Güncelleme Tarihi:
Cuma namazını Ataşehir Mimar Sinan Camisi'nde kılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan namazın ardından yakında bulunan Ataşehir Müftülüğünü ziyaret etti. Erdoğan Müftülükte bir süre dinlendi. Çıkışta yanına gelen vatandaşların sorunlarıyla ilgilenen Erdoğan, Ramazan Koçak adlı engelli bir gencin yakınlarıyla görüştü. Koçak'ın maaşının kesildiğini öğrenen Başbakan Erdoğan bu konunun araştırılması için yetkililere direktif verdi. Erdoğan, yanına gelen iki kadınının daha sıkıntısını dinledi. Havalimanına gitmek için makam aracına binmeye hazırlanan Erdoğan, habercilerin gündeme ilişkin soru sormak istemesi üzerine bundan vazgeçti. Habercilerin yanına gelen Erdoğan, gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.
PYD LİDERİ UYARILDI
Erdoğan'a ilk olarak Suriye'nin kuzeyinde özerk bir bölge oluşturduğu öne sürülen Kürt PYD örgütünün liderinin İstanbul ziyareti soruldu. Erdoğan bu konuda, " Alınan bir karar gereği, MİT kendileriyle gerekli olan görüşmeleri yapıyorlar. Attıkları bu adımların yanlış, tehlikeli adımlar olduğunu noktasında da kendilerine gerekli uyarılar yapıldı" dedi.
SEÇİM BARAJI TARTIŞMALARI
Erdoğan'a ikinci olarak Demokratikleşme paketi ve muhalefetin bu konudaki eleştirileri soruldu. Soruya soruyla karşılık veren ve eleştirilerin ne olduğunu soran Başbakana bir haberci seçim barajlarının düşürülmesi talepleri olduğunu hatırlattı. Erdoğan bu konuda şöyle konuştu: Benim barajla ilgili düşüncem, partimizin kanaati düşüncesi bu konuda bellidir. Bizim bu konuyla ilgili herhangi bir oynama, bir tasarruf gündemimizde yok. Çünkü biz biliyorsunuz, bir bir defa Baraj bizim dönemimizin çıkardığı bir yasa değildir. İki, barajla ilgili bizim düşüncemiz şudur: Buna Batı dahildir. Barajların olmadığı sistemde güven ve istikrar diye bir şey bulamazsınız. Eğer bizim son 10,5 yıl Türkiye bir güveni, istikrarı yakalamışsa, gerek demokraside gerek ekonomide bir güven ve istikrar varsa bunun önemli sebebi koalisyonların olmadığı bir hükümetin yapısıdır. Türkiye'deki koalisyonların olduğu hükümet yapısında da ülkemizin nasıl geri gittiği hepimizin malumudur. Bunları göz ardı etmemiz anlamsızdır. Biz ülkemize bu tür sancıları çektirmek istemiyoruz. Tecrübe edilmiş süreci devam ettirmek istiyoruz.
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ ÇALIŞMALARI
Demokratikleşme paketiyle ilgili henüz bir açıklama yapmadıklarını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, " Şu anda çalışma safhasındadır. Bu çalışma safhasında bir toplantıyı bizzat yönettim. Ondan sonra da fikir çalışması olarak çalışma devam ediyor. Bitirildikten sonra arkadaşlarımız bu paketi önümüze getirecekler, ondan sonra da kamuoyuna bu demokratikleşme paketimizi açıklayacağız" diye konuştu.
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİNİ BİZZAT AÇIKLAYACAĞIM...
Gazetelerde bu konuda çıkan haberlerin hayal olduğunu söyleyen Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü: Sızma ve sızdırma haberlerdir. Ama gerçek şey, inşallah 3 Eylül'den itibaren bizzat kendim açıklayacağım. Açıkladığım zaman da Ak Parti olarak, bizim demokratikleşme paketimizin ne olduğu ortaya çıkacaktır. Bunun bir ipucunu vereyim. Son yaptığımız kongremizde aslında bunun ipuçlarını orada vardı. Demokrasiyle ilgili adete bir manifesto açıkladık. O manifesto çevresinde yürüyecektir. Son çalışmalarla adete biz bunu güncelleyeceğiz. Güncellemek suretiyle tekrar açıklamalarımızı yapacağız.
BAHÇELİ'YE GEÇMİŞ OLSUN TELEFONU
Ameliyat olan MHP Lideri Bahçeliyi telefonla aradığını ve Allahtan şifalar dilediğini açıklayan Erdoğan," Sağlığı iyi, herhangi bir sıkıntı yok. İnsani bir görevimiz. Yerine getirmiş olduk" dedi.
MISIR'DA GERGİN CUMA
Mısır'daki gelişmeleri de değinen Erdoğan şunları söyledi: Askeri darbeyle ilgili kanaatimizi biliyorsunuz arkadaşlar. Burada farklı açıklama yapmam söz konusu değil. Mısır'da bir askeri darbe vardır. Şuanda Mısır'daki bu darbe ne yazık ki Batı ülkelerinin yeni yeni anlamaya başladığı Mısır'daki yapıyla ilgili beklenen yaklaşım ortaya çıkmaya başladı. Nedir bu ? Mısırda bu darbeyi yapan kişi, şuanda taraftarlarını sokağa dökmek istiyor. Zaten gerekçesi oydu. Yapacağı nedir ? Yapacağı şudur: Burada Tahrir ve Adeviye, İskendireye bütün buralarda böyle bir şey arzu etmeyiz. Allah göstermesin. Oradaki vatandaşlar birbirlerine girdiği anda, bunlar bunu gerekçe kabul etmek suretiyle, nasıl ki namaz kılarken 53 Mısırlı vatandaşını bunlar şehit ettiyse, istediği zaman sayın Mursi'yle ilgili açıklama yapıyor. Ne diyor: 'işte vatandaşları tahrik etti'. Öbür taraftan Hamas terör örgütüyle, yok şununla bununla, 15 günlük hapse mahkum olmuştur. Dünyanın neresinde böyle bir anlayış var. Hükümetler istedikleri ülkeyle istedikleri zaman irtibat kurarlar, bunları gerçekleştirirler. Buna mani hiçbir hal söz konusu olamaz. Onların aldığı bir tasarruf var. Kaldı ki bu insan bir Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanları bu görüşmeleri etraflarında ilgili arkadaşlarıyla yapar, bununla ilgili adımları atar.
YOLSUZLUKLARI ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bunlar yolsuzluklarının üzerini örtmek için bu tür bir yaklaşım içine giriyorlar. Mısır'ın geçmiş dönemdeki en büyük talihsizliği yolsuzluklardı. Mısır'ın gayrı menkulünün parselasyonu söz konusuydu. Bütün bu parselasyonlar el verecek. Bunlar meydana çıkacak diye endişeler var. Asıl bunlara yol vermeyen sandıktır. Sandıktan niye korkuyorlar. Sandıktan çıkamayacaklarını görüyorlar. Sandıktan çıkamayacaklarını görenler her zaman darbe yollarını seçerler. Buna artık halklar müsaade etmiyor.
THE TIMES'TAKİ İLAN
Dünyaca ünlü isimlerin The Times'a verdikleri ilanla ilgili ilk kez konuşan Erdoğan, "Bunlar düşüncelerini fikirlerini kiraya vermiş tiplerdir" dedi. Erdoğan tepkisini şöyle sürdürdü: Eğer bunlar gerçekten demokrasiye inanmış tipler olmuş olsa, bu ülkede yüzde 50 oyla iktidar olmuş bir partinin liderine bir diktatör deme ahlaktan yoksunluğunu gösteremezlerdi. Bu danışmanımın da ifade ettiği şekliyle dört dörtlük bir densizliktir. Sen bizi nereden tanıyorsun, Tayyip Erdoğan'la kaç kere görüştün. Nasıl bir diktatör ki, bu bütün şuanda Türkiye'deki öyle medya grupları var ki, ağıza alınmayacak ifadelerle her türlü küfrü yapıyorlar, her türlü hakareti yapıyorlar. Bunları rahatlıkla yaparken şuanda kalkıp mesela 'medya Türkiye'de mahkum' diyorlar. 'Gazeteciler içeride' diyorlar. Bu nasıl içerde olan gazeteciler ki, bu yayınlarını bu kadar rahat yapabiliyorlar. Şuanda bu tür yayın organlarının yaptığı yayınlar ortada. Nasıl hakaret ettikleri ortada. Ki bunların birçoğu yalan yanlış haberler. Ama Türkiye'yi tanımadıkları için bilmedikleri için bu tür haberleri yapıyorlar. İftira at, tutmazsa iz bıraktır mantığıyla bunu yapıyorlar. Ve parayla Times kendi sayfasını kiraya veriyor. Bu tabi Times'ın da buradaki ahlakı zaafıdır. Biz şuanda Times'la ilgili de arkadaşlarım hukuki girişimlerde bulunacaklar. Diğerleriyle ilgili hukuki girişimlerde bulunacaklar.
SINIRDAKİ ÇATIŞMALAR
Sınır bölgesinde devam eden çatışmalarla ilgili ne tür çalışmalar yapıldığını soran bir haberciye de yanıt veren Erdoğan, "Değerlendirmelerimiz orayla ilgili hassasiyetle devam ediyor. Biliyorsunuz geçen hafta içerisinde dar çerçeve bir toplantı yaptık. Şuanda gerek Genelkurmay, gerek Dışişleri gerekse MİT bir çalışmanın içindeler. Ve bu hafta içerisinde Salı günü tekrar bir araya geleceğiz. Ve oradaki gelişmeleri masaya oturmak suretiyle atacağımız adımları ve başlıkları tekrar tespit edip, böylece o yol haritasını çıkarmış olacağız" şeklinde konuştu...
UEFA KARARLARI
UEFA'nın Fenerbahçe ve Beşiktaş hakkında verdiği kararları da değerlendiren Erdoğan şunları söyledi: "Onu bana sormayacaksınız. Onu CAS'a soracaksınız. Şu anda Başbakanım. Türkiye'deki kulüplere eşit mesafedeyim ama Fenerbahçe'ye tabii ki çocukluğumdan beri özel muhabbetim var. Bu muhabbetim ayrı bir yerde ama konuyla ilgili karar ki, ben UEFA'nın buradaki toplantısında yaptığım konuşmada açıklamıştım, 'tüzel kişilikleri cezalandırmak değil, bireyleri eğer suçluysa cezalandırmak doğru olandır' demiştim. Bunu siyasi partiler, dernekler için de aynı şekilde kullanıyorum. Yani şimdi Fenerbahçe camiasının diyelim ki, 20-25 milyon taraftarı var. Beşiktaş'ın bakıyorsunuz, 15-20 milyon taraftarı var. Böyle bir karar alındığı zaman siz ne yapıyorsunuz? O kitlenin tamamını cezalandırmış oluyorsunuz. Yani burada Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin neyse, böyle bir yanlış yapmışsa ona cezayı verebilirsiniz ama kalkıp da bir kulübe yok küme düşürmekti yok bilmem şu kadar para cezasıydı, böyle bir şeyin yapılmasını ben asla tasvip etmiyorum. Efendim işte bu yıllardır UEFA'nın kuralları içerisinde var. Bu kuralları koyanlar insan. Siz de şimdi gelip bu yanlışı düzeltin. Dolayısıyla bu yanlışı düzeltmek suretiyle de yıllardır, on yıllardır devam eden yanlış artık yani kulüplerin boynunda bir testere gibi, satır gibi durmasın. Bunu kaldıralım."
OYUNCAK DAĞITTI
Açıklamalarının ardından Müftülük bahçesinde toplanan çocuklara oyuncak dağıtıp hatira fotoğrafı çektiren Erdoğan ardından Sabiha Gökçen Havalimanı'na hareket etti. Erdoğan buradan Şırnak'a uçtu.