Başbakan Erdoğan: Sakat doğum istemiyoruz

Güncelleme Tarihi:

Başbakan Erdoğan: Sakat doğum istemiyoruz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2009 15:51

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul AK Parti İl Danışma Kurulu toplantısında konuşuyor. İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Haberin Devamı

SAKAT DOĞUM İSTEMİYORUZ

 

- Ayak oyunlarını, hileyi partimizin yanına yaklaştırmadık. Bizim başarımız milletimizle kurduğumuz gönül köprüsü. Milletimizle kurduğumuz dil birliği. Milletimize yüreğimizi açmamız. AK Parti milletini partisidir.

 

- Elitist seçkinci popülist siyaset anlayışına karşı halk dedik, millet dedik, mazlum, mağdur yoksuz dedik. Bazıları muhalefet yapmak için hadi şunu da yap bunu da yap diyorlar.

 

- Unutmayın kutlu bir doğum 9 ay 10 günde olur. Biz sakat doğum istemiyoruz. Kutlu doğumun hazırlıklarını yaptık. Onun için çalışıyoruz.

 

Haberin Devamı

- Her türlü tehdidi bu ülkeye yönelmiş bir tehdit olarak görürüz. Milletin emanetini demokrasi dışı güçlere teslim edenleri bu milleti çok gördü. Şapkasını alıp kaçanları bu millet çok gördü.

 

- Biz hayır dedik. Milletin emaneti kutsaldır dedik. Milletin emanetini el uzatamazsınız dedik. Yıllarca çetelere, faili meçhullere göz yumdular. Bir avuç mafya bozuntusunun bu milletin kaderiyle oynamasına eyvallah dediler.

 

“BEDEL ÖDETECEĞİZ”

 

- Biz elimizi taşın altına koyduk. Demokrasi yoluyla hukuk yoluyla her türkü çetenin kirli örgütlenmenin üzerine cesaretle gittik gitmeye de devam ediyoruz.

 

- Bir kez daha söylüyorum bu can bu tende olduğu, bu teşkilat yanımızda dimdik ayakta durduğu sürece, milletim arkamızda olduğu sürece millete bedel ödetenlere biz de bedel ödeteceğiz. Hukuka teslim etmekten hiçbir zaman kaçınmayacağız.

 

- Gazze’de hayatını kaybeden 1500 masum sivili görmezden gelebilirdik. Ama bizim tıynetimiz buna müsait değil. İnsanlık anlayışımız buna müsait değil. Gürcistan’da hayatını kaybedenler için nasıl sesimizi yükselttiysek Gazze’de hayatını kaybedenler için de yükselttik.

 

Haberin Devamı

- Darfur’daki garibanın da Lübnan’dakinin de Saraybosna’dakinin de, Avustralya’daki Almanya’daki vatandaşımın da sorununu dert ediniriz.

 

- Türkiye eksen değiştiriyor diye propaganda yapanlar var. Hayır Türkiye eksen değiştirmiyor. Türkiye sadece normalleşiyor.

 

“İSLAM DİNİNE MENSUP BİRİ SOYKIRIM YAPAMAZ”

 

- Türkiye batıya yöneldiği için doğuya sırtını dönemez. Kuzeyle işbirliğini arttırırken güneye ilgisiz kalamaz. Bizim yaptığımız komşuları ve bölge ülkeleri ile işbirliğini arttırmaktır. Bizim dış politikamız çok yönlü, çok boyutlu.

 

- Biz düşman üretmeye değil dost kazanmaya çalışıyoruz. Sudan devlet Başkanı El Beşir İKÖ’nün düzenlemesiyle ekonomik işbirliği toplantısına katılmak üzere ülkemize geliyor.

 

Haberin Devamı

- Bu ziyareti Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için gayret edenler var. Bizim insan hakları konusunda uluslar arası hukuk olarak hassasiyetimiz malumdur.

 

- Ben bizzat Darfur’a gidip sorunları çözümü için öncülük etmiş bir başbakanım. Sudan hakkında konuşan liderlerden acaba kaç tanesi Sudan’a gitti. Ben Türkiye’dekileri değil Türkiye dışındakileri konuşuyorum. Biz Darfur’a gitmekle kalmadık oraya hizmet götürdük.

 

- Bu şekilde yaklaşımlarla dünya barışına hizmet edilmez. Ben Darfur’u gördüm ama onlar Darfur’u görmedi. Onlar sadece raportörlerin raporuna göre konuşuyor.

 

- İslam dinine mensup olan birinin soykırım yapması mümkün değildir. Onun için biz çok rahat konuşup rahat anlatırız.

 

Haberin Devamı

- Yıllardır tüm delil ve baskılarımıza rağmen terör örgütlerine imkan sağlayanların çıkıp da Türkiye’yi suçlamaları hakkaniyetli değildir.

 

“MUHALEFET BEYAZA SİYAH SANATI DEĞİLDİR”

 

Demokrasi sadece halkın sorumluluk alanının oluşturduğu bir sistem değildir. Demokraside sadece iktidar var muhalefet yoksa eksik bir demokrasi var demektir. Biz şu anda ülkemizde eksik bir demokrasi yaşıyoruz. Ülkemizde bu demokrasi eksikliğini çok partili dönemde hep yaşadık.

 

Muhalefet beyaza siyah sanatı değildir. Siz hiç kameralar önünde konuşalım diyen bir muhalefet gördünüz mü?

 

AK Parti ülkemizin tamamından oy alırken her bölgede birinci parti olurken muhalefet belli bölgelere sıkışıp kaldı. 29 Mart’tan sonra ortaya konulan muhalefet tarzı bu tablonun tezahürüdür. Biz tüm ülkeyi kucaklarken onlar Ankara’nın batısıyla yetiniyor.

 

Haberin Devamı

Bizi bölücülükle suçlayanlar bu ülkeyi zaten zihinlerinde bölmüş durumdalar. Sayın Baykal bir TV programında niçin G. Doğu’da varlık gösteremedikleri sorulunca şu cevabı veriyor: “Biz ulusal bütünlük siyaseti yapıyoruz”

 

“AÇILIMLAR BU ÜLKEYE KAYBETTİRMEDİ”

 

Bu ifade orada oy kullanan siyasal tercihte bulunan insanların ulusal bütünlüğe itibar etmediği yönünde bir ithamdır hakarettir, bir iftiradır.

 

Sayın Baykal sizin bu illerden oy alamamanızı sebebi buradaki insanları ulusal bütünlüğü karşı olması değil sizin ayrılıkçı inkârcı zihniyetinize karşı olmalarıdır.

 

Bu ülkenin hiçbir meselesini dert edinmiyor, engel çıkarmak için işbirliği yapıyorlar. İnanın kulislerde yaptıkları lobi hep bu. Yaklaşık üç aydır milli birlik ve kardeşlik sürecini konuşuyoruz. Türkiye’nin kronik bir sorunun çözüm yoluna koymak için çalışıyoruz.

 

Şurası son derece önemli demokratik açılımlar bu ülkeye hiçbir zaman kaybettirmedi. Türkiye’nin demokrasi standartlarını yükseltmesi bize hiçbir zaman kaybettirmedi. Türkiye bugün dünyanın 17. en büyük ekonomisi ise siyasetteki dönüşümün, açılımların büyük düşünmenin atılması neticesindedir.

 

AK PARTİ KÜRT KÖKENLİ YURTTAŞLARIMIN DA PARTİSİDİR

 

- Hangi meseleyi çözmek için elimiz uzattıysak birileri engel olmaya çalıştı. Biz ülkemizdeki demokrasiyi modern standartlara ulaştırmanın gayreti içindeydik. Sorarım Türkiye’nin terör diye bir meselemiz var mı? Bunu çözmek ülkenin yararına çözmek bizim meselemiz.

 

- Azınlıkların, Alevilerin sorunları var mı var. Bunu çözmek bizim boynumuzun borcu. Ekonomik sorunlar var mı var. Bunu çözmek bizim sorunumuz.

- Bazıları diyor ki milli birlik süreci getiriyorlar bir yere sıkıştırıyorlar. Sadece Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunu olarak gösteriyorlar. Hayır bu kadar değil. Milli birlik süreci demokratik açılımın içinde Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunu içinde bir konudur.

 

- Bizim sorunumuz terör, inanç gruplarının sorunlarıdır. Ermenistan’la olan ilişkilerimizin altında yatan gerçekler var. Azerbaycan Ermenistan ilişkilerindeki sorun çözüldüğü anda bu sorun ortadan kalkacaktır.

 

- “Terörü sıfırlayabilir misiniz” Bakın o kadar iddialı konuşamam ama minimize etmeye çalışacağız. Geri dönüşler sürecek mi? Bakın biz sürece ara vermedik ama orada yaşanan görüntüleri bir daha yaşamak istemiyoruz.

 

- DTP Türkiye’nin partisi olduğunu unutmamalıdır. “Kürtlerin partisiyim”. Hayır benim Kürt kökenli yurttaşlarımın partisi de AK Parti’dir.


“CHP VE MHP SÜRECİ ENGELLEME PEŞİNDE”

 

- Sorun alanları çözülürse MHP, DTP, CHP ne konuşacak. O yüzden AK Parti bunları neden yapıyor diyorlar. İşimiz çok ağır. O yüzden önümüzdeki haftadan sonra size söylem birliğimizi anlatan kitapçıklar gelecek. Kapı kapı dolaşıp anlatacaksınız. Bu bizim asli görevimizdir.

 

- İslam tarihine bakarsınız dinimizin ulularının neler yaptığını görürsünüz. Bu sürecin sonunda şu vatandaş bu vatandaş, şu bölge bu bölge kazanan olmayacak. Türkiye’nin tamamı kazanacak. Siz kazanacaksınız biz kazanacağız.

 

- Yaklaşık 3 aydır CHP, MHP son derece seviyesiz bir üslupla küfre varan kelimelerle süreci engellemenin gayreti içinde.

 

- CHP veya MHP’nin mili birlik süreci ile söylemek istediklerini anlayan var mı? Bana gönderdiği 6 sayfalık mektuptaki Kürt sorunuyla ilgili kitapçık. Salı günü meclis müzakerelerini hep beraber takip edin. Perşembe günü liderle müzakeresini muhakkak takip edin.

 

- Neden karşı çıktılarını bileniniz var mı bakın parlamentoda dinleyeceksiniz ve hamasetten başka bir şey göremeyeceksiniz. Bunlar “istemezük” anlayışının ötesinde siyasete ne kattılar.

Ortalığı bulandırmaktan başka yaptıkları bir şey var mı?

 

- Neymiş bu süreç dışarıdan idare ediliyormuş. Bu sürecin dışarıdan idare dildiğini ifade ediyorsanız sizin siyasetiniz bu kadar ucuzdur. Eğer dürüstseniz bu ülkeyi veya bu süreci kim idare ediyor bunu ispatla mükellef olan sizsiniz.

 

“ŞEREFLİ EMNİYET TEŞKİLATI’NDAN NE İSTİYORSUN”

 

- Önceki gün Sayın Bahçeli’nin yaptığı açıklama bunların zihnini açıkça ortaya koyuyor. Hükümet üzerinden muhalifleri devre dışı bırakmaya çalışıyor. Kongrede olay olursa bunun müsebbibi hükümet olur diyor. Çok farklı bir tavırla bizim toplantılarımız güven içinde olmayacağı tehdidini savuruyor.

 

- Sayın Bahçeli biz alıştık zaten ciddiye de almıyoruz. Ben burada Sayın Bahçeli’yi muhatap olarak bir kenara koyuyorum ve MHP’nin tabanına oradaki vatandaşlarımıza sesleniyorum.

 

- Ben bunu Sayın Bahçeli’nin sinir bozukluğuna sayıyorum. Ama bu ülkenin şerefli emniyet teşkilatından ne istiyorsun. Bu tavır şecaat arz ederken sirkatini söylemektir. Biz şehit cenazeleri gelmesin diye çabalarken onlar gelsin de gösteri yapalım diyorlar.

 

“BAHÇELİ TEHDİTLERİNE BOYUN EĞMEM”

 

- Bu ifadeler Sayın Bahçeli’nin bilinç altındaki tortuların ortaya çıkmasıdır. Geçmişten aldıkları saldırgan davranışları gösteriyorlar. Muhatap almıyorum ama diyorum ki Sayın bahçeli senin tehditlerine ne ben ne de partililerin boyun eğmez. Benim partimin kongrelerinin huzurunu bozmaya senin gücün yetmez.

“SENDEN ÇOCUKLAR BİLE KORKUYOR”

 

Bizim ölçümüz hukuktur. Ama ben Sayın Bahçeli’nin genel başkanlığından son derece memnunum. Sen o siyaset tarzıyla orada olduğun sürece biz bundan memnun oluruz. İşte 3 aydır milli birlik projesi karşısında bağırıp çağırıyor. O değil çocuklar bile korkuyor.

 

Bu ülke Sayın Bahçeli’nin başbakan yardımcılığında 3,5 yıl geçirdi. Ve o dönem tarihe kara sayfalarla yazıldı. Onların bozduğu ekonomik göstergeleri düzeltmek bize düştü. 23,5 milyar dolar borçla bize IMF’yi devrettiler şimdi borcumuz 8,5 milyar dolar.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!