Başbakan Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Güncelleme Tarihi:

Başbakan Erdoğandan önemli açıklamalar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2008 13:59

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Şişli İlçe Kongresi’nde konuştu.

Haberin Devamı

"KÖRDÜĞÜMÜ SİZ ÇÖZDÜNÜZ"

Sizler bu ülkede karamsarlığı yendiniz. Kördüğümü çözdünüz. Sizler aşılmaz gibi görünen sorunları aşma yolu olarak siyaseti tercih ettiniz. Refahın ve kalkınmanın yolunu sizler açtınız.

Türkiye’nin AKP hükümetleri önceki kötü durumlara düşmesinin nedeni siyasetti. Siyaseti kötürüm haline gelenler er meydanını boşaltmışlardı. Bu ülkenin varlıkları peşkeş çekiliyor, bankaları boşaltılıyordu.

Partimizin ve ülkemizin başında sizlerin ideallerinin ne kadar büyük payı olduğunu çok iyi biliyorum.

"İSTANBUL TÜRKİYE'NİN ÖZETİDİR"

Yaşadığınız şehre ve bu ülkeye yaptığınız hizmetlerin katlanarak devam edeceğine inanıyorum. AKP Türkiye’nin yoludur. AKP Türkiye’nin vicdanından çıktı. Allah sizin ve ülkemizin yolunu açık etsin.

 

Haberin Devamı

İstanbul ülkemizin özetidir. İstanbul Türkiye’nin kalbidir. İstanbul’un başı ağrırsa bütün Türkiye acı duyar. İstanbul refah içinde olursa bunu Türkiye hisseder.

 

Bugün İstanbul özlemlerine kavuşuyor kavuşmuştur. Ülkemiz baştan başa bir kalkınma halinde. Başkent Ankara yıllar yılı olduğu gibi yerinde sayıyordu. Artık Anadolu’nun bütün illerine sinerji dağıtan bir il haline geldi. Artık her köy her belde ayağa kalkıyor.

 

"ÜLKEYİ BU HALE CHP GETİRDİ"

Ankara’da yüreğini Anadolu’ya veren bir iktidar var.

 

CHP’nin İstanbul’u ne hale getirdiğini siz çok iyi bilirsiniz.

 

Biz Türkiye’de yönetimi büyük bir bataklığa yuvarlanırken devraldık.

 

Bakıyorum, iktidarı devraldığımız partiler konuşuyor. Sizler 3,5 sene dayanabildiniz. 5 sene kalsaydınız ya.. Niye.. Çünkü mecal yok.

 

"İSTANBUL'UN SUYU VAR MIYDI"

Bugün sadece İstanbul’da olan bitene bakarak bu ülkede ne olup bittiğini anlayabiliriz. AKP’den sonra bu ülkede nelerin değiştiğini daha iyi görebiliriz.

 

Haberin Devamı

İstanbul’un değişimle hizmetle tanışması 27 Mart 1994 tarihine rastlar. Şimdi ben o dönemi yaşayan vatandaşlarıma sesleniyorum.

 

Şöyle zaman tünelinde geriye doğru gidelim. İstanbul’un suyu var mıydı? Banyolarımızda küvetleri suyla dolduruyor muyduk? Plastik bidoncular yeni bir sektöre oluşmuştu. Gidip onları alıp banyoları istif haline getiriyor muyduk? Yapıyorduk. Bunlarla beraber artık lezzeti kaybetmiştik.

 

"NASIL DUŞ ALACAĞIMIZI ŞAŞIRIRDIK"

Banyolarda duş almak için ne yapacağımızı şaşırdık. CHP sayesinde. Bu CHP sayesinde temizlik bile kayboldu.

 

İstanbul’da hava kirliliği var mıydı? O dönemin sabah gazetesi maske dağıtıyordu maske. Hatırlayın. Ve kim vardı İstanbul’un iktidarında CHP zihniyeti vardı. Ey CHP hani sen çağdaştın? Niçin benim halkımı o zehirli havaya mahkum ediyordun.

 

Haberin Devamı

Kimi bekliyordu İstanbul bizi bekliyordu.

"ÇÖP PATLADIĞINDA CHP NEREDEYDİ"

Çöp dağları yükselmişti. Eminönü’den geçemezdiniz. Ümraniye çöplüğü patladığı zaman orda ölenler soruyorum kimin maktulüydü? Patlama olduğu zaman CHP yönetiminde değimliydi ?

Şimdi gel de sayın Baykal o çöplüğü git bir ziyaret et. Ne hale geldi orayı git bir gör. Ama oralara gidecek ne vaktin ne anlayışın var. Niye? Çünkü Ankara’dan dışarı özel nedenlerle çıkabilirsiniz ama hizmet aşkıyla çıkamazsınız.

Bakınız Şile. O çöplük tamamen modern bir depolama alanına dönüştü. Kemerburgaz orası da depolama alanına dönüştü.


"PROFESÖRLER HALİÇ'İ DOLDURALIM DEDİ"

Çevre adına sesleniyorum. Haliç’in çevresinde dolaşmak mümkün müydü? Ve bize akıl verenler profesörler ne diyordu biliyor musunuz ? Tek çözüm Haliç’i doldurmak. Ancak biz yapmadık.

Haberin Devamı


Sağ olsun güzel bir çalışmanın neticesinde bizler Küçükköy tarafında büyük bir taş ocağını adeta bir baraj gibi gövdesini hazırladık, pompaj hattı kurduk ve Haliç’in çamurunu oraya pompaladık. Sonra süzdük ve suyunu tekrar Haliç’e aldık.


Şimdi koku var mı ? Yok.. İstanbul’a hayırlı olsun Türkiye’ye hayırlı olsun.


CHP’ye de hayırlı olsun, onlara oy veren kardeşlerime de hayırlı olsun. Çünkü biz tüm İstanbul’un belediye başkanıydık. Ayrım olmaksızın herkesin.

"BİZ İSTANBUL SEVDALIYIZ"

Ya bir başbakan da Haliç’in etrafıyla bu kadar uğraşır mı? Bizim İstanbul sevdamız var. İstanbul’a ne deniyor. Altın boynuz deniyor. Sıradan bir yer değil. Buralar bizim mührümüz. Buralarla dünyaya açılıyoruz ve bunu hep beraber o çevredeki belediye başkanımızla tarihi eserlerimizi hayata geçirerek, işte bu hale getirdik. İnşallah kısa zamanda Sütlüce kongre merkezi, oda Miniatürk’le birleşmek suretiyle bitecek.

 

Haberin Devamı

"ADALET SARAYLARI MERDİVEN ALTI ÇALIŞIYORDU"

Hemen yanı başımızda devasa bir yer yapılıyor. Ama orada İstanbul’un değil Avrupa’nın en büyük adalet sarayını yapıyoruz. Türkiye genelinde 80’e yakın adalet sarayını bitirdik. Daha önce adalet sarayları adete merdiven altı çalışıyorlardı. Ama şimdi fiziki noktada mekânlarını en ideale taşıyoruz ve yaptığımız bu saraylar ihtiyacın üstünde. Geleceği kuşatıyoruz.

 

"YAN GELİP YATMIYORUZ"

İşte Çağlayan’da burası yapılırken, ayrıca Anadolu Yakası Kartal’da muhteşem bir eser ortaya çıkıyor. Peki nerdeydi daha önceki iktidarlar ? İşte Eurobus diyoruz. Ta zincirlikuyu’ya kadar gidiyor. Peki gelen iktidarlar neden böyle şeyler düşünmediler? Dertleri yokki. Bu dert işi.

 

Ama bizim derdimiz var. Acaba ne yapacağız da bu işi çözeceğiz. Yan gelip yatarak bu iş çözülmez.

 

İktidara geldik 9 ilimizde doğalgaz varı. Şimdi 60 ilimizde doğalgaz var. 5 senede. Hem hava kirliliğini yok ediyoruz hem de benim Ayşe Fatma bacım hamallık dönemini bir kenara koyuyor ve kombiye basıp evin her yerini ısıtıyor.

 

"NİYE ÇÖZEMEDİNİZ"

MHP, CHP neden bunları çözemediniz? Şimdi biz hallediyoruz diye mi rahatsız oluyorsunuz ?

Bütün bu hizmetleri yaparken, İstanbul’da sadece göreve geldiğimde bizim doğalgaz abone sayısı 100 bin civarındaydı. Bıraktığımda 1 milyon 250 bin ile bıraktım. Şimdi 4 milyon. Bu hangi zihniyetin sıçrama yaptığını gösteriyor. CHP’nin eline kalsaydık patinaj yapmaya devam ederdik.
Bakın İzmir’de susuzluk başladı. Niye ? Onlar gelirse kuraklık başlar.
İstanbul’a yapılan hizmetleri saymakla bitiremeyiz.

AYDIN DOĞAN'A CEVAP


Dün biliyorsunuz Aydın Doğan medyasına cevap verdim ve Doğan medyasının hakkımızda yürüttüğü iftira kampanyasının nedenini anlatıyorum. Onlara da söylüyorum. Çıkın iftiralarınızı ispatlayın.

Bu fırsatı değerlendirmezseniz ki değerlendirmediniz şu ana kadar o zaman ben anlatırım.

Aydın Doğan’da akşam yine kalemşörleriyle bir şeyler hazırlamış. Diyor ki. Biz Baykal’ın mal varlığını tam açıklamadığını haber yaptık. Bende hayır diyorum siz üstüne gitmediniz. Başka gazeteler gitti biz gittik, siz utanma belasına kerhen siyasetteki yansımaları yazıp geçtiniz. Biz de yazdık demek için.

"DUYMAZDAN GELDİNİZ"


Milliyet Gazetesi haber ve yorum yayımlamış. Kimseyi yanıltmayın. Sonra arşivler sizi mahçup eder.

Aradan bunca yıl geçti eksik kısmını sormak konuyu takip etmek aklınıza gelmedi mi? Araştırma gazeteciliğiniz Baykal’a kadar mıydı yoksa.

Baykal’ın imar rantıyla ilgili haberler çıktığında konuyu esgeçtiniz. Duymazdan geldiniz. Şimdi de Baykal’ın tam açıklanmayan gizlenen mal varlığı meselesini biz de yayımladık diye bula bula Milliyet Gazetesi’nin haberini mi gösteriyorsunuz.

 
"BAYKAL İSPATLAYAMAZSA ŞEREFSİZDİR"

Tam 5 gazetende koca koca başlıklarla attığınız iftiraları, aynı büyüklükte koymak suretiyle düzelteceksin.
Radikal diyor ki vurgun haberlerimiz yalanmış. Ama Milliyet yalancılıkla suçluyor. Bu nasıl tezgah. Diyor ki araştırma ekibi kurduk araştırıyoruz. İftiralarla belediye başkanımızı karalamadan önce yapmanız gereken şey değil miydi bu.

Bana internette Asım Güzel’in cevabını internette yayınladık diyorsunuz. Peki iftiraları da internette mi yayımlamıştınız.

Dünkü Milliyet’in mürekkepleri daha kurumadı. Sayın Doğan kimse seni uyarmadı mı? Cevap hakkı demek muhatabının cevabını aynen yayınlarsın demektir. Bunu da mı ben öğreteyim sana Allah aşkına.

Kaçak kağıt meselesine gelince. SPK bu iddiaları uzun süredir incelediklerini doğruladı. SPK inceliyoruz diyor siz ne diyorsunuz ? Siz buna ucuza yada pahalıya gazete kağıdı alımı olarak bakıyor olabilirsiniz. Bana cevap vermeyi bırakın da SPK’ya ve küçük ortaklarınıza bunun doğru olup olmadığını anlatın.

CHP’ye de sesleniyorum Bak SPK başkanı’na benim bu konularla ilgili verilmiş bir talimatım yoktur. Bunu ispat edemeyen alçaktır şerefsizdir. Bu kadar açık söylüyorum.

"BU LAFLARIMIZ AZ BİLE"

Tayip Erdoğan’ı bu tezgahların içinde göremezsiniz ve Baykal aynaya baksın ondan sonra konuşsun.

Şimdi tekrar şıracı bozacı tezgahını kurmaya çalışıyorlar.


CHP’liler bizim başka bir televizyonla ilgili SPK uzmanlarının suç duyurusu raporlarını işleme koymadığımızı söylüyor. Onlar da yazıyor. Acaba gazeteleriniz kaçak kağıtla mı basılıyor cevabı bu olur mu?


SPK özerk bir kuruldur. Ne bir işlerine karışırız, ne de onlar başkalarının şantajlarına boyun eğer. Yanlış yapan cezasını çekmeli dediğim için beni tebrik etmiş Aydın Bey.


Bir gün geldi bir takım konuları görüşmek üzere. Arkadaşlarıma gazeteleri toplattırdım ve gözünün önüne koydum.

Sayın Başbakan ne yapayım. Ben bu adamlarla baş edemiyorum ki dedi. Bir patron ki kendi yazarlarıyla baş edemiyor. Böyle bir şeyi vatandaşın kabullenmesi mümkün mü ?


Bayrampaşa konuşmam ortada. Şöyle aç buna sizin dilinizde bayat haber diyorlar. Bunu da diyorum ki bilmiyorsanız benden öğrenin dediler. Sonra da adamlarına dön bir sor bakalım. Bu sözlerimi gazetelerin tv kanalların neden haber yapmamışlar. Eğer ille de kendinizi cevap vermek zorunda hissediyorsanız, karşılığında neler duyacağınızı düşünerek cevap verin.


Bir de kalkmış benimle televizyon programına çıkmamı istiyor. Ne o yoksa reyting mi sağlamak istiyorsun. Bugün Aydın Doğan’ın bazı yazarları da söylediklerimi az bulmuş . Bu kadar mıydı diye yazıyorlar. Söylediklerim utanması olanları için yeter de artar bile.


Ama ne yapayım ar damarınız bu kadar çatladıysa. Köşe yazarı Başbakan’a utanmaktan bahsediyorsa bu laflarımız onlara az bile. Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az.

"TÜRKİYE ARTIK BELİRSİZLİKLER ÜLKESİ DEĞİL"

Kontrol edemediğiniz medya da zaman zaman iftiralar yayımlanıyor dedik. Bizim namusumuza şerefimize laf atanlara da mı bir şey söylemeyeceğiz. Hakarete varmayan namus ve şerefe iftira atmayan her eleştirinin başımız üstünde yeri var diyorum. Ama insan şerefi için yaşar iftiraya eyvallah diyemeyiz.

İstanbul’un en önemli sorunlarından biri olan ulaşım yoğun bir şekilde yürüyor. Bir yandan biz bir şeyler yapıyoruz, bir yandan da belediyemiz bir şeyler yapıyor.

Bütün bunlarla birlikte 3 Y. Yolsuzluk yoksulluk yasaklar. Bunlarla da ilgili aldığımız önlemler ortada. Kişisel menfaatlerini milletin menfaatlerinin üzerine çıkaranlara yol vermeyeceğiz.

Manipülasyonla dezenformasyonla yalanla iftira ile Türkiye’nin kalbini durdurmaya kimse muktedir olamaz.

Türkiye artık bir belirsizlikler ülkesi değildir.

AKP iktidarı kimseye rant sağlayan bir iktidar değildir. AKP iktidarı sadece millete rant ve refah sağlar. Adalet sağlar. Hedefimiz budur.

Durmadan dinlenmeden uzun bir yolun koşucuları olarak yolumuza devam ediyoruz.

"BİZ HALKIMIZA GÜVENDİK"

Şimdi metrobüs Anadolu yakasına geçecek. Toplu taşımaya alıştıracağız halkımızı. İşte iş budur. Bu yaptıklarımız ne kadar yer alıyor.

AKP’nin dünya görüşünü benimseyen medya olabilir. Her dönemde olduğu gibi. Bizler yola çıkarken sadece halkımıza güvendik.


İSKİ yatırımlarına bakıyoruz. Son 4,5 yılda İSKİ yatırımları yaklaşık 4 katrilyon. Sadece İstanbul’da değil her yerde bu tür yatırımlar yapıyoruz. Niye? Çağdaş olmak böyle oluyor yatırımlarla oluyor.

Bayburt’un bir köyüne yapılacak yolun, Şanlıurfa’da yapılacak bir sağlık ocağına da aynı önemi veriyoruz.

Hamd olsun alnımız ak yüzümüz açık. Dün de söyledik. Elma dağ rampaları vardır ölüm rampaları. Şimdi onları çözüyoruz. Yani Yozgat’ta Kırıkkale’ye gidenler inşallah o sıkıntıları atlatacaklar.

Nereden nereye geldiğimizi halkımız çok iyi biliyor. 230 milyarla devraldık 2007 sonu itibarı ile 659 milyar doların üzerine çıktık.


Dünyada müteahhitlik firmaları arasında, Çin birinci ABD ikinci Türkiye üçüncü sırada. Bunlar çalışarak oluyor. Daha koşacağız.

Bütün bu gayretlerimizle dünya da dengeler üzerine oynuyoruz. Düşman üreten değil dost üreten bir ülke var. Hedefimiz bu.


Bundan sonra ki sürede de bu kararlılığımız devam edecektir. Ben bu kongremizin Şişli için İstanbul için Türk demokrasisi için hayırlı olacağını umuyorum.

İlçe başkanımıza bugüne kadar verdiği hizmetlerden dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum. Şimdi de büyük bir nezaketle yeni bir arkadaşımıza zemin hazırladı. Bugün yeni bir kadro işbaşına gelecek. Emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Yeni kadroya da şimdiden başarılar diliyorum.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!