Güncelleme Tarihi:
Başbakan Davutoğlu, Sultanahmet'teki terör saldırısına ilişkin, "Saldırganın kimliği tespit edildi, sizlerle de paylaşıldı. Bugün bu çerçevede 4 ayrı gözaltı daha oldu saldırganın kimliğinin tespiti sonrasında. Biraz önce de saldırganın Türkiye'ye giriş yolu, bütün kontakları, arka plandaki ilişkileri konusunda aldığım bilgiler, bu meselenin görünür yüzünün dışında bazı önemli unsurlar ve perde arkası etkin aktörler olabileceği kanaatimizi pekiştirdi" dedi.
Terörün artık ülkelerden ve şehirlerden bağımsız olarak dünyanın her yerinde bütün insanlığı tehdit eden bir olgu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Dolayısıyla bu münferiden İstanbul'da ve Türkiye'de değil, bütün önemli baş şehirlerde, bütün önemli şehirlerde, bütün ülkeleri kaygılandıran, alarm halinde tutan bir husustur. Paris'te, Londra'da, New York'ta, Madrid'de yaşadığımız terör eylemleri, açık şekilde bunun bütün insanlığı ilgilendiren ciddi bir meydan okuma olduğunu hepimize gösteriyor" diye konuştu.
"6 YARALI TEDAVİ GÖRÜYOR"
Başbakan Davutoğlu, Sultanahmet'teki terör saldırısında 10 yabancı uyruklu kişinin yaşamını yitirdiğini, 15 kişinin yaralandığını belirtti. 6 kişinin hastanelerde tedavisinini sürdüğünü, diğerlerinin taburcu edildiğini kaydeden Davutoğlu, 6 hastayla ilgili itinayla bütün çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.
Saldırganın DEAŞ bağlantısının tespit edildiğini vurgulayan Davutoğlu, "Ancak artık DEAŞ öyle bir örgüt ki bir piyon ve bazen de kamufle edilebilecek bazı eylemlerin rahatlıkla kullanılmasını sağlayan bir ara örgüt, bir taşeron" dedi.
"TAKİP ALTINDA DEĞİLDİ"
Başbakan Davutoğlu, "Bu şahıs takip altında olan bir şahıs değildi. Normal olarak Türkiye'ye bir mülteci gibi, sığınmacı gibi giren bir şahıs. Ancak bu saldırıdan sonra tüm bağlantıları tek tek çözülerek bağlantıları ortaya çıkarılıyor ve bu bağlantılar içinde DEAŞ dışında DEAŞ'ı kullanan bazı çevrelerin olabileceğine dair de bazı şüphelerimiz söz konusu" bilgisini aktardı.
Başbakan Davutoğlu, "Bu terör örgütünü kullanan arkadaki gerçek aktörler kimlerse onların ortaya çıkarılması için de yoğun bir çaba içindeyiz. Bu bir taşeron örgüt ama o taşeron örgütü eğer birileri kullanmak istiyorsa ki bunun emarelerini çok gördük, sadece bu taşeron örgütü değil, bu taşeron örgütü kullanma hevesine ve amacına dönük çalışma yapan kim varsa hepsine dönük olarak da gerekli her türlü tedbiri alma konusunda Türkiye'nin kararlılığı açıktır. Bu yönde de tedbirlerimizi alacağız" diye konuştu.
İstanbul'un güven ve huzur şehri olması yönünde atılacak adımları, bütün güvenlik birimleriyle ele aldıklarını vurgulayan Davutoğlu, "Sadece terör tehdidi karşısında değil, sadece bu tür saldırılar karşısında değil, aynı zamanda özellikle de uyuşturucuya karşı mücadelede, asayişte, kaçakçılık ve organize suçlar konusunda da İstanbul'u dünyanın en güvenli şehirlerinden biri kılmak hepimizin görevi" şeklinde konuştu.
"İSTANBUL'A GELMEYE DAVET EDİYORUZ"
Başbakan Davutoğlu, "Almanya İçişleri Bakanı Maiziere'nin de vurguladığı gibi, biz bütün Alman dostlarımızı, Avrupalı dostlarımızı, bütün insanlığı, insanlık tarihinin birikiminin özeti, hülasası olan İstanbul'a gelmeye davet ediyoruz. Alman İçişleri Bakanı'na bu açıklamaları dolayısıyla teşekkür ettim. Türkiye güvenlidir, İstanbul güvenlidir, inşallah önümüzdeki aylarda ve yıllarda da milyonlarca milyarlarca misafiri burada ağırlamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin her köşesinde ama özellikle İstanbul'da, milletin, halkın güvenliği, şehirlerin asayişi için ne tedbir alınması gerekiyorsa, demokratik hukuk devleti kuralları için de alacaklarını ifade eden Davutoğlu, bunların daha görünür ve daha etkin tedbirler olacağını söyledi.
"MUTLAKA KARŞILIĞINI VERİRİZ"
Başbakan Davutoğlu "Açık ve net ifade ediyorum. Biz, bize yönelen her saldırıya gerekli gördüğümüz çapta, doğru ve uygun gördüğümüz zamanda mutlaka karşılığını veririz ama herkesin de bu konuda samimi bir tutum içine girmesini bekleriz" dedi.
"BİRTAKIM ÜLKELER ENGELLİYOR"
DAEŞ'le mücadele konusunda Başbakan Davutoğlu şunları kaydetti:
"Türkiye'nin havadan yapacağı operasyonlar konusunda birtakım ülkeler, engelleyici tutum içindeler. Ya kendileri DAEŞ'i yok etsinler ya bıraksınlar biz yok edelim ama kimse 'DAEŞ'e karşı mücadele ediyorum' görüntüsü adı altında,, oradaki sivil halkı ve muhalefeti cezalandırarak DAEŞ'e alan açmayı düşünmesin. Bir istihbari bilgiyi burada paylaşmak isterim. Onun için bütün bağlantılar çıkarılacak. Dün bize ulaşan bilgiyle, bazı DAEŞ unsurları, rejimin destekleriyle, biliyorsunuz son günlerde Suriye sınırına yakın bölgede Suriye ılımlı muhalefetinin DAEŞ'e karşı bir operasyonu başladı, bir çalışması ve bazı bölgeler DAEŞ'ten kurtarıldı. Onun üzerine rejim, Şam'a yakın daha güney bölgedeki DAEŞ unsurlarıyla anlaşarak, rejimin otobüsleriyle bazı DAEŞ unsurları Suriye'nin kuzeyine doğru sevk edildi. Bugün Suriye'de çok kirli iş birliklerini görüyoruz."