Bayram namazını Ulu Cami'de kılan Davutoğlu, cami çıkışında, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Tüm insanlığın, İslam dünyasının ve tüm Türkiye'nin bayramını kutlayan, hacıların haclarının ve dualarının kabul olması temennisinde bulunan Başbakan Davutoğlu, "Bugün, Kurban Bayramı'nı idrak ederken bir kez daha kardeşliğimizin, birliğimizin, beraberliğimizin kıymetini daha yakından idrak ediyoruz" diye konuştu.
Bayram namazını Diyarbakır'daki Ulu Cami'de kıldığını ifade eden Davutoğlu, kentin, kadim kültürün, inancın merkezi ve omurga şehri olduğunu ifade etti. Başbakan Davutoğlu, Diyarbakır'ı peygamberler, sahabeler diyarı olarak nitelendirerek, bayramların, ramazanların her yerde güzel olduğunu ancak Diyarbakır'da bir başka güzel olduğunu söyledi.
Şehrin İslam medeniyetinin önemli merkezlerinden ve tevhid inancının ilk başlangıç noktalarından olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Ulu Camii de Mekke, Medine ve Kudüs'te Mescid-i Aksa'dan, Şam'da Emevi Camii'nden sonra en çok ihtirama mazhar olmuş, en büyük, kadim mabetlerimizden biridir. Buradan bir kez daha bütün Diyarbekirli kardeşlerimize gösterdikleri muhabbet için teşekkür ediyorum. Sabah namazından bu yana saatlerce camide birlikteydik. Diyarbekirli kardeşlerimin gözündeki muhabbet ışığı, yüreklerindeki o derin aşk yüzlerine yansımıştı. Diyarbekir'de Ulu Cami'de bayram namazı kılmak, çok derin anlamlar ifade eden bir atmosferde bayramı idrak etmek büyük bir meziyet ve imtiyazdır. Bugün burada bulunmaktan büyük bir mutlululuk ve gurur duyuyorum. Bu vesileyle ülkemizin her köşesindeki kardeşlerime de bayram namazı sonrasında kardeşlik mesajını bir kez daha iletmek istiyorum. Diyarbekir Ulu Camii ile Bursa Ulu Camii kardeştir, Saraybosna'da Gazi Hüsrev Bey kardeştir, Buhara'daki camiler kardeştir. Bu kardeşliğimizi ezeli ve ebedi kılma mücadelesinde bir an bile tereddüt etmeden devam edeceğiz."
"Aynı havanın aynı atmosferin çocuklarıyız"
Arife gününü Konya'da geçirdiğini, Mevlana Müzesi'ni ziyaretinin ardından Diyarbakır'a geldiğini anımsatan Davutoğlu, "Nasıl arife bayramdan ayrılamazsa Konya Diyarbakır'dan, Bursa Hakkari'den, İstanbul Şanlıurfa ya da Van'dan ayrılamaz. Aynı havanın, aynı atmosferin çocuklarıyız. Asırlarca bir arada, beraber olmuş, asırlarca aynı tekbirlerle bayramı kutlamış bu milletin fertleri, kıyamete kadar da hep birlikte bayram kutlayacak, kardeşlik türküleri söyleyecek, niyaz ve dualarla Rabbimizden hep kardeşlik, uhuvvet, temennisinde, dileğinde bulunacak" ifadelerini kullandı.
Terör saldırılarında şehit olan güvenlik güçleri ile hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet dileyen Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Diyarbakır anneleri ile şehit anneleri bugün bir kez daha bayramda belki hüznü paylaşıyorlar ama onun kadar da aynı kaderi paylaşıyorlar. Bütün annelerimize, bu dönemde hüzün yaşamış bütün annelerimize buradan taziyelerimi sunuyorum. İnşallah ülkemizin etrafındaki ateş çemberinin getirdiği bu zor günler geçecek. Bu zor günlerde, en büyük gücümüz, bayram günlerinde olduğu gibi omuz omuza durmamızdır, kardeşliğimizi baki kılmamızdır, bizi ayırmak, bölmek isteyenlere karşı kelime-i tevhid etrafında ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşit vatandaşları olma bilinciyle ayakta dimdik durmamızdır."
Türkiye'deki bütün sorunları çözme iradelerinin baki olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Bu sorunların çözümü esnasında herkesin barışçıl yöntemlerle görüşlerini ifade etmesi, bu çözümlere katkıda bulunması önem taşıyor. Bugünlerde huzur ve demokrasi operasyonları bağlamında yürütülen mücadele için de şunu ifade etmek isterim, bu mücadele sadece ve sadece terör odaklarına karşı yürütülen bir mücadeledir. Vatandaşlarımız kesinlikle emniyet içinde, huzur içinde bayramı da idrak edecekler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde herkes eşit vatandaşlık hukukunun bütün ayrıcalıklarına sahip olacak" ifadesini kullandı.
"Allah bayramımızı, kardeşliğimizi daim eylesin, bizi bir, iri, diri eylesin" diyen Davutoğlu, İslam dünyasında da büyük acıların yaşandığını anımsattı. Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Dualarımız Şam'daki, Bağdat'taki, Arakan'daki, Somali'deki en önemlisi de Filistin'de, Küdüs'te, Gazze'de, El Halil'deki kardeşlerimiz için de. Özellikle dün El Halil şehrinde bir Filistinli kızın İsrail askerleri tarafından tesettürü dolayısıyla vurulmuş, şehit edilmiş olması sebebiyle de bir kez daha Filistinli kardeşlerimle dayanışmayı Diyarbekir Camii'nden, Selahaddin Eyyubi'nin torunlarının arasından ifade etmek isterim. Bugün Diyarbekir ve Kudüs kardeştir, Ulu Camii ve Mescid-i Aksa kardeştir. Aslında bütün Türkiye içinde huzursuzluk çıkarmak isteyenler de Türkiye'nin Filistin'e sahip olmasının önüne engel çıkarmak isteyenlerle aynı saftadırlar. Türkiye güçlü olursa Filistin'e sahip çıkar, Türkiye güçlü olursa bütün mazlumlara sahip çıkar. Gücümüz kardeşliğimizdedir, kardeşliğimizin kökeni de tarihin derinliğine kadar giden Diyarbekir kültüründedir. Allah Diyarbekirliler'den razı olsun, Allah Diyarbekir'i aziz eylesin ve Ulu Cami'nin semalara yükselen
ezan sesini de baki ve kaim eylesin."
"Benim Diyarbekir'e nasıl aşık olduğumu bilirler"Bir gazetecinin bayramın birinci günü için neden Diyarbakır'ı seçtiğini ve
seçim mitingleri için kente tekrar gelip gelmeyeceğini sorması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Diyarbekirliler benim Diyarbekir'e nasıl aşık olduğumu bilirler" yanıtını verdi.
Davutoğlu, 2013'te de geldiği kentte Dicle Üniversitesinde konferans verdiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Eğer insanlık tarihinin bütün birikimini birisi görmek isterse gelip Diyarbekir'i görmesi lazım. Eğer İslam kültürünün, ortak inancımızın bütün yansımalarını birisi görmek isterse gelip Diyarbekir'i görmesi lazım. Diyarbekir sadece mimarisiyle, burçlarıyla, minareleriyle bütün tarihimizin her aşamasına şahittir. Şöyle gözümüzü kapayıp Diyarbekir'i hayal ettiğimizde tarihimizin bütün güzel eserlerini hayal ederiz. Aynı şekilde Diyarbekir insanı da o kadim geleneğin bütün güzel hasletlerini yansıtır. Şimdiye kadar Diyarbekir'de bir namaz kılıp da hediye almadığım hiç olmadı. 3-4 sene önceydi Hazreti Süleyman Camii'nde yine bir cuma namazı idrak ederken, bakandım o zaman dışişleri bakanı, terlemiştim. Daha ben cebime elimi atmadan arkadan bir mendil uzandı ve bir Diyarbekirli kardeşim, 'Sayın Bakanım buyurun' dedi, 'İlk defa kullanacaksınız, temiz.' Dedim ki 'Keşke siz kullanmış olsaydınız da teriniz terimize karışmış olsaydı' dedim, terimi sildim ve cebime koydum. Şimdi içeride, burada 46 yıl hocalık yaptı, Hafız Ali Mülayim hocamız yanımda oturdu, cebinden tespih çıkardı verdi. Diyarbekir'in insanına selam verdiğinizde hediye alırsınız. Gözlerine baktığınızda muhabbet alırsınız, yüreklerini yüreğinize açtığınızda sadece karşılıklı aşk, sevda ve kardeşlik duyguları iletilir. Onun için biz Diyarbekir'e aşığız."
Davutoğlu, Ulu Cami'nin ise kendisi için ayrı öneminin olduğunu belirterek, "Tabii bu dönemlerde gelip bayramı Diyarbekir'de başlatmak da bayram sevinci için bizim açımızdan Konya ile Diyarbekir'in bir farkının olmadığını ortaya koyma. Ailemle birlikte buradayım, oğlumla eşimle. Bugün Diyarbekir'de aileleri ziyaret edeceğiz, kardeşlerimizle kucaklaşacağız ve bir kez daha bu topraklardaki o derin, kadim kültürün izlerini Diyarbakır'da süreceğiz, yaşayacağız" dedi.
Başbakan Davutoğlu, "Miting için de Diyarbakır'a gelecek misiniz" sorusuna şu, yanıtı verdi:
"Tabii. Seçim ayrı. Bugün seçim için gelmedim. Bunun siyasetle hiçbir ilişkisi yok. Onun için hiçbir siyasi faaliyette de bugün burada bulunmayacağım, sadece il başkanlığımızı ziyaret edeceğim. Burada bayramda beraberiz bundan sonra da sık sık Diyarbakır'a her zaman olduğu gibi geleceğiz. Diyarbekir'den feyiz almaya, ders almaya geliyoruz."