Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, "CHP'nin, MHP'nin, Pensilvanya'nın, onlarla birlikte medyanın, iş çevrelerinin kurdukları tuzak artık altüst oldu. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. 'Darbe yapalım, sandıksız hükümeti devirelim' dediler, ayakları dolaştı, tökezlediler ama şimdi bunun hesabını verecekler. Ve millet sandıkta bunun hesabını soracak ardından hukuk yoluyla da biz hesabını soracağız. Kardeşlerim, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü kimse durduramayacak, hiç endişeniz olmasın, kimse durduramayacak" dedi.
"Bu Pensilvanya'daki zat, CHP genel başkanının eline kasetler veriyor" diyen Erdoğan, "CHP Genel Başkanı da grup toplantılarında Pensilvanya'nın borazanlığını yapıyor. Ve anayasaya, yasalara aykırı olduğu halde, düşünün. Bu zata 'Çarkçı Kemal' diyorlar biliyorsunuz, geçenlerde de söyledim. 'Senden' dedim 'bir şey olmaz'. Sen zaten kasetle geldin, kasetle de gideceksin ve utanmadan, sıkılmadan kalkıyor iftiralarla Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına çeşitli yalan dolan şeyler söylüyor" ifadesine yer verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK genel müdürü olduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ya sen SSK'nın genel müdürüyken SSK'yı bitirdin ya. Biz sigorta hastanesinin kapılarında, kuyruklarda rezil olmadık mı, sefil olmadık mı. Ya biz alacak ilaç bulamıyorduk ya... Öyle mi kardeşlerim? Adıyaman, öyle mi? Onun için 30 Mart'ta sandıklarda bunlara bizim bir siyasi tokat atmamız lazım. Onun için çok çalışmamız lazım, rehavete kapılmayacağız. Ben diyorum ki, Adıyaman Türkiye'nin bir numarası olsun. Öyle 60-70 değil, daha fazla, daha fazla inşallah. Adıyaman merkez, ilçeler hep birlikte gümbür gümbür 'AK Parti' demeli."
Kılıçdaroğlu'nun sabah söylediğini öğlen, öğlen söylediğini akşam yalanladığını kaydeden Başbakan Erdoğan, gazete kupürleri göstererek, şunları söyledi:
"3 yıl önce bir televizyon kanalına çıkmış partileriyle ilgili kayıtları eleştiriyordu. 'Bunları veren savcının bu ülkede hesap vermemesi diye bir olay olabilir mi?' diye soruyordu. 'Bu dinleme kayıtlarını kim veriyor, bunlar gizli değil mi, soruşturma gizli değil mi, kim bu savcı?' diye soruyordu. Ve 'Başbakanı dinleyen hangi derin devle?t' diyordu. Bakınız Milliyet gazetesi 27 Aralık 2012. Kardeşlerim bitmedi, 'Savcı suç işliyor' diyordu. Şu anda bu kayıtları yapan, bunları bir yerlere servis eden, bunları internette yayınlatan tüm savcılara aynı CHP genel başkanı bugün sahip çıkıyor."
Kılıçdaroğlu'nun iki yıl önce 'Yasadışı dinleme hepimizin tepki göstermesi gereken suç' dediğini anlatan Erdoğan, "Çark etmek bunun tabii fıtratında var. O koltuğa kasetle oturdu, şimdi onun bedelini ödüyor. Bu paralel yapı CHP'nin genel merkezini, il başkanlıklarını, milletvekillerini dinlemiş ama CHP'nin genel müdürü ağzını dahi açamıyor. Bu paralel yapı MHP il başkanlıklarını dinlemiş, MHP'li milletvekillerini dinlemiş, 450 MHP'liyi dinlemiş ama MHP genel başkanı tek söz söyleyemiyor" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, elindeki gazete kupürünü göstererek, Kılıçdaroğlu'nun "Başbakanın dinlenmesi çok vahim bir olay" şeklindeki sözlerini hatırlatarak, "(Başbakanın dinlenmesi çok vahim bir olay), altında ne diyor, 'yeniden yargılanmayı da destekleriz' diyor. İnanın bugün sorun tam aksini söyler. Niye? Akşam başka, sabah başka" dedi.
Erdoğan, bir başka gazete kupürünü daha göstererek, Kılıçdaroğlu'nun "Cemaat saydamlaşsın" sözünü anımsattı ve, "Bunu diyen kim, yine CHP'nin genel müdürü. Akşam başka sabah başka, bundan siyasetçi olur mu ya... Söylüyorum, gene söylüyorum: Bakınız, bundan ancak İstanbul'un Tahtakalesi'nde kasetçi olur, kasetçi olur. Bundan başka bir şey olmaz. Orada gitsin bu kaset satsın, kaset. Çünkü bu SSK'nın genel müdürüyken orayı batırdı, Rahşan affıyla kurtardı. Eğer Rahşan affı çıkmasaydı kurtaramayacaktı" ifadesini kullandı.
"İstanbul bu karikatür siyasetçilere sandıkta yumruğunu vuracak"
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül'ün Trabzonlular gecesinde yuhalandığını ve oradan çıkarken de bir vatandaşa yumruk attığını söyleyen Erdoğan, "Hiç merak etmeyin vatandaş da bunlara sandıkta yumruğu vuracak. İstanbul, bu karikatür siyasetçilere sandıkta yumruğunu vuracak. Trabzon aynı şekilde, Adıyaman aynı şekilde, tüm Türkiye o yumruğun hesabını 30 Mart'ta sandıkta soracak, sandıkta" dedi.
"Bütün Türkiye'nin bunu bilmesini istiyorum, kurdukları tuzak artık bozuldu" diyen Başbakan Erdoğan, "CHP'nin, MHP'nin, Pensilvanya'nın, onlarla birlikte medyanın, çevrelerinin kurdukları tuzak artık altüst oldu. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. 'Darbe yapalım, sandıksız hükümeti devirelim' dediler, ayakları dolaştı, tökezlediler ama şimdi bunun hesabını verecekler. Ve millet sandıkta bunun hesabını soracak, ardından hukuk yoluyla da biz hesabını soracağız. Kardeşlerim, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü kimse durduramayacak, hiç endişeniz olmasın, kimse durduramayacak" şeklinde konuştu.
"Aradık, sorduk, diktatörü bulduk" ifadesini kullanan Erdoğan, "Ey CHP, diktatör senin içinde ya... Kim, İnönü, İnönü. İşte İtalya'da, biliyorsunuz orada nazi, faşizm onlar iktidar olduğunda onları ilk tebrik edenlerden olmuştur. Öyle ki bunlar Dersim'de katliamın baş sorumlusudur. Ve katliamın baş sorumlusu olduğu halde bugün kalkıp da bu CHP'nin genel müdürü Dersimli olduğu halde orayla ilgili bir kelime edebiliyor mu, hiç duydunuz mu? Edemez, edemez, çünkü onu söylemeye başladığı anda bataklığa batacak bunu biliyor" dedi.
"Biz bayrağımızın dışında bir bayrak düşünmüyoruz"
Adıyaman'ın kardeşlik şehri olduğunu, Türkmenlerin, Kürtlerin, Zazaların, Arapların, Sünnilerin, Alevilerin bir, beraber, diri ve kardeş olarak Türkiye olarak bir arada yaşadığı bir şehir olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Onun için ne diyoruz, tek millet. Tamam tek millet diyoruz. İki; diyoruz ki tek bayrak. Burada bir endişemiz var mı? Bayrağımızın rengi şehidimizin kanı. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, şehidimizin sembolü, simgesi. Biz bayrağımızın dışında bir bayrak düşünmüyoruz. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Ondan 780 bin kilometrekare ile tek vatan. Batı'da ne varsa Adıyaman'da da o olacak. Erzurum'da da olacak. Trabzon'da, Rize'de, Artvin'de de o olacak. 780 bin kilometre karede her şey olacak."
Erdoğan, 10 yıl önce Adıyaman'da modern bir havalimanı olacağının söylenmesi durumunda buna kimsenin inanmayacağını ancak şimdi gerçek olduğunu kaydederek, havaalanı ile kent arasındaki yolların karşılaştırılmasını istedi. "Ben 15 sene önce buralara geldiğimde kasaba gibiydi burası. Ama elhamdülillah şimdi burası şehir oldu. Yeterli mi, değil. Daha güzel olacak" diyen Erdoğan, doğusu-batısı, güneyi-kuzeyi ile Türkiye'nin tek bir vatan olduğunu belirtti.
Devlet içinde devlet , paralel devlete asla müsaade etmeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Bunları ininden çıkaracağız. Devlet içinde yapılananları çıkaracağız. Asla bu devletin bütünlüğünü, birliğini bozamayacaklar. Bozmaya kalkanlar gereken dersi, gereken cevabı hukuk içinde alacaklar, hiç merak etmeyin" diye konuştu.
Erdoğan, Afyonkarasihar'dan yola çıkarken ilkeleri olan bu madde ile yola devam ettiklerini kaydederek, Adıyaman'a yaptıkları toplam yatırımın 3,5 katrilyon olduğunu dile getirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Niye? Bizim Adıyaman'a sevdamız var. Adıyaman'a aşkımız var, aşkımız. Bunları yeterli görmüyoruz, daha iyisi olacak. Eğitimde olacak, sağlıkta olacak. Adalet sarayı ile emniyet sarayı ile olacak. Ulaşımda olacak, enerjide olacak. Her şeyde... Bütün bu adımları atarken inşallah çok daha güzel günler önümüzde. Bunu özellikle bilmenizi istiyorum. Bakınız az önceki coşku bana bir şeyi unutturdu. 3,5 değil, yapılan yatırım ne biliyor musunuz? 6,3 katrilyon. Bütün bu adımları çok daha modern bir Adıyaman için attık. Atmaya devam edeceğiz. Şu anda bu adımların atılmasında emeği geçen çok kardeşlerim var. İşte sizler şu kardeşliği bize gösterdiniz. Kardeşlikle beraber Adıyaman'ın geleceğine sizler farklı bir işaret koydunuz. Bundan dolayı bizim size olan sevdamız çok farklı. Bu adımları atarken özellikle Adıyaman'daki bu kardeşliği ve hoşgörüyü görünce çok farklı düşünmemiz mümkün değil."
Adıyaman'ın teröre geçit vermediğini, bundan sonra da vermeyeceğine inandığını belirten Erdoğan, "Çünkü siz, bu ülkede Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi ile bir ve beraber oldunuz. Yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevdiniz. Artık silahlar değil siyaset konuşuyor" diye konuştu.
TBMM çalışmalarına ara vermeden Demokratikleşme Paketi'ni çıkardıklarını, yasanın onaylanmak üzere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderildiğini hatırlatan Erdoğan, Türkiye'ye daha da rahatlatacak adımlar attıklarını, tarihi nitelikte reformlar yaptıklarını, kardeşliği daha da güçlendirecek, birliği pekiştirecek düzenlemeler getirildiğini kaydetti.
Yeni düzenlemeyle siyasi partilerin artık farklı dil ve lehçelerde propaganda yapabileceğini, isteyen siyasi partilere "eş başkanlık sistemini" getirdiklerini anlatan Erdoğan, Demokratikleşme Paketi ile ilgili şu bilgileri verdi:
"Siyasi partilerin beldelerde teşkilat kurma zorunluluğu kaldırıldı. Siyasi partilere devlet yardımı için genel seçimlerde almaları gereken oy oranını yüzde 7'den 3'e çektik. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yeniden düzenlendi. Hakları genişlettik. Çıkardığımız yasayla özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim imkanını getiriyoruz. Çok önemli düzenlemeler yaptık. Eğitim ve öğretim hakkını engelleyenlerin cezasını artırıyoruz, 2-5 yıl arası hapis cezası getiriyoruz. Senin başörtün, senin sakalın, bıyığın var diye hiç kimse okulundan kovulamayacak, kapıdan döndürülemeyecek. Aynı şekilde vatandaşın kamu hizmetlerinden yararlanmasını engelleyenlerin de cezasını artırdık. Devlet dairesinde, 'sen Türksün, Kürtsün, Alevisin, Sünnisin sen başörtülüsün' diye bir engelleme yapan olursa ona ağır cezalar getiriyoruz. Din ve vicdan hürriyetini engelleyene ceza getirdik. Ayrımcılık ve nefret suçuyla mücadeleyi yoğunlaştırdık. Köy isimlerinin değiştirilmesini, eski köy isimlerinin yeniden alınmasını kolaylaştırıyoruz. Kurban derisinin toplanmasında tekeli kaldırdık. Türk Ceza Kanunu'ndaki şapka giymeyenlere, bazı harfleri kullananlara verilen cezayı da kaldırdık. Giyim kuşama da klavyelere de özgürlük getirdik. Bunlar devrim niteliğinde reformlar. Bunlar Türkiye'de engelleri, anlamsız yasakları kaldıran, ayrımcılığın, nefretin önüne geçen tarihi nitelikte reformlar. Çok daha fazlasını yapacağız. Bu çetelerle, örgütlerle mücadele ederek, tüm engelleri aşarak, kardeşliğimizin, birliğimizin önündeki engelleri, bariyerleri tek tek geride bırakarak inşallah istikbale yürüyeceğiz."
"AK Parti'nin adayları AK Parti'den seçime girerler"
Başbakan Erdoğan, rekorların şehri Adıyaman'dan 30 Mart'ta yeni rekorlar beklediklerini ifade ederek, Adıyaman'ın tüm ilçelerde sandıkları patlatacağını kaydetti.
AK Parti'den aday olmayanların ilçelerde "Ben seçileceğim, AK Parti'ye geçeceğim" diyerek oy istediklerini aktaran Erdoğan, "Bunlara aldırmayın, AK Parti'nin adayları AK Parti'den seçime girerler. Mührü biz AK Parti'ye basıyoruz. Hiçbir iddiaya, yalana kulak asmıyor, AK Parti'de bütünleşiyor, birleşiyoruz" diye konuştu.
Göreve geldiklerinden bu yana "eser siyaseti" yaptıklarını belirten Erdoğan, Adıyaman'a da çok büyük yatırımlar kazandırdıklarını, bu yatırımlarla işsizlik sorunun da çözüleceğini anlattı. Adıyaman'a enerjide 939, ulaştırma ve haberleşmede 587, eğitimde 388, sağlıkta 291, aile ve sosyal politikalarda 658, toplu konutta 447, kültür ve turizmde 60 trilyon liralık yatırım yaptıklarını kaydeden Erdoğan, Adıyaman'a üniversite kurduklarını, burada 15 bin öğrencinin eğitim gördüğünü ifade etti. Erdoğan, Adıyaman'a 400 yataklı hastane yaptıklarını, 3 bin 463 konut inşa edildiğini da belirtti.
CHP ve MHP'nin geçmişinin kirli olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bunlar soydular soğana çevirdiler. Biz geldiğimizde Ziraat Bankasını Halk Bankasını batırmışlardı, Vakıfbank batmıştı. Şimdi ise bu bankalarımız güçlü. Çiftçimiz Ziraat Bankasından yüzde 59 faizle kredi alıyordu, şimdi yüzde 5. Biz buyuz. Memur ve işçi 13 katrilyon devletten alacaklıydı, biz ödedik. IMF'ye borcu biz ödedik, bitti" dedi.
Seçim günü sandıklara hakim olunmasını isteyen Başbakan Erdoğan, "26 gününüz var. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız, seçim günü sandıklara hakim olmaya var mıyız? Sandıklara hakim olacağız, bunların hilelerine fırsat vermeyeceğiz" diye konuştu.