Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, bugün öğle saatlerinde ‘Ana’ uçağıyla geldiği Trabzon'dan, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait helikopterle Rize'ye hareket etti. Başbakan Erdoğan, beraberindeki Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, selin meydana geldiği bölgeyi havadan inceledi. Başbakan ve bakanların bulunduğu 2 helikopter, daha sonra Rize Jandarma Komutanlığı heliportuna indi. Buradan karayoluyla selin meydana geldiği Gündoğdu Beldesi’ne giden Erdoğan, yıkılan evlerin bulunduğu Yıldız Sitesi Mevkii'ni ziyaret etti. Vatandaşların sorunlarını dinleyen Erdoğan, kendisine sarılan yaşlı kadınlarla sohbet etti, yıkılan binaları dikkatle inceledi.
Gündoğdu'da hemen hemen yıkılan her evin önünde duran Erdoğan, yanına gelen herkesin sorununu dinlemeye çalıştı. Bu sırada Başbakan Erdoğan'ın yanına gelen Gülen Yazıcı, “Bizim evimiz arka tarafta. Yoldan geçip gitmeyin. Bizi de dinleyin” dedi. Erdoğan, bir süre dinlediği Yazıcı'nın sorunlarının çözülmesi için yetkililere talimat verdi ve “31 ailenin evi yıkıldı. Her türlü yardım yapılacak, Yeni evlerine kavuşana kadar kira yardımı da yapılacak” dedi.
Daha sonra bu sabah cesedi bulunan Salim Bilgin ve damadı eski muhtar Osman Kutay'ın cesetlerinin bulunduğu arazinin yanına giden Başbakan Erdoğan'ın etrafının korumalar ve basın mensuplarıyla çevrili olması, vatandaşları kızdırdı. Bir kişi, “Başbakan buraya halk için geldi, bizim için geldi” diye bağırdı. Bu kişiyi yanına çağıran ve sorunlarını dinleyen Erdoğan, “Sabır sabır. Sorunlarınız çözülecek. Arkadaşlarımız sizin için çalışıyor. Herkesin sorunları tabii ki çözülecek” dedi.
Başbakan Erdoğan, Salim Bilgin’in evinin önündeki kalabalığın yanına giderek yakınlarına da başsağlığı diledi.
Erdoğan ve beraberindeki bakanlar son olarak Veliköy Vadisi'nde incelemelerde bulundu. Ciple Veliköy Vadisi'ne çıkan Erdoğan, burada yol açma çalışmalarında bulunan işçilerle görüştü, vatandaşların sorunlarını dinledi. 74 yaşındaki Hakkı Koloğlu, Başbakan Erdoğan'ı ‘sarma dolma’ yemeye davet edince Erdoğan, “Şimdi cenazeye yetişeceğim. Bir dahaki sefere gelirim ama satır altı kıymadan yapılanı severim” dedi.
Erdoğan ve bakanlar, daha sonra bu sabah cesedi bulunan Salim Bilgin’in Hamidiye Camisi'ndeki cenaze törenine katıldı.
ERDOĞAN: TOKİ EVLERİ SÜRATLE YAPILACAK
Başbakan Erdoğan, sel bölgesindeki incelemelerinin ardından Gündoğdu Merkez Mahallesi’nde bulunan ve selin simgesi haline gelen yan yatmış bir binanın önünde beraberindeki bakanlarla birlikte basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, şunları söyledi:
“Gündoğdu’da büyük bir sel afeti yaşadık ve bu afette Veliköy ve Gündoğdu Beldemiz arasındaki Veliköy deresinin görülmemiş bir taşkınlığı yaşadığını şu anda yerinde tespit etme fırsatımız oldu. 150 iş makinesi ve 500 civarında personel görev yapmaya devam ediyor. Hükümet olarak şu ana kadar tespit ettiğimiz yıkılma durumunda olan 31 ev var. Tabi bu evleri TOKİ olarak süratle 6- 8 ay arasında yapıp sahiplerine teslim etmeyi hedefliyoruz. Tehlike arz edenleri de yıkım kararı vererek bu sayıya dahil etmemiz mümkün olabilecek. Az hasarlı olanlarla ilgili olarak kendilerine gerekli mali destek verilmek suretiyle hasarların giderilmesine çalışılacak. Malları zarar gören vatandaşlarımız var. Çaykur olarak da, çay noktasında zararı olanların zararını gidermek için gerekli çalışma yapılıyor.”
İNŞAAT UYARISI
Erdoğan, mali noktaların aşılabileceğini ancak ebediyete uğurlananların gelmesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ama afetler de sürekli oluyor Karadeniz’de. Bu vesileyle dertli olarak bir şey söyleyeceğim. Her zaman söylüyorum; Ne olur, binalar inşa ederken ‘Ne kadar göğe yükselirsek o kadar iyi olur’ anlayışıyla yapmayalım. Zemim etütlerini en iyi şekilde yapmadan bina yapılmasına girilmemesi, bina yapılmaması gerekir. Ama şurada arkadaşlarım bana fotoğraflar çektiler, onları gördüm. Yani derenin üzerinde inşa edilmiş bina. Ve hele bu bina belediyeye ait bir bina olursa bunu neyle izah edebiliriz? Tabi ben buradan başta kamu görevlilerine de sesleniyorum; Asla buralarda siyasi hesap güdülmemeli. Bir yere inşaat yapılmaması gerekiyorsa oraya imar müsadesi veren belediye başkanı, köylerde valilikler bu işin kesin sorumlusudurlar. Ama vatandaşlarımızın da duyarlı olmasını, orada ‘Bu yapılmasın’ dendiği zaman onların da ısrarlı olmamasını, kaçak yollara tevessül etmemesini, bir musibet bin nasihatten daha iyidir diyerek hatırlatmak istiyorum. Karadeniz’de bunları bir daha yaşamayalım diyorum.”
‘ORMANLAR HAKKINI ALIR, DERE YATAĞINDA AKAR’
Başbakan Erdoğan, soruları yanıtlarken de şunları söyledi:
“Erken uyarı sistemi çalışmıştır ve sistemle ilgili olarak valimiz bu sistemden hareketle kendisi gerekli açıklamasını o gün yapmıştır. Yağmur yağacağını, yağmurun şiddetinin yüksek olacağını söylemiştir. Buna rağmen tabloyu görüyorsunuz. Eğer siz Rizeli veya Trabzonluysanız, burada yağmurun olup olmamasını bırak, heyelanın olmaması diye bir sorun var mı? Niye? Bunun tek nedeni var. Ormanlar hakkını alır. Dere yatağında akar. Bunu unutmayın. Burada da aynı şeyi görüyoruz. Ben çocukluğumu biliyorum. Bizim orman olan yerlerimizi ormandan çıkardık çaylığa dönüştürdük. Evlerimizin altında ahırlardaki gübrelerimizi kullanırdık. Tamamıyla evlerin altını boşalttık ve Avrupa gübresi dediğimiz kimyasal gübreyi kullandık. Bunun sonucunda toprak adeta bir balçığa dönüştü. Şimdi bu tür yağmurla bütünleştiği anda toprak bir balçık olarak adeta bir bulamaç gibi akıp geliyor. Akan yerlere bakın, çaylıklar. Ağaçların olduğu yerde direnme var. Erozyona karşı en büyük tedbir köklü ağaçlardır. Ama çayın kök noktasında böyle bir yapısı yok. Şu anda elimizde tüm hasar tespiti raporları var. Önüne gelen bir yere çamur sıçramışsa hasarlı diyen de var. Tespitlerin hepsi arkadaşlarımız tarafından yapıldı.”