Güncelleme Tarihi:
İşte Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları:
Kitap dağıtımı yaygınlaştırıldı. Eğitim reformları gerçekleştirdi, eğitim altyapısını temelden değiştirdik. Öğretmen sayımızda olağanüstü artış sağladık. Milli Eğitim camiamız 22 milyon öğrencisi, 850 bin örgün ve yaygın öğretmeniyle toplumun en geniş kesimini oluşturuyor.
Arkadaşlarımıza da talimat verdim. 12 yılda ne yapmışsak, yapısal değişim. Elimizde yeni projeleri de anlık çözüm yollarını da gözden geçirerek bir analiz yapalım. Milli eğitimimin hala yapısal reformlara ihtiyacı var.
En kısa zamanda bunları gözden geçireceğiz. Kendimde bir öğretmen aynı zamanda öğrenci olarak, onun için yanımdan kitabı eksik etmeyen biri olarak, şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum ki yeni bir eğitim felsefesini yaygınlaştırmak durumundayız.
Mekansal ve niceliksel değişiklik çok önemlidir. bundan sonra da öğretmen ve derslik ihtiyacımız, bunların ilçe bazına kadar indirilmesini ve her ilçede yeni politika geliştirilmesi talimatı verdim.
Artık öğrencilerimiz tek eğitimle 30'un altında sayıyla modern eğitimin imkanlarına kavuşacaklar. Bunları sağlasak da eğitimin esası bu araçlar değildir. Eğitimin esası öğretmenle öğrencinin buluşmasıdır.
Bilgi aşığı olan bir öğretmen, bunu öğrenciye aktarırken o aşkla anlatır. Öğrencinin zorla girdiği, öğretmenin ders ne zaman biter diye düşündüğü anda şartlar ne kadar iyi verilmiş olursa olsun istediğimiz neticeyi almayız.
Öğretmenlerimizin şartları itibariyle de nitelikleri itibariyle de toplumun geleceğinin sigortalarıdır.
Hiç birimiz ilk okul öğretmenimizi unutmayız. Emin olun annemi kaybetmiş gibi, cenazesine de bizzat gidip katıldım. Hala da onu rahmetle anarım. Bu öğretmen-öğrenci sevgisini derinliğini yaşatmamız lazım.
Biraz önce bir projeyi heyecanlandırdığı için paylaşmak isterim. Eğitim iki şey için yapılır, bilgi sahibi olmak ve bilgi inşasında yer almak için. İkincisi de meslek sahibi olmak.
Mesleki teknik eğitimin yenilenmesi ve güçlendirilmesi ve istihdama hemen gidecek şekilde olması lazım. Mesleki ve teknik eğitim sadece milli eğitimin imkanlarıyla yürütülebilecek çalışma değildir.
İş adamları iş veren kuruluşları TESK TOBB bu mesleki eğitimin içinde olmalı. Çocuk hem mesleki eğitim alıyor, aynı zamanda da iş yerinde de iş imkanı bulmak üzere kontak kuruyor.
Bana da twitter'dan yüzlerce binlerce şey geliyor. Öğretmenlerimizin içleri ferah olsun. Geleceğimizin teminatı onlar. Ama objektif planlama yapılması zaruret. Bu cuma 40 bin meslektaşımı Anadolu’nun her yere göndereceğiz.
Yine bu sene Aralık'taki şurada temel konusu öğretmenler olacak. Dünyanın en iyi sınıfları olsa eğitimi verecek olan öğretmendir.
KÜRTÇE EĞİTİM İÇİN OKULLAR AÇILDI. VALİLİKLER TARAFINDAN KAPATILDI. AMA DİYARBAKIR'DA BİR OKULUN MÜHRÜ SÖKÜLDÜ. NE SÖYLERSİNİZ?
Bu olayın üç boyutu var. Bizim herhangi bir Türkiye'de konuşulan dile ön yargılı yaklaşmadığımızı herkes bilir. Bundan çok değil 10 sene önce Kürtçe yayın yapan ulusal kanal, seçmeli ders olan okullar, öğretmen yetiştiren üniversite bölümleri olacak denseydi kimse
Kürtçe bizim güzel Türkçemiz gibi, bir dilimizdir. Bir çok başka lehçe ve diller gibi. Her birisi saygındır, her birisi azizdir. Çünkü insanlar arasında o dilin aktarılma kullanılması önemlidir. Muhabbetle konuştuğumuzda her dil güzeldir.
Bu konuda da devrimsel adımlar attık. Bu sene yeni bir dönem başlıyor. İlk defa Kürtçe öğretmen görevlendirilecek. Bu adımları atarken, bazı çevrelerin sanki bu çevrelerin onların baskısıyla atılıyor gibi kamu düzenini bozacak şekilde adımlar atması kabul edilemez.
Nasıl Kürtçe saygınsa, hepimiz bunu biliyorsak, bütün kurumlar da bilmelidir ki Türkiye bir hukuk devletidir ve kamu düzeni esastır. Okul açmanın da bir prosedürü var. Ama herhangi bir benim çözümün tek çözümdür diyerek, dayatmayı yapamaz. Buna da izin vermeyiz.
Üçüncü boyut ise, okullarımıza yönelik molotoflu saldırılar şiddettir, terördür. Siz hem özgürlükten bahsedeceksiniz bir de yetmeyecek eğitim amacıyla oraya giden öğrencilerin öğretmenlerin hayatını riske ederek bazı okullara molotof atacaksınız. En fazla o bölgede yaşayan çok samimi vatandaşlarımızın çocukları etkilenir.
BAKAN AVCI’NIN SÖZLERİ GÜLÜMSETTİ
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na açıklamasının ardından rozet hediye edeceği sırada “Başbakan” yerine yanlışlıkla “Sayın Bakanımız” dedi. Yaptığı hatayı fark eden Avcı, sözlerini “Sayın başbakanımız” diyerek düzeltti.
Bu sözler Avcı’nın kendisi başta olmak üzere Davutoğlu ve salondakileri de gülümsetti.