Güncelleme Tarihi:
İstanbul Barosu Genel Kurulu’nda oyların yüzde 54.42’sini alarak başkan seçilen Avukat Mehmet Durakoğlu, Türkiye’de yargının durumunu ve yeni dönemde takınacakları tavrı anlattı. Tüm grupları aradığını ve baro meclisine katılmaya davet ettiğini söyleyen Durakoğlu, “Tek adamlık, başkanlık söz konusu değil. Kolektif çalışmak önemli. Artık seçim bitmiştir. Bizim genel olarak sorunlarımız ortak” dedi. Mehmet Durakoğlu Türkiye’de yargının durumuyla ilgili olarak da, “12 Eylül darbesine de ucundan yetişerek o dönemde yapılan yargılamalarda avukatlık görevi yaptım. Biz o dönemlerde aynı şeyi söyleyip durduk. Bu kadar kötüsü olmaz dedik. Şimdi tam o noktadayız. Darbe dönemlerinde bile böyle ağır sonuçlarla karşılaşmadık” değerlendirmesinde bulundu.
‘ATATÜRKÇÜ ÇİZGİMİZ AYNEN DEVAM’
Mehmet Durakoğlu İstanbul Barosu’nun kendi başkanlığındaki çizgisini şöyle anlattı: “İstanbul Barosu bir baronun dışında çok anlamlar ifade eden bir kurumsallık taşıyor. Başkanın, çalışanların ve sadece avukatların değil, başı hiç belaya girmemiş hatta adliyeye uğramamış yurttaşların da barosu oldu… Bizim için bu çizginin önümüzdeki dönem de devam ettirilmesi önemlidir. Biz çok temel olarak, evet bir aydınlanma devriminin barosu olarak düşünüyoruz. Bizim Atatürkçü çizgimizde herhangi bir değişiklik olmaz. O çizgiyi aynen devam ettireceğiz.”
‘EN TEMEL SORUN YARGI BAĞIMSIZLIĞI’
“En temel sorun Türkiye’de yargı bağımsızlığının bir türlü sağlanamamış olmasıdır diyen Durakoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Yargı tarafsız değil Türkiye’de. Onunla birlikte hukuk devletini kuramadık henüz. Bu ülkede henüz hukukun üstünlüğü tam olarak sindirilebilmiş değil... Yargı bağımsızlığı insanca yaşamak demektir. Sabah 6’da kapı çalındığında gelenin sütçü olmasıdır yargı bağımsızlığı.”
‘CEMAAT KONUSUNDA NETİZ’
Durakoğlu 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili ise şunları söyledi: “Cemaat konusunda çok net bir tavır içerisindeyiz. Bu cemaatin üyelerinin bu darbeye neden olan, 15 Temmuz’a neden olan kişilerin tek tek tespit edilmek suretiyle hukuka teslim olmalarını istiyoruz. Onların geçmişte bizden esirgedikleri hukukun onlara mutlaka verilmesi gerektiğini söylüyoruz. Mutlaka adil yargılanma çerçevesinde yargılanmaları gerektiğini söylüyoruz. Bu yapılmazsa eğer, korkarım ki kötü bir sonuç doğabilir… “