Güncelleme Tarihi:
KERKÜK’DE İŞLER NORMALE DÖNDÜ
“Musul’daki durum şu anda şehrin merkezinden, DEAŞ unsurlarını temizlemek için kuzeyinden ve doğusundan Bağdat hükümetinin askeri unsurları, ve onlarla birlikte hareket eden milislerle harekat devam ediyor. Operasyon devam ediyor. Bu arada DEAŞ, Musul üzerindeki baskıyı azaltmak, zaman kazanmak için Kerkük’te bir harekat yaptı, onunla ilgili de gerekli karşılık verildi ve orada da işler normale döndü şu anda.
HAVA UNSURLARIMIZ OLACAK
Koalisyon güçleri içerisinde kara unsurları, hava unsurları var. Hava unsurları içinde Türkiye yer alacak. İhtiyaç duyulduğunda bizim uçaklarımız da operasyona katılacak. Burada tereddüt yok, mutabakat sağlanmış durumda. Kara operasyonunda zaten şu anda Irak’ın resmi askerleri, polisi ile Peşmergeler orada yer alıyor. Ayrıca bizim Başika kampında eğittiğimiz Ninova muhafızları var, onlar yer alıyorlar. Diğer taraftan Irak içerisinde diğer milis gruplar var, onlar yer alıyorlar. Şu anda koalisyon güçlerinden doğrudan operasyonda yer alan başka ülke unsurları yok. ABD lojistik destek veriyor, arka planda ABD de yer alıyor. Dolayısıyla kara harekatında şu anda bizim aktif olarak operasyonların içinde yer almamızı gerektirecek bir durum söz konusu değil.
BİZİ RAHATSIZ EDİYOR
İtirazlara rağmen biz orada Musul’un kurtarılması, DEAŞ’a karşı etkin mücadele edilmesi konusunda birliğimiz ciddi katkı sağlıyor. Amaç eğer DEAŞ’ı Irak’tan temizlemekse tam da bizim orada Başika askeri varlığımız bunu yapıyor. Irak’ın bize bu konuda teşekkür etmesi lazım, biz bunu beklerken maalesef ‘Türk birliğinin burada ne işi var’ şeklinde rahatsız edici, sürekli bunun bir takım iç siyaset saikleriyle veya başka ülkelerin yönlendirilmesiyle yapıldığını düşünüyoruz.
KAFA TUTUYORLAR
Irak’tan gelebilecek her türlü terör tehdidine karşı, mülteci akınına karşı, mezhep savaşı ve katliamlara karşı Türkiye asla kayıtsız olamaz, gerektiği anda müdahale etmekten de zerre kadar tereddüt göstermeyeceğiz. Irak bize laf edeceğine önce orada bulunan ve ülkemizin rahatsız eden yıllardır sivil insanları hayatına kasteden güvenlik güçlerimizi şehit eden bu alçak bölücü PKK terör örgütüne yataklık yapmasınlar. Önce ülkelerine sahip çıksınlar, ülkelerindeki terör örgütlerini zapturapta alamıyorlar, Türkiye’ye kafa tutmaya kalkıyorlar.
IRAK’TA DA YAPABİLİRİZ
ABD’nin bize sürekli Haşdi Şabi milislerinin şehrin içine girmeyeceğini, ayrıca PKK’nın da operasyona katılmayacağı taahhütleri var. Ama bu taahhütler bizim kuşkularımızı karşılamıyor ama biz de kendi tedbirimizi almak için hazırlıklarımızı yaptık. Türkiye Irak içinde terör örgütlerinin geçişini önlemek için her türlü tedbiri alma hakkına sahiptir. Bunu Suriye’de başlattık, Fırat Kalkanı ile ÖSO’nun harekatına destek veriyoruz. Buradaki operasyonlar gayet iyi gidiyor. Dabık temizlendi, şimdi daha güneye El Bab’a doğru bu temizlik harekatı devam ediyor. Ve güvenli bölge oluşturuldu. Benzer şeyleri Irak’ta şartlar icap ederse tereddüt etmeden yaparız.
BARIŞ İÇİN MASADA OLACAĞIZ
Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği şudur, önce bölgede birinci öncelik, her türlü terör örgütünün bölgede temizlenmesi, Irak’ın toprak bütünlüğünü tehdit eden bu örgütlerin ortadan kaldırılması ve DEAŞ başta olmak üzere bu terör örgütlerinin bertaraf edilmesi. Türkiye hem ferdi olarak hem de uluslararası koalisyon bünyesinde gerekli adımları atıyor. Bizim dediğimiz masada olacağız meselesi de buralarda barışın sağlanmasıdır. Yani barış görüşmelerinde Türkiye mutlaka işin içindedir ve olmaya da devam edcek. Türkiye olmadan bu bölgede plan yapmak akla ziyan bir iştir. Herkes işi bitince çekip gidecek biz bu bölgedeki insanlarla birlikte yaşayacağız. Unutmayalım konuştuğumuz bu bölgelerin tamamı Misak-ı Milli sınırları içinde yer almış bölgelerdir. Suriye’de artık uluslararası toplumdan güvenli bölge oluşturma talebi baktık olmadı, bunu kendimiz yaptık. Irak’ta da ihtiyaç olursa bunu da yaparız. Bizim masada olmadan kastımız budur. Yoksa Irak’ın, Suriye’nin topraklarını alalım gibi bir derdimiz yok.
ABD TERCİH YAPMAK ZORUNDA
PYD, YPG eşittir, Sanki biz PYD, YPG ile ilgili konuşunca Türkiye burada Kürtleri istemiyor gibi bir algı oluşturuluyor. ABD, şöyle düşünüyor ‘ben DEAŞ’ı yok etmek için YPG ile işbirliği yapacağım, kendi askerimi burada riske atmayacağım. Ben soruyorum, kendilerine de en üst düzeyde söyledim. Dünyanın neresinde görülmüş bir terör örgütüyle diğer terör örgütünü yok etmek. Akla ziyan bir iştir. Bu bir devlet politikası olamaz bu bir yanıltmadır, oradaki terör grupları maalesef ABD’yi bu konuda ikna etmiş gibi görünüyor. Ama ABD şu tercihi yapmak zorundadır. NATO’da beraber olan, savunma alanında geniş işbirliği olan Kore Savaşı’ndan tutun birçok konuda beraber hareket ettiği Türkiye’yi mi tercih edecek, yoksa üç beş teröristin oluşturduğu bu grupları mı tercih edecek. Biz dedik, PYD’ye verdiğiniz silahların yarısı PKK’ya gidiyor. Doğu, Güneydoğu’da elde etitğimiz silahlara bakıyoruz onların silahları. Uçak savarlar, roketatarlar. ABD bizim dostumuz ise Türkiye’ye silah çeken terör örgütlerine dolaylı olarak destek vermiş olmuyor mu? Bunlar iletildi bundan sonra ümit ederiz ki bu çerçevede bu tutumlarını gözden geçirirler.