Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, İzmir'in Kemalpaşa ilçesi Ulucak beldesinde “İzmir-Ankara bölünmüş devlet karayolunun” açılış törenine katılmak üzere geldiği İzmir'de, havalimanından başbakanlığa ait otobüse binerek ayrıldı.
Başbakan Erdoğan'ı taşıyan otobüsün geçişi sırasında Gaziemir ilçesinde, ellerinde Türk bayrakları bulunan bir grup vatandaş otobüsün yolu kesildi. Otobüsten inerek vatandaşları selamlayan Erdoğan, İzmir Valisi Cahit Kıraç bazı vatandaşların sorunlarını dinledi. Başbakan Erdoğan, çocuklara da oyuncak armağan etti.
Daha sonra Ulucak beldesine gelen Başbakan Erdoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmada, bugün Türkiye'nin, İzmir'in tarihi bir gün yaşadığını, bir çok şehir için son derece önemli bir açılışı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, İzmir, Ankara, Kütahya, Afyonkarahisar, Uşak'ın hayalini gerçeğe dönüştürdüklerini, açılışını gerçekleştirecekleri “İzmir-Ankara Devlet Yolu Projesi”nin çok geniş bir coğrafyayı yakından ilgilendirdiğini ifade ederek, “Bugün Ege'yi başkente bağlıyoruz. Yaptığımız bu muhteşem duble yolla birlikte Turgutlu, Salihli, Uşak, Afyonkarahisar ve Eskişehir üzerinden güzel İzmir'imizi Ankara'ya bağlıyoruz” diye konuştu.
Bu yolla sadece İzmir'i Ankara'ya değil, İzmir'i ülkenin doğusuna, Türkiye'nin batısını, Türkiye'nin doğusuna bağladıklarını dile getiren Erdoğan, İzmirlilerin Ankaralıların, Uşaklılar'ın, Afyonkarahisarlılar'ın, Eskişehirliler'in bu yolun ne anlama geldiğini çok iyi bildiğini, özellikle bayram ve tatil dönemlerindeki yoğunluk nedeniyle İzmir'den yola çıkan bir aracın, ortalama 40 kilometre hızla yol alabildiğini, beklemelerle birlikte Ankara'ya ancak 9 saatte ulaşabildiğini anlattı.
YOLUN SAĞLAYACAĞI FAYDALAR
Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi biz bu yolla birlikte İzmir ile Ankara arasındaki mesafeyi kapatıyoruz. İzmir-Ankara devlet yoluyla İzmir-Ankara arasındaki seyahat süresini inşallah 7 saate indiriyoruz. Bunlar dikkatli olarak tespit edilmiş saatler. Sadece zamandan değil, yakıttan da tasarruf sağlıyoruz. Bu yolla ekonomiye yıllık, yaklaşık rakam olarak veriyorum, 150 milyon dolar kaynak kazandırıyoruz. Bildiğiniz gibi bu duble yolun uzunluğu 569 kilometre. Bu 569 kilometre uzunluğundaki yol, Ege ve İç Anadolu'yu, Doğu Anadolu'ya, birbirine bağlıyor. Diğer yandan Orta, Doğu Karadeniz'i Marmara, Akdeniz ve Ege Bölgesine bağlıyor. Bu demek oluyor ki, bu yolun varlığı güzergah üzerinde yer alan bütün il ve ilçe ekonomilerine de önemli katkılar sağlayacaktır.
Bu yol, İzmir Limanı'na gelen ürünlerin iç bölgelere taşınmasında ve iç bölgelerde üretilen ihraç mallarının sevkıyatında da büyük kolaylık sağlayacaktır. Bizim öncelikli projelerimiz arasında bulunan Kütahya, Afyon ve Uşak illerinin ortak kullanımına açılacak, uluslararası havaalanından gelen trafik de, İzmir-Ankara devlet yolunu kullanacak. Bu sayede Ege'nin turizmi de canlanacak, özellikle Ege'nin termal turizm potansiyelinin kullanma kapasitesi de artacaktır. Bu sayede otellerimizin yatak kapasitelerinde de öyle sanıyorum ki kısa zamanda ciddi bir artış temin edilecektir. Tabi açılışını yaptığımız bu yolun sağlayacağı faydalar bunlarla da sınırlı değil. İzmir-Ankara devlet yolu, sağlık turizmine yapacağı katkının yanında inanıyorum ki otomotiv ve madencilik sektörlerine de ivme kazandıracaktır. Ulaşımın kolaylaşması nedeniyle bu sektörlerdeki yeni yatırımların Ege'yi tercih etmesinin önü açılmış olacaktır.”
KURALLARA UYALIM
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yolun, geçmiş yıllarda meydana gelen acı olaylar sebebiyle bir çok aile için kötü hatıralar taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:
“Nice vatandaşımız bu yolun içler açısını durumu nedeniyle bayramı göremedi. Nice bayram dönüşü eve varamadan, yuvaya ulaşamadan burada, bu yolda ömrünü tamamladı. Nice insanımız burada dram yaşadı. Nice insanımız hayatını kaybetti. Sakat kaldı. Nice insanımızın kurduğu hayaller, nice ailelerimizin kavuşma hayalleri bu yola saplanıp kaldı. Şimdi yeni bir bayrama daha giriyoruz, Kurban Bayramı. Bir başbakanınız olarak, bir kardeşiniz olarak, rica ediyorum, güzel yollarımız oluşuyor. Ne olur 'Nasıl olsa yollar güzel, bas basabildiğin kadar' demeyelim. Az önce bakanım ifade etti. Yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur. Gerçekten bu kurallara riayet edelim. Çünkü bizim inanın savaşlarda kaybedilmeyen insanımızı, biz bu trafik savaşında kaybettik. Bunu yaşamak istemiyoruz. Onun için de Kurban Bayramımızı, bayram gibi kutlayalım. Acı haberler yakınlarımıza farklı bir şekilde ulaşmasın. O mutluluğu paylaşalım. Onun için de kurallara uyalım. Bu dramatik hikayeyi inşallah nihayete erdirmek için bu yolları yapıyoruz ve bu yolu acı tatlı hatıralarıyla tarihe havale ediyoruz. Allah'ın izniyle insanımızın hayallerinin yolda kalmasına müsaade etmemenin gayreti olarak bu yatırımları yapıyoruz.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bölünmüş yollarda 7 yılın sonunda 11 bin kilometreyi aştıklarını, bu mesafenin dünyanın çevresinin dörtte birinden uzun olduğunu söyledi.
İzmir'in Kemalpaşa ilçesine bağlı Ulucak beldesinde düzenlenen, Ankara-İzmir Bölünmüş Devlet Yolu açılış töreninde konuşan Erdoğan, yolun medeniyet, ufuk ve vizyon anlamına geldiğini, büyük medeniyetlerin büyük yollar üzerinde inşa edildiğini belirtti.
“Bizim de medeniyetimizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarabilmemiz için yollarımızı geliştirmemiz, büyütmemiz, modernize etmemiz gerekiyor” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz göreve geldiğimizden bugüne, bunun altını önemle çizdik. Yola çıktığımızda, 'inşallah en kısa zamanda 15 bin kilometre duble yol yapacağız' demiştim, o zaman muhalefet bizimle dalga geçmişti. 'Nasıl, hangi parayla yapacaksınız?' demişti. 'Türkiye yapacak' demiştim. Buna muktediriz. 79 senede 6 bin 100 kilometre yol yapılan Türkiye'de, bunların aklı bunu almıyordu. Ne oldu? 7 yılın sonunda 11 bin kilometreyi yakaladık ve aştık. Kendimize bu hedefi koyduk, bunu başaracağız. 'Yollarla Anadolu'muzu inşallah il il birbirine bağlayacağız' dedik. 'Bırakın şehirlerimizi bir kenara, yolu olmayan, suyu olmayan köyümüz kalmayacak' dedim. KÖYDES projesiyle yolu olmayan, suyu olmayan elektriği olmayan köy bırakmamak üzere yola çıktık. Artık yüzde itibarıyla, yüzdük, yüzdük sonuna geliyoruz.
Bir söz vardır 'dile kolay' diye. Bu açılışlarda şu kadar bin kilometre bazılarının kafasında. 11 bin kilometre diyoruz, ama bu onların hafızasını zorlayabilir. Bunlar büyük düşünemezler, ama ben karşımdaki topluluğun büyük düşünen bir topluluk olduğunu biliyorum. Çünkü ben Türkiye'nin, Türk milletinin büyük düşündüğünü biliyorum, buna inanıyorum. Çünkü bizler tarihte büyük düşünen bir milletin varisleri olarak, bu emaneti devraldık ve yolumuza devam ediyoruz. Bu mesafe dünyanın çevresinin dörtte birinden daha uzun. Türkiye'den Avustralya'ya kadar uzanıyor. İzmir'den ABD'nin en batıdaki şehrine, Los Angeles'e kadar uzanıyor. Onu da aşıyor. 11 bin 121 kilometre yatırımla bu işi bitirmeyeceğiz. 2023'e çok daha farklı hazırlanıyoruz.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki “Demokratik Açılım” görüşmelerinde, CHP'nin pankart açmasını eleştirerek, “Meclis Genel Kurulu'nda oturumu provake etmeye kalktılar. 'Atam izindeyiz' diyorlar. 'Atam eserlerine sahip çıkacağız' diyorlar. Yahu size zaten alıştık. Siz bunu her zaman yapıyorsunuz da 'Atam izindeyiz' diyerek, bugüne kadar ne yaptınız, bir dikili ağacınız var mı bu ülkede? Yok. Ha ama şunu söyleyebilirim. 'Atam izindeyiz' diyorlar ya, doğru. Onlar izindeler, biz çalışıyoruz. Farkımız bu. Biz 24 saat, gece gündüz demeden çalışıyoruz” dedi.
İzmir'in Kemalpaşa ilçesi Ulucak beldesinde, Ankara-İzmir bölünmüş devlet yolunun açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, kaybolan yılların, emeklerin kendilerini üzdüğünü, canlarını yaktığını, çağa, ülkeye, millete yakışmayan geri kalmışlık manzaralarını, yoksulluk ve yoksunluk manzaralarını gidermek, şehirlerin, milletin temel ihtiyaçlarını karşılamak için var güçleriyle çalıştıklarını kaydetti.
Gelirken yol kenarlarındaki hali görünce belediye başkanlığı yapmış biri olarak üzüldüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Diyorum ki böyle bir belediyecilik anlayışı olmaz. Böyle bir yerel yönetim anlayışı olmaz. Sizin imar planlarınız nerede? Bu imar planları yok mu? Bunları hayata ne zaman sokacaksınız? Bir taraftan diyeceksin ki 'Ben iktidara talibim' ama bunun örneğini veremiyorsun. Anamuhalefetin lideri sadece laf üretiyor, laf. İşte sınav burada, imtihan burada. Hadi gel bunu başar. Ne yaptığın ortada. Bir değişim istiyoruz. Her şeyiyle, bütün imar planlarıyla, bütün projelerle bunlarla kaçak inşaat, kaçak yapı bunların artık ortadan kalkması lazım. Hangi yüzyılda yaşıyoruz? Atatürk muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmaktan bahsetti, peki ya sayın Baykal, sen bu işin neresindesin bakalım. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmanın gayretinde misin, yoksa dört dörtlük bir gerici misin? İnan gerici. Niye? Çağın çok gerisinde yaşıyor ve gider seçim zamanlarında, 'İşte bak bunlar gerici, yıkacaklar', oy alacak ya bunun için. Öyle bir şey söyle ki benim bu vatandaşım buralarda oturmasın. Ne yapacaksın? Biz gelince, 'Bak şurada şu binaları yapacağız, ama bunları da yıkacağız' de. İşte bak 400 bin konut şu anda biz yaptık, 300 bin konutu sahiplerine teslim ettik. Niye? Türkiye'de bir değişim olsun, bir dönüşüm olsun, benim fakir fukaram, garip gureba vatandaşımı kenarda sokakta bırakmayalım, onlar da modern, çağdaş evlerde yaşasın diye bu adımları attık. 20 yıl, 15 yıl, 10 yıl vadeyle. Ayda kira öder gibi 200-300-400 lira taksitle konut yaptık, yapıyoruz. Bunu ben belediye başkanı olduğum zaman da yine yaptım. Şimdi başbakan olarak yine yapıyoruz. Niye? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal devlet olmanın gereği budur ve onun için yapıyoruz.”
“ONLAR İZİNDELER, BİZ ÇALIŞIYORUZ”
Hükümet olarak yaptıkları çalışmalardan bahseden Başbakan Erdoğan, “Ama bunların hafızası, bunların anlaması, idraki maalesef buna yetişmez. 'İdraki meali bu küçük akla gerekmez, zira bu terazi, bu kadar sıkleti çekmez' diyor şair” diye konuştu.
Türkiye'nin emeklerin zayi edildiği, insanların enerjisinin boşa harcandığı o yıllara asla geri dönmeyeceğini, her geçen gün hedefleri büyüttüklerini, bütün şehirlerin imarı, daha bayındır hale gelmesi için yoğun bir gayret sarf ettiklerini, çağa yakışmayan, ülkeye, millete yakışmayan, geri kalmışlık manzaralarını, yoksulluk, yoksunluk manzaralarını gidermek için var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin bütün şehirlerini, ilçelerine, mahallelerine, köylerine, en küçük birimlerine varıncaya kadar geziyor, insanımızın yaşadığı en ücra köşeye dahi hizmet götürüyor, burada olduğu gibi ülkemizin kalkınma heyecanını, ilerleme coşkusunu milletimizle birlikte paylaşıyoruz. Bir taraftan 50 yıl önce yapılması gereken, ama o dönemden bu yana görev yapan hükümetlerin ihmal ettiği yatırımları gerçekleştiriyoruz, diğer yandan 50 yıl sonrasını hedefliyoruz. Çünkü Türkiye'nin geleceğinin temellerini bugün atmak zorundayız. Yoksa yarın yavrularımız gelecek. 'Anacığım ne yapayım, Ergenekon'un avukatıyım' diyor beyefendi. Parlamentoda toplantı yapıyoruz, bakıyorsunuz ki CHP milletvekili birilerini tutup izleyici koltuklarının üzerinden orada provake ediyor. İzleyici tribününde alkış dahi olamaz, slogan atılamaz. Bütün bunlara rağmen alıyor oraya getiriyor, ondan sonra da orada slogan attırıyor, oradan Meclis'in sükunetine, suhuletine ters hareketler yaptırıyor. Bir hafta önce yaşadık. Ellerinde pankartlarla Meclis Genel Kurulu'nda oturumu provake etmeye kalktılar. 'Atam izindeyiz' diyorlar. 'Atam eserlerine sahip çıkacağız' diyorlar. Yahu size zaten alıştık, siz bunu her zaman yapıyorsunuz da 'Atam izindeyiz' diyerek bugüne kadar ne yaptınız, bir dikili ağacınız var mı bu ülkede? Yok. Ha ama şunu söyleyebilirim, 'İzindeyiz' diyorlar ya, doğru. Onlar izindeler, biz çalışıyoruz. Farkımız bu. Biz 24 saat, gece gündüz demeden çalışıyoruz. Değerli kardeşlerim tek derdimiz var. Ülkeye uzun yıllar hizmet üretecek eserler ortaya koymak. Aziz milletimize, uzun yıllar hizmet edecek eserler üretmek. Biz milleti oyalayan, boş sözlerle sadece gönül eğlendirmek için sarf edilmiş sözlerle anılmak istemiyoruz. Biz eserlerimizle konuşmak, eserlerimizle hatırlanmak istiyoruz.”
“2012'DE HEDEF, 22 BİN 500 KİLOMETRE BÖLÜNMÜŞ YOL”
2012 için hedeflerinin, bölünmüş yol ağını 22 bin 500 kilometreye çıkarmak olduğunu, 2009 yılı için hedeflerinin 644 kilometrelik tek platformlu yol iken, hedefi aşarak 789 kilometrelik tek platformlu yol yapacaklarını, birçok yolun tamamlanarak açılış için hazır beklediğini anlatan Başbakan Erdoğan, “262 kilometre Afyonkarahisar-Antalya yolu bunlardan biri. Bir diğeri 134 kilometre uzunluğundaki Bozöyük-Adapazarı yolu.
Orası da ölüm virajlarıydı. Hamdolsun o da şimdi bitti ve onların açılışını da yapacağız. Diğeri 323 kilometre uzunluğundaki Bursa-İzmir yolu. Bir diğeri 367 kilometre uzunluğundaki Şanlıurfa-Habur yolu. Bunları yıl sonuna kadar açılışa hazır hale getiriyoruz ve bu açılış törenlerini de inşallah yapacağız. Cumhuriyetimizin 100. yılında bölünmüş yol ağını toplamda hedefimiz 32 bin kilometreye çıkarmak. Doğu batı koridorlarını bölünmüş yol haline, yani duble yol haline getirdik. Kuzey güney koridorlarına öncelik vereceğiz ve burada bizi bağlayan hedefleri böylece çizmiş oluyoruz” dedi.
“DEMOKRASİ HEPİMİZ İÇİNDİR”
“Demokratik Açılım” ile ilgili vatandaşlara bilgi veren Başbakan Erdoğan, “Değerli kardeşlerim herkesin şunu iyi anlamasını istiyorum. Demokrasi hepimiz içindir, özgürlükler hepimiz içindir. Geçmiş dönemleri bir hatırlayın, Türkiye'de ne zaman demokrasi askıya alındıysa, aynı yıllar içinde Türkiye'nin kalkınması da ilerlemesi de ne yazık ki askıya alınmıştır. Demokrasinin askıya alındığı yıllarda, demokrasinin kesintiye uğradığı dönemlerde, demokrasinin zaafa uğradığı yıllarda, Türkiye hep gerilemeye başlamıştır” diye konuştu.