Başbakan Erdoğan Hatay'da konuştu

Erdoğan, Fetullah Gülen’e ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarında "O uzun adam hainlik yaptı" sözlerine ilişkin, "Sen dürüst, samimiysen niçin herhangi bir suçun yokken bu ülkeden 1999’da neden kaçıp Pensilvanya’ya gittin. Nedeni bir su kaçağı var" diye eleştirdi.

Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte özel uçakla Hatay Havaalanı’na geldi. Erdoğan, seçim otobüsüyle 75’inci Bulvar’daki İtfaiye Meydanı’nda düzenlenen mitinge geçti. Erdoğan’ın geçiş güzergahlarında yoğun güvenlik önlemi alınması dikkat çekti.

KEFEN VE MEZAR TAŞI

Miting alanında kefen giymiş bir grup ile elinde mezar taşına benzer taş bulunan bir kişi dikkat çekti. İstihbarat amacıyla kameralı bir uçak, miting alanının üzerinde sık sık görüldü. Hava sıcaklığının 25 dereceyi bulduğu Hatay’daki alanda yaklaşık 50 bin kişi toplandı.

Coşkuyla karşılanan Erdoğan, CHP ve MHP’e ağır eleştirilerde bulundu. Hatay’ın artık Büyükşehir olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Şunu unutmayın; bir iş nasıl başlarsa öyle gider Hatay’da büyükşehir hizmetleri iyi başlasın iyi gitsin istiyoruz. CHP’ye gönül veren kardeşlerimize sesleniyor. Tepedekilere değil onlardan bir şey olmaz. Ama aşağıda saf, temiz halkım, vatandaşım var. Onlara, MHP’ye gönül veren kardeşlerimize, diğer partilere gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Hatay’ın büyükşehir olmasına CHP’nin karşı çıktığını biliyor musunuz? ’Hatay’ın en ücra köşelerine hizmet nasıl gider?’ dediler. Bunlar şehir yönetmeyi bilmez." dedi.

Başbakan Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2009’daki yerel seçimde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunu, ikametini Kağıthane’ye aldığını "Nerede oturuyorsunuz?" sorusuna "Kağıttepe’de oturuyorum" yanıtı verdiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu seçim günü geldi, kendine bile oy veremedi. Bunlara 3 koyun teslim edin, kaybedip gelirler. Bunun tek özelliği var iyi takiye yapar, iyi yalan söyler iyi iftira atar ama tek doğrusu var; ’Yalancıdan Başbakan olmaz’ diyor. 5 senedir CHP’nin başında, 3 seçim geçirdi, 4’üncüye giriyor. Halkın bunları birinci parti yapmadı, şimdi 4’üncüye giriyorlar arkadan nal toplayacaklar. Siyaset; birinci parti olmak için yapılır. Ak Parti birinci parti olmaz ise ben Genel Başkanlığı bırakıyorum. Kılıçdaroğlu; ’Sen birinci parti olmaz isen çekilmeye hazır mısın?’ Çekil de, CHP senden kurtulsun. Bahçeli; 15 yıldır partinin başında. Birinci parti olamaz isen çekilmeye var mısın? Çekil de MHP senden de kurtulsun. Milletin icazet vermediği kişilerden siyasetçi olmaz."

CHP’YE AĞIR ELEŞTİRİ

Başbakan Erdoğan, Türkiye’de güven ortamını bozmak isteyenler olduğunu, kardeşi kardeşe kırdırmak için çırpınanlar, 77 milyonun arasına nifak sokmak isteyenler bulunduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:

"Sokakları karıştırmak huzuru, istikrarı bozmak isteyenler, Türkiye’nin kutlu yürüyüşünü durdurmaya çalışanlar var. Türkiye’nin büyümesini kalkınmasını, kardeşlik yürüyüşünü hazmedemeyenler içinden ve dışarıdan ahlaksızca saldırdı. İlkini Reyhanlı’da yaptılar. 10 ay önce 11 Mayıs’ta Reyhanlı’da saldırdılar 53 kardeşimizi şehit verdik. Güvenlik güçlerimiz istihbarat birimlerimiz çok sıkı çalıştı, olayı büyük ölçüde aydınlattı. Türkiye içindeki sorumluları yakalandı. Türkiye dışındaki sorumluları tespit edildi onlarda da hesap soruldu ve sorulmaya devam ediliyor. Fakat Reyhanlı saldırısında bizi derinden yaralayan bir boyut var. Türkiye içinden Hatay içinden bu hain alçakça saldırıya katılanlara destek verildiğini saptadık. Kendi ülkesinin halkına kendi şehrinin sakinlerine böyle bir alçaklığın içine girenler bizi derinden sarstı. CHP’ye Esad rejimi ile arasına mesafe koymasını istedik. Reyhanlı saldırısına karışanların CHP’nin milletvekillerini Esad’a götüren rehberler olduğu belgelerle ortaya koyduk. CHP’nin Genel Müdürü’nün bu zalim Esad rejimine, azılı katillerine neden sempati duyduğunu çok iyi biliyorsunuz. Esad’a maalesef destek veren Hatay’ı karıştırmak isteyen CHP, aynı tahrik, aynı provokasyonu başka şehirlerde de yapıyor. İstanbul’u, Malatya’yı Adıyaman’ı karıştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hem CHP’nin Genel Müdürü, milletvekilleri; Tunceli, Hatay milletvekilleri çok çirkin eylemlerin içinde yer alıyor. Polise taş atıyorlar, hakaret ediyorlar. CHP yanına müttefik buldu; MHP, BDP, her zamanki malum medya, bazı işverenler bazı işveren örgütleri bir de Pensilvanya çıktı. Hepsi bir araya geldi Türkiye’yi karışsın huzur, istikrar bozulsun güven ortamı zedelensen hükümet yıpransın istedi."

Başbakan Erdoğan bu kesimin "Gerekirse Türkiye kaybetsin, biz kazanalım" dediğini, ancak, milletin bu kirli oyununa aslı izin vermeyeceğini bildirirken, "Bunlar karanlığa alışmışlar, aydınlıktan korkak hale gelmişler, yıldızlardan ürker hale gelmişler" dedi.

CUMHURBAŞKANI’NI DA DİNLEMİŞLER

Konuşmasının devamında Fetullah Gülen’e yönelik eleştirilerde de bulunan Erdoğan, insanların özel yaşamlarını dinleyenlerden, yatak odalarını izleyenlerden alim olamayacağını ifade etti. Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bir Başbakanı, Cumhurbaşkanı’nı, Genelkurmay Başkanı’nı, bakanları mahkeme kararı dahi olsa dinleyemezsiniz. Cumhurbaşkanı’nı da dinliyorlar. Cumhurbaşkanı’ndan söz etmiyorlar şimdi. ’Başbakanla uğraşıyoruz Cumhurbaşkanı ile neden uğraşalım?’ diyorlar. Onu da dinlemişler. Vakti saati gelince ortaya çıkaracaklar. Bunlar haşhaşi, bunlar montajcı. Bunlar çete, örgüt. Bunların terör örgütünden hiçbir farkı yok. Bunlar CHP’nin de mahremini izleyip yayınladılar. MHP’yi de izleyip kaydettiler, yayınladılar. Şimdi MHP, CHP çıkmış Pensilvanya’nın kuyruğunda siyaset yapıyorlar. CHP’li vekiller Pensilvanya için çok ağır hakaret ettiler şimdi ittifak halinde. Hiç sesleri çıkmıyor, konuşmuyorlar. MHP dut yemiş bülbüle döndü. Gelin bu oyunu beraber bozalım. CHP; baskı, zulüm, başörtüsünü yasaklamak, Kuran-ı Kerim’in öğretilmesine engel çıkartmak demek. CHP; darbelere destek vermek, katil Esad’ın, Mısır’da Sisi’nin yanında durmak demek. CHP; çöp, çamur, hava kirliği, din istismarı, karmaşa ve kaos demektir."

Başbakan Erdoğan, Fetullah Gülen’e ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarında geçen "O uzun adam hainlik yaptı" söylemine yanıt verirken şunları söyledi:

"Ben milletime ihanet içinde olmadım sadece hizmetinde bulundum. Sen dürüst, samimiysen, niçin bu ülkede herhangi bir suçun yokken 1999’da buradan kaçıp Pensilvanya’ya gittin? Nedeni bir su kaçağı var. ’Emekli’ diye yutturdular. Emekli filan değil, istifaen ayrıldı, pareler yapı ona yeşil pasaport uydurdu. İlkokul mezunu, yeşil pasaport alamaz. Ama o pasaport ile kaçıp gitti. Sordular, inzivaya çekilmiş. Hatay’da, Konya’da, Erzurum’da, İstanbul’da çekilseydi. Bunlar da yetmiyorsa Mekke, Medine’de inzivaya çekilseydin. Genç nesilleri aldattılar yavrularımızın beyinlerini yıkadılar. Bu oyunu beraber bozacağız."

BELEDİYE BAŞKAN ADAYI ELEŞTİRİSİ

Başbakan Erdoğan, CHP’nin Ak Parti’nden aday gösterilmeyen merkez Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı göstermesini de eleştirerek, "Bunların Hatay’da teşkilatını yok mu? Bir tane adam bulamadılar mı bizim aday yapmadığımızı aday yaptılar? Demek ki gerekçesi var; Memnun kalmadık aday göstermedik. Bakınız Hatay’a düzenlenen yasa dışı gösterilere önlem alan polislerin araçlarına itfaiyeden su vermiyor. Sen kimsin, kimin belediye başkanısın, nasıl olurda su vermezsin? CHP’nin Belediye Başkan adayı olabilirsin. Ama şu anda devletin bir belediye başkanısın. Gereken neyse onu yapmak zorundasın" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Ankara mitingine katılmak üzere alandan ayrıldı.

ERGİN; HATAY BÖYLE BİR COŞKU GÖRMEDİ

Ak Parti’nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Erdoğan’dan önce yaptığı konuşmada, coşkulu kalabalığın 30 Mart akşamı ortaya çıkacak tablonun müjdecisi olduğunu söyledi. Ergin, "Hatay, Hatay olalı böyle bir tablo, böyle bir coşku görmedi. 30 Mart zaferiniz hayırlı olsun. 11 yıldır bu ülkede taş üstüne taş koyduk, eserler meydana getirdik. Bu aziz millete hizmet etmek için gecemizi gündüzümüze kattık. Türkiye’nin dünyanın 26’ıncı büyük devleti olarak aldık 16’ıncı büyük devlet haline getirdik" dedi.