Güncelleme Tarihi:
Davutoğlu, Genelkurmay Başkanlığında düzenlediği basın toplantısına, "Bu gece şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri son derece başarılı bir operasyon daha gerçekleştirmiş bulunmaktadır" diyerek başladı.
Kayı Boyu'nun öncüsü Süleyman Şah'ın, Fırat Nehri kenarında vefat etmesi ve Caber Kalesi'ne defnedilmesiyle orada Türk milleti için mukaddes bir mekan oluştuğunu söyleyen Davutoğlu, asırlarca bu mekanın tarihin en önemli sembolik mekanlarından birisi olduğunu belirtti.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında 1921'de Fransa ile yapılan anlaşmayla, Süleyman Şah'ın Caber Kalesi'ndeki aziz mekanının, Türk toprağı olarak kabul edildiğini, 1939'da nakli kubur ile Caber Kalesi'nden başka bir mekana, daha sonra da 1975'te baraj inşası dolayısıyla Karakozak Köyü civarına nakledildiğini anlatan Davutoğlu, "Daha önce iki kez nakledilen ve oradaki aziz mekanın Türk toprağı olmasını sağlayan sembolik yerin de değişmesiyle, Türk toprağı olarak addedilen toprak parçası da yeni mekana nakledilmiştir" dedi.
Suriye'de ilk çatışmaların çıkması ve savaşın yaygınlaşması sonrasında Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun korunması için tedbirler alındığını, asker sayısının artırılarak 38'e çıkarıldığını belirten Davutoğlu, mekanın korunması için yapılması gereken her türlü çalışmanın yakın takiple yapıldığını, Silahlı Kuvvetler'in oradaki askerlerin ihtiyaçlarını eksiklik olmadan, kusursuz şekilde yerine getirdiğini ifade etti.
"Son dönemde özellikle bölgede çatışmaların artması üzerine Türk Silahlı Kuvvetlerinin gördüğü askeri zaruretler neticesinde hükümetimiz tarafından gerekli tedbirlerin alınması direktifi verilmiştir. Burada, Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarının korunması, manevi mekan olarak bu mekanın kutsiyetini ve oradaki manevi emanetlerin korunmasını ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızın da güvenliklerinin teminat altına alınması prensipleri etrafında her türlü tedbirin alınması yönünde geçtiğimiz ay içinde Silahlı Kuvvetlerimize direktif verilmiştir.
Bu direktif sonrasında yapılan çalışmalar, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve onaylarından geçtikten sonra geçtiğimiz hafta içinde nihai aşamaya gelmiş ve zamanlaması son ana kadar mahfuz tutulan bir operasyon, dün akşam saat 21.00 itibarıyla başlatılmıştır. Saat 21.00'de eş zamanlı olarak iki operasyon birden başlatılmıştır. Birincisi Mürşitpınar'dan birliklerimiz Suriye'ye girmişler ve süratle Karakozak Köyü'ne doğru hareket etmişlerdir ve Süleyman Şah Saygı Karakolu'na bir an önce ulaşmak için gerekli çalışmaları yapmışlardır. Aynı saatte, saat 21.02'de başka bir birliğimiz ve tank birliğimiz Eşme civarından yine Suriye topraklarına girerek yakında bir mekanda, Suriye toprakları içinde Süleyman Şah'ın yeni kutsal mekanının tanzimi ve nakli kuburun gerçekleştirilmesi için bir toprak parçasını kontrol altına almış, bayrağımızı saat 21.02 itibarıyla Suriye içindeki bu toprak parçası üzerinde dalgalandırmıştır."
"KAZA SEBEBİYLE BİR ASKERİMİZ ŞEHADET ŞERBETİNİ İÇMİŞTİR"
Çalışmaların kendisinin de katılımıyla Genelkurmay Karargahı operasyon odasından yürütüldüğünü kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şu ana kadar da gerek ben gerek Genelkurmay Başkanımız, Milli Savunma Bakanımız, kuvvet komutanlarımız ve operasyona katılan bütün subaylarımız bu çalışmayı aralıksız şekilde an be an takip etmişlerdir.
Bu çerçevede 39 tank, 57 zırhlı araç olmak üzere 100 araç ve 572 personelle Suriye'ye girilmiştir, takriben 00.30'da birliklerimiz Süleyman Şah Saygı Karakolu'na ulaşmışlardır. Burada daha önceden yapılan çalışmalar süratle tamamlandırılmış, oradaki nakli kubur için gerekli dini tören yapılmış, nakli kubur yapılabilmesi için orada bizim için manevi değer ifade eden bütün unsurlar yine aynı saygı içinde alınmış, askerlerimiz salimen bölgeden alınmış ve dört kol halinde Süleyman Şah Saygı Karakolu'ndan Mürşitpınar istikametinde sevk başlamıştır. Bu da saat 04.45'te son askerimiz de bu mekandan ayrılmış, bayrağımız kutsal bir emanet olarak yeni yere dikilmek üzere Karakozak'taki saygı karakolundan alınmış, herhangi bir istismara meydan vermemek için manevi emanetler alındıktan sonra geride kalan yapılar kullanılamaz hale getirilmiştir. Saat 04.45 itibarıyla son askerimizin de çekilmesiyle, oradan yeni yere intikal için harekete geçmesiyle geri dönüş başlamış, saat 06.03 civarında ilk kol askeri birliklerimiz ülkemize giriş yapmışlar ve diğer kollar da müteakiben girişlerini tamamlamış, son olarak himaye için geride kalan küçük bir unsur dışında bütün birliklerimiz salimen ülkemize dönmüşlerdir. Nakli kubur için ve diğer manevi emanetler de bu çerçevede ülkemize intikal etmiştir. Maalesef tek bir kaybımız olmuştur, o da herhangi bir çatışma sonucu değil, harekat, intikal başladığı sırada bir kaza sebebiyle bir askerimiz şehadet şerbetini içmiştir."
Davutoğlu, Genelkurmay Başkanlığında düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bugün nakli kubur için dini bir törenle bir kaç saat içinde geçici bir kaç günlük bir mekanda Türkiye'de bu emanetlerin muhafaza edileceğini belirten Davutoğlu, "Kontrol altına aldığımız Suriye Eşmesi tarafındaki bölgedeki şu anda orada bayrağımız dalgalanmaktadır. Askerlerimiz orayı kontrol altına almışlardır. Dolayısıyla uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızın bir sonucu olarak daha önce iki kez yer değiştirmiş olan bu mekan, üçüncü kez yer değiştirmiş ama yine Suriye sınırları içinde kalmıştır. Bu tören bugün yapılacak. Bir kaç gün içinde de bütün birlikleri tam teçhizatlı olarak Karapazar'dan aldığımızı bayrağı da göndere çekerek yeni mekanında Süleyman Şah'ı ebedi istirahatgahında emanet yine onun aziz gördüğü topraklara defnedilmiş olacak. Bütün diğer orada muhafaza edilen emanetlerde yeni türbede bundan sonra muhafaza edilecektir" diye konuştu,
Davutoğlu, bunun da geçici bir nakil olduğunu ifade ederek, "Suriye'de şartlar düzeltildi. Ümit ederiz ki eski Caber Kalesine asıl yerine ki şimdi baraj altında kaldı ama oraya daha yakın bir mekana tekrar nakli kubur yapılabilir. Dinen manen ve milli olarak yapılması gereken her şey hiç bir eksik bırakılmadan yapılmış son derece başarılı bir operasyon bu saat itibariyle tamamlanmıştır" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Genelkurmay Başkanına, kuvvet komutanlarına, bütün birliklere, oraya giren birlik komutanına, aylardır Süleyman Şah Saygı Karakolunda büyük bir vakar sabır ve cesaretle görevini yürüten subay ve askerlere bütün millet ve tarih adına Süleyman Şah'tan bugüne kadar gelen bütün ecdat adına, Kayıboyu'ndan Osmanlı Devleti'nden, Türkiye Cumhuriyeti Devletine intikal eden onurlu geçmiş adına teşekkürü bir borç bildiğini söyledi.
Şu ana kadar bir an bile uyku görmeden bütün bu çalışmaları sadece Ankara'da değil, Diyarbakır'da Malatya'da, Suruç'ta oluşturulan karargahta takip eden bütün komutanlara teşekkür eden Davutoğlu, son derece başarılı bir operasyon olduğunu, uluslararası hukuk anlamında hiç bir hakkın zayi edilmediğini söyledi.
"TARİHİ SEMBOLLERİNE SAHİP ÇIKAMAYAN MİLLETLER GELECEĞİ İNŞA EDEMEZ"
Davutoğlu, "Manevi değer itibariyle diğer Suriye toprakları içinde her türlü korunak altında alınmıştır. Bu konuda gerekli bildirimleri de yapılmıştır" dedi.
Bir milletin ancak tarihine sahip saygı çıkmasıyla geleceğini inşa edebileceğini vurgulayan Davutoğlu, tarihine ve tarihi sembollerine sahip çıkamayan milletlerin geleceği inşa edemeyeceğini ifade etti.
Milletin aziz tarihinden gelen bu emaneti omuzlarda hissederek gece boyu an be an bir taraftan insanlı keşif uçakları görüntüleriyle, bir taraftan insansız hava aracı görüntüleriyle bütün kolların her bir alanda yaptığı faaliyetleri takip ettiklerini belirten Davutoğlu, tek bir insan hareketliliğinin bile gözleyerek harekatın başarılı olması için gereken talimatların verildiğini söyledi.
Operasyonu bizzat takip ettiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin organizasyon ve operasyon kabiliyetini görmekten onur duyduğunu dile getiren Davutoğlu, saat 06.03'de ilk kol girdikten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da bilgilendirdiğini, bu harekatın baştan itibaren seyrini yakından takip ettiğini kaydetti.
Süleyman Şah'ın şehit düştüğü andan bugüne kadar o toprakların muhafazası, vatanın ve istiklalin devamı, devletin bekası, milletin onuru için şehit düşenlere rahmet dileyen Davutoğlu, ebediyete kadar Süleyman Şah'ın emanetine sahip çıkılacağını dile getirdi.
Davutoğlu, "Süleyman Şah'a hitaben de ruhun şad olsun, bize toprak kıldığın vatan ebediyen vatanımızdır, emanetin emanetimiz ve onurumuzdur diyorum. Allah o bayrağı o gönderden indirmesin o emanete sahip çıkacağı gücü ve kudreti nasip eylesin" dedi.
"TEK ASKERİMİZİN KAYBI DA KAZA SURETİYLE OLMUŞTUR"
Bir gazetecinin "Operasyon için herhangi bir izin alındı mı? Herhangi bir ülkeye haber verildi mi? Bölgedeki PYD, Özgür Suriye Ordusu gibi güçlerle işbirliği yapıldı mı?" sorusuna Davutoğlu, şu cevabı verdi:
"Operasyonun kararı Ankara'da alınmıştır. Hukuk devleti kuralları içinde, bize verilen yetkiler çerçevesinde tabii elimizdeki Meclis tezkeresi de göz önüne alınarak, tamamiyle hukuk devleti kurallarıyla içinde Ankara'da alınmıştır. Hiçbir merciden ne izin ne yardım talep edilmiştir. Eğer önümüze bu operasyon esnasında kim çıkmış olursa olsun, bu talimat verildikten sonra şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü engeli aşar, her türlü çatışma riskini de göze alır, yeni Süleyman Şah Karakolu'na kadar iner ve o emanetleri salimen ülkemize getirir."
Davutoğlu, hiçbir şekilde herhangi bir izin söz konusu olmadığını, karar ve talimatın Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinden alındığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayından geçtiğini, TSK tarafından uygulandığını söyledi.
Başbakan Davutoğlu, bu süreç içinde, herhangi bir sivil kayıp olmaması için, Özgür Suriye Ordusu ile koalisyon güçlerine operasyon başladıktan sonra süreç esnasında gerekli bildirimlerde bulunduğunu bildirdi.
Kara kuvvetleri, mekanize ve zırhlı birlikleri, komando ve özel kuvvet timlerinin operasyona katıldığını, hava kuvvetlerinin bütün ihtimalleri gözönüne alarak hazır bekletildiğini ancak ihtiyaç hissedilecek bir durumun söz konusu olmadığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Operasyon anından itibaren 21.00 itibariyle bütün taraflar biliyorlardı ki bu operasyona yönelik her hangi bir müdahale en sert şekilde karşılık görür, vazife sonucu ne olursa olsun yerine getirilir. Bunun bilinmesi suretiyle Türkiye'nin caydırıcı gücünden herkesin haberdar olduğu ve bunu yakınen bildiği için çatışma söz konusu olmadı. Sivil bir kayıp söz konusu olmamıştır. Tek askerimizin kaybı da kaza suretiyle olmuştur. Bu bizim kararımızdır, önümüze kim çıkmış olsaydı da bu karar uygulanacaktı. Bu konuda milletimizin, hem hükümetimize hem silahlı kuvvetlerimize güvenmesini, bundan sonra da ne zaman her hangi bir emanete sahip çıkmak gerekirse ve ne zaman ülkemizin istiklali ülkemizin bekası için her hangi bir adım atmak gerektiğinde, hiç bir tereddüde mahal verilmeyeceğinin de bilinmesini isterim."