Siyamend KAÇMAZ/KAZAN, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2011 14:34
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Rusya gezisi kapsamında ziyaret ettiği Tataristan’da Kazan Privoljskiy Federal Üniversitesi’nde konuşma yaptı. Üniversiteye gelişinde Lenin ve Tolstoy’un eğitim gördükleri sınıf gezen Erdoğan’a, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov eşlik etti.
Başbakan Erdoğan konuşmasına başlarken, geçen yılki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ardından gerçekleştirdiği ziyaretin, Türkiye ile Tataristan arasındaki iletişimin farklı bir boyut kazanmasını, bir dönüm noktası teşkil etmesini sağlayacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle dedi;
"Kazan’ı ziyaret ediyor olmak heyecan verici ancak bu köklü üniversitede, mazisi 200 yılı bulan böyle bir üniversitede bulunmak ayrıca heyecan verici. Bu üniversitenin 1804 yılında kurulduğunu Lenin, Dolstoy, Lobaçevski ve Butlerov gibi dünyaca ünlü devlet adamı, sanatcı ve bilim adamına evsahipliği yaptığını göz önünü alınca heyecanlamamak mümkün değil. Burada bir Türkoloji bölümünün de bulunduğunu memnuniyetle öğrendik. İnşallah bu bölümler, bilimsey düzeylerdeki bu çalışmalar ülkelerimizin refahına olduğu kadar bilimin gelişmesine de güçlü katkılar sağlayacak. 100 yıllık Kazan şehrinin de İstanbul gibi Dünya Kültür mirasına söyleyecek çok sözü olduğuna inanıyorum. Bizim aramızdaki benzerlik sadece şehirlerimizden, sahip olduğumuz engin medeniyet ve kadim tarihten ibaret değil. Aslında bizler bir dalın kolları, bir ailenin çocukları gibi birbimize kardeş halklarız. Türkiye Türkleri ve Tatarların kalpleri ne olursa olsun ortak çarpar. Sevincimiz ve hüznümüz her zaman ortak olmuştur."
Türk ve Tatar halkları arasındaki yakın kardeşlik ilişkilerini güçlendiren en önemli unsurlardan birinin, bu topraklarda doğan ve büyüyen Yusuf Akçura ve Sadri Maksudi Arsal gibi büyük düşünce insanları olduğunu ifade eden Erdoğan, Akçura ve Arsal’ın, Türk kültürüne ve düşünce hayatına gerçekten önemli katkılarda bulunduklarını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"19 ve 20’nci yüzyıllarda Osmanlı topraklarına göç eden Tatar aydınlarının Türkiye’de cumhuriyet fikrinin yerleşmesinde ve Türk tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu gibi kurumların kurulmasında emekleri geçmiştir. Türkiye’de yaşayan yüz binlerce Tatar kökenli vatandışımız da aramızdaki kardeşlik bağının çok değerli bir unsurunu oluşturuyor. Büyük Tatar şairi Abdullah Tukay’ın önümüzdeki Nisan ayında doğumunun 125. yıldönümü kutlanacak. Türkiye’de ve Tataristan da yıl boyunca düzenlenecek olan çok sayıda külterel etkinlik kardeş halklarımız arasındaki kültürel etkileşimi daha da geliştirecektir."
Erdoğan’ın daha sonra Abdullah Tukay’ın bir şiirini Tatarca okuması da büyük alkış aldı. Erdoğan da alkışlar üzerine "Bu kadar alkış koptuğuna göre demek ki doğru okumuşuz" dedi.
RUSYA’DAKİ İLK BAŞKONSOLOSLUĞUMUZU KAZAN’DA AÇTIK
Tataristan Cumhuriyeti ile yakın kardeşlik ilişkilerinin bir başka göstergesinin de, Kazan’daki başkonsolosluk olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye, Rusya’daki ilk Baş Konsolosluğunu Eylül 1996 kazan’da açtı. Kazan’ın 1000 yılı etkinleri kapsamında Türk inşaat firmalarının gerçekleştireceği projeler Kazan’ı daha da güzelleştirecek. Bu arada Erzurum’da düzenlenen Üniversiteler kış Oyunları’nda Rus milli takımında yer alan Tatar sporcuları elde ettiği başarılardan dolayı tebrik ediyorum. Üniversite Yaz Oyunları 2013’te Kazan’da düzenlenecek. Biz, İzmir ve Erzurum’da Üniversiad’a başarıyla ev sahipliği yaptık. Gerek Üniversiad organizasyonlarıyla, gerek diğer spor organizasyonlarıyla bu alanda ciddi bir tecrübe elde ettik. 2013 Yaz Oyunları için inşa edilecek tesislerde Türk müteahhitlerin yer alması bizleri sevindirecek, Kazanlı kardeşlerimizi de ziyadesiyle memnun edecektir. Yaklaşık 500 milyon dolarlık bir yatırımla Erzurum’u artık büyük ulusal ve uluslararası organizasyonların adresi konumuna yükselttik. Kazan’ın da aynısını başaracağına, Yaz Oyunları noktasında çok önemli bir uluslararası adrese dönüşeceğine yürekten inanıyorum."
HEDEF İLK 10 EKONOMİ ARASINA GİRMEK
Başbakan Erdoğan, son 8 yılda Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve diplomatik alanda çok farklı bir sürece girdiğini, dünyanın güçlü, itibarlı ülkeleri araısındaki konumunu daha da geliştirdiğini anlatırken şöyle dedi:
"8 yılda milli gelirimizi 3 yıl arttırarak 26’ncı sıradan 17’nci büyük ülke konumuna yükseldik. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılı olan 2023 yılı için önümüze büyük bir hedef koyduk. Bu hedef dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına girmek. Bunu da başaracağız, bu konuda kararlıyız. Yoğun şekilde çalışıyoruz. Ekonomiyle birlikte demokratik alanda kararlı adımlar atıyor, köklü reformlar gerçekleştiriyoruz. Aynı şekilde barış, demokrasi, insan hakları ve uluslararası hukuk ilkeleri çercevesinde aktif bir dış politika yürütüyoruz. Biz 8 yıl önce, görevi devralırken, "Komşularla Sıfır Sorun" politikasını da derhal uygulama planına geçirmeye başladık. Kısa sürede, komşu ülkelerle aramızdaki sorunları çözüm yoluna koyarken, merkezinde bulunduğumuz Kafkasya, Ortadoğu ve Balkanlar’da da barış ve istikrara katkı sağlamaya başladık. Burada şunu altını çizerek bir kez daha ifade etmekte fayda görüyorum; Türkiye’nin, merkezinde bulunduğu coğrafya içinde, barıştan, demokrasiden ve hukuktan başka hiçbir gayesi yoktur. Nüfuz mücadelesi içinde değiliz; farklı niyetlerin, farklı gayelerin içinde değiliz. Kardeş olduğumuz, ortak bir tarihi, ortak kültürü, ortak inançları paylaştığımız tüm bu coğrafya ile, dayanışma, iş birliği temelleri üzerinde bir ilişki geliştirmenin mücadelesi içindeyiz. Kardeşlerimiz huzurlu olsun, biz de huzurlu oluruz. Kardeşlerimiz üzülürse, hiç tartışmasız biz de üzülürüz. İşte onun için, hiç tereddüt etmeden, bir haksızlık gördüğümüzde, bir yanlış gördüğümüzde, bir hukuksuzluk gördüğümüzde cesaretle, kararlılıkla tavrımızı ortaya koyuyor, her zaman da insan haklarından ve hukuktan yana tavır alıyoruz. Biz biliyoruz ki bölge ülkeleri tek tek ne kadar güven ve istikrar içinde olursa Türkiye de o kadar güven ve istikrar içinde olur. Bölge ülkeleri ne kadar huzur, barış ve refah içinde olursa Türkiye de o kadar huzur ve refah içinde olur. Kafkasya’nın, Ortadoğu’nun, Balkanlar’ın sorunları ne kadar çözüme kavuşursa, tüm bu bölgeler o derecede refaha kavuşacaktır. Bu anlayıştan yola çıkarak, sorunları samimi şekilde çözmenin ve ileriye bakmanın gayreti içindeyiz. Rusya Federasyonu ile de bu hissiyatı paylaşıyor ve hatta bölgelerimizdeki sorunları çözmek noktasında örnek bir işbirliği de sergiliyoruz. Ben bu iş birliğinin artarak devam edeceğine inanıyorum."
Başbakan Erdoğan, Moskova’da yaptıkları temasların da bu noktada sürece katkı sağlar nitelikte olduğunun altını çizerek, Türkiye ile Rusya arasında yeni bir dönemin kapılarını böylece geliştirmiş olduklarını, bu süreç içinde, Tataristan ile de artık farklı bir sürecin aşladığına inandığını belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Yine diyor ki, Abdullah Tukay, ’Biz hepimiz bir bağ içindeyiz’. Evet, hepimiz bir bağ içindeyiz, aynı bağın içindeyiz. Başbakan düzeyindeki bu ilk ziyaretim, Tataristan ile Türkiye arasında bu farklı ve yeni sürecin başladığının işaretidir" dedi.
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÇEŞİTLENDİRİLMELİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2015 yılı itibariyle Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticaret hacmini 100 milyar dolara ulaştırmayı hedeflediklerini belirterek, Tataristan’ın da bu miktar içindeki payının bugünkünden çok yüksek olması gerektiğine inandıklarını vurguladı. Erdoğan, Türkiye ile Tataristan arasındaki ticari ve ekonomik iş birliğini çeşitlendirmeleri gerektiğine de işaret etti. Başbakan Erdoğan’a, konuşmasının ardından da üniversite teleskobunun fotoğrafı hediye edildi.