Güncelleme Tarihi:
TAKSİM SALDIRISI
Taksim’deki saldırıyla ilgili PKK biz yapmadık dedi ama saldırganın PKK’lı olduğu belirlendi. Saldırıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
İşin tabi teknik boyutunu dün arkadaşlarımız açıkladılar. Olayın provakatif boyutu nedir ne değildir, bu süreç içerisinde takibi devam edecektir. Bir çok açıklamalar var.
Tabi bu canlı bombanın ailesiyle olan ilişkiler v.s bunu yine içişleri bakanlığımız takip ediyor. Yapılacak açıklamalar, geçmişi itibaren Hakurk’ta bulunmuş olması, bunların bağlantıları nedir, bunları açıklamak için erken olduğunu düşünüyorum. Çok daha farklı.
ASKERİN YAPTIĞI YANLIŞTIR
Ömer Çelik, resepsiyona katılmayan askerlerin emre itaatsizlik yaptığını söyledi. CHP'liler de "O zaman askeri görevden alın" açıklamasını yaptı. Siz aynı düşüncede misiniz?
PKK’nın eylemsizlik kararını açıklarken, askerin karakoldan çıkmaması yönünde ön koşulu vardı. Operasyonlar devam edecek mi?
Bir defa ben yazılı ve görsel medyadan bir şey rica ediyorum.
KUTLAMALARIN YERİ ÇANKAYA'DIR
Açıklamayla ilgili, bu bir davettir. Bu davete icabet etmemenin Genelkurmay açısından ne denli yanlış olduğunu söyledim. Bir alternatif kutlamanın hiç şık olmadığını ayrıca söyledim. Çünkü 29 Ekim kutlamaların yeri hep Çankaya olmuştur. Bunun dışında herhangi bir yerde olmamıştır. Böyle bir alternatif kutlama nasıl yanlış olmuşsa, bu da bu denli yanlıştır.
Ne emre itaate, ne emre itaatsizliğe girer, onun değerlendirmesi hukuki bir süreçtir. Kim nasıl ne zaman görevden alınır alınmaz, kimse bize bu konuda akıl vermesin.
AKILLARINI KENDİLERİNE SAKLASINLAR
Onu da yeri geldiği zaman yaparız. Kimseye de hesap vermeyiz. Yeter ki yasal süreç söz konusu olsun. Bizim CHP’nin aklına ihtiyacımız yok. Onlar akıllarını kendilerine saklasın.
Güvenlik güçlerine silah bırakın demek mümkün mü? Bunlar zaten güvenlik güçlerinin oluşumunun gereğidir. Ama burada terör örgütü bir defa silahı bıraktığı sürece, zaten güvenlik güçlerinin operasyona girmesine gerek kalmayacaktır. Olay bu kadar nettir.
Bahçeli, eylemsizlik kararını pazarlık çıkmazı olarak değerlendirdi. TBMM’de, Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk başvuru yaptı. Bununla ilgili olarak Anayasa’da Meclis Başkanı bunun Meclis yetkisinde olmadığını söyledi. Bu nasıl uygulanabilir?
Bu konuyla ilgili de TBMM Başkanlığı’nın yaptığı açıklama yapması gereken bir açıklamaydı. İşin gerçeği de budur. Çünkü anayasa mahkemesi biliyorsunuz, hukuki noktada nihai bir merciidir. O karardan sonra, bu kararı değiştirme gibi bir şey de söz konusu değil. Bu iş bitmiştir. Buradaki bana göre girişim, acaba bir şey buradan çıkar mı mantığından kaynaklanmaktadır.
İSPAT EDEMEZLERDE ALÇAKLIKTIR
Bölücü terör örgütünün yapmış olduğu bu tür açıklamalarla ilgili, yani MHP genel Başkanı’nın bu yaklaşım tarzı yeni dğeil. Bunu halk oylaması sırasında da söyledi. Ben o zaman çok ağır ifade kullandı. Şahsımı izam eden bir yaklaşımdı bu. Terör örgütüyle pazarlıkta olduğumuza dair ifadeler kullanmıştı. O zaman da kendilerine, bu tür pazarlığa girdiği iddiadir, bu iddiayı ispat kendilerine düşer. Bunun ispat edemezlerse bu alçaklıktır demiştim. Ama o günden bugüne bir açıklama yapmamışlardır.
BÖYLE BİR PAZARLIK SÖZ KONUSU OLAMAZ
Şimdi tekrar bunu tekrar kurcalamaya başladılar. Hükümet olarak böyle bir pazarlığın içerisinde olmamız söz konusu değildir. Burada devletin kurumları, kendi iktidarları döneminde görüşmeleri yapmıştır.
Çok açık net ortadadır. Biz ülkemizde özellikle bir konu üzerinde duruyoruz. O da şudur. Ülkemizde bizim terörle mücadeledeki süreci durdurmamız mümkün değil. Bu parlamentonun çatısı altında olan herkese düşen görev, terörle mücadelede el ele vermektir.
MAYDANOZ OLUYORLAR
Sağolsun medya nasıl bu konuda biz bu işe maydanoz oluruz bunun gayreti içerisine giriyor. Biz bu desteği hala yakalayamadık.
Taksim olayında bile, bu görüntüler yayınlanmasın, şöyle olmasın böyle olmasın, bir iki tanesi buna uyuyor, ama diğerleri sonuna kadar devam ettiriyor.
“BU İŞ BİTMİŞTİR”
Erdoğan, “Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk'ün milletvekilliğine tekrar dönmek için yaptıkları başvuruyla ilgili TBMM Başkanı'nın açıklamaları oldu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna, şu cevabı verdi:
“TBMM Başkanlığının yapmış olduğu açıklama, bana göre yapması gereken bir açıklamaydı ve doğru bir açıklamaydı ve yapmıştır. İşin gerçeği de budur. Anayasa Mahkemesi hukuki noktada nihai bir mercidir, kararının vermiştir ve o karardan sonra Anayasa Mahkemesinin almış olduğu bu kararı değiştirme gibi bir şey de söz konusu değildir. Bu iş bitmiştir. Burada bana göre, girişim, 'Acaba buradan bir şey çıkar mı' mantığından kaynaklanmaktadır. Bunu cevabını TBMM verdi.”
Terör örgütünün eylemsizlik kararı açıklamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunurken de Başbakan Erdoğan, “MHP Genel Başkanı'nın bu yaklaşım tarzı biliyorsunuz yeni değil. Bunu halkoylaması sırasında da söyledi ve söylediğinde ben çok ağır ifade kullandım” dedi.
“Terör örgütüyle pazarlıkta olduklarına dair ifadeler kullandığını” anlatan Erdoğan, “O zaman kendisine, benim veya arkadaşlarıma terör örgütünün mensuplarıyla bu tür pazarlığa girdiği bir iddiadır, 'bu iddiayı ispat kendilerine düşer' ve 'bunu ispat edemezlerse bu bir alçaklıktır' demiştim, 'bu bir büyük iftiradır' demiştim. Ama o günden bu güne böyle bir açıklama yapmamışlardır, yapamamışlardır. Çünkü olmayan bir şeyin açıklaması zaten olmaz. Bunu yapamadılar” diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Şimdi tekrar siyaset kurumu olarak, hükümet olarak böyle bir pazarlığın içinde olmamız söz konusu değildir. Böyle bir şey olamaz. Burada, devletin kurumları, kendi iktidarları dönemlerinde de bu tür görüşmeleri yapmıştır. Görüşmeyi bırakın, çok daha ileri gidiyorum; hakkında idam kararı olduğu halde sümen altı etmek suretiyle ölüm cezasını bile, ne zaman ki Meclis'ten ölüm cezası kaldırılmıştır ve bu süreçte de kendilerini rahata çıkarmışlardır. Bütün bu olayların hepsi çok açık ve net ortadadır.
Biz, ülkemizde özellikle bir konu üzerinde duruyoruz. Ülkemizde bizim terörle mücadeledeki süreci bir defa durdurmamız mümkün değil. Burada hangi siyasi parti olursa olsun, bu parlamentonun çatısı altında olan herkese düşen görev, terörle mücadelede el ele vermektir. Dün de örneklerini verdim. İngiltere'ye gidiyorsunuz, iktidarı muhalefet el ele veriyor terörle mücadele ediyor. İspanya'ya gidiyorsunuz, el ele veriyor terörle ortak mücadele ediyorlar.
Biz de maalesef muhalefet, iktidarı nasıl zayıf düşürürüz diye elinden gelen gayreti gösteriyor. Sağolsun medya aynı şekilde, nasıl bu konuda biz bu işe nasıl maydanoz oluruz bunun gayreti içerisine giriyor. Burada biz bu desteği hala yakalayamadık, el ele veremedik. Bunu yazılı, görsel medyanın bütün temsilcileriyle görüşüyoruz. Ne söylersek söyleyelim, Taksim olayında bile, her zaman bu görüntüler yayınlanmasın, şöyle olmasın ama bakıyorsunuz bir iki tanesi uyuyor ama diğerleri bakıyorsunuz sonuna kadar aynen devam ettiriyor. Bu konuda sıkıntımızın büyük olduğunu tekrar ifade etmem lazım.”
"SARI MONTLU KİŞİ” İDDİASI
Erdoğan, “Diyalog müzakereye dönüştü şeklinde ifadeler var. Bunu doğrular mısınız? Taksim saldırısında sarı montlu biri olduğu, polis tarafından vurulduğu ve helikopterle götürüldüğü şeklinde iddialar var. Böyle bir bilgi geldi mi” sorusu üzerine de devletin kurumlarının bu tür görüşmeleri yapabileceğini söyledi.
Erdoğan, “Bu geçmişten bu yana hep yapılmıştır, bugün de yapılır, yarın da yapılır. Yani bunu artık konuşmak veya bunun müzakeresini aramızda yapmak yanlış olur diye düşünüyorum” dedi.
Devletin, bunun için olduğunu, herkes ile görüşmeleri yaptığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Niye? Netice almak için var da devlet onun için... Tabii ki yapacak. İşi veya bir kilidi çözüme kavuşturmak istiyorsa bu tür adımları atacak. Bunlar atılmıştır, atılır, atılmaktadır ve atılacaktır da...
Taksim'e gelince, bir helikopterden bahsediyorsunuz. Ben Taksim Meydanı'na helikopter inip inmediğini doğrusu hiç duymadım, duyanlarınız var mı? Siz medyasınız. Bir helikopter indi mi oraya? Bilmiyorum, duymadım. Oraya helikopter inmişse bu zaten bellidir ama inmemişse helikopteri konuşmamızın hiç anlamı yok. Böyle faraziyeler üzerinde özellikle gerçeğe ulaşmak, hakikate ulaşmak yanlış olur. Böyle bir olay yok. Olay tamamıyla canlı bombanın şahsında başlamıştır, bitmiştir. 15 polis, 17 sivil yaralanmıştır. Hamdolsun herhangi bir ölüm olayı olmamıştır. Bunun yanında orada ikinci bir bu tür terörist olmuş olsa bunu da hemen etkisiz hale güvenlik güçlerimiz getirmiş olsa bu da belli olurdu. Bunların belli olması gizlenmeye gerekli olan şeyler değil. Tam aksine, açık olarak 'yakalandı bununla ilgili de soruşturmalar devam ediyor' deriz.”
GENELGE İDDİASI
Başbakan Erdoğan, “29 Ekim resepsiyonu tartışılmaya devam ediyor. Adana'da bir olay yaşandı, resepsiyondan askerler, başörtülüler olduğu için ayrıldılar. Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlandığı iddia edilen bir genelgeden söz edildi; başörtülü olursa resepsiyondan ayrılın şeklinde... Nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna ise “Bu tür bir genelgeden bilgim yok. Bu tür bir genelgeden bilgim olsa bunu da zaten hassasiyetle ele alır, gereği neyse bunun da gereğini yaparız” yanıtını verdi.