Başbakan Davutoğlu: Demirtaş ile görüşemedik

Güncelleme Tarihi:

Başbakan Davutoğlu: Demirtaş ile görüşemedik
Oluşturulma Tarihi: Haziran 06, 2015 09:46

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, memleketi Konya’da bir televizyon kanalına katıldığı programda HDP’nin Diyarbakır mitingindeki bombalı saldırının arkasında kirli bir el olduğunu söyledi. Başbakan Davutoğlu, "Bu siyasi bir partiye değil, Türk demokrasisine yapılan bir saldırıdır. Açık bir şekilde bir sabotaj, provokasyon, şiddet olayıyla karşı karşıyayız. Kirli bir el var burada. Kirli eli deşifre etmek lazım" dedi. Davutoğlu, bu kirli elin çıkartılıp, hesabının sorulacağını belirtti. Olayın hemen ardından Selahattin Demirtaş ile görüşmeye çalıştığını ancak görüşemediğini dile getiren Davutoğlu, Bakan Mehdi Eker’den kendi adına taziyesini iletmesini istediğini belirtti.

Haberin Devamı

Başbakan Davutoğlu, Kilis mitinginden sonra eşi Sare Davutoğlu ile birlikte özel uçakla memleketi Konya’ya geldi. Ardından Mevlana Müzesi’nin arkasındaki bir restoranın bahçesinde gerçekleşen NTV-Star TV ortak yayınına katıldı.

"TÜRK DEMOKRASİSİNE YAPILAN BİR SALDIRIDIR"

HDP’nin Diyarbakır mitinginde meydana gelen patlamanın üzücü bir olay olduğunu belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
"Çok üzücü ve hepimiz acısından sınav niteliğinde bir olaydır. Ben olayı duyar duymaz 5 dakika sonra veya 10 dakika sonra Gaziantep mitingine çıktım, orada çok açık bir şekilde bu olaya tutumuzu belirttim. Daha sonra Kilis mitinginde de tutumuzu dile getirdim. Bu saldırı her hangi bir partiye değil, Türk demokrasisine ve Türkiye'ye yapılan bir saldırıdır.”

"SİYASİ BİR PARTİYE YAPILAN BİR SALDIRI DEĞİL"

Başbakan Davutoğlu, 25 Nisan’da düzenlediği mitingte bütün partilere, şiddetten uzak durmaya ve şiddete karşı ortak tutum sergilenmesi gerektiğini söylediğini hatırlatırken şöyle konuştu:
"HDP’ye yapılan her saldırıyı anında, Ankara’da, Adana’da, Mersin’de olanlara her seferinde açıkça tutumuzu gösterdi. Hem de failler tespit edildi, bir tanesi de yakalandı. Ama maalesef üzülerek ifade etmek isterim, benzer bir tutumu biz görmedik. Van’da, Ağrı’da adaylarımıza saldırıldı. Siirt’te muhtar kaçırıldı öldürüldü. Bir çok saldırı oldu. Şırnak’ta 2 vatandaşımız katledildi. Bunlarda bu ortak tutumu açık bir şekilde görmemiştik. Her ne suretle olursa olsun, bu karşılık esasına yapılan bir tutum değil. Ahlaki olarak şiddetin her türünü hele hele seçimi sabote etmeye yönelik saldırıya hepimizin ortak bir tavır sergilemesi lazım. Hangi partiye yapılırsa yapılsın aynı şeyi söylerdim. HDP’nin, CHP’nin, MHP’nin biz rekabet ederiz ama güvenliği hepimizin meselesidir. Bu siyasi bir partiye yapılan bir saldırı değil. Türk demokrasisine yapılan bir saldırıdır."

''SABOTAJ''

Diyarbakır Valisi, İçişleri Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı ile görüştüğünü belirten Davutoğlu, aldığı bilgilere göre bunun trafodan kaynaklanan patlama olmadığını kaydederken, "Dışarıdan gelen bir şey. Tabi nihai araştırmalar yapılıyor. Açık bir şekilde bir sabotaj, bir provokasyon, bir şiddet olayıyla karşı karşıyayız. Kirli bir el var burada. Kirli eli deşifre etmek lazım. Sonra İçişleri Bakanımıza talimat verdik. Sayın Demirtaş ile Vali bey temasa geçti. Cevdet bey (Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz) ve Mehdi bey (Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker) oradaydı. Onlar sürekli hastanelerde bulundu. Çünkü oradaki vatandaşlarımızın hangi partiye oy vereceği bizi ilgilendirmez. Vatandaşlarımızın hepsinin öncelikle sağlıkları bizi ilgilendirir. Hangi mitingde oldukları bizi ilgilendirmez, o mitingde gösteri hakkı bizi ilgilendirir. Onların gösteri yapma hakkıdır. Onunda sukunette yapılması esastır" dedi.

"GÜVENLİKTE AKSAMA YOK"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır Valisi’ne güvenlikte aksama olup olmadığını sorduğunu ifade ederken şunları söyledi:
"Hem Valiliğin aldığı güvenlik tertibatı var, hem HDP’nin görevlilerinin yaptığı arama var. Aramalar tek taraflı değil. Bizim mitinglerimizde de olur. Özel güvenlik görevlilerimiz olur veya parti gönüllülerimiz olur, arama yapılır. Onlarda ayrıca aramış her gireni. Dolayısıyla ihmal ya da bir aramak nihayetinde hepsini soruşturacağız. Bu kirli eldir. Bu kirli eli çıkartıp, hepsinden hesap sorana kadar bunun hepsini yaparız. Vefat eden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acıl şifalar diliyoruz. 7-8 vatandaşımız ameliyat geçirdi. Bu demokrasimize, seçime yapılan bir saldırıdır. Gün dayanışma günüdür. Gün 7 Haziran seçimlerini suhuletle yapılması için herkesin vasiret, feraset , sağ duyulu olma günüdür."

"SALDIRI, SEÇİMİ ETKİLEMEYE YÖNELİK "

Davutoğlu, saldırının açıkça 36 saat kalan seçimi etkilemeye yönelik bir saldırı olduğunu bildirirken "Hem güvenlik tedbirlerini artırdık hem de her fırsatta teyakkuz halinde olmamız gerektiğini, herkesin bu konuda itina göstermesi gerektiğini her fırsatta vurguladık. Gönül bu kadar yüksek tansiyonlu seçim olmasını istemezdi. Genelde Türkiye’de seçime yüksek tansiyonla seyreder. Bu yeni bir olay değil. Bazen benzer olaylar olur. Seçime etkilemeye dönük manipülatif haberlerde olur. Böyle provokosyanlarda. 1977 seçimlerini hatırlarsınız sayın Ecevit’in, Taksim mitinginde suikast olacağı haber toplum psikolojisini değiştirmeye yönelik manipülatif bir etki yaptı. Motivasyonda veriyor, öbür tarafta psikolojiye değiştirmeye dönük, bir takım güçlerin böyle hesapları olabiliyor" dedi.

"HDP KADAR AK PARTİ'YE YAPILAN BİR SALDIRIDIR"

Davutoğlu, saldırının HDP kadar AK Partiye’de yapılan bir saldırı olduğunu savunurken öyle konuştu:
"Şimdi bizim birinci önceliğimiz vatandaşımızın sağlığı, güvenliği onlarla ilgili önlem alırız. İkinci önceliğimiz, bu işin arkasında kirli eli ortaya çıkarmak. Kim yapmışsa, niçin yapmışsa. Bakın bu HDP’ye yapılan bir saldırı değil. HDP kadar AK Parti!ye yapılan bir saldırıdır. Nihayet seçimi etkileyecek bir şey, bütün partileri etkiler. Aceleci yorumlarla bazı provokatif yorumlar yapıldığını görüyorum. Arkasında AK Parti vardır, şu vardır, bu vardır diye. Adana saldırılarında olduğu gibi. Seçime giden bir hükümet seçimle ilgili bir şiddetten ne umar? Kaldı ki benim şahsi tutumunu da herkes bilir. AK Parti’nin 13 yıllık geleneğini de. Böyle bir gelişme en fazla hükümeti yaralar. Biz ne olursa olsun, seçimi kaybetmek diye bir durum söz konusu değil, ama bir vatandaşımızın canı için bütün koltukları feda etmek benim için ahlakı bir borçtur. İktidar geri gelebilir. Seçimi kaybedersiniz sonra olur. Şu oranda olmaz, bu oranda olur, ama kaybedilen can geri gelir mi? Bu ister benim partime oy versin, ister başka partiye oy versin. İster dün bir şekilde suç işlemiş olsun. O anda hepimizin birinci şeyi vatandaşlarımızın güvenli. Dolayısıyla bu tür manipülatif haberlerle istismar etmeye kalkarsa, buna milletimiz itibar etmez. Buna akla da, izana da hiç bir şeye de uymaz. Bizi tanıyan herkes böyle bir şeyin olmayacağını bilir. Bunun iktidar partisine sağlayacağı ne avantajı olabilir. Kaldı ki bütün Doğu'yu, Güneydoğu'daki illeri gezdim. Oradaki korku psikolojisi 90’lı yılların psikolojisi değil. Aksine vatandaşlarımız bizim üzerimizdeki psikolojik baskıyı kaldırın diye müracaat var. Bununla da HDP'yi kast ederek söylemiyorum onu ayrıt ederek söyleyerek söylüyorum. Kim yapmışsa, bu kirli eli çıkartacağız. Ama bu konuda da herkesin basireti göstermesi lazım. Birinci öncelik vatandaşın sağlığı ise ikinci öncelik bu işin arkasında gücü kimse onu çıkarmaksa, üçüncü öncelikse pazar günü millet iradesini ortaya çıkaracak, hiç şüphe götürmeden bu iradenin sandığa yansımasına yansıyacak şekilde herkesin soğuk kanlılıkla sandığa gitmesidir. Sonrasını hep beraber millet neyi takdir ederse onu razı olacak."

"DEMİRTAŞ İLE GÖRÜŞEMEDİK"

Olayın hemen ardından ve Kilis mitinginden sonra HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşmeye çalıştığını ancak görüşemediğini dile getiren Davutoğlu, Bakan Mehdi Eker’den kendi adına taziyesini iletmesini ve uygun bir zamanda görüşmek istediğini söylemesini istediğini ifade ederken "Sekreteri müsait değil diye dönmemiş. Kilis mitingi bitince de ben aradım. Tabi yine aynı şeylerle görüşemedik" dedi.

"KAN DAVASI İÇİNDE DEĞİLİZ"


Davutoğlu, böyle günlerde geleneklere uygun olarak geçmiştekileri unuttuklarını daha sonra tekrar rekabet ortamına girdiklerini vurgularken, şunları anlattı:
"Dolayısıyla bu bizim için ahlaki vecibeydi aramak. Daha sonra sayın Cumhurbaşkanımız'ın da aradığını duydum. Bu tür durumlarda herşey bir tarafa konur. Kan davası içinde değiliz. Hepimiz ülkeyi yönetmek için gayret sarf ediyoruz. Herhalde dönecek bir vakti olurdu diye düşünüyorum. Nihayetinde ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı arıyor. Yani burada da dayanışma için arıyoruz. Şu an için böyle bir tutumda, kanalların iletişime açık olması gerekir. Olayın acısı üzerinde taze diye düşünülebilir. Ama hepimizin acısı bu. Nasıl saldırı sadece HDP’ye yapılmamışsa, bu acıda hepimizin ocağına düşmedi, hepimizin ocağına düştü. Nihayetinde bizim ahlaki görevimiz aramak, döner dönmez, konuşma imkanı olur olmaz, o onların tutumunu ortaya koyar. Ama bilinsin ki 78 milyonun Başbakanıyım. Dökülen tek bir damla kan benim kendi ailemde dökülmüş kadar önemlidir. Ama buradan hareketle bu tür tavırlarla AK Parti'ye yönelik imalı suçlamalarda bulunması söz konusuyla bunu da en şiddetli bir şekilde reddederim. Bu meseleyi sahiplenmek konusunda Demirtaş ile benim aramada fark yoktur."

"ÇÖZÜM SÜRECİ"

Başbakanlık görevini devraldıktan sonra en fazla önem verdiği konunun çözüm süreci olduğunu belirten Davutoğlu, "Çünkü bir kere bu olayın insani boyutu var. İnsanlarımızın acı çekmemesi. Gencecik çocukların dağlarda heba olmaması, şehitlerimizin evlerine ateş düşmemesi. Bunların hepsi insani boyutu. Aklı başında kimse şiddet ve terör üzerinden bir plan yapmaması lazım. Stratejik boyutu şu Türkiye’nin 200 yıllık tarihi bakıldığında tam bir toparlanma yaşarken bir kanayan bir yara sürekli gündeme getirilir" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçimden sonra hükümeti kurar kurmazda çözüm sürecinin kaldığı yerden devam edeceğini söyledi. Davutoğlu, "HDP’nin, PKK’nın açıkça söyleyeyim Kandil'in yanılgısı şu, Kürt vatandaşların hatta sadece Türkiye’de değil, Suriye’deki Kürtlerinde, Barzani ile 90’lı yıllarda savaşma nedeni şuydu onların, Irak’ta Kürtlerin tek sözcüsü ben olacağım iddiası. Böyle bir şey aynen diğer ulusçuluklarda olduğu gibi tek tipçi bir şey çıkartıyor. Benim dışımda kimse konuşmasın. Benim dışımda kimse bu sürecin parçası değil diye. Hayır, biz bu demokratik açılımları yaparken hangisini HDP’ye sorduk. Olağanüstü hali kaldırırken HDP mi vardı? TRT ŞEŞ’i başlatırken HDP’ye mi soruldu. Lehçelerde siyasi propagandaları kaldırırken PKK baskısıyla mı kaldırıldı. Tabii ki siyasi parti olarak HDP önemlidir. Tabii ki sürece katkıda bulunabilir. Sürecin kendisi, bizim vatandaşlarımız arasında aidiyet bağını güçlendirmeye dönük bir çabadır. Türkiye’deki her aydının, her siyasi toplumun, her sivil toplum kuruluşunun paydaş olacağı bir süreçtir. Sadece hükümetin atacağı adımlarla bir noktaya gelecek bir süreç değildir. Bir pazarlık yapmadık kimseyle biz'' diye konuştu.

"BAŞKANLIK SİSTEMİ"


Davutoğlu, seçimden sonra ilk olarak anayasa değişikliğini ele alacağını belirtti. Anayasa’nın her şeyiyle değişmesi gerektiğini ve yamalamakla olmadığını ifade eden Davutoğlu, ”Şimdiden çağrıda bulunuyorum. Bütün Meclis'e girecek parti liderlerine. Oturalım, bir ön kayıt, koşul olmadan, Türkiye’ye yakışır bir anayasa, çağdaş bir anayasa, özgürlükçü, güçler ayrılığına dayanır bir anayasa, az, öz olan bir anayasa. Kimseyi dışlamayan herkesi içselleştiren bir anayasa. Bunları tanımlayalım. Bu tanımla birlikte biz başkanlık sistemini doğru olduğunu düşünüyoruz. Gücümüz anayasal olarak buna yeterse, ona gidecek değişiklikleri yaparız. Ama ona gidecek güce ulaşsak bile ben bütün partilerle ve sivil toplum kuruluşlarla görüşmeyi uygun görürüm. Anayasa toplumsal mutabakatla çıkar. Bu hep önceliğimiz olacak" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Aleviler’in sorunlarıyla da ilgileneceklerini söyledi. Davutoğlu, AK Parti’nin her yerde olduğunu İzmir ve Diyarbakır mitinglerinin de kendisi için çok önemli olduğunu ve orada büyük bir coşkuyla karşılandıklarını kendilerini desteklemeyenlerin bile olumsuz davranışlarda bulunmadığını ve bunun da Türkiye için güzel bir durum olduğunu belirtti. Davutoğlu, seçim günü sandıkların güvenli olmadığı yönünde manipüle edilmeye çalışıldığını ancak YSK ile her partinin kendisine ait müşahidinin bulunacağını bu nedenle de güvenlik zafiyetinin olmadığını kaydetti. Davutoğlu, "AK Parti, başka bir partinin müşahidinin elinden sandık mı alacak. Bir partinin müşahidi yoksa o sandıkta, diğer partinin mutlaka vardır. Ayrıca tutanakla seçim kuruluna teslim ediliyor. Kimse sandığı tek başına alıp götürmüyor" dedi.

Davutoğlu, bugün Antalya’da saat 12.00’da düzenlenecek mitingde halka seslenecek. Ardından tekrar memleketi Konya’ya dönecek olan Davutoğlu, saat 15.30’daki mitinde hemşerilerine seslenecek. Geceyi burada geçirecek olan Davutoğlu, 7 Haziran günü oyunu kullandıktan sonra gün içinde Ankara’ya gidecek ve seçim sonuçların AK Parti Genel Merkezi’nden takip edecek

.

BAKMADAN GEÇME!