Güncelleme Tarihi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Milletçe el ele vermeliyiz. Biz biriz, beraberiz, bütünüz. Kimse bize ayrılık tohumları atmamalı, atamaz diye bakmalıyız. Çünkü bu topraklar ayrılık tohumlarına asla bir bereket kaynağı olmayacaktır” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, ATV'de canlı olarak yayınlanan “Başbakan ile Özel” adlı programda, “Zindandan Mehmed'e Mektup” şiirini okuduğu şair Necip Fazıl Kısakürek'in “Ben yazdım, o okudu” biçimindeki sözlerle övgüsünü aldığı günü şöyle anlattı:
“Tabii, ben şair değilim. Sadece şiiri okuma noktasında, şiire yönelik bir sevgim var. Allah rahmet etsin, üstada olan muhabbetimiz de farklıydı. Onun kendisiyle ilgili yaptığımız bir jübilede ona takdim yapılacak. Tabii takdimini kim yapacak?. Bunun için seçme yapılıyor. Ve o seçmede o zaman birkaç arkadaş varız. Üstat da orada. Neticede benim üzerimde karar kıldılar. O zaman şimdiki Lütfi Kırdar, spor sergi sarayıydı, orada jübilesini yapacağız. Hazırlıklar yapıldı, her şey tamam. Ve o jübileyle ilgili olarak 'Hangi şiir okunacak?' derken, benden o zaman 'Zindandan Mehmed'e Mektup” şiirini okumamı istedi. Ben bunu jübilesinde okudum. Şiiri okuduktan sona da gerçekten çok ciddi bir ilgi ve alaka uyandırdı. Ertesi gün Milli Türk Talebe Birliği'nde genel başkanın odasında oturuyoruz, soruyorlar üstada, hanımefendi de Allah rahmet eylesin, o da orada, “Nasıl buldunuz, nasıl oldu, konuşmalar nasıldı, gece nasıldı? Şiire gelince şiiri nasıl buldunuz?' diye, Üstat, 'Ben yazdım, o okudu' dedi.”
Erdoğan, o dönemlerde, 1980 öncesi, şiirin gençler arasında çok revaçta olduğunu, ilgi uyandırdığını ifade etti.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'I DUYGULANDIRAN ŞİİR
Programda, Başbakan Erdoğan'ın şiir albümünde seslendirdiği, kısa bir süre önce vefat eden şair Erdem Bayazıt'a ait “Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” şiirinin klibi yayımlandı.
Klibi gözleri dolarak izleyen ve bunun kendisi için güzel bir sürpriz olduğunu belirten Erdoğan, hazırlayanlara teşekkür ederek, şunları kaydetti:
“Erdem Bayazıt Bey de kısa bir süre önce, kendisi kanserden rahatsızdı, ebediyete intikal etti. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Gerçekten vatanımı, Anadolumuzu, Anadolu topraklarımızı ve insanımızı bu kadar güzel dile getiren bir şiirdi. Onu seçtik ve bu kasetimizi hazırlarken de o şiiri de okumuştuk ve okurken de yine çok duyguluydum. Her dinlediğimde yine aynı duyguları tekrar yaşıyorum. Çünkü Anadolu toprakları gözümün önüne geliyor. Ne bileyim, o tarlalarda çapasını yapan o Anadolu kadınının o cefakar ellerini, o yüreklerini gördüğünüz zaman, o hayatla verdikleri mücadeleyi gördüğünüz zaman, o zaman diyorsunuz ki Anadolu'nun yetiştirdiği ana bu. O anaya saygı duyulmaz da kime duyulur? Nasıl olacak da bizi birbirimizden ayıracaklar, mümkün mü bu? Kim olursa olsun? Hangi etnik unsurdan olursa olsun bunlar bizim anamız, bacılarımız, kardeşlerimiz. Bunlara saygı duymak bizim için en önemli görev.”
Diyarbakır'da bir hastane ziyaretinde yeni açılan yanık servisinde çoğunlukla 3-4 yaşında çocukların bulunduğunu görerek, doktorlara sebebini sorduğunu anlatan Erdoğan, “Ya pekmez kazanına düşüyor ya da süt kazanına düşüyor” cevabını aldığını anlattı.
Erdoğan, “Meğerse sırtına alıyor, bağlı, aynı anda öbür tarafta diğer çocuklar, onu da ağlamasın diye sırtına alıyor. Karıştırırken çocuk orada bir hareketle düşüveriyor. 'Geneli böyledir' diyor. Ve soruyorum tabi. Anneler de tabi okuma yazma, bu tür şeylerin eğitimini almamış ve bunun bedelini ödeyen o yavrular var. Anadolu bu çileleri de yaşıyor. Onun için bizim dayanışmamız, bizim paylaşımımız çok farklı ve birbirimizi bu noktada çok iyi anlamamız lazım” diye konuştu.
SİGARAYLA MÜCADELESİ
Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine, uzun yıllardır etrafındaki insanlara sigarayı bıraktırmak için verdiği mücadeleyle ilgili düşüncelerini dile getirdi.
Sigara içmeye adeta “ölüm öncesi ölüm”, “intihar” şeklinde baktığını, sigaranın hem keseye hem sağlığa zararlı olduğunu söyleyen Erdoğan, belediye başkanlığından beri bu tarz girişimleri olduğunu anlattı.
Sigara içenlere, kendilerini sevdiği için sigarayı bırakmalarını istediğini söylediğini kaydeden Erdoğan, bazı durumlarda pasif içici olan eşlerin de kendilerinden ricada bulunduklarını ifade etti.
Enine boyuna müzakere ederek yasa oluşturduklarını, büyük bir parlamento desteği de aldıklarını hatırlatan Erdoğan, bazı eksikliklerin olduğunu, bundan sonra onları da gidereceklerini belirtti.
Bazı kahvehanelerde, kafelerde, restoranlarda atılması gereken adımlar olduğunu söyleyen Erdoğan, yurt dışında sigara içilen odalar oluşturulduğuna ya da binanın dışına çıkıldığına işaret etti. Erdoğan, “Dünyayı inceleyerek yasayı bu şekilde çıkardık. Şu anda iyi bir gelişme var, iyi gidiyor, aileler huzurlu” diye konuştu.
“BABAMA DA SİGARAYI BIRAKTIRIR MISINIZ?
Bir cuma namazında 8-9 yaşındaki bir çocuğun yanına gelerek, “Başbakanım, babama da sigarayı bıraktırır mısınız?” şeklinde ricada bulunduğunu söyleyen Erdoğan, şunları anlattı:
“Çocuğun arkasından gelen babasıyla orada görüştük. 'Bak çocuk böyle diyor' dedim. Demek ki evde bir psikoloji oluşmuş. 'Gel sen şu sigarayı bırak' dedim. 'Bıraktım' dedi. 'Bak, bu iş lafla olmaz' dedim. Hemen telefonunu sigara paketinin üzerine yazdık. Sigarayı kendisinden alıp, beyefendiyi uğurladık. Çocuk tekrar dönüp, 'Başbakanım, bana telefon numaranızı verir misin?' dedi. 'Niye?' dedim. 'Babamın sigarayı bırakıp bırakmadığını size ben haber vereceğim' dedi.”
Erdoğan, Kasımpaşa'da spor kulüpleri vesilesiyle birçok sigara ve madde bağımlısı genci ıslah etmiş olduğunun hatırlatılması üzerine de “Zaten futbola kendimi verişim biraz da bundandı” diye konuştu.
Sanatçı Neşet Ertaş'ın, sigara içenlerin de haklara sahip olduğunu belirtmesi ve artık havalandırmaların olduğunu ifade etmesi üzerine Erdoğan, “İnsanın kendi kendisini öldürmesini de insan hakkı olarak kabul etmeyelim” dedi.
BAYRAM TEMENNİSİ
Bayram için temennileri sorulan Başbakan Erdoğan, bir rahmet, bereket ayının gidişinin kendileri için bir hüzün olduğunu belirterek, ardından gelen Ramazan Bayramı'nın birlik, beraberlik, kardeşlik, barış, sevgi ve dayanışmanın kutlandığı güzel bir bayram olduğunu söyledi.
Erdoğan, “Bayramın, milletimiz ve tüm İslam alemi için birliğe, beraberliğe vesile olmasını, tüm insanlığın barışına, dayanışmasına vesile olmasını temenni ediyorum. Özellikle de şu dönemde milletimizin buna çok ihtiyacı var. Bunu milletimizden özellikle istiyorum. Bu sadece idarecilerden beklenmemeli. Milletçe el ele vermeliyiz. Biz biriz, beraberiz, bütünüz. Kimse bize ayrılık tohumları atmamalı, atamaz diye bakmalıyız. Çünkü bu topraklar ayrılık tohumlarına asla bir bereket kaynağı olmayacaktır. Ben buna inanıyorum” şeklinde konuştu.
Programın sonunda Neşet Ertaş, Başbakan Erdoğan'ın isteği üzerine, “Gönül Dağı” türküsünü söyledi.
Erdoğan, daha sonra sanatçı Zekai Tunca'nın söylediği “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısına eşlik etti.