Güncelleme Tarihi:
Davutoğlu, Bulgaristan'a hareketi öncesinde, Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 34 İslam ülkesinin bir koalisyon oluşturduğu yönünde açıklama var. Bununla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz" sorusuna, Davutoğlu, "Suudi Arabistan ile bizim ikili ilişkilerimiz her zaman olduğu gibi gayet iyi, yakın iş birliği seyri içinde. Suudi Arabistan'dan böyle bir toplantı, geniş kapsamlı birliktelik için bir davet geldiğinde 'buna olumlu baktığımızı' ifade ettik. Teröre karşı İslam ülkelerinin birlikte bir ses vermeleri, terörle İslamı özdeşleştirme çabası içinde olanlara verilecek en iyi cevaptır" yanıtını verdi.
Nerede, kimler tarafından olursa olsun, terörle mücadele bağlamında bir toplantı tertip edilirse, buna, Türkiye'nin elinden gelen katkıyı vermeye hazır olduğunu belirten Davutoğlu, İslam ülkeleri arasında yürütülen bu çabanın, doğru yönde atılmış bir adım olduğunu söyledi.
Cizre ve Silopi'deki sokağa çıkma yasağı
"Cizre ve Silopi'de sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yeni bir operasyon hazırlığı mı var? Öğretmenler bölgeden ayrılıyor, öğrencilerin durumu ne olacak" sorusu üzerine Davutoğlu, ateş çemberi içinde olan Türkiye'de terörle mücadelenin çok yönlü olarak yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Suruç ve Ceylanpınar saldırıları sonrasında PKK'ya, DAEŞ'e ve DHKP-C'ye yönelik başlatılan terör, huzur ve demokrasi operasyonunun, bazılarının iddia ettiğinin aksine 1 Kasım seçimleriyle alakalı olmadığını ifade eden Davutoğlu, operasyonların, kararlılıkla Türkiye'de terör tümüyle yok edilene, minimize olana kadar devam edeceğini bildirdi.
Davutoğlu, bu bağlamda önce Kuzey Irak'taki kamplara dönük kapsamlı hava harekatları yapıldığını, çok önemli, iyi neticeler alındığını ifade ederek, daha sonra şehre mücavir bölgelerde, mezarlık görüntüsü altında yapılan binalarda haraç toplama, bölge halkına zulüm etme şeklinde yürütülen faaliyetlere son vermek amacıyla, bütün yapılanmaların tek tek tasfiye edildiğini anlattı.
"İlçeler başarılı operasyonla temizlendi"
Kırsal alanda, en zor olarak görülen Oramar, İkiyaka tepesi, Beytülşebap, Ağrı, Tendürek ve Amanoslar'da, terörün burada barınacağını düşündüğü her yerde, kırsal alanda kapsamlı operasyonlar yapılarak, dağların teröristlerden temizlendiğini kaydeden Davutoğlu, çalışmaları dolayısıyla silahlı kuvvetlere ve emniyet birimlerine teşekkür etti.
Başbakan Davutoğlu, Dağlıca saldırısı olduğunda, 16 yiğit asker şehit edildiğinde bölgeye giderek, "Bu dağlar tek tek temizlenecek" dediğini anımsatarak, "Bugün itibariyle söylüyorum; Dağlıca ve civarında, Irak-Türkiye sınırında ulaşılamaz, kış şartlarında kontrol edilemez zannedilen o yalçın dağların hepsinde, kontrol sağlandı. Tek tek mağaralar ve bütün o bölge temizlendi" dedi.
Terör örgütünün, bazı ilçelerde yoğunlaşarak halkı bizar etmek, halk ile devleti karşı karşıya getirmek için çaba içine girdiğini, barikatlar kurduğunu, hendek kazdığını, mayınlar döşediğini, eğitim için kurulan okulları terör karargahına dönüştürerek çatışmalar çıkardığını, tarihi camileri, mekanları tahrip ettiğini dile getiren Davutoğlu, örgütün, Sur'da, Lice'de, Silvan'ın da bulunduğu bölgelerde birtakım faaliyetler içine girdiğini kaydetti..
Davutoğlu, terör örgütünün, özellikle Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit, Yüksekova hattında, tedhiş ve halkı devletle karşı karşıya getirecek faaliyetlerde bulunduğuna dikkati çekerek, bu konuda da kararlı bir tutum takındıklarını, ilçelerin son derece başarılı operasyonla temizlendiğini söyledi. -
"Operasyonlar terör örgütüne dönük"
Özellikle Cizre, Silopi ve Sur'da bazı güvenlik çalışmalarının sürdüğünü belirten Davutoğlu, dün, Cizre ve Silopi'de sokağa çıkma yasağının bu çerçevede ilan edildiğini bildirdi.
Davutoğlu, sokağa çıkma yasağının, teröristlerin, sivil halkı katletmesine, onlara saldırmasına sebebiyet verecek bir ortamın doğmaması için ilan edildiğinin altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
"İnşallah Cizre ve Silopi'de de bu güvenlik ortamı tam anlamıyla tesis edilecek. Siyaset yapmak isteyene siyaset kapısı açık. Görüş beyan etmek isteyene görüş kapısı açık. En aykırı fikri savunmak isteyene hodri meydan, savunsunlar. Nerede ne söylemek istiyorlarsa söylesinler. Ama belli ilçelerimizde sanki Irak ve Suriye'de olduğu gibi manzaralar yaşatabileceklerini düşünenler, o ateşi Türkiye'ye yaymak isteyenler bilsinler ki bütün güvenlik birimlerimize hükümetimizce verilen talimat açıktır, bu ateş çemberinin içinde Cizre'yi de Silopi'yi de bütün ilçelerimizi, vatan toprağının her bir karışını, tam bir huzur ve istikrar, özgürlük alanı haline getireceğiz. O bakımdan Cizre ve Silopi başta olmak üzere birkaç ilçemizde yoğunlaşan operasyonlar kesinlikle sadece ve sadece terör örgütünün faaliyetlerine dönüktür. Orada yaşayan halkımıza özellikle seslenmek istiyorum; bu terör örgütüne karşı seslerinizi yükseltin ve günlük hayata bir an önce normal şartlarda geçilebilmesi için de güvenlik birimlerimizle iş birliği halinde, birlikte kendi şehrinizi, kendi şehrinizin sokaklarını, mahallelerini birlikte koruyun. "
"Eğitim için her türlü tedbiri alacağız"
"Okullara gelince, tam bu soruyu HDP'lilere sormak lazım. O okullar, Cizreli, Silopili masum ve gözleri ışıl ışıl parlayan çocukları yetiştirmek için. O okullar çocukların dağa çıkıp genç yaşta heba olmaları için değil, TBMM'ye sizler gibi gelip, siyaset yapabilmelerini sağlamak içindir, sizler gibi siyaset değil, gelip siyaset yapmalarını" diyen Davutoğlu, okullardan yetişen çocukların terör siyaseti yapmayacağını ümit ettiğini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, çocukların her birinin en iyi şartlarda eğitimine devam etmesi için her türlü tedbiri alacaklarını vurgulayarak, "Şu kısa dönemde, sokağa çıkma yasağı üzerinden ilçelerimizde, şehirlerimizde sükunet sağlanınca daha yoğunlaştırılmış bir eğitimle o güzel çocuklarımızın her birinin geleceğine sahip çıkacağız. Ama ne teröre taviz vereceğiz ne de Türkiye'yi karanlık bir geleceğe sürüklemek isteyen dış birtakım güçlerin piyonları olan bu yapılara herhangi bir izin vereceğiz" dedi.
Davutoğlu, bütün millete, bir dayanışma ve güçlü bir vatandaşlık bilinciyle, ülkenin her yerine, Cizre ve Silopi'ye sahip çıkma iradesi gösteren güvenlik birimleriyle Türkiye'nin geleceğini şekillendirme konusunda güçlü bir tavır sergileme çağrısında bulundu.
Bulgaristan ziyareti
Bulgaristan'ın çok önemli dost bir ülke olduğunu bildiren Davutoğlu, "Aramızda tarihi bağlar son derece kuvvetli, kültürel bağlar da bugün de son derece tahkim edilmiş bir şekilde devam ediyor" diye konuştu.
1 Kasım seçimlerinin ardından tekrar Başbakan olarak görev almasından sonra, komşu ülkelere, özellikle de Bulgaristan'a ziyarete öncelik vereceğini Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'a, Brüksel'de yaptıkları görüşmede de ifade ettiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Daha önce de 14 Ekim'de Göç Zirvesi'nde İstanbul'de görüşmüştük. Türkiye ile Bulgaristan arasında birçok ortak gündem maddesi var. Birçok konuda da ortak perspektif söz konusu. Bugün yapacağımız görüşmelerde 5 milyar dolar civarındaki ikili ticaret ilişkimizi arttırma yanında, ilişkilerimizin değişik alanlara sirayeti bağlamında başlatmış olduğumuz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin toplantısını, önümüzdeki bahar aylarında yine Sofya'da, son toplantı Türkiye'de gerçekleşmişti, Sofya'da yapılması için de alt yapı çalışmalarını yapmış olacağız."
Hükümetler arasında konferans şeklinde gerçekleşecek olan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısına çok sayıda bakanla katılacağını belirten Davutoğlu, Bulgaristan ile siyasi, ekonomik, ticari, kültürel, ulaştırma, enerji bağlamında işbirliğinin geleceğe dönük olarak geniş bir perspektifle geliştirilmesi çabası içinde olacaklarını bildirdi.
Davutoğlu, Bulgaristan ziyaretinde ayrıca sınır güvenliği, yasa dış göç bağlamında iki ülkenin birlikte hangi adımları atabilecekleri konusunun görüşüleceğine dikkati çekerek, son AB zirvesinde Borisov ile bir araya geldiklerini ve orada alınan kararların uygulanması konusunda Bulgaristan'ın açık ve net destek verdiğini söyledi.
Balkanlardaki gelişmeleri de ele alacaklarını belirten Davutoğlu, "Diğer bölgelerde söz konusu olan etnik çatışmaların, Balkanlarda 90'lı yıllardakine benzer şekilde yaşanmaması için Balkanlarda kalıcı, barış ve istikrar bağlamında, görüşmeler yapmış olacağız" diye konuştu.
Bulgaristan ile Türkiye arasında bir dostluk köprüsü olan soydaşlarla görüşmeler yapacağını vurgulayan Davutoğlu, oradaki sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geleceğini aktardı.
Bulgaristan Baş Müftüsünü de ziyaret edeceğini dile getiren Davutoğlu, genellikle Bulgaristan ziyaretlerini birkaç güne yaydığını ve oradaki soydaşlarla bir araya geldiğini, ancak Türkiye'deki yoğun gündem nedeniyle akşam geç saatlerde de olsa yurda döneceğini bildirdi.
Irak ile ilişkiler
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtlayan Başbakan Davutoğlu, bir gazetecinin "Bir hafta içinde ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile iki kez telefon görüşmeniz oldu. Görüşmenin içeriğine dair detay verebilir misiniz?" sorusu üzerine, Biden'ın eskiden bu yana, Başkan Yardımcısı olmadan da Irak ile yakın ilgisi olan, Irak ile ilgili gelişmeleri yakından takip eden bir isim olduğunu belirtti.
Biden ile yaptığı görüşmelerde temelde Irak'taki son durumu ele aldıklarına değinen Davutoğlu, Türkiye'nin Irak politikasının son derece açık ve ilkeli olduğunu, Irak'ın toprak bütünlüğünü herkesten daha fazla savunduklarını söyledi.
Davutoğlu, şunları ifade etti:
"Irak'ın toprak bütünlüğüne, Irak'taki bazı siyasi partilerden daha fazla belki Türkiye savunuyor. Özellikle de son 13 yıldır Irak savaşı sonrasında bunu savuna geldik.Kimse Türkiye'nin iyi niyetinden şüphe edemez. Aynı şekilde Türkiye'nin terörle mücadelesi tartışma götürmez ilkesel bir durumdur. Sadece DEAŞ'a karşı şimdi yürüttüğümüz mücadele değil, daha önce El Kaide'ye karşı ve PKK'ya karşı yürütülen mücadele hiçbir zaman terörün hangi etnisiteye ve dine ait olduğuna bakmaksızın bu mücadeleyi yürüttük. Dolayısıyla Başika'da bulunan askeri mevcudiyetimiz, Irak'ın toprak bütünlüğüne tehdit teşkil etmediği gibi terörle mücadelede de en güçlü varlıklardan birini temsil eder. Bu konuları Sayın Irak Başbakanı İbadi'ye gönderdiğimiz mektup ve özel temsilciler üzerinden anlattık. Maalesef hala bu konuda şüphe izhar edenler, doğrudan Irak ile Türkiye arasındaki ilişkileri bozma yönünde yorumlar, katkılar yapan dış unsurlar da devrede."
Davutoğlu, Türkiye olarak ilişkilerin bozulmaması, iyi yönde seyretmesi için hem söyleme dikkat ettiklerini hem de uygulamada da son derece saygılı bir yöntem kullandıklarını vurguladı.
"Türkiye, tedbir almak zorunda kalırsa alır"
Bu bağlamda Irak ile yürütülen konularda kanalların açık olacağına dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:
"İbadi ile gerekirse ilk fırsatta buluşmayı ümit ediyorum. Askerlerin 'yeninden tanzimi' kavramını geçen hafta yapılan Başbakanlık açıklamasında altını çizerek vurgulamıştık. Eğer alanda dinamik bir durum varsa ve her an alandaki tehdit tanımlaması değişiyorsa orada alınacak tedbirlerin de dinamik olması lazım. Eğiticilere dönük Başika'da, oradaki unsurları eğiten askerlerimize dönük olarak gelen yoğun istihbari bilgilere dayalı tehdit ve riskler dolayısıyla bir güç kaydırması gerçekleştirdik. Bu sebeple de oradaki durumu kontrol altına almak durumu oldu. Şimdi dün söz konusu olan, yine askeri gereklilik içinde bir yeniden tanzim faaliyetidir. Türkiye teröre karşı verdiği mücadele de kararlı bir şekilde devam edecek ama askeri gereklilik söz konusu olduğunda da gerekli düzenlemeleri yapacak. Sayın Biden da büyükelçilikleri ve oradaki temsil üzerinden olayları takip ediyorlar. Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda, bugün bu gelişmeleri tahrik eden bazı aktörlerin aksine en samimi ülkenin Türkiye olduğunu vurguladık. Keşke bir gün Bağdat yönetimi Musul'da, hatta Türkiye Irak sınırında tam olarak hakimiyetini kurar, buradaki PKK ve DEAŞ unsurlarını temizler o zaman da Türkiye'nin herhangi bir askerini risk alarak Irak'a veya başka bir ülkeye göndermesine ihtiyaç kalmaz. O gün gelen kadar Türkiye kendi ulusal güvenliği bağlamında tedbirler almak zorunda kalırsa alır. Bundan da kimsenin gocunmaması, olumsuz bir anlam çıkarmaması lazım. Bu çerçevede ABD, Irak ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile yakın bir koordinasyonumuz var. Bu koordinasyon çerçevesinde toplantılar olabilir, benzer çalışmalar yapılabilir. Şu an için Türkiye'nin pozisyonu çok açık ve net bir şekilde taraflara izah edilmiş durumdadır."