Güncelleme Tarihi:
Başbakan şöyle devam etti:
"Bize gelen istihbaratlara göre, Kuzey Irak'ta PKK kamplarında ağır silahlar var.PKK kamplarında top, tank ve buna benzer Amerika'ya ait maalesef ağır silahlar çıktı. Bunun yanında yakaladığımız PKK terör mensuplarının ellerinde silahlar çıktı, bunu Amerikalı yetkililer sonunda kabul ettiler” dedi.
Erdoğan, Dış Politika Konseyi'nde bir konuşma yaptı ve soruları yanıtladı.
Erdoğan, 'Türkiye'de ABD'ye sempati yüzde 9 oranında, ABD'ye düşmanlık sadece Irak'la mı ilgili? “ sorusuna şu yanıtı verdi:
“Böyle bir kamuoyu araştırmasını biz yaptırmadık, ama ciddi bir aleyhtarlık olduğunu biliyorum. Bu aleyhtarlığın, yani ABD'ye aleyhtar olma konusunun önceliğini şu anda Irak konusu çekiyor, bunu söyleyebiliriz. Orta Doğu politikaları çekiyor diyebilirim, İsrail-Filistin noktasındaki gelişmeler, Irak'taki gelişmeler, bu işte önem arz ediyor. Çok çok önemlisi özellikle Irak'taki gelişmelerle bağlantılı olarak Türkiye'deki bölücü terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'ta konuşlanması. Hele son zamanlarda PKK terör örgütünün elinden irili ufaklı Amerika'ya ait silahların çıkması, Türkiye'de korkunç bir tepki meydana getirmiştir.”
Seçimlerde bu konun partilerinin aleyhine kullanıldığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“PKK kamplarında top, tank ve buna benzer Amerika'ya ait maalesef ağır silahlar çıktı. Bunun yanında yakaladığımız PKK terör mensuplarının ellerinde silahlar çıktı, bunu Amerikalı yetkililer sonunda kabul ettiler. 'Evet' dediler. 'Bazıları işte bölgeler terk edilirken, oralarda kaldığı için onlara kaldı' dediler. 'Bazıları korsanlar, silah tüccarları vasıtasıyla bunlara ulaştırıldı' denildi. Bu tabii Türk halkı üzerinde çok çok olumsuz tesirler meydana getirdi ve bu noktayla ilgili de biz doğrusu hala o beklediğimiz tavrı göremedik, bu konuyu tüm yetkililere ifade ettik. İnşallah kısa bir süre sonra burada Başkan (ABD Başkanı Bush) ile de bir görüşmemiz olacak, daha geniş konuşacağız. Dışişleri Bakanıyla bu konuları görüştük, kendileri bu konuyla ilgili olarak gerekli hassasiyeti göstereceklerini bizlere ifade ettiler.”
"SARKOZY İLE PARİS'TE GÖRÜŞECEĞİM” RICHARD HOLBROOKE: ŞU ANDA ABD İÇİN TÜRKİYE KADAR STRATEJİK ÖNEME SAHİP BAŞKA ÜLKE YOK ABD eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke, “Şu anda ABD için Türkiye kadar stratejik öneme sahip başka ülke yok” dedi. Holbrooke, Dış İlişkiler Konseyi'nde Başbakan Erdoğan'ın yaptığı konuşma öncesinde, Türkiye ve Başbakan Erdoğan'la ilgili övgü dolu ifadeler kullandı. Türkiye'nin, bugün Irak sınırında PKK terörizmiyle mücadele gibi sorunları olduğunu da kaydeden Holbrooke, “Başbakan Erdoğan'ı bir dost olarak çağırıyorum” diyen Holbrooke, Erdoğan'ın siyasi yaşamıyla ilgili de bilgi verdi. Erdoğan döneminde Türkiye'nin ekonomik büyümesinde çarpıcı bir artış yaşandığını ifade eden Holbrooke, “Erdoğan'ın söyleyecekleri hem burada bizler için, hem de dünya için büyük önem taşıyor” dedi.
KATILIMCILAR
Başbakan Erdoğan'ın Dış İlişkiler Konseyi'nde yaptığı konuşmada katılımcılar arasında; Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ile Türk heyeti mensupları, Merrill Lynch'den Jose Cotarelo, Deutsche Bank'tan Peter M. Garber, Bank of America'dan Lawrence Goodman, Morgan Stanley'den Aalan K. Jones, ABD Ticaret Odası'ndan Kelly Lawn, Moodys derecelendirme kuruluşundan Kristin Lindow gibi önemli isimler yer aldı.
Başbakan Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'nin, AB üyeliği konusundaki görüşleri hatırlatılarak, “Sarkozy'i ikna edebilecek misiniz?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Ben, Sayın Sarkozy ile seçimden sonra iki kez telefonla görüştüm. Daha sonra bizim bu konuda özel temsilcilerimizi bir araya getirmek suretiyle görüşmeler oldu. Burada Sarkozy ile görüşmemiz oldu. Sayın Sarkozy'nin, Türkiye'nin AB'ye girmemesi istikametinde bir tavır kendisinde biz görmedik, tam aksine bu süreci desteklediğini bizlere ifade etti. Tabii ben nerede, niçin, hangi gerekçeyle böyle bir şey söylenmiş onu bilemiyorum. Doğrusu kendisinden böyle bir şey duymadım. Ama kendisinden duyduklarım şu anda söylediklerimdir ve buna yönelik çalışmaları da Dışişleri ve özel danışmanlar bir araya gelerek sürdürecekler ve bu çalışmadan sonra da ben Paris'te kendilerini ziyaret edeceğim ve bu konularla ilgili nasıl bir takvim oluşacak bunları belirleyeceğiz.”
1915 OLAYLARINA İLİŞKİN ERMENİ İDDİALARI
Türkiye-ABD ilişkileri açısından büyük önem arz eden diğer bir konuya dikkati çekmek istediğini anlatan Erdoğan, bu konunun, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına meşruiyet kazandırmaya yönelik ABD Kongresi'ne sunulan karar tasarısı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bu tasarının önümüzdeki dönemde yasama gündemine alınması ve müttefikimiz ABD kongresinin, ülkemizin milli bilinciyle doğrudan alakalı böylesine hassas bir konuda tek taraflı olarak hukuk dışı siyasi bir yargı havası oluşturması, Türkiye'yi ve Türk halkını rencide etmektedir. Böyle bir gelişme ABD-Türkiye ilişkilerini derinden yaralayacaktır, bu samimi bir tespittir, açık sözlülüğümün de bir gereğidir.”
Türkiye'nin bu meseleyi açıklıkla ele alabilmek için Ermenistan'a tarihi bir öneri yaptığını anımsatan Erdoğan, bu önerinin sahibinin kendisi olduğunu ve altında imzası bulunduğunu ifade etti.
Bu konunun tarihçilerin işi olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, tarihçilerden, siyaset bilimcilerden, hukukçulardan oluşan bir heyet oluşturma önerisini hatırlattı. Türkiye'nin arşivlerini açtığını ifade eden Erdoğan, şu ana kadar sayıları 1 milyona varan belgelerin gözden geçirilerek hazır hale getirildiğini söyledi.
Ermenistan'a “Sizler de arşivlerinizi açın, varsa üçüncü ülkeler de açsın” çağrısı yapan Erdoğan, bu arşivler üzerinden çalışmaların bitirilip siyasetçilerin önüne getirilmesi önerisinde bulundu.
“Ondan sonra biz bu belgeler üzerinden konuşalım” diyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Fakat, ortada bu tür belgeler yokken, dünya ülkelerinin bazılarına gidip veya o ülkelerdeki diasporalar vasıtasıyla bazı kulisler, lobilerle meclislerden bu tür kararlar çıkartmak, adeta yargısız bir infaz olur. Bu tür bir yargısız infaza Türkiye giremez, böyle bir şeyi kabullenmek de mümkün değil. Bunu kabullenemeyiz. Bu noktada biz hala Ermenistan tarafından bir cevap alamadık. Buna bir yaklaşım yok, bütün dostlarımıza bunu bildirdik ama hala gelmiş bir cevap yok.”
Erdoğan, tarafların beraberce diyaloğa girerek ortak tarihlerinin sancılı dönemine ilişkin müşterek bir anlayışa varabilmelerini hedeflediklerini ifade ederek, İstanbul'daki Havalimanını, Ermenistan'a açtıklarını kaydetti.
“BENİM PARTİ TEŞKİLATLARIM İÇERİSİNDE ERMENİ VATANDAŞLARIM VAR”
Ermenistan'a sınır kapısını açmadıklarını da vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Onun da bazı gerekçeleri var. Ülkemde benim Ermeni vatandaşlarım var onlarla huzurluyuz. Aramızda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Benim Parti teşkilatlarım içerisinde Ermeni vatandaşlarım var. Kısa bir süre önce Van Gölü içinde yer alan Akdamar Adası'ndaki kiliseyi devletin kesesiyle onardık, hizmete açtık. Biz bu tür olumlu mesajlar verirken karşımızda maalesef bu tür olumsuz girişimlerle kalkıp yüzyıllara varan, bin yıla varan tarihiyle Türkiye üzerinde bu tür oyunlar oynamak istiyor. ABD Kongresindeki söz konusu tasarının Türkiye-ABD ilişkilerini zehirleyecek şekilde ele alınmasının engellenmesi çabalarında ABD'deki bütün dostlarımıza görevler düşüyor. Bu konudaki çabaları biliyoruz ve onları da her zaman hayırla yad ediyoruz. Bu konunun ilişkilerimizin geleceğini ipotek altına alması kimsenin çıkarına olmayacak.”
IRAK'IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KORUNMALI
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Irak'ın ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü koruyarak, bölgesinde ve uluslararası toplum nezdindeki itibarlı konumuna süratle yeniden kavuşmasını ümit etmekte olup, çabalarını bu yönde sürdürdüğünü söyledi.
Erdoğan, Irakla ilgili Komşu Ülkeler Toplantısı'na Ekim ayında ev sahipliği yapacaklarını belirterek, “Türkiye, önümüzdeki dönemde dost ve komşu ülke Irak'ta siyasi yelpazeyi teşkil eden tüm oluşum, grup ve aktörle, mevcut, ayrıcalıklı, iletişim kanallarını şeffaf ve Irak'ta ulusal uzlaşıya katkı yapacak biçimde kullanmaya devam edecektir” dedi.
Erdoğan, Filistin meselesinin içinde bulunduğu çıkmazı ve Filistin halkının yaşadığı insani trajedinin devam ettiğini de anlatarak, Türkiye'nin geleneksel olarak bölge ülkelerine ve bu zemindeki başka aktörlere eşit mesafede durduğunu belirtti.
Türkiye'nin Orta Doğu coğrafyasında kalıcı ve adil bir barıştan yana olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu bağlamda bizler, İsrail-Filistin itilafında iki devletli çözüme bugüne kadar destek verdik. Bu uğurda yapılacak her türlü gayrete katkıda bulunmaya hazır olduğumuzu söyledik, yine hazırız” diye konuştu.
SURİYE ÇÖZÜMLERİN PARÇASI OLMALI
Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda da şunları kaydetti: “Komşumuz Suriye'nin uluslararası toplum içine çekilerek, sorunların değil, çözümlerin parçası haline getirilmesi çabalarımız da bu bağlamda özel bir yere sahiptir. Bizim bu noktadaki anlayışımızda bu yatmaktadır. Türkiye, kapıların açık tutulmasında ve bu açık kapılar vasıtasıyla diplomasinin çalışmasında önemli bir aktördür.”