Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan grup toplantısını geçen hafta Tandoğan Meydanı'nda yapan CHP'yi, 'okulu kıran haylaz çocuklara' benzetirken, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu da esprili sözlerle eleştirdi.
Erdoğan, 4+4+4 sistemi ile ilgili sözlerinden dolayı Kılıçdaroğlu'na, "Kendisi hesap uzmanıdır. Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Bir abaküs önünde dört işleme tekrar çalışmasını, dört işlemi gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım, bayağı faydalı oldu" dedi. Başbakan bu sözleri sarf ederken hem kendi güldü hem de grup toplantısındakileri güldürdü.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
NESLİŞAH SULTAN VE EKREM BORA'NIN ÖLÜMÜ
Hafta sonu çok değerli bir sinema sanatçımızı, Yeşilçam’ın efsanevi oyuncusu Ekrem Bora’yı kaybettik. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine dostlarına Yeşilçam camiasına sabır ve başsağlığı diliyorum.
Yine dün sürgünde geçen bir hayatı yaşamış, buna rağmen vakur duruşundan hiçbir şekilde taviz vermemiş Fatma Neslişah Osmanoğlu’nu hakkın rahmetine uğurladık. Fatma Neslişah Osmanoğlu, damarlarında Ertuğrul Gazi’nin Fatih Sultan Mehmet’in ve Sultan Süleyman’ın kanını taşıyordu. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Geride kalan aile mensuplarına uzun ve hayırlı ömürler temenni ediyorum.
Yine dün bir maden kazasında dört kardeşimizi kaybettik. Ölen rahmetlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Dün TÜİK 2011 yılı son çeyreğine ve tamamına ilişkin büyüme rakamlarını açıkladı. 2011’de çeyrekler itibariyle yüzde 11,9 yüzde 9,1 yüzde 8,4 ve en son yüzde 5,2 olarak büyüme gerçekleşmiştir. Böylece 2011 yılının tamamında ortalama yüzde 8,5 olarak gerçekleşti. Bu büyümeyle Türkiye en hızlı büyüyen birinci ülke oldu. Dünyada ise Çin’den sonra ikinci olduk, en hızlı büyüyen.
Ben şu anda matematik gerçeklerini konuşuyorum. Muhalefet gibi laf kalabalığı yapmıyorum. GSMH 2010 yılında bir trilyon lirayı tarihinde ilk kez yakalamıştır. 2011’de de 1 trilyonun üzerinde, 1 trilyon 294 milyar 893 milyon lira GSMH elde ettik.
"YİNE BİR REKOR ELDE ETTİK"
Göreve geldiğimizde DSP ANAP MHP iktidarı vardı. Neydi milli gelir 230 milyar dolardı. Biz bu milli geliri üç kattan daha fazla artırmış, cumhuriyet tarihinin bize ait olan rekorlarını yenileyip aşmış olduk. Kişi başına düşen milli gelirde yine bir rekor elde ettik. Hep yalan, bunlar gerçekleri konuşmuyor. Hep aldatma. 2002’de biz bu oranı yüzde 61,5’tan devraldık. Ben ekonomi konuşuyorum, şu anda matematik olarak rakam veriyorum. Şu anda bu oranı da yine tarihinin en düşük seviyesine yüzde 22’ye düşürmüş durumdayız.
Muhalefet doğru olmayan rakamlarla borçları çarpıtarak vermeye devam ediyor. Bunların genlerinde doğru konuşmak yok. Ama ben yine aynı şeyi söylüyorum. Halep oradaysa rakamlar buradadır. Avrupa tanımlı uluslar arası rakamları buradadır. Bizden önceki DSP-MHP-ANAP döneminde milli gelirimizin yüzde 74’ü borçtu. Bunu düşürdük düşürdük şu anda bu öyle bir noktaya geldi ki her 100 liranın sadece 22 lirası borç. Önemli olan bu borcu çevirebilmek.
Hiç kimse Türkiye’nin borcu artıyor diye zihinleri bulandırmasın. Borç yiğidin kamçısıdır. Bu ne demek? Yani güçlü olanın hiç umurunda değil. ABD için borç umurunda bile değil.
Tekrar iki rakam vereceğim. Bunu teşkilat mensuplarımın çok iyi bilmesi gerekiyor. Biz 2002’de merkez bankası rezervini nasıl aldık? 27 milyar dolar olarak devraldık. Bugün merkez bankamızın kasasında 91 milyar dolar var. Bitmedi, bunlar gittiler IMF’nin kapısında devamlı borç talep ettiler. Stand by anlaşmaları vesaire. Ne kadar borç bıraktılar_? 23,5 milyar dolar. Şimdi bizim IMF’ye olan borcumuz ne? 2,3 milyar dolar, yani 10’da bir. Kimin bu ülkeyi borçlandırdığı, kimin çok ağır borç yükünden kurtardığı ve bu ülkenin borçlarını tıkır tıkır ödediği ortada. Saptırmaya gerek yok. Yavuz hırsızlık yapmanın hiç manası yok.
"MUHALEFETİN RAKAMLARLA ARASI İYİ DEĞİL"
Muhalefet genel başkanların rakamlarla arası iyi değildir. Allah var, MHP genel başkanı ki kendisi bir ekonomisttir, dört işlemi çok iyi bilir. Bildiğiniz gibi sıfırları siliyor, topluyor, çarpıyor, bölüyor. Gerçi işlem tamam ama sonuç yanlış çıkıyor. 40. yılında MHP iktidar demişti, evdeki hesap çarşıya uymadı.
CHP genel başkanı da biliyorsunuz hesap uzmanıdır. Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Önceki gün Antalya’da kademeli eğitimi eleştirirken, diyor ki “4+4 sekiz değildir. Sekiz bölü ikidir.” Çünkü denklem en baştan yanlış, işlem de yanlış sonuçta yanlış. Belli ki dersi kaynatmak için her yola başvurmuşlar.
"ABAKÜS ÖNÜNDE ÇALIŞ"
Bugün Meclis’i kırıp Tandoğan’a gidenler, belli ki okulu asıp haylazlığa gitmişler. Her seçimde bunlar bütünlemeye kalıyorlar ama maalesef ders almıyorlar. Bir abaküs önünde dört işleme tekrar çalışmasını, dört işlemi gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım, baya faydalı oldu. Tahmin ediyorum ki bundan istifade edecektir. Bunu kesintisiz yapmasına gerek yok, arada bir kademeli olarak da teneffüse çıkabilir.
“12 EYLÜL DAVASINA MÜDAHİL OLDUK”
Demokrasimizin açısından sevindirici bir müjdeyi de milletimize dün açıkladık. Parti olarak, yarın başlayacak olan 12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili davada müdahil olma kararı aldık.
12 Eylül darbesine yönelik dava açılabilmesiyle ilgili süreci de biz başlatmış ve neticelendirmiştik. Müdahil olarak gayet yakın takip edeceğimiz bu davanın, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyorum.
Geçtiğimiz haftalar dış politikamız açısından da çok yoğun geçti.
“YENİ SURİYE’NİN TEMELLERİ ORTAYA KONDU”
Suriye ulusal konseyi tüm Suriyelilerin meşru temsilcisi olarak teyit edildi. Muhatap olarak kabul edildi. Zirvede yeni Suriye’nin temelleri ortaya kondu.
İstanbul Zirvesi Suriye halkı için bir dönüm noktası olmuştur. Beşar Esad’ın halkına uyguladığı vahşet teyit edilmiştir. Ben zirvenin açılışında da ifade ettim. Esad’ın verdiği sözlere inanmak, katliamları için ona fırsat tanıyacağı gibi yeni hayal kırıklıklarına sebep olacaktır. Ne yazık ki BM Güvenlik Konseyi Suriye konusunda zalime dolaylı bir destek vermiştir. Suriye’de milyonlarca insan insani yardım beklerken, Suriye halkı göç ederken, her gün ölürken eli kolu bağlı beklemek zulme ortak olmak demektir.
“BOĞAZLARI KESİLEREK ÖLDÜRÜLEN SURİYELİLER VAR”
Bakıyorsunuz evlatları ölmüş, torunları öldürülmüş, yalnız başına gelmiş yaşlı bir nine, bizim kampta. Boğazları kesilerek öldürülen Suriyeliler var şu an Suriye’de. Suriye halkını kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Suriye’de tutuklu bulunan gazetecilerimiz için girişimlerimizi sürdürüyoruz. Bu gazetecilerin derhal bırakılması için de her zeminde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
HARP AKADEMİLERİ’NDEKİ KONUŞMA
Geçtiğimiz iki hafta içinde bazı önemli toplantılara iştirak etme fırsatımız oldu. Harp Akademileri Komutanlığı’na bir ziyarette bulundum. Orada bir konuşma yaptım. Türkiye’nin dış politika vizyonu, terörle mücadele, demokratikleşme adımları, alt yapı üst yapı çalışmaları, bunlara yönelik bir bilgilendirme konuşmasıydı.
Dünkü gazetelerde bunun ciddi manada cımbızlanması şık değildi. Cumartesi günü TUSKON’un genel kuruluna katıldık. Orada da sanayicilere hitap ettim. Dün AK Parti Genel Merkezi’nde Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumu’nun açılışını yaptı
Milli Eğitim sistemiyle ilgili değişikle ilgili olarak iki ay boyunca CHP kayda değer, tek bir söz söylememiş, tek bir ifade kullanmamış. Burada affınıza sığınarak kesintisiz eğitimi hangi sözlerle savunduklarını söyleyeyim. Ne dediler CHP’nin lideri ve arkadaşları?
“HAKARETLERİ MİSLİYLE İADE EDİYORUM”
‘Kafasının içinde beyin taşımayanlar’, ‘cahil adam’, ‘münafık’ dediler. ‘Genel Kurul’a silahla gireriz’ dediler, ‘bu iş bitti sokak çözer’ dediler. Çok daha küstahlaştılar. ‘Siz Müslüman olmayı önce Allah’a sonra CHP’ye borçlusunuz’ dediler. Önce bu dili bu üslubu bu hakaretleri CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarına misliyle iade ediyorum.
Kendi ülkesinin başbakanına cahil diyen, münafık diyen, öbür tarafta İsrail’in kirli çamaşırlarını yıkan önce Allah’a sonra CHP seçmenine ve millete havale ediyorum.
Bakın aynen şu ifadeleri kullanıyorlar: ‘Kafasının içinde beyin taşımayanlar, şiddet uyguluyorlar.’ Sen bu sözü AK Partililere değil, komisyon başkanı Nabi Avcı’ya bant tankını fırlatan başkanvekiline söyle.
1930’LU YILLARIN GAZETE MANŞETLERİNİ GÖSTERDİ
Süreç içinde CHP genel başkanı Nazi benzetmesini, Hitler benzetmesini defalarca yaptı. Şimdi ben ona gurur duyduğu CHP tarihinden ibretlik bir vesika göstereceğim.
11 Nisan 1939 tarihli bir kararname. Aynen şu ifadeler var. “Alman devlet reisi Hitler’in 50. sene-i devriyesine hükümetimiz adına Ali Fuat Cebesoy’un eşliğinde, Necmettin Sadak’tan oluşan bir heyet gönderilmesi, 11:04. 1939 tarihinde onanmıştır.” İmza reisi cumhur İsmet İnönü, imza başvekil Refik Saydam.
1932 ve 1941 tarihli iki gazeteyi gösteriyorum. Başlık: “Milli Şefimizle Führer arasında samimi tebrikler.” Bundan daha önemli belge olur mu?
Bitmedi, diğer bir gazete. “Kemalist Türkiye’den faşist İtalya’ya selam” altında İnönü’nün İtalya’ya gideceği yazıyor. İşte CHP budur. İşte CHP Genel Başkanı eğer Hitler sevdası arıyorsa, o gurur duyduğu CHP tarihine baksın orada bulur.
CHP lideri kalkmış, oyalı kılıfı içinde Kuran-ı Kerim’den bahsediyor. Yahu bize bunu söyleme. Bunun en güzel cevabını merhum Mehmet Akif veriyor. “Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına; Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.”