A.A
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2012 13:13
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye terörle mücadelede dün bulunduğu yerden çok daha ötelerde bir yere gelmiş durumdadır. Her şeyden önce terör karşısında kararlı bir siyasi iradeye sahibiz. Güvenlik güçlerimiz de teröristlerle mücadele konusunda sarsılmaz bir bir inanca ve cesarete sahiptir” dedi.
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) Başbakan Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının açılışındaki konuşmasına Hakkari'deki terör saldırısında şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dileyerek başlayan Erdoğan, “Türkiye olarak içeride ve dışarıda çoğu da birbiriyle irtibatlı pek çok sıkıntıyla mücadele ediyoruz. Ülkemizin gelişmesinden, milletimizin güçlenmesinden rahatsız olan çevreler terör dahil, her türlü aracı kullanarak önümüzü kesmeye, rotamızı bozmaya çalışıyorlar. Biz bu çabaların hepsini de tüm boyutlarıyla yakından takip ediyor, gerekli önlemleri alıyor ve dirayetle uyguluyoruz” diye konuştu.
Bugün Türkiye'nin terörle mücadelede dün bulunduğu yerden çok daha ötelerde bir yere gelmiş durumda olduğunu ifade eden Erdoğan, “Her şeyden önce terör karşısında kararlı bir siyasi iradeye sahibiz. Güvenlik güçlerimiz de teröristlerle mücadele konusunda sarsılmaz bir bir inanca ve cesarete sahiptir” dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz 10 yılda savunma sanayine yaptığımız yatırımların neticelerini almaya hemen her gün daha da güçlenerek devam ediyoruz. Türkiye artık ülke savunması için gereken diğer araç gereçlerle birlikte terörle mücadelede ihtiyaç duyduğu teknolojiyi de kendisi geliştirir ve üretir hale gelmiştir. Önümüzdeki yıllarda bu konuda çok daha büyük, çok daha hayati neticeler elde ettiğimizi inşallah hep birlikte göreceğiz. Savunma sanayini, bilim ve teknoloji politikalarımızın en önemli unsurlarından biri olarak görmeye ve desteklemeye devam edeceğimizi bilhassa belirtmek istiyorum. Bugün de burada, önümüzdeki dönemin bilim ve teknoloji politikalarını belirlemek, geçmişteki toplantılarda aldığımız kararların uygulama sonuçlarını değerlendirmek üzere birarada bulunuyoruz.”
“İlave vergi destekleri getiriyoruz”
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'na 15. kez başkanlık etmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, geçen 10 yılda bilime ve bilimsel gelişmeleri desteklemeye verilen önemin örneklerinden birinin işte bu toplantılar olduğunu belirtti. Erdoğan, şunları kaydetti:
“Her toplantısına bizzat başkanlık ettiğim pek çok faaliyet alanını şahsi olarak himayemiz altına aldığımız Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulumuzun koordinasyonunda yürütülen çalışmalar artık belli bir düzeye ulaşmıştır. Bilim, teknoloji ve yenilik konuları bütün bakanlıklarımızın, bütün kurumlarımızın, üniversitelerimizin, özel sektörümüzün gündeminde her geçen gün ve her geçen yıl daha da artan bir yer tutuyor. Burada aldığımız kararlar aşama aşama titizlikle uygulanıyor, takip ediliyor ve sonuçlandırılıyor. öncelikli desteklenecek alanlar olarak belirlediğimiz enerji, gıda, iletişim, bilgi, otomotiv teknolojileri, makine imalat teknolojileri, su, savunma alanlarında pek çok projeye çok ciddi destekler sağladık.”
Sadece 2011 yılı başından bugüne kadar özel sektör Ar-Ge destekleri kapsamında bin 462 projeye 338 milyon lira verdiklerini belirten Erdoğan, akademik Ar-Ge destekleri kapsamında ise bin 235 projeye 240 milyon lira destek sağladıklarını, bunun yanında bilim insanları ve öğrencilere sağlanan burs ve destekler çerçevesinde 18 bin 108 kişiyi 81 milyon liralık bir kaynakla desteklediklerini söyledi.
Geçen toplantıdan bu yana özel sektör Ar-Ge yatırımlarında finansman kolaylığı sağlanması konusunda da çok önemli adımlar attıklarını vurgulayan Erdoğan, Bakanlar Kurulu kararıyla Ar-Ge yatırımlarını bazı vergilerden muaf tuttuklarını, ayrıca bu yatırımlara faiz desteği de sağladıklarını hatırlattı. Yeni Teşvik Kanunu'nda bu konuya çok özel ve önemli bir yer verdiklerini belirten Erdoğan, “Yeni teşvik sistemine göre 6. bölgeye yapılan yatırımlara diğer teşviklerin yanında ilave vergi destekleri getiriyoruz” dedi.
“Genç nesilleri yönlendirmek durumundayız”
Başbakan Erdoğan, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın desteklediği Ar-Ge proje yatırımlarının hangi ilde yapılırsa yapılsın 5. Bölge desteklerinden faydalanabilmesine imkan sağladıklarını belirtti.
“Melek yatırımcı” olarak adlandırılan, iş yapma konusunda fikri olan ancak sermayesi bulunmayan şirketlerden yatırım yapanları yüzde 75 oranında gelir vergisinden muaf tuttuklarını anlatan Erdoğan, bu yatırımcılar, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK veya KOSGEB'den son 5 yılda destek almışsa muafiyet oranını yüzde 100'e çıkardıklarını ifade etti.
“Memnuniyetle ifade etmek isterim ki bu alana ayrıldığımız kaynakların ve verdiğimiz emeklerin karşılığını yine müşahhas neticeleriyle almaya başladık” diyen Erdoğan, “Bugün Türkiye, bilimsel araştırmalar, teknolojik gelişmeler ve yenilik konusunda 10 yıl öncesiyle mukayese edilemeyecek kadar ileri bir yerde bulunuyor. Sadece TÜBİTAK tarafından desteklenen faaliyetlerin bir kısmında son dönemde sağlanan gelişmeler bile bu durumu gayet açık şekilde ortaya koyuyor” diye konuştu.
“Türkiye, bilim, teknoloji alanında köklü dönüşüm süreci yaşıyor”
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü tarafından Türkiye'de tasarlanıp üretilen ilk yerli gözlem uydusu RASAT'ın geçen yıl uzaya fırlatıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Göktürk-2 uydusunu da bu yılın sonunda fırlatmayı planlıyoruz. Yine TÜBİTAK tarafından geliştirilen ve kendi alanında dünyadaki en iyi sistemlerden biri olan balistik iz inceleme sistemini, Suudi Arabistan'a ihraç ediyoruz. Bilgi ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojileri Araştırma Merkezi bünyesinde üç boyutlu bir mayın dedektörü geliştirildi. TÜBİTAK tarafından daha önce üretilip kullanıma sunulan kriptolu cep telefonunun yeni bir modeli de geliştirilmiş bulunuluyor. Bilim kültürünün, bilim ve teknolojiye ilginin yaygınlaştırılması amacıyla Ankara, Kocaeli, Kayseri, Sakarya ve Bursa'da bilim merkezleri kurulmasına yönelik protokoller imzalandı. TÜBİTAK bünyesinde siber güvenlik ve elektronik harp alanlarında çalışma yapacak iki yeni enstitü kuruldu.”
Türkiye'nin, bilim, teknoloji ve yenilik alanında köklü bir dönüşüm süreci yaşadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Bu süreci arzu ettiğimiz şekilde sonuçlandırabilmemiz için Ar-Ge odaklı firmaların sayısını artırmamız, girişimciliği desteklememiz, ticarileştirilebilir Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini yoğunlaştırmamız gerekiyor. Tüm bunlar için de eğitime, kültüre ve bilgi birikimine, bir başka ifadeyle ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte insan kaynağına ihtiyacımız var” dedi.
“Derinleşebilecekleri eğitim ortamı hazırlayacağız”
Bugünkü toplantıda uzun vadede yetişmiş insan gücünü nasıl karşılayabileceklerinin yöntemlerini görüşüp konuşacaklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bilimi, teknolojiyi ve yeniliği kalkınmalarının lokomotifi yapan toplumlara baktığımızda, en çok önem verdikleri konunun insan kaynağı olduğunu görürüz. Bunun için eğitim sistemimizi, genç beyinlerimizi, bilim ve teknoloji alanlarına yönlendirecek şekilde yeni baştan yapılanmayı gerçekleştirmek zorundayız. Türkiye olarak 2023 yılı için belirlediğimiz hedeflerimize ancak eğitim sistemimizi buna uygun şekilde yapılandırabilirsek ulaşabiliriz. Genç nesilleri, analitik düşünen, yabancı dile hakim, yenilikçi bireyler olarak bilim ve teknoloji alanına yönlendirmek durumundayız. Bugün alacağımız kararların temel amacı, Milli Eğitim sistemimizde bilim ve teknoloji politikalarımızı bütünleştirmek olacaktır. Çocuklarımıza matematik, fen, teknoloji yabancı dil derslerinde yeni eğitim metotlarıyla kolay kavrayacakları ve derinleşebilecekleri bir eğitim ortamı hazırlayacağız.”
Özel sektöre teşekkür
Başbakan Erdoğan, bilgi birikimi yanında kendini ifade edebilen, dünyadaki gelişmeleri sadece takip eden değil, aynı zamanda okuyabilen, analiz edebilen gençlere süratle ihtiyaçlarının bulunduğunu söyledi.
Tüm bu konularda üniversitelerin daha aktif rol üstlenmelerini istediklerini belirten Erdoğan, ilerleyen dönemlerde tüm bu konularda ülkenin geleceğini şekillendirecek derecede önemli çalışmalar ortaya koyacaklarını ve herkes için hayırlı neticeler elde edeceklerini ifade etti.
Erdoğan, Türkiye'nin siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel ve diğer pek çok alanda olduğu gibi bilim ve teknoloji alanında da dünyada kendine ait özgün modeller oluşturup, uygulayabilen örnek ülkelerden biri olarak kabul edildiğini dile getirerek, “Nitekim daha on yıl önce kendimize bilim ve teknoloji konusunda örnek aldığımız ülkeler bugün bizim elde ettiğimiz başarılarının sırrını araştırıyor ve gittiğimiz her uluslararası toplantılarda bunları şahsıma, arkadaşlarıma soruyorlar, yöneltiyorlar. Deneyimlerimizi, birikimlerimizi bizlerle paylaşmak istiyorlar. Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanında kendi kendine yeten bir ülke olma yolunda kaydettiği bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bilhassa bu alanda takdire şayan çalışmalar ortaya koyan üniversitelerimize ve sanayi kuruluşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Elbette bütün bu başarıların arkasında hükümet olarak ortaya koyduğumuz kararlı siyasi iradeyle sizlerin gösterdiği inanç ve çaba bulunuyor” diye konuştu.
Bugün Türkiye'nin, otomotiv, bilgi ve iletişim teknolojileri, makine ve imalat başta olmak üzere pek çok alanda özgün teknolojiler üretip ihraç edebilen bir noktaya geldiğine işaret eden Erdoğan, bu başarıda özel sektörün büyük payı bulunduğunu ifade etti.
Erdoğan, geçmişte aynı faaliyeti yürüten firma sayısının, neredeyse iki elin parmaklarını geçmezken, bugün Anadolu'daki mütevazi şirketlerin bile Ar-Ge'ye, yenilikçiliğe yöneldiğini anlattı.
Kobilerin özgün teknolojiler geliştirme ve ekonomiyi canlandırma gücünü en büyük avantajları olarak gördüklerine dikkati çeken Erdoğan, bunun için özel sektöre yönelik yeni destek mekanizmaları başlattıklarını belirtti.
Erdoğan, genç girişimcilere özel destekler verdiklerini dile getirerek, özel sektörün Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin finansmanını kolaylaştıran adımlar attıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Elbette bilim, teknoloji ve yenilikçilik çalışmalarından sonuç almak kısa süreli bir iş değil. Zaman istiyor, sabır istiyor. Geçmişte başlattığımız çalışmaların olumlu neticelerini bugünden almaya başladık. Bugün başlattığımız çalışmaların sonuçlarını da inşallah önümüzdeki 5-10 yıl içinde alacak, Anadolu'nun dört bir yanında katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünleri geliştiren, üreten ve ihraç eden firmalarımızla gurur duyacağız.
Biz her alanda olduğu gibi bilim konusunda da Türkiyemizi dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri haline getirmekte kararlıyız. Bu bizim inancımız. Kendimize inanıyoruz, ülkemize inanıyoruz, milletimize inanıyoruz. Biz sadece tarihiyle gurur duyan değil, tarihinin kendisine yüklediği sorumlulukların da bilincinde olan bir nesil yetiştirmek istiyoruz. Bu ülkede yaşayan 75 milyon insanımızın her birinin bu anlayışa ve öz güvene sahip olduğuna yürekten inanıyorum. Türkiye artık, sadece tüketen, sadece pazar durumunda bir ülke olarak yoluna devam edemez. Bu da temel bir ilkemizdir ve etmeyecektir. Türkiye artık ürünü de bilgiyi de üreten bir ülke haline gelme yolunda süratle ilerliyor.”