Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Rize'nin Güneysu ilçesi Öğretmenevi'nde düzenlenen AK Parti İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada 'baba ocağında' bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.
Memleketinde olmanın, her zaman gönüllerini genişlettiğini, yüreklerine ferahlık verdiğini belirterek, şunları söyledi:
“Her buraya gelişimizde, sizlerin yanına özellikle yüreğimi açmaya, kalbimi genişletmeye, sılayı rahim yapmaya geliyorum. Bu toprağın bir evladı olarak, sizlerin bir kardeşi olarak sizlere layık olabilmek için bütün gücümüzü kullanmaya gayret ediyoruz. Ülkemin her köşesini her vilayetini, her ilçesini her insanını kucaklamaya tüm vatandaşlarıma hizmet etmeye, tüm bakan arkadaşlarımla milletvekili arkadaşlarımla gayret ediyoruz.
AK Parti'yi kurduğumuz günden bu yana ülkemizin her köşesini, ihmal edilmiş her beldesini, her şehrini imar etmekten, kalkındırmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Çok şükür ki ortaya koyduğumuz siyaset sayesinde Türkiye o karanlık tünelden çıkmıştır. AK Parti ile birlikte devlet ve toplum birbirine daha çok yaklaşmıştır. Millet ile devlet arasındaki mesafe ortadan kalkmıştır. Türkiye'nin tıkanın yolları bir bir açılmaya başlamıştır. Eğitimde, sağlıkta, emniyette, adalette, ulaşımda, enerjide köy ve kentlerin kalkınması, Türkiye, AK Parti ile birlikte şahlanmaya başlamıştır.”
“AKP POPÜLİZM TUZAĞINA DÜŞMEDİ”
Türkiye'nin uzun yıllardan sonra yeniden güçlü bir siyaset ortaya çıkardığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Halkın iradesini temsil eden, milli iradeye yaslanan AK Parti kadroları partizanlık yapmadı, AK Parti popülizm tuzağına düşmedi, AK Parti aldatan ve aldanan bir yönetim anlayışı sergilemedi. Bu anlayış sayesinde Türkiye kendi imkan ve kaynaklarına sahip çıktı. Bu anlayış sayesinde siyaset o bölünmüş parçalanmış husumetle, öfkeyle birbirine o çamur atan eski siyaset geleneğini bertaraf etti. Zira yıllarca halkın siyasetçilerden beklediği Ankara'da kavga etmek değil. Ankara'yı, başkenti bir çözüm iradesi haline getirmekti. Bizim iktidarımızda Ankara, çözümsüzlüğün adresi değil, çözümün adresi olmuştur. Mafyalar bu dönemde çökmeye başlamıştır, çeteler bu dönmede çökmeye başlamıştır. Zira biz Türkiye'nin çözülemeyecek hiç bir meselesi yoktur diye yola çıktık, ülke meselelerini çözmek için yola çıktıysanız, samimiyseniz, mutlaka çözüm üretiyorsunuz. Ancak, eski siyaset anlayışıyla küçük olsun benim olsun diyorsanız, popülizme tenezzül ediyorsanız meseleler de çözümsüz kalıyor bugüne kadar olduğu gibi.”
Başbakan Erdoğan, bir ülkenin gelişmesinin masa başında takip edilecek bir şey olmadığını vurgulayarak, “Şehirlere kaynak ayırdık, kurumlar, bu kaynağı nasıl kullanırsa kullansın gibi bir yönetim düşüncemiz olmadı, takip ettik, kovaladık verdiğimizi nerede? Nasıl harcıyor? Bunu gerek şahsım, gerek bakan arkadaşlarım, gerek milletvekili arkadaşlarım hep birlikte takip ettik. Zira tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemedik ve yedirmeyeceğiz, ha aksi varsa, yiyeni varsa onuda aramızda barındırmayacağız, bunun için de her beraber oto kontrolümüzü yapacağız” diye konuştu.
Belediyelerin ne kadar hizmet ürettiğini, eğitim ve sağlık sorunlarının ne ölçüde çözüldüğünü, nerede ne kadar yolun açıldığı konularını takip ettiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Özel sektörle birlikte bu ülkeyi nasıl kalkındırırız diye düşünüyor çözüm üretiyoruz, Türkiye'yi masa başından yönetmiyoruz, Türkiye'yi kapalı kapılar ardından yönetmiyoruz, Türkiye'yi halkımızla beraber, sizlerle beraber yönetiyoruz” dedi.
GEMİLER MONTRÖ'YE GÖRE GEÇİYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Boğazlar'dan geçen askeri gemilerin Montrö Sözleşmesi'ne göre geçtiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Öğretmenevi'nde düzenlenen AK Parti Güneysu 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Kafkasya'da meydana gelen gelişmelere değindi.
Rusya Federasyonu, Gürcistan ve Azerbaycan'da resmi temaslarda bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, yeni bir hamle başlattıklarını söyledi. “Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu” adı altında yeni bir platform oluşturduklarını kaydeden Erdoğan, Kafkaslar'da sıkıntı olmamasını ve bu bölgenin huzur ve refah bölgesi olmasını istediklerini ifade etti.
Gürcistan'ın, Türkiye'nin yakın komşusu olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, “Bağırsak sesimiz duyuluyor. Bu denli yakın olduğumuz bir yere, biz, sessiz kalamayız. Onun için elimizden geleni yapacağız” dedi.
Konuşmasında, CHP ve medyaya yönelik eleştirilerde de bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şimdi ana muhalefet yine başladı konuşmaya. Çok şey bildiği için değil. Boğazlardan geçen gemiler... Montrö Sözleşmesi'ne göre, anlaşmasına göre yapılması gereken neyse, o yapılmaktadır. Küsuratı üzerinde durmayacağım. Toplamda 45 bin ton ancak savaş gemisi geçebilir ve bunlar Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelerdir. Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler için böyle bir sınırlama yoktur. Yani bizim orada istediğimiz kadar gemi bulundurma hakkımız var. Rusya'nın da var. Ama kıyısı olmayanların böyle bir hakkı yok. Tek ülke 30 bin tondan fazla gemiyi Karadeniz'e sokamaz ama toplamda 45 bin ton gemi sokabilir.
Şimdi diyor ki, efendim filanca gemi diyor. Tonun bilmem işte, 15 bin tonun üzerindeymiş. Gitmeden konuşuyorlar. 15 binin üzerinde de olabilir, 16 binin de. Bakın biliyorsunuz hastane gemisi sokmak istediler. Bunun tonajı 69 bin tondu. Hemen Dışişleri Bakanlığımıza talimatımızı verdik ve dedik ki, katiyen. Nasıl bundan önce sokmadıysak, şimdi de sokmayız. Çünkü Montrö buna müsaade etmiyor ve 69 bin tonluk hastane gemisi Karadeniz'e girmedi. Onlar da makul karşıladılar. Israr etmediler. Biz, anlaşmalar neyse bu anlaşmalara herkesin sadık kalmasını isteriz.”
“MİLLİ HEYECAN HEPİMİZİ KUŞATMALI, SARMALI”
“Artık Türkiye'de duruşu olan bir Hükümet var. Dik duran ama dikleşmeyen bir Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti var. Bunu böyle biliniz” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu milletin onuruyla kimseyi oynatmayız. Milletimizin başını öne asla eğdirmeyiz. Öyle gazetelerde siyasi rant elde etmek için bu tür başlıkları atanlar da lütfen bu ülkenin itibarına gölge düşürmesinler. Bunu da çok açık söylüyorum. Televizyon haberlerinde milletimizin onuruyla oynayacak haberler lütfen yapılmasın. Buna da dikkat edin. Bunlar, hiç bir zaman ne o televizyon kanallarına, ne de o gazetelerin köşe yazarlarına hiç bir şey kazandırmaz.
Bazı şeylerde tabi ki yüreğimiz acıyor. Bakıyoruz ki, destek olacakları yerde köstek olma gayretleri var. Ne yaptığımızı, ne ettiğimizi kalk ilgili bakanlıklarımızdan öğren. Bilmiyorsun madem öğren. Ondan sonra haberi yapacaksan yap. Aleyhte bir haber yapılıyor diye onun üzerine atlama. Bu ülkede milli meseleler gündeme geldiğinde milli heyecan hepimizi kuşatmalı, sarmalı. Ama milli heyecanı bile bizimle paylaşamayan, o milli heyecandan uzak olanlar varsa onları da sandığa havale ediyorum.”
UZLAŞMA MİLLETLE OLUR
Erdoğan, “Bizim milletle problemimiz yok, milletle problemimiz yok. İşte onun için 81 vilayetten 80'i bizimle geldi kucaklaştı, bize, 'AK Parti uzlaşmaya karşıdır 'diyenlere sorun kaç tane vilayette milletvekiliniz var, niye? Çünkü siz milletle bir defa barışık değilsiniz ki milletle uzlaşma içinde değilsiniz ki milletin değerlerine saygılı olmayana millet oyunu verir mi, vermez” diye konuştu.
Erdoğan, Rize'nin Güneysu İlçesi Öğretmenevi'nde düzenlenen AK Parti Güneysu İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, iktidarları döneminde hem kaynakları arttırdıklarını hem de bu kaynakların en iyi şekilde kullanılmasının önünü açtıklarını söyledi.
“Türkiye'yi bir bütün olarak gören, siyaseti ülkenin bir kısmına değil, vatandaşların imtiyazlı olanlarına değil, ülkenin tamamına bir hizmet aracı olarak gördüğümüz için girdiğimiz ikinci genel seçimde bildiğiniz gibi oylarımızı yüzde 34'den, yüzde 47'ye çıkardıK” diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Kim? Siz, milletimiz dedi ki 'Bu işi AK Parti yürütüyor' ve 34'ün üzerine bir 13 daha ilave etti yüzde 47. İnanıyorum ki benim halkım, benim milletim, yapılacak olan yeni bir seçimde bu oyları daha da arttıracaktır, ben buna inanıyorum. 81 vilayete adaletle hizmet götürdüğümüz için şehirlerimiz arasında ayırımcılık yapmadığımız için Türkiye'nin 80 vilayetinden güçlü bir siyasi irade ortaya çıktı. Bakın 81 vilayetten, 80'inde AK Parti'nin nesi var? Milletvekili var, temsilcisi var biz onları kucakladık, onlar da bizi kucakladı, fark bu.
Şimdi zaman zaman birileri diyor ki uzlaşma, uzlaşma, uzlaşma... Uzlaşma milletle olur, uzlaşmaya karşı çıkanlarla değil, biz milletle uzlaşmışız, bizim milletle problemimiz yok, milletle problemimiz yok işte onun için 81 vilayetten 80'i bizimle geldi kucaklaştı. Bize, 'AK Parti uzlaşmaya karşıdır 'diyenlere sorun kaç tane vilayette milletvekiliniz var, niye? Çünkü siz milletle bir defa barışık değilsiniz ki milletle uzlaşma içinde değilsiniz ki milletin değerlerine saygılı olmayana millet oyunu verir mi? Vermez ne üreteceğini, bu ülke için bu millet için ne yapacağını söylemeyip, durmadan iktidarı karalayana bu millet oy verir mi? Geleceksin kuru sıkı atacaksın, hakaret edeceksin, saygısızlık yapacaksın ondan sonra bu millet oy verecek, bizim milletimizin feraseti üstündür, bizim milletimiz kimi nasıl değerlendireceğini çok iyi bilir ve vakti saati geldiğinde gene gereken dersi evvel Allah verir. Kime vermesi veya verilmesi gerektiğini bilir. Milletin iradesini küçümseyenler, siyaseti siyaset dışı yollarla tazyik altına alma hesapları yapadursunlar sandık başında bunun hesabını yine verecekler.”
“O DAVANIN ADI TÜRKİYE DAVASIDIR”
“Bizim yolumuz, milletimizin yoludur, milletimizin taleplerini arzularını gerçekleştirmeye devam edeceğiz, millet yolunda geri adım atmayacağız” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye'yi seven, Türkiye'nin saygın bir dünya devleti olmasını isteyen, cumhuriyetimizin payidar olmasını, demokrasimizin dünya ölçeğinde gelişmesini isteyen herkes, her vicdan ve her vicdan sahibi AK Parti kadrolarının, sadece ve ama sadece bu ülkeye hizmet için var olduğunu bilmelidir. Hiç kimsenin bundan endişesi olmasın, ülkemizin her köşesinde ülkemizin bütünlüğünü konuşuyoruz. 81 vilayetin yollarını açarken, 81 vilayeti üniversiteye kavuştururken, bütün illeri Rize dahil doğalgaza, bütün şehirlerimizi modern hastanelere kavuştururken derdimiz davamız birdir. O derdin adı Türkiye'dir, o davanın adı Türkiye davasıdır. Bunu böyle bilin işte Güneysu burada, sizler olanı biteni çok iyi görüyorsunuz. Allah aşkına gidin bir geriye 10, 15, 20 yıl gidin geriye, neydi buraların hali şimdi ne oldu?”
“BİZDEN ÖNCE DE BURADAN BAŞBAKAN ÇIKTI”
Erdoğan, 2006 yılında Rize'de güçlü bir üniversite oluşturulduğunu belirterek, “Bizden önce de buradan Başbakan çıktı. Ve onlar da devamlı meydanlarda söz verdiler. 'Rize'ye üniversite kazandıracağız' dediler,
ne oldu? Nasihatten öte geçti mi? Meydanda kaldı söyledikleri. Ama
bizim söylediklerimiz meydanda kalmadı. Biz ne söylediysek yaptık ve bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Karadeniz Sahil Yolu'nun kendi iktidarlarından önce yüzde 35'inin yapıldığını ifade eden Erdoğan, ancak kendilerinin 4.5 yılda yüzde 65'ini tamamlayarak hizmete açtıklarını söyledi.
“BİZİ ANKARA'DA ZOR BULURSUNUZ”
Başbakan Erdoğan, Rize'yi sadece çay ile geçinen bir il olmaktan çıkarıp, sanayi, kültür ve turizm alanında gelişmeler sağlamak için çeşitli projelere imza attıklarını söyledi.
Spor tesisleri ile gençleri kötü alışkanlıklardan kurtarmak istediklerini anlatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Milletin derdiyle dertlenmenin gereği budur. AK Parti siyasetinin mihenk noktası da milletinin derdiyle dertlenmektir, bunu böyle biliniz. Açık söylüyorum haksız makam, haksız servet isteyen, haksız ün ve şöhret isteyen altını çiziyorum, lütfen bizden uzak dursun. Millete hizmet etmek isteyen her vatandaşımızın yeri işte her zaman başımızın üstüdür. İşte bu nedenle ülkemizin her köşesini dolaşıyor bütün illerimizde açılışlar yapıyor, yaptığımız hizmetleri yerinde inceliyoruz. Bizi Ankara'da zor bulursunuz. Bizi aradığınız zaman Van'da, Edirne'de, Sinop'ta, Hatay'da, dünyanın bir ucunda bulursunuz. Niye? Biz Türkiye için varız, Türk Milleti için varız. İşte bugün de buradayız, biz sözlerimizi tuttuk, yüzümüz milletimize karşı mahcup değil. Millete sırtını dönmeye alışanlar seçimlerde milleten gerekli cevabı aldılar.”
“BİZİM HESABA ÇEKİLME YERİMİZ NERESİ? SANDIK...”
Erdoğan, her ile giderken “Bu gittiğimiz ilin vatandaşlarını mutlu edecek, bu şehrin sosyal ve ekonomik çehresini ve çevresini geliştirecek neler yaptık?” diye kendi kendilerine sorduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun için sürekli bir muhasebe yapıyoruz, sürekli nereden nereye geldiğimizi sorguluyoruz. Çünkü hesaba çekilmeden kedinizi hesaba çekiniz. Bizim hesaba çekilme yerimiz neresi? Sandık... Millet sandıkta hesaba çekecek, ama sandığa gitmeden önce kendini hesaba çek, sen iktidarsın, ben millete neyin sözünü vermiştim, ne kadarını yaptım, bunları biz masaya yatırıyoruz. Bizim eylem planımızda vardı. Neler yapacaktık, ne kadarını yaptık. Hep bunların hep değerlendirmesini yapıyoruz. Ha şunu, şunu yaptık ama şu, şu duruyor. Bunları da hemen süratle yapalım, çünkü yarın milletin karşısına çıktığımızda sorar 'sen bize okul sözü vermiştin ne ettin, hastane sözü vermiştin ne ettin?' Onun için sözümüzü tutacağız okul demiştik buyur okul, hastane demiştik buyur hastane, yol demiştik buyur yol.”
Taşkınlarda çok insanın kaybedildiğini anlatan Erdoğan, “İstiyoruz ki bunlar bir daha olmasın nereden nereye geldik. Bu bir meydan okuma değildir. Aksine millete hesap verme anlayışının bir gereği olarak nereden nereye geldiğimizin, başkaları bize sormadan, biz bunu kendimize soruyoruz” diye konuştu.
'ARTIK BU ÜLKEYİ MAFYALAR, ÇETELER YÖNETEMEYECEK'
Erdoğan, Rize'nin Güneysu ilçesi öğretmenevinde düzenlenen AK Parti İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, AK Parti Hükümeti olarak millete verdikleri sözlerin arkasında durduklarını söyledi.
Türkiye'nin her köşesini hiçbir ayrım gözetmeksizin adım adım gezdiklerini anlatan Erdoğan, Türkiye'yi kalkındırmanın mücadelesini verdiklerini ifade etti.
“Ne ekersen onu biçersin” kuralının hayatta çok önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Biz bu ülkeye gönlümüzü adadık. Bizim bu ülkeye sevdamız var. Sevgi, ilgi, emek tohumları ekiyoruz biz bu ülkeye. Hamdolsun çabalarımızın karşılığını da çok şükür alıyoruz. Bizim, Allah'ın 'yaratılmışların en şereflisi' diye vasıflandırdığı insanlara karşı en ufak bir tereddütle bakışımız yok. Çünkü Yunus Emre'nin kültüründeki 'yaratılanı yaratandan ötürü sevmek' anlayışıyla biz insanlara bakıyoruz. İnsanlara bakışımızda bir ayrım yapamayız. Hizmeti verirken burada zaten önemli bir incelik var. Gazi Mustafa Kemal'in ifade ettiği, 'millete efendilik yoktur, millete hizmet etmek vardır.' İşte biz bu milletin hizmetkarıyız.”
SIVASIZ EVLER
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, belediye başkanlarını göreve çağırdı ve sıvası yapılmamış binalara müdahale etmelerini istedi. Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şehirlerimiz artık mamur hale geliyor. Dün akşam belediye başkanlarına onu söyledim. Sıvasız evlerimiz var Türkiye'nin her yerinde. Bu nedense bir moda. Buradan sesleniyorum, Güneysu'dan Türkiye'ye sesleniyorum, belediye başkanlarına sesleniyorum: Yazılı talimatlarınızı gönderin, sıvalarını yaptılar yaptılar... Yapmadı, belediye olarak sen sıvasını yap, boyasını at, parasını tahakkuk ettir, kendisine gönder. Bunu ben söylemiyorum kanunun gereği bu, kanunda var bu... Bunu yapmaya mecburuz. Vatandaş da bunu ödemeye mecbur. 'E, benim param yok...' Evi yaptırırken paran vardı, neden bunu sıvasız yaptırıyorsun. Bunu belediye başkanlarımız kesinlikle yakın takibe almalıdır. Kimsenin şehirlerimizin görüntüsü bozmaya hakkı yok. Bizim, bir kere, gözümüzün baktığı yerler güzel olacak, o güzelliklerden biz nasibimizi alacağız. Kimse bizi bundan mahrum bırakamaz. Onun için belediye başkanlarımıza çok iş düşüyor.”
“MİLLETİMİZE BEDEL ÖDETEMEYECEKLER”
AK Parti İktidarı olarak Türk milletine hizmet için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, bu yürüyüşten rahatsız olanlar bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, sözlerini söyle sürdürdü:
“Enerjimizi kısır çekişmelerle harcamamızı isteyenler olabiliyor ama milletimiz bu tür oyunlara prim vermiyor. Önümüze çıkan engelleri de kazasız, belasız aşıyoruz, aşacağız. Millete bedel ödetmemekte kararlı olan siyasi irademiz eskisinden çok daha güçlendi ve geniş toplumsal kesimler tarafından destek görüyor. Milletimize o bedeli ödetemeyecekler. Artık bu ülkeyi mafyalar, çeteler yönetemeyecek, bu ülkeyi millet yönetiyor millet yönetecek. Bunu böyle bilin.
Nerelerden neler çıkıyor. Kollarımızı her gün biraz daha açıyoruz, yollarımız her gün biraz daha genişletiyoruz. Zira bu yolda yoldaşımız sizlersiniz. Bu yolun nihai menzili milletimizin rızasıdır. Bizim sorunlarımızın kaynağında kamu yönetimi ile toplum arasındaki mesafe vardı. Yeni bir yönetim anlayışıyla Türkiye'yi bir girdaptan çıkardık ve ayağa kaldırdık. Bundan sonra çok daha hızlı, çok daha güvenli bir şekilde yolculuğumuza devam edeceğiz. Güvene, istikrara ve sevgiye devam edeceğiz. Durmak yok, yola devam...
İnsanların, mensubu olmaktan gurur duyduğu bir ülke hedefimiz var. Sadece geçmişinden değil, bugününden de yarınından da gurur duyulacak, iftihar edilecek bir ülke hedefimiz var.”
“YEREL SİYASETİ ÇOK ÖNEMSİYORUZ”
AK Parti olarak “yerel siyaseti çok önemsediklerini ve siyasetin yerelden başladığını söylediklerini” anlatan Başbakan Erdoğan, kendilerine göre, “siyasetin yukarılarda oynan bir oyun olmadığını” söyledi.
Erdoğan, konuşmasında, 22 Temmuz seçimlerinde AK Parti'nin Güneysu'da yüzde 80 oranında oy aldığını da hatırlattı. Erdoğan'ın, “Biz istiyoruz ki bu kadar hizmetin bedeli...” demesi üzerine, partililer, Başbakan Erdoğan'ın sözünü keserek, “yüzde 100” şeklinde slogan attılar. Erdoğan bunun üzerine, “Gökten ne yağa ki yer kabul etmez. Yani yüzde 100 geldi de biz hayır mı dedik” dedi.
Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında sözü, küçük bir kız çocuğu tarafından “durmak yok, hizmete devam” sözleriyle kesildi. Başbakan Erdoğan da gülümseyerek küçük kızın sözlerini tamamlamasını bekledi.
Kongreye, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek ile Hayati Yazıcı, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve milletvekilleri katıldı.