Barka, ölümünü öngörmüş olabilir
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2002 02:14
Dünya çapındaki projenin 13 kişilik üyesinden biri olan Prof. Dr. Aykut Barka, aktif faylar üzerinde çalışmalarıyla bütün dünyanın dikkatini çekmişti.
‘Depremleri Önceden Tahmin Projesi’ olarak bilinen bu projeyle kullanılan yöntem, başka hiçbir projede yok. Ölçme yöntemi ve diğer yöntemlere göre korelasyonunun daha yüksek olması en önemli farklılıkları.
Farklı branşlarda uzmanların da yer aldığı bu grubun geliştirdiği proje için Rusya'da patent çalışmaları ve yöntem araştırması sürdürülüyor. Bu yöntemle, 4 ve üzerindeki şiddette olabilecek depremlerin önceden bilinmesi hedefleniyor. Hatta, Ruslar bazı depremleri bilebildiklerini de iddia etmişlerdi.
İŞİNİ YARIM BIRAKMAZ
Bu sırada benim bütün dikkatim fotoğrafta. Barka'yı düşünüyorum. Ve dünya çapında, çok büyük bir porjenin içinde çalışırken, işlerini daha tamamlamamışken, birdenbire vazgeçmesini anlayamıyorum.
‘‘İşini tamamlamadan bırakmaz’’ denilen Barka, acaba bir yıl önceden ölebileceğini mi, öngörmüştü? Neden olmasın? Üzerinde çalıştığı depremleri önceden tahmin etmeye konsantre olduğuna göre, öngörü yeteneği gelişmiş olamaz mı?
‘‘Tesadüf yoktur, anlamlı rastlantılar vardır’’ diyen Carl Gustav Jung aklıma geliyor ve fotoğraftaki güneş saatine gözüm takılıyor ve ‘‘Bu fotoğrafta çok fazla tesadüf bir arada’’ demekten kendimi alamıyorum.
Fay peşinde bir ömür
Aykut Barka, deprem tahmini projesi için müthiş enerjisiyle Anadolu'yu geziyor ve fayların izini sürüyordu.
Haziran 2000'de kendi hocası Paul L. Hancock'un anısına düzenlediği arazi gezisi, sahip olduğu enerjinin boyutları hakkında çarpıcı bir örnek.
15 günlük arazi gezisini birlikte düzenlediği Erhan Altunel, ‘‘Şarköy'den başlayıp Truva, Assos, Bergama, Gediz Havzası, Sart, Pamukkale, Büyük Menderes, Efes, Kuşadası, Datça, Knidos’’a gittiklerini anlatıyor. Knidos'a gelince duraklıyor. İçini çekiyor ve ‘‘Gördüğünüz o fotoğrafı ben çektim’’ diyor.
Göğsünde ‘Reborn-yeniden doğuş’ yazılı bir tişört. Şapkasının gölgesi altına gizlenmiş, önünde güneş saati duran bir fotoğraf. Çok anlamlı.
‘‘Bu sadece bir tesadüf’’ diyen Altunel, sözlerine devam ediyor:
‘‘Bütün Ege'yi Fethiye'ye kadar dolaştıktan sonra Dinar, Konya, Ihlara oradan Ankara'ya geçtik ve 1999 felaketinin yaşandığı Düzce ve civarını dolaştık.’’
Cenaze bugün
Prof. Dr. Aykut Barka için bugün İTÜ'nün Taşkışla'daki Mimarlık Fakültesi'nde saat 11.00'de bir tören düzenlenecek. Prof. Dr. Barka'nın naaşı Teşvikiye Camii'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrasında Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa
verilecek.
Farklı branşlarda uzmanların da yer aldığı bu grubun geliştirdiği proje için Rusya'da patent çalışmaları ve yöntem araştırması sürdürülüyor. Bu yöntemle, 4 ve üzerindeki şiddette olabilecek depremlerin önceden bilinmesi hedefleniyor. Hatta, Ruslar bazı depremleri bilebildiklerini de iddia etmişlerdi.
İŞİNİ YARIM BIRAKMAZ
Bu sırada benim bütün dikkatim fotoğrafta. Barka'yı düşünüyorum. Ve dünya çapında, çok büyük bir porjenin içinde çalışırken, işlerini daha tamamlamamışken, birdenbire vazgeçmesini anlayamıyorum.
‘‘İşini tamamlamadan bırakmaz’’ denilen Barka, acaba bir yıl önceden ölebileceğini mi, öngörmüştü? Neden olmasın? Üzerinde çalıştığı depremleri önceden tahmin etmeye konsantre olduğuna göre, öngörü yeteneği gelişmiş olamaz mı?
‘‘Tesadüf yoktur, anlamlı rastlantılar vardır’’ diyen Carl Gustav Jung aklıma geliyor ve fotoğraftaki güneş saatine gözüm takılıyor ve ‘‘Bu fotoğrafta çok fazla tesadüf bir arada’’ demekten kendimi alamıyorum.
Fay peşinde bir ömür
Aykut Barka, deprem tahmini projesi için müthiş enerjisiyle Anadolu'yu geziyor ve fayların izini sürüyordu.
Haziran 2000'de kendi hocası Paul L. Hancock'un anısına düzenlediği arazi gezisi, sahip olduğu enerjinin boyutları hakkında çarpıcı bir örnek.
15 günlük arazi gezisini birlikte düzenlediği Erhan Altunel, ‘‘Şarköy'den başlayıp Truva, Assos, Bergama, Gediz Havzası, Sart, Pamukkale, Büyük Menderes, Efes, Kuşadası, Datça, Knidos’’a gittiklerini anlatıyor. Knidos'a gelince duraklıyor. İçini çekiyor ve ‘‘Gördüğünüz o fotoğrafı ben çektim’’ diyor.
Göğsünde ‘Reborn-yeniden doğuş’ yazılı bir tişört. Şapkasının gölgesi altına gizlenmiş, önünde güneş saati duran bir fotoğraf. Çok anlamlı.
‘‘Bu sadece bir tesadüf’’ diyen Altunel, sözlerine devam ediyor:
‘‘Bütün Ege'yi Fethiye'ye kadar dolaştıktan sonra Dinar, Konya, Ihlara oradan Ankara'ya geçtik ve 1999 felaketinin yaşandığı Düzce ve civarını dolaştık.’’
Cenaze bugün
Prof. Dr. Aykut Barka için bugün İTÜ'nün Taşkışla'daki Mimarlık Fakültesi'nde saat 11.00'de bir tören düzenlenecek. Prof. Dr. Barka'nın naaşı Teşvikiye Camii'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrasında Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa
verilecek.