Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Türkiye ile Almanya’nın ilişkilerinin gündelik politikalarla ele alınması doğru değildir. Liderler arasında öfke kin olmamalı. Çünkü bu halkların birbiriyle münasebetlerini etkiler. Liderlerin birbiriyle sürtüşmesi asla olmamalı.
Bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yoğun halk hareketlerine şahit oluyoruz. Kendini yakan gençleri görüyorsunuz. Türkiye bu ülke halklarının taleplerini çok iyi anlıyor. İtidal çağrısı yaparken bir yandan da demokrasi taleplerinin karşılanması için tavsiyelerde bulunduk.
Üzülerek ifade etmeliyim ki Avrupa’dan bu konuda güçlü ve tek ses duyamadık. Libya’ya müdahale ya da yaptırımların gündeme alınmasını kaygı verici buluyoruz. Yönetimin yanlışları halklara ödetilmemelidir. Libya halkının cezalandırılması büyük ve kabul edilemez sıkıntılara sebep olur.
NATO'NUN LİBYA'DA NE İŞİ VAR
NATO Libya’ya müdahale etmeli midir diye soruluyor bize. Böyle saçmalık olabilir mi. NATO’nun Libya’da ne işi var. Türkiye olarak biz böyle bir şey düşünülemez dedik.
KİMSE PETROL KUYULARININ HESABINI YAPMASIN
Kendi mukadderatlarını o ülke halklarının kendisi belirler. Kimse kalkıp da o ülkelerdeki petrol kuyularının hesabını yapmasın.
Bizim 30 bin vatandaşımız oradaydı. Bazıları bize akıl veriyordu. “Niçin Kaddafi’ye yönelik bir şey söylemiyorsunuz” diye. Biz kabile idare etmiyoruz. 74 milyonluk ülke idare ediyoruz.
Biz Kaddafi ilke de görüştük muhaliflerle de görüştük. Şimdiye kadar 16 bin vatandaşımızı ve 600 civarında yabancıyı tahliye ettik.
Tekrar Libya’ya dönmeyi düşünüyoruz. Libya şu an fiilen bölünmüş durumda ama gönlümüz Libya’nın tekrar bir ve beraber olmasını diliyor. Biz meselelere çıkar odaklı bakamayız. Bizim bakış açımız insan odaklı.
AB EVRENSEL DEĞERLERİ SAVUNMALIDIR
AB yaşanan olaylar karşısındaki tavrını sorgulamak zorundadır. AB evrensel değerler üzerine inşa edilmiş bir organizasyondur. AB bir çelik birliği, ekonomi birliği değildir.
Bundan sonra da evrensel değerleri savunmak zorundadır. Türkiye’nin AB için değeri daha net ortaya çıkmıştır. AB, bu ülkelerle daha sağlıklı ilişki kurabilmesi için Türkiye tecrübesinden istifade etmek şansına sahiptir.
Türkiye’de inanç hürriyetine saygı olmadığına yönelik bazı propagandalar yapılıyor. Bunlar bizi ciddi anlamda üzüyor. Bakın ben somut örnekler vereceğim. Türkiye’de patriklik vardır ve patrik Sensinot üyeleri tarafından seçilir. Son seçimde sensinot meclisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından oluşmuyordu. Tabi bu seçim meşru değildi.
KARŞILIĞINI BATI TRAKYA'DA GÖRMEDİK
Ben bunu Karamanlis’e söyledim. Bakın bu yanlış gelsinler vatandaş olsunlar öyle seçilsin dedim. Daha sonra Papandreu’ya da söyledim. Sonra Barthalemous’a söyledim. Bunu üzerine başvurularını yaptılar vatandaş oldular meşruiyet kazandılar. Bunun karşılığını biz Batı Trakya’da göremedik. Hala Yunanistan müftüyü kendisi atamaya çalışıyor. Böyle şey olabilir mi. Müslümanların liderini Yunanistan kendisi atamaya çalışıyor.
Yetimhane sorunu var. Çökmek üzere bir bina ahşap ama İstanbul’un en güzel yerinde. Dedim ki yasal sorun çözüldüğü anda size teslim edeceğiz. Ve şu anda yetimhane Rum Patrikhanesinde. Nasıl kullanacaklarsa kullanacaklar.
BİZİM İNANÇ GRUBUNA SAYGIMIZ VAR
Almanların Tarsus’ta bir kilisesi vardı. Biz orada ayin yapmak istiyoruz dediler. Şimdi yapılıyor. Sümela da ayin yapılmak istendi. Birçok istihbaratımız “Aman yapılmasın” dedi. Biz izin verdik ve ayin yapıldı. Van Gölü’nde Akdamar Kilisesi var. Buranın restorasyonun yaptırdık ve şimdi belli sürelerde gidip ayin yapıyorlar. Nerede sıkıntı var.
Azınlıkların Kilislerinde ibadetler zaten yapılıyor. Bunlar ekstra olarak yapılanlar. AK Parti iktidarında kimse bunun örneğini veremez. Bizim laiklik anlayışımız içinde her inanç grubuna saygımız var. Bizim imar planlarımızda eskiden hep cami yazardı şimdi ibadet yer yazıyor.
AVRUPA’YA VİZE TEPKİSİ
Bir diğer konuya vize konusuna değinmek istiyorum. Hiç Avrupa’yla ilgisi olmayan ülkelere vize muafiyeti sağlayacaksınız 50 yıldır görüşme yürüten Türkiye’ye vize uygulayacaksınız. Paraguay'a, Bolivya'ya var, bize yok. O zaman benim aklıma başka şeyler geliyor.
Demek ki Avrupa Birliği medeniyetler ittifakının değil Hıristiyan birliğinin merkezi olmayı düşünüyor. Benim gizli ajandam yok. öyleyse çıkıp desinler ki “Biz Türkiye’yi istemiyoruz”. O zaman bizi oyalamayın. Birbirimize çalım atmayalım.
Maç başlamış maçın içinde bunlar kural koyuyorlar. Böyle şey olur mu? Ahde vefa deniler bir şey var ki AB’nin en önemli özelliği. Nerede ahde vefa? Geçen hafta Sayın Sarkozy’ye de aynı şeyleri söyledim.