Güncelleme Tarihi:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen ve emsal niteliği taşıyan gerekçeli kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu Maddesi’ne atıfta bulunularak, “Basın özgürlüğü, halka siyasal liderlerinin düşünce ve davranışlarını tanıma ve onlar hakkında fikir oluşturma imkânı verir. O halde, bir siyasetçiye yönelik eleştirilerin kabul edilebilir sınırları, özel bir şahsa yönelik eleştiri sınırına göre daha geniştir.
Bir siyasetçi, özel şahıstan farklı olarak, her sözünü ve eylemini bilerek ve kaçınılmaz bir biçimde, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açar, bu nedenle daha geniş bir hoşgörü göstermek zorundadır” denildi. Davutoğlu, Washington merkezli “Sidar Küresel Danışmanlar” (Sidar Global Advisors) Direktörü Cenk Sidar hakkında 12 Ocak 2015’te Diken adlı internet sitesinde yayınlanan yazısında “kendisine hakaret ve iftira ettiği” gerekçesiyle dava açmış ve yazı siteden kaldırılmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın davaya ilişkin verdiği “Kovuşturmaya yer olmadığına” dair kararın gerekçesinde ifade ve basın özgürlüğüne ilişkin ders niteliğinde ifadeler yer aldı:
“AİHM; ifade özgürlüğünün, sadece lehte olan veya muhalif sayılmayan veya ilgilenmeye değmez görülen haber veya fikirler için değil, ama aynı zamanda muhalif olan, çarpıcı gelen veya rahatsız eden haberler veya fikirler için de uygulanacağını (…) vurgulamıştır. Bir siyasetçi, özel şahıstan farklı olarak, her sözünü ve eylemini bilerek ve kaçınılmaz bir biçimde, gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açar, bu nedenle daha geniş bir hoşgörü göstermek zorundadır.”