Güncelleme Tarihi:
AB'nin 50. kuruluş yıl dönümü kutlamaları nedeniyle Berlin'de bulunan Barroso, Alman Welt am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada, “AB'nin sınırlarını suni olarak belirlemenin ve bunu sonsuza kadar korumanın bir anlamı olmadığını” belirtti.
“Biz kendimizi bu şekilde sınırlandırmamalıyız. Avrupa'nın stratejik çıkarı, şartlar el verdiği ölçüe büyümektir” diyen Barroso, Birliğin Balkanların batısındaki ülkelere, şartları yerine getirdikleri takdirde üye olabilecekleri vaadinde bulunduğunu anımsattı. Barroso, “Biz bu sözümüzde duracağız. Türkiye ile de üyelik müzakereleri sürüyor. AB'nin daha da büyüyüp büyümeyeceğine gelecek kuşaklar karar verecek” dedi.
Avrupa'nın şekillendirici bir güç olmasını istediğini ifade eden Barroso, ”Bu bağlamda genişleme, dünyada etkili bir Avrupa için temel şartlardan biriydi. Bazı kişiler, günümüzde Avrupa'nın vizyonu yok diyor ve 6 ülkeden oluşan topluluk zamanını özlüyor. Asıl bu kişilerin vizyonu yok. AB'nin genişlemesi, tarihin en büyük başarılarından biridir” diye konuştu.
Eski Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel ise Phoenix adlı özel televizyona yaptığı açıklamada, Türkiye'nin AB üyeliğinin sorunlu konulardan biri olduğunu ve AB'nin tam üye olmak isteyen bazı ülkeler için farklı bir yakınlaşma yöntemi bulması gerektiğini söyledi.
Köln Üniversitesinden siyaset bilimci Wolfgang Wessel ise aynı televizyona yaptığı açıklamada, hem Türkiye'nin, hem de AB'nin görevlerini yerine getirmeleri durumunda Türkiye'nin yakın bir zamanda tam üye olabileceğini söyledi.
Wessel, üyelik müzakerelerinin ciddiye alınması durumunda Türkiye'nin yakın bir zamanda AB üyesi olabileceğini, bu konunun bir sorun olarak fazla abartıldığını sözlerine ekledi.