Güncelleme Tarihi:
İşte Davutoğlu'nun açıklamasından satır başları:
HDP çıktı bütünüyle İslam dünyasının vedarı iftarı Kürt kardeşliğimizi kendi tarihinden, dininden imanından koparmak için Kürt ulusalcılığı yapıyor. Diyanet ile uğraşıyorlar. Aslında Malazgirt’ten bu yana gelen o birliği yıkmaya çalışıyorlar. CHP de HDP de bu milleti ortak değerlere milleti yabancılaştırmak istiyorlar.
Biz 2002’de bu yola çıkarken Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde, Malazgirt’ten bu yana devam eden o birlik için yola çıktık. Muş, ayaktaysa Malazgirt ruhu ayakta demektir, Türkiye ayakta demektir.
CHP’nin bu otoriter zihniyeti, ulusalcı zihniyeti ile HDP’nin zihniyeti ve onun arkasındaki üst akıl Türkiye’de yeni bir tuzak içinde. AK Parti olarak kardeşliğimizin önündeki bütün engelleri kaldırdık. 2002’ye kadar bu bölgelerde olağanüstü hal vardı. Kim kaldırdı? AK Parti demokrasinin önüne açtı.
Bu bölgelerde ana dilde halay çekmek, türkü söylemek bile yasaktı. Kim kaldırdı. HDP bu süreçte destek vermedi, çaba içinde yer almadı. Hep silahı kullanmaya kalktı. Bizim iktidarımızda faili meçhul cinayet oldu mu.
Bu HDP öz Kürtçe adı altında Kürtçeyi katletmeye kalkıyor. Birileri bu memlekette kürk ve Türk kardeşler arasında terörü şiddeti baskıyı kullanıyor. Buna yiğit Türk- Kürt kardeşler izin vermez.
Demokrasi ile silah yan yana olmaz. Terör ile barış yan yana olmaz. HDP bir yol ayrımındadır. Ya terör ya barış dilini kullanacaklar. Siyaset yapacaklarsa, dağdan insinler barışı konuşsunlar. Ama silaha ve baskıya yönelirlerse buna ne biz ne Muşlular için verir.
Bu yol çözüm süreci yoludur. Kim ne yaparsa yapsın biz yola çıktık mı kimsenin dediğine bakmayız. Çıktığımı yolu nihayete vardırırız. Bu topraklar ezeli ve ebedi kardeşlik toprağı olacak mı? 90’lı yılların acıları siz çektiniz. En iyi siz bilirsiniz. Şimdi köyler, meralar herkese açık. Barış lalesi egemen olsun. Bütün Türkiye’ye sesleniyorum Muş’un lalesi, simgesi hakim olsun.
Bu topraklarda Türk, Kürt, Arap birlikte yaşadık. Biz kardeşlerimizi zalime teslim eder miyiz. Etmeyiz. Çünkü bizim için esas olan insandır. Biz Kudüs’ün İslam kimliğini yok etmek isteyenlere fırsat vermeyiz.
Bir daha bu topraklarda şu ve ya bu etnik veya mezhebi milletçilik üstünden kimse kimseye üstünlük taslayamayacak.
"DEDİM Kİ O GAFİLE..."
Meclis görüşmelerindeki “İstanbul’u kaderi Saray Bosna’nın kaderidir” dedim, bir HDP’li vekil çıktı “Neden İstanbul’un kaderi Diyarbakır’ın kaderidir demiyorsunuz” dedi
Dedim ki o gafile, arkadaşa “Bunu söylemeyi zul atlederiz” Dışarıda olan için bu söylenir içeride olan için bu söylenmez. Diyarbakır biziz, biz Diyarbakırız.
Çözüm sürece sadece demokrasi için değil ekonomi için de önemli. Muş’ta 2002 yılında 3 ambulans vardı. Şimdi kaç ambulans var biliyor musunuz? 29. Her ilçeye 6 ambulans. Biz burada mitingi yaparken şu dağların tepesinde kar var. Eskiden Toroslarda öyleydi. Bu kardeşiniz annesi Toroslar’dan merkeze yetişemedi. Hayatını kaybetti. Ona da burada bir Fatiha bahşedersiniz.
Bu bayrağın altında yaşayan herkes, bizim devletimizin, hükümetimizin şefkat elinin himayesindedir. Hiçbir hastamız dağda bayırda kalmayacak.
Silahları bırakın dedik. 2013 Mayıs’ında bırakacaklardı. Bırakmadılar. Niçin bırakmadılar. Bu memlekette silahlı mücadele ile bir şey elde etmek mümkün mü. Seçime gidiyoruz. Gelin özgürce yarışalım. Ne istiyorsanız söyleyin. Konuşun, söyleyin ama silahı terk edin. Diyarbakır annelerinin acısın yüreğimde hissediyorum. Çözüm Süreci partilerin değil milletin meselesidir.