Güncelleme Tarihi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Mevlana göstermiştir ki, insanı evrenin özü ve özeti olarak görmeyen bir düşünce, bir inanç, bir edebiyat ve bir felsefe, evrensellik iddiasında bulunamaz” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada, “yaratılanı yaratandan ötürü seven” bir anlayıştan geldiklerini ifade ederek, bu inanç sayesinde, farklı kavimlerin huzur ve güven içinde yüzyıllar boyunca yaşadığını dile getirdi.
Yeryüzünde bu engin deneyim ve birikime sahip ikinci bir ülkenin gösterilemeyeceğini kaydeden Erdoğan, “Ne mutlu bizlere ki fırtınalı denizlerde yüzyıllarca bir temel gibi bize yol gösteren o geniş ufuklu kılavuzlarla, dün olduğu gibi bugün de aynı iklimi paylaşıyoruz” dedi.
Özellikle gençlerin bu değerlere sahip çıkarak bu iklimi yaşatması gerektiğini anlatan Erdoğan, bunun yalnızca bu toplum için değil, tüm insanlığın geleceği için önem taşıdığını söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Mevlana göstermiştir ki, insanı evrenin özü ve özeti olarak görmeyen bir düşünce, bir inanç, bir edebiyat ve bir felsefe, evrensellik iddiasında bulunamaz. Karanlıkta kalanlara ışık tutamaz, çıkış yolu gösteremez, kimseyi aydınlığa feraha kavuşturamaz. İnsanı düştüğü yerden kaldıracak, ruhundaki ağır yaraları iyileştirecek olan yol, eşrefi mahlukat olmaya doğru yürünen yoldur.
Onun için dünya edebiyatının beslendiği önemli kaynaklardan biri olan Mesnevi, çağları aşarak bugünlere ulaşabilmiştir. Onun içindir ki din, dil, ırk, coğrafya farklılıkları Mevlana'nın sesine susayan insanların onu arayıp bulmasına mani olamamıştır. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin Mevlana'nın mesajıyla buluşan insanlarla karşılaşırsınız.”
Bundan dolayı Mevlana'nın Mesnevi'sinin tüm dillere çevrildiğini vurgulayan Erdoğan, Mevlana'nın sesinin tüm dünyada yankı bulmasının bir tesadüf olmadığını bildirdi.
“İNSANLIĞIN BİNYILLARDIR ARADIĞI YANITLAR”
Onun felsefesinde insanlığın binyıllardır aradığı soruların yanıtının bulunduğunu ifade eden Erdoğan, “Renklerin aslı renksizliktir, savaşların aslı barıştır, barış dalgaları kopar, gönüllerde çimleri giderir. Savaş dalgaları kopar sevgileri altüst eder, diyor. İnsanlık, Mevlana'ya ve onun gibi Hak yolcularına, ışık kaynaklarına, derinden muhtaç olduğunu bugün, artık, daha çok hissediyor” diye konuştu.
Farklı dil, din ve kültürlere mensup milyonların Mevlana'nın özünde insan olmanın anlam ve değerini biraz daha yakından kavramaya çalıştığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Zira Mevlana'nın evrensel felsefesine göre insan evrenin özetidir ve insanın mayası da aşktır. Bu aşk, kin ve nefreti eriten, insanı beşer olmanın ihtiraslarından arındırarak, yaradılış gayesine erdiren aşktır. Her gün yeni gerilimlerle, yeni kavgalarla uyandığımız bu katı dünyada, sürekli çatışma üreten uygarlığın gerçek anlamda insanlığı mutlu ve huzurlu kılması mümkün değildir. Bu toprağın ve insanımızın mayasında yüce peygamberimizin yolunu izleyen tasavvuf ehlinin, Allah ve insan dostlarının manevi mirası vardır.
Öyle bir dünyada ve zamanda yaşıyoruz ki, bitmez tükenmez ihtiraslar yüzünden yeryüzünün her köşesi yanıyor. Tahrip gücü yüksek bombalarla, dengesizlik savaşlarıyla, maddeyi tek değer olarak gören anlayışlarla insanlık bindiği dalı kesiyor. Hayat hızla yok ediliyor. Öyle bir zaman ki bu zaman, en büyük yangın, en büyük yoksulluk, en büyük ıssızlık, en büyük, en koyu karanlık gönüllerdedir. İnsani hassasiyetleri gözardı eden sadece maddi hedeflere odaklanmış, ilerleme anlayışıyla elde edilen başarılar, gönüllerdeki bu karanlığı gidermekte aciz kalıyor. İnsanlara gözyaşından, acıdan, yokluktan, yoksulluktan ve mutsuzluktan başka birşey vermeyecekse bunun adına nasıl ilerleme deriz.
Çocuklarımızın kanlı savaşlara, teröre, baskıya, sömürüye, uyuşturucuya ve istismara kurban edildiği karanlık bir dünyaya aydınlık diyebilir miyiz? Kazandığımız güç ve servet bize en kutsal hak olan yaşama hakkına saygı göstermeyi öğretmiyorsa, refah, hakkaniyete uygun bir biçimde dünyanın bütün milletlerine yayılamıyorsa, zenginlikler, başkalarının yoksulluğu pahasına elde ediliyorsa, adalet nasıl tesis edilebilir?”
“ÖNEMLİ OLAN”
Her gün medyaya yansıyan dehşet haberlerini okuduklarını anlatan Erdoğan, insani değerlerin, kültürel zenginliklerin, inanç ağlarının ve adalet duygusunun giderek daha çok örselendiğini söyledi.
Erdoğan, önemli olan yıkılanla bozulanla değil, düzeltilenle boşluğu doldurmak olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
“İnşallah 2007 yılı boyunca Mevlana'nın barışa, sevgiye, dostluğa, kardeşliğe ve hayra çağıran sesi bütün dünyada yankılanacaktır. Şunu da ifade etmek istiyorum, hükümetimiz ve Kültür Bakanlığımız üstüne düşen neyse bunu yapacaktır. Son sözü yine 800 yıldır bize yol gösteren, rehberlik eden, ulu zata, Hz. Mevlana'ya bırakalım: 'Güneş gibi ol şefkatle, merhametle, gece gibi ol ayıpları örtmekle, akar su gibi ol keremde, cömertlikte, ölü gibi ol öfkede, asabiyette, toprak gibi ol tevazuda, mahviyette, ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.'
Bu hikmet dolu sözleriyle birlikte Mevlana'yı bir kez daha rahmetle anıyor, 2007 Mevlana Yılı'nın dünyamızda barış ve refah ideallerimizin küreselleşmesine vesile olmasını diliyorum.”