Güncelleme Tarihi:
MECLİS’İN ONURU
“Meclis’e ulaşmış fezlekelerle ilgili ne yapacağımız hususunu Meclis Başkanımızla da gerekirse diğer parti temsilcileriyle de görüşürüz. Yani eminim, CHP de MHP de ve geçen gün de vurguladım HDP’nin makul ve vicdan taşıyan milletvekilleri de bu milletvekilinin bir teröristin taziyesine gitmesini kabul etmemiştir. Bunu parti meselesi olarak değil, Meclis’in onuru meselesi olarak görüyoruz.
Evet, hak ettiği muameleyi görürler. Ama hiçbir şekilde Türkiye’de 1990’lı yıllardaki manzara sözkonusu olmaz. O da bu milletvekillerine saygı sebebiyle değil. Çünkü yaptıkları hiçbir saygı atfetmiyor. Onlara oy veren vatandaşlarımıza saygı sebebiyle herhangi bir milletvekilini, 1990’lı yıllarda olduğu gibi yaka paça götürülüyor görüntüleri olmaz.
NEVRUZ’A KALMAZ
Meclis’in içinde olmaz. Tutuklamanın illa Meclis içinde mi olması gerekiyor. Bunların hepsini değerlendireceğiz. Net hukuki süreç işler, bu sadece hukuki bir anlam taşır ama o hukuki süreç işlerken Türkiye’de demokratik hukuk devleti kurallarının itibarını kaybettirecek görüntünün oluşmasına izin verilmez. Yapılması gereken budur. Ya sessiz kalmak ya da tümüyle suçlu olanı mağdur gibi bir görüntü verecek şekle dönüşmek... Bu iki pozisyonun da dışında kalmalıyız.
(Operasyonlar Nevruz’a kadar biter mi?) Kalmaz, birkaç gün içinde biter. Sur’da çok kısa sürede bitecek, çok az kaldı. (Cizre ve Sur’un ardından operasyon yapılacak başka yerleşim merkezleri olacak mı?) Nereye ihtiyaç olursa orada yaparız. Bu sabır gerektiren işlemdir. Nevruz yaklaştıkça ‘Kırsal kesimde tekrar saldırılara başlayacağız’ gibi talimatlar verildiğini biliyoruz.
HUKUKU KEŞMEKEŞE SOKAR
(Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki kararı) Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin birincil mahkemede süregiden bir davayı öne alarak, Yargıtay yerine kendini koyarak, karar vermesi hukuk sistemimizi keşmekeşe sokar. Gereksiz yere bireysel başvuru hakkının istismar edilmesine ve Anayasa Mahkemesi üzerinde büyük bir baskı oluşmasına yol açar. Hepimizin bunu yeniden düşünmesi ve Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki yetkisinin doğru anlaşılmasını temin etmemiz lazım. (AYM’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un değiştirileceği iddiaları) Şu anda böyle başlamış çalışma yok. Bütün bu yaşananlardan sonra bu değerlendirilir. Bireysel başvurunun doğru değerlendirilmesi ve Anayasa Mahkemesi’nin Türk yargı sistemi içinde doğru yere oturtulması için gerekli çalışmaların yapılması lazım. Yargıtay ve Danıştay başkanlarıyla bir görüşme gerçekleştirdim. Anayasa Mahkemesi Başkanı ile de gerekirse konuşuruz.”