarda duble yol haline gelmiş oluyor. Bunları bu iktidar başardı. Bu iktidar konuşmuyor, iş üretiyor iş. Gerçekler ortada. Benim vatandaşımda zaten bunları görüyor. Onun için işimiz hizmet gücümüz millet diyoruz.

 

- İşte bütün bunları başaran millet iradesidir. Milletimizin medeniyet azmi ve kararlılığıdır. Bu ülkeyi karanlık işlerden hukuksuzluktan temizliyoruz, temizleyeceğiz.

 

- Her oyun hakkını izzetini korumak için siyasetçiler olarak en büyük sorumluluğumuz budur. Aldığımız emanetin Türkiye’nin geleceği olduğunun bilinci içerisindeyiz.

 

- Önümüzdeki seçim bizim için hizmet yolunda bir tazelenme vesilesi olacaktır. AKP Türkiye’yi kendine bile yetmeyen statükoya mahkum edilmiş bir ülke olmayı görmek isteyenlerin önünde kapı gibi sağlam duracaktır.


- Bu ülkeyi krizler ülkesi olarak görmek isteyenlerin iştahlarını biz kursaklarında bırakacağız. Türkiye tıpkı bu ülkenin insanlarının gönlündeki gibi aydınlık olarak yürüyüşüne devam edecektir.

 

- Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi “Biz milletin efendisi değiliz, biz milletin hizmetkârıyız” var ya işte biz milletin hizmetkârıyız. Adalet ve kalkınmaya odaklanmaya var. Millet odaklı devlet odaklı değil. İnsanı öne çıkaran bir anlayışla biz bu yola çıktık.

 

- Kendi menfaatlerini bir tek gün bile bu milletin menfaatlerinin önüne geçiren olursa bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada AKP çatısı altında bir daha yeri olamaz.

 

- Ben 6.5 yıldır iktidarı döneminde milletinin güvenini kazanan AKP siyasetine, hiçbir arkadaşımızın, istisnaları bir kenara koyarsak ki onları da ihraç ettik, tek bir kara leke sürmeyeceğine eminim.

- Halkımızın gönlünde zihninde kalbinde hafızasında yer edinmek onların hayır duasını almak memnuniyetini kazanmak siyasetin temel gayesidir.

 

MUHALEFET GENSORUNUN HAYSİYETİYLE OYNADI

- Muhafeletin yaptığı gibi, yavru muhalefetin yaptığı gibi gensoru vererek, bizi kimse milletin karşısında sağa sola düşüremez.

 Bunlar gensorunun haysiyetiyle oynadılar.

 

- En son gensoru da, gensoru üzerine konuşabilecek bir tane CHP’li bulamadılar. Şok oldum. Gensoruyu veren sensin. Konuşacak bir tane adam bulamıyorsun. Bu da ilk defa oluyor. Ne olduğunu göstermesi bakımından bu da çok önemliydi.

 

- Biz gönül kazanmak, halkımızın sevgisine nail olmak için çalışıyoruz. Biz sen Türkiye’sin büyük düşün derken bunu bir seçim sloganı olarak kullanırken, aynı zamanda bir gerçeği de milletimize hatırlatmak zorundayız.


- Türkiye sıradan bir ülke değil. Bu milletin evladı küçük düşünemez. Büyük düşünecektir. İnançlı olacak, kararlı olacak.

 

ATATÜRK ÖRNEĞİ

- Tarihe doğru gittiğimizde işte bunu görüyoruz. Eğer Fatih küçük düşünseydi, bir çağ kapanıp, bir çağ kapanmazdı. Yavuz küçük düşünseydi o fetihler gerçekleşmezdi. Aynı şekilde Mustafa Kemal küçük düşünseydi Çanakkale destanı yaşanmazdı.


- Bazen söylüyorlar senin gücün ne ki böyle konuşuyorsun.

 

- Çanakkale’de bizim gücümüz neydi? Neyimiz vardı? Bütün dünya birleşerek Çanakkale’ye gelmedi mi? Gazi Mustafa Kemal’in bir sözü var: “Ben size ölmeyi emrediyorum” Çünkü orada bir gerçek vardı. Ölmeye inananlardan birisi de Seyid Onbaşı idi. Orada son kalan bir top mermisi kullanılıyor. O da işte en önemli gemilerinin bacasından içeri giriyor ve işi bitiriyor.

 

- Büyük düşüneceğiz ve büyük düşünenlerin ülkesi Türkiye.

 

KÜRESEL KRİZ

 

- Bildiğiniz gibi küresel bir krizin içinden geçiyoruz.  Gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelerde büyümenin azaldığını görüyoruz. ABD ve Avrupa’da 100 yıllık bankalar dar boğaza girdi iflas etti. Böyle bir süreçte Türkiye olarak şu ana kadar çok başarılı bir performans sergiledik.

 

BİR TANE BANKA FONA DEVREDİLMEDİ

- Bizden önceki iktidar döneminde DSP MHP ANAP iktidarı döneminde 21 banka fona devredilmişken, bu dönemde 1 tane banka bile fona devredilmedi. Dün de söyledim. Çünkü biZ eşeği sağlam kazığa bağladık.

 

- İhracat 2007 yılı sonunda 107 milyar dolar seviyesindeydi, kriz nedeniyle 2008’i 132 milyar dolarla kapattık. Otomobil satışlarında kısmi bir düşüş var doğru. 2002’de satış miktarı 91 bindi. 2008 sonunda 306 bin.

 

- Sürekli böyle ağlamak ağlamak. Bir de bütün bu krizlere rağmen bu rakamlardayız deyin be. Tüm dünyada enflasyon yükselirken, biliyorsunuz Ocak ayında yeniden tek haneli rakama ulaştık. Merkez Bankası rezervimize bakıyoruz, 26.8 milyar dolar seviyesinde, bugün 68 milyar dolar seviyesinde. IMF’ye olan borç 23 milyar dolardı borç. Şu anda son rakam 8 milyar dolar.

 

- Bunları niye konuşmuyoruz. Durmadan hükümete saldıranlar lütfen bu rakamları görsün. Eğer siz göremiyorsanız, zaten biz milletimize bunları anlatacağız. Son olarak bizi yola çıktığımızda turistik bölgelere gittiğimizde bunlar turizme düşmandır diye damgalayanlar vardı. Bizimle Türkiye farklılığı yaşayacak demiştik. 2002’de Türkiye’yi ziyaret eden kişi sayısı 13 milyondu. 2008’de 26 milyon sayısına ulaştık.Turizmde de geldiğimiz nokta bu.

 

- Estirilmeye çalışılan karamsar havaya rağmen Türkiye büyük bir devlet ve ekonomi olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Kim ne derse desin. Yüz yılda bir görülen bir krizin içinden geçiyoruz. Elbette ihracatta olsun büyüme de olsun bir miktar düşüş olacaktır.

 

- Ben teğet dedim en az zararı göreceğiz dedim. Bazıları bunu dalgaya aldı. Biz işimize sahibiz. Daha az zararla atlatmanın da gayreti içerisindeyiz. Bu yılda belki ikinci yarıda her şey değişebilir. Savaşıyoruz, koşturuyoruz, dolaşıyoruz.

FELLİK FELLİK DOLAŞIYORUZ

 

- Cumhurbaşkanımız, ben, bakanlarımızla beraber fellik fellik dolaşıyoruz. Her şey Türkiye için diyoruz.

 

- Tabi bu dönemin bir farkı daha var. Çankaya’nın oturduğu hükümetin çalıştığı bir dönem değil. Çankaya’da çalışıyor bizde çalışıyor. Tek dikiş değil, çift dikiş çalışıyoruz.

 

- Bardağın dolu tarafının boş tarafından çok daha iyi olduğunu rahatlıkla görürüz.  Krizin başladığı andan itibaren tedbir almaya devam ediyoruz. Durumu ciddiyetle izliyor, gereken adımları vakti geldiğimizde atıyoruz. KOBİ’lere yönelik açıklamaları dün yaptım. İhracatımıza yönelik, esnaf ve sanatkârımıza yönelik uygulamalara başladık. Ekonomik sosyal konsey toplantısında başbakan yardımcım Nazım Ekren’le devam etti. İstihdamı masaya yatırdık. Aldığımız alacağımız önlemleri masaya koyduk.

 

- Cansuyu kredileri, sicil affı gibi girişimleri oldu. Nisan başında G-20 Zirvesi’nde de bu yılın ilk çeyreğini değerlendirme fırsatımız olacak.  Milletim bütün bunları anladıkça, Türkiye bu tür badireleri kolaylıkla aşacaktır.

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!