Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan'ın konuşmasında verdiği mesajlardan satır başları:
Bu yıl 23 Nisan’da TBMM’nin 90. kuruluş yıl dönümünü kutladık. Bu yüce meclis Kurtuluş Savaşı'nı idare ederek, kuruluşunun hemen ertesinde Gazi Meclis unvanını kazandı.
Reformların ilerlemenin kalkınmaların, demokrasinin öncülüğünü yaptı. TBMM son 8 yılda ülkemizin ve milletimizin geleceği adına hayati önemde ve tarihi nitelikte reformlara imza attı. AK Parti hükümetinin sarsılmaz duruşu sayesinde, millet iradesine yönelik her türlü müdahale etkisiz kaldı.
"TBMM'NİN GÜVENİLİRLİĞİ ARTIYOR"
Bugün sekiz yıl öncesine kıyasla çok daha güçlü bir Meclis’e sahibiz. Demokrasi güç kazandıkça, reformlar hayata geçtikte, TBMM’nin de güvenilirliği artıyor.
Hiçbir kurumun, kuruluşun, hiçbir gücün Meclis’in üzerinde olamayacağı, bu yüce Meclis’e yön ve rota çizemeyeceği yine bu sekiz yılda her fırsatta ortaya konmuştur.
Ülkemizin itibarıyla birlikte TBMM’nin de onurunu da koruduğunuz için sizlere ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. 23. dönem milletvekilleri olarak ülkemiz için hayati reformları gerçekleştirdiğiniz için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum.
TBMM, 22. dönemde ve bu dönemde, beşinci yasama yılında da çalışıyor. Bu Meclisimiz'in 90 yıllık mazisinde nadir görülen bir durumdur. Bizden önce meclis dördüncü hatta üçüncü yasama yılını tamamlayamadan erken seçime gidiyordu. Biz ise Türkiye artık seçimlerin zamanında yapılmasına alışmak zorundadır diyerek TBMM’yi çalıştırdık ve her anımızı millete hizmet için sarf ettik.
Muhalefetin önemli reformları seçim sonrasına havale etme kolaycılığına karşı, biz Meclis’in yasa çıkarma yetkisine sahip olduğunu, vazifesini yerine getirmekten geri durmayacağını gösterdik. Muhalefetin tüm çabalarına rağmen biz üzerimize düşeni yerine getirdik. Bizim bu gayretlerimiz karşısında, milletimiz de reformlara sahip çıktı ve evet diyerek demokrasiye güç kattı.
Sizler üzerinize düşeni yerine getirdiniz. Genel kuruldan değişikliği geçirerek milletin takdirine sundunuz. Değişiklikleri millete anlatma noktasında büyük fedakarlıklarda bulundunuz. Her milletvekilimiz teşkilatımızla birlikte Türkiye’nin her köşesinde gece gündüz demeden çalıştı.
TBMM’nin önünde yoğun çalışma dönemi bekliyor.
14 gün 14 gece çalışan siz değerli milletvekillerim, hep birlikte 26 maddelik paketi geçirirken, muhalefet hep ‘Bu telaş niye’ dedi, ‘Seçim yaklaştı’ dedi, ‘Bunu seçimlerden sonra yapmamız gerekir’ dedi. Milletvekili arkadaşlarını oy yollamaya bile göndermediler. Vicdanının sesini duyan evet der diye endişe ettiler. O gün oy kabinine arkadaşlarını göndermeyenler, sonra fellik fellik Türkiye dolaşarak nasıl hayır dedirteceğiz gayreti içine girdi.
"BÖYLE SULULUK OLUR MU"
Şimdi ilginç gelişme. Şimdi 2011 demiyorlar. Bir haftada değiştiririz diyorlar. Zam geldi, bir ayda değiştiririz diyorlar. Kendi partisinin tüzüğünü 2011’e kadar değiştiremeyeceğini söyleyenlerin, kalkıp bir haftada, 15 günde, bir ayda değiştireceğiz demesi kadar sululuk olur mu?
Yani Türkiye’nin Anayasası senin partinin tüzüğünden daha mı basit? Ben hukukçu değilim, gönder ben bir haftada hazırlayıp sana vereyim. Tüzük bu yahu?
Anayasa dediğimiz olay farklı. Bunu ana muhalefet partisinin genel başkanına da söyledim. Önünüze öyle bir kelime gelir ki o sizin haftalarınızı alır dedim. 2011 seçimlerinden sonra konsensüsü sağlayalım dedim.
"ÜÇ MADDELİK BİR KONU"
Şu anda hazırlanmış bir iç tüzük var mesela. Gelin onu bir gözden geçirelim. Hadi hemen bu iç tüzüğü halledelim. Fazla bir şey yok. Meydanlarda başörtü başörtü dolaştın. Üç maddelik bir konu. Eğer dürüst samimi davranıyorsan, talimatını ver. Ben de vereyim. MHP’den, BDP’den onlar da katılsınlar.
Diyanet İşleri Başkanlığımız var. Cumhuriyetin kurumuna saygı duyuyorsan, bu çalışmaya Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da katalım. Şu ülkede, başörtüsü sorununu, milyonların sorununu ortadan kaldıralım.
"NEDEN ASKILI GİYİYORSUN DİYE SORUYORU MUSUN"
Pakistan’dan, İran’dan örnek vermeye gerek yok. Bırak Allah aşkına. Başörtülü olmayana “Sen niye streç pantolon giyiyorsun” diyor musun? “Şalvar tipi pantolon niye giyiyorsun” diyor musun? “Askılı niye giyiyorsun” diye soruyor musun?
"SİZ LOKOMOTİF OLUN BİZ VAGON OLALIM"
Eğer dürüstseniz, siz lokomotif olun, biz vagon olalım. Senin sayın ortada 101-102, biz sizin peşinize takılırız. Gel. Gelin bu işi halledelim. Bugünden tezi yok dedik, 12 Eylül’de. Gelin 13 Eylül’de dedim. Var mı bir ses? Bir müracaat var mı? Yok. Hepsi blöftü, blöf. Bu blöfü biz yutmayız.
12 Eylül mesajı almasını bilenlere en güzel şekilde o mesajı vermiştir. Biz artık yeni yasama döneminde farklı bir üslup ve söylem bekliyoruz. Daha fazla tutarlılık, daha fazla ilkeli siyaset görmek istiyoruz. Biz bu Meclis çatısı altında milletimizi temsil ediyoruz. Çok açık net söylüyorum. Biz ikbal beklentisi peşinde değiliz. Biz bu ülkenin meselelerini çözmek, 73 milyon vatandaşımızın derdine dermen üretmek, Türkiye’yi güçlü bir şekilde geleceğe taşımak için buralardayız. Uzlaşmadan, diyalogdan kesinlikle kaçınmayız.
Komisyonlarda, genel kurul çalışmalarında yine yapıcı bir dil kullanacak, yine sağ duyuyu, hoş görüyü öne çıkaracağız. Beklentimiz, muhalefet partilerinin de bu anlayış ve bu yaklaşım içinde olmasıdır. Eğer bu anlayışı bu yaklaşımı göremezsek, şikayet merciimiz her zamanki gibi millettir ve milletimiz en büyük hakemdir. Onlar bize hakaret etse bile, bizden hakaret duyamayacaklar.
"SEÇİM İÇİN EN İYİ TARİH HAZİRANIN İLK HAFTASI"
Uyum yasalarıyla birlikte, Meclisimizin gündemine gelecek en önemli gündem ise bütçe müzakereleri. Bunun ardından yine önemli maddeleri görüşecek ve ardından seçim sürecine gireceğiz. Mart ayı itibariyle artık genel seçim sürecine girmiş oluyoruz ve takvim çalışmaya başlıyor. Seçim için en iyi tarihin Haziran’ın ilk haftası olduğunu düşünüyoruz.
Önümüzde sekiz ay bulunuyor. Biz zaten çalışmalarımıza başladık. Bir yandan halk oylamasının sonuçlarını yaptırmakta olduğumuz kamu oyu araştırmalarının değerlendirmeleri de ele alacağız. Bunu yaparken de evet’lerden çok, bize niçin hayır dedi? Eksiklerimizi göreceğiz. Yüzde 58’e acaba bir şeyler ilave edebilir miyiz? Buna bakacağız.
"BİZE TAKILSALAR GÖRECEKLER"
Biz laf üretmeyeceğiz. Bugüne kadar iş ürettik. Bugüne kadar da iş üreteceğiz. Şu an bitmiş ve açılış bekleyen yüzlerce eserimiz var. Muhalefet, “Bir bitmiş eseri dört kez açıyor” diyor. Ayıptır.
Bunlar açılış görmemişler. Biz uydudan açılış yapıyoruz. Bir seferde on açılış yapıyoruz.
Bir takılsalar bize o zaman bu ülkenin heyecanını görecekler. Ama maalesef bunların öyle bir derdi yok. Türkiye’nin dört bir yanında nasıl çalışılıyor, bunu görecekler. Bunların Ankara’dan çıktıkları yok. Haberleri yok.
ÇILGIN PROJE CEVABI
Bugün bir tane gazete ‘İstanbul’da Selimiye Camii gibi bir cami yapılıyor. Acaba Başbakan’ın çılgın projesi bu mu’ diye yazmış.
Bunlar hala AK Parti’yi kendilerine göre bir yere oturtmuşlar. Aynı yerden bakıyorlar. Önce sağda soldaki perdelerini kaldır da 360 derece bak. O çılgın projeyi açıkladığımız zaman, o zaman her şeyini göreceksin merak etme. Ama Anadolu Yakası’nda da böyle bir güzel projeyi uyguluyorlar. Anadolu’ya yakışan böyle bir mabedi de orada tesis ediyorlar. Bu müjdeyi alınca, yerinde gittim gördüm.
Seçime kadar olan süreyi hazırlık aşaması olarak çok iyi değerlendirmeliyiz. Siyaset ilkeler üzerinden yapılır. Önümüzdeki dönem samimiyetlerin test edileceği bir süreç olacaktır. Başta eğitim özgürlüğü sorunu olmak üzere, kamuoyunda beklenti oluşturan her konuda, muhalefetin verdiği sözlerin arkasında durmasını bekliyoruz. Bunu sadece biz değil, kamuoyu bekliyor. Millet bekliyor. Bu sözler tutulursa, Türkiye kazanır.